İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Şükrü Kuleyin, bu sabah FOX TV'de Çalar Saat programında "Çarşamba günü İstanbul'un iki nadide ilçesinde, Pendik ve Ataşehir'de belediye başkan adaylarımızın kim olduğunu açıklayacağız" dedi.
İYİ Parti'nin Kurumsal İlişkilerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Şükrü Kuleyin, bu sabah FOX TV'de Çalar Saat programında İlker Karagöz'ün sorularını yanıtladı. Kuleyin'in Ortadoğu'daki savaştan söz ederken sesinin titremesi, ardından Cumhuriyetten ve yerel seçimlerden, özellikle Ataşehir ile Pendik'te adaylarının kim olacağının çarşamba günü açıklanacağını duyurduğu anlarda sesinin coşkunlaşması anlamlı bulundu.
Kuleyin, Çalar Saat programında şu önemli başlıklarda mesajlar verdi:
- İsrail'in Filistin'e saldırılarından dolayı üzgünüz; fakat Cumhuriyetin 100 yılına ulaşmanın da mutluluğunu yaşıyoruz. Yani bir yanda üzüntü, bir yanda mutluluk. Bana göre 5000 yıllık bir tarihe sahip Türk milletinin tarihinde çok büyük devlet adamları yetiştirdik, çok büyük imparatorlar, çok büyük padişahlar yetiştirdik. En son olarak da bu kadim topraklar 1071 yılında Sultan Alpaslan'ın fethettiği, 1453'te Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethettiği bir milletin mensupları olduğumuz bu topraklar, ikinci Viyana kuşatmasından sonra son iki yüzyılda gerileyen ve yok olma tehlikesi ile baş başa kalan bir milletin yaşadığı bu topraklara yeniden ruh veren adamdır Mustafa Kemal Atatürk. Benim tarifimle 'ümmetten millete geçişin adıdır Atatürk ve kulluktan vatandaşlığa geçişin adıdır Cumhuriyet.
-Ben Mustafa Kemal Atatürk'ü sadece savaşlarda başarılı olmanın, siyasette başarılı olmanın ötesinde Türk-İslam coğrafyası, sömürgeci Avrupa'nın etkisi altında yaşarken, hükmü altında yaşarken antiemperyalist bir hareketi başlatıyor ve Cumhuriyeti ilan ediyor büyük Mustafa Kemal Atatürk. Ben onun için bani liderimiz olarak Atatürk'ü anıyorum, kendisiyle birlikte yaşayanlarla beraber anılarını anlattıklarını bütünleştirerek Atatürk hakkında kitaplar da yazıyorum.
- Kulluktan vatandaşlığa geçişin adıdır Cumhuriyet. Cumhuriyet fazilettir. Cumhuriyet erdemdir. Son yüzyılımıza baktığımız zaman, Ispartalı Süleyman Demirel'in, Malatyalı Turgut Özal'ın, Kayserili Abdullah Gül'ün, Rizeli Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı yaptığı bir ülkedeyiz; bu kazanımları veren kim? Cumhuriyet.
Cumhuriyet antiemperyalist ve demokratik bir rejimin adıdır ve Cumhuriyetin sayesinde bütün kazanımlarımızı bugün Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına borçluyuz. Bir şey daha söyleyeyi: 1919'da karar vermiştir Cumhuriyeti ilan edeceğine Mustafa Kemal Atatürk, Çünkü İkinci Viyana kuşatmasından sonra sürekli gerileyen, özgüvenini kaybetmiş bir millete özgüven vermiştir Cumhuriyet ve tüm İslam aleminde Cumhuriyet ilan eden tek devlet Türkiye Cumhuriyetidir. Böyle bir kazanımı kutlamak gerekir. Biz kutlamaktan ne anlıyoruz? Elbette ki Filistin'de yaşananları, elbette ki katil devlet İsrail'in ve Netanyahu'nun o faşist baskılarını eleştirmek, bırakın Türkü bırakın Müslümanlığı insan olarak görevimizdir, aksini kabul etmek mümkün değil, o ayrı bir şeydir; ama Cumhuriyetin 100 yılını, bunu bahane ederek kutlamamak ne anlama gelir? Marşlarla kutlayalım, dualarla kutlayalım. O Bandırma vapurundaki o kurucu iradeyi, o Kuvayi Milliye'yi, bu vatanı kurtaranları hatırla yad edelim. Bu nedenle esefle kınıyorum TRT'nin Cumhuriyetin 100 yılını kutlamama kararını. Ama Cumhuriyetin faziletini anlamayanlara fazla bir sözümüz de yok.
- Bir millete ruh veren adamdır Atatürk. Üzülüyorum, üzüntümüz şu: Düşünün Balkanlardaki o felaketlerden, Ortadoğu'daki o ihanetlerden, Kafkaslardan gelen ve yılların ezilmişliği, yılların moral bozukluğu ve tüm geri kalmış ülkelerin Avrupa'nın veya Amerika'nın mandasına girmeye razı geldiği bir dönemde, o milleti bir araya getirebilen, bir ulus yaratan ve ona bir ruh veren Mustafa Kemal ve arkadaşlarını rahmetle yad etmemek bana göre Türk milletine ihanettir.
- Hastanelerin bombalandığı, Çoluk çocuk demeden sivillerin öldürüldüğü bir ortamda şu anda Türkiye'nin itidallı duruşunu destekliyorum, şu andaki tutumunu destekliyorum.
Şunu söyleyeyim: amasız, lakinsiz, fakatsız İsrail'in yapmış olduğunu kınamamak insanlığa sığmaz, katil bir devlet diyorum ben, çok ileri giderek konuşuyorum. Bunu neden söylüyorum: Çoluk çocuğun, hastanelerin bombalanmasını desteklemek veyahut ama şöyle oldu, ama böyle oldu demek bize yakışmaz, insanlığa yakışmaz, Türklüğe yakışmaz, dinimize yakışmaz.Ben bu coğrafyadaki gelişmeleri özetlemek istiyorum: Burası bir sürü devletin kimisinin din, kimisinin Ortadoğu'daki petrol ve doğalgazla ilişkisinden bahsetmek istiyorum. Bu coğrafyayı Türk milleti 4-500 sene adaletiyle ve diğer dinlere olan saygısıyla idare etmiştir. İsrail'i kınıyoruz, Netenyahu'yu da şuna benzetiyorum: 2. Dünya Savaşı'nda Sovyetler Birliği'nin başında Stalin, Almanya'nın başında Hitler, İtalya'nın başında Mussolini ve Portekiz'in başında Salazar, İspanya'nın başında Franco vardı. İnsanları Sürgün eden, burada Stalin'in Kırım Türklerine ve Ahıska Türklerine yaptığı zulümleri de gözümüzün önüne getirelim, peki Almanya'da Hitler'in Yahudilere yaptığının aynısını Netanyahu da Filistinli kardeşlerimize yapmıyor mu! Şimdi ben adaletin ve vicdanın olmadığı yerde din değil dincilik vardır, diyorum. Bugün aynısını, İsrail Devleti din adına yapıyorsa, bu din değildir. Bu ne Hazreti Musa'nın Tevrat'ına uyar, ne Hazreti İsa'nın İncil'ine uyar, ne Hazreti Davut'un Zebur'una uyar ne de Kur'an-ı Kerim'e uyar dini yönden. Biz olaya böyle bakıyoruz, insanlık yönünden zaten eleştirmemek mümkün değildir.
Bugün kendi halklarının haklarını savunmak adına Emperyalist ülkelerin uşaklığını yapan her türlü terör örgütüne de karşı durmamız lazım. Ben terör örgütlerinin Emperyalist ülkelerinin uşaklığını yaptığı iddiasındayım, kendi halkına zarar veren terör örgütleridir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin şu andaki politikasını destekliyoruz, itidallı davranıyorlar. Filistin sorununun çözümü çok net, iki devlet: Biri İsrail'in tanıyacağı Filistin, ve artık bir realite olan İsrail.
Kudüs'ün de ben şahsım olarak söylüyorum İslam aleminin ve öteki bütün dinlerin ve mabetlerin olduğu yer olarak kabul edip, bütün dinlere saygıdan dolayı Milletler Cemiyeti'nin koruması altında özel bir yer olarak ilan edilmesini düşünüyorum. Orasının dünya mirasının kutsal bir yeri olarak kalmasının taraftarıyım.
- İYİ Parti kurulduğu günden beri bir cenderenin içine atılmıştır. Seçime bizi sokmama adına uygulanan bütün süreçleri biliyorsunuz. Burada hiçbir Siyasi partinin tabanını rendele edecek hiçbir söylemi bizim İYİ Partililerden duyamazsınız. Sayın genel başkanımız sadece ve sadece ittifaklara son vermenin gerekçelerini, hiç kimseyi incitmeden gayet güzel bir şekilde ortaya koydu. Biz artık birilerinin bize elbise dikmesini kabul etmiyoruz. Gazetecilerin ve akademisyenlerin televizyonlarda partimize yön vermeye çalışmasını kabul edemiyoruz.
-Bizim partimizdeki demokrasi diğer partilere örnek olacak niteliktedir. Bizde genel idare kurulu tartışmaları 5-6 saat sürer, bizim divanlarımız 5-6 saat sürer. Biz burada tartışarak bir yere varmaya çalışıyoruz. Genel İdare Kurulumuz büyük bir çoğunlukla Türkiye'nin her yerinde seçime bağımsız olarak, Parti olarak katılma kararı aldı. Bütün yetkililerimiz Türkiye'nin her yerini dolaşarak adaylarımızı tespit ediyorlar. Bir duyum olarak söyleyeyim: Bu çarşamba İstanbul'un 2 çok önemli ilçesinin adaylarımızı ilan edeceğiz. Biri AKP'nin yönettiği, biri de CHP'nin yönettiği ilçelerdir, bunlar Ataşehir ve pendik'tir. Çok değerli arkadaşlarımız orada aday olacaklar ama isimlerini burada vermem saygısızlık olur. Çarşamba günü açıklanacak.
Haber ve Görseller(TV'den): BRT Yayın Grubu Genel Yönetmeni Alâettin BAHÇEKAPILI
Haberin ayrıntıları geliyor
Comments