İSTANBUL- Genel Başkanlığını Yazar, Şair Mustafa Ruhi Şirin'in yaptığı Çocuk Vakfı, "Bir ülke için asıl beka meselesi aile, kadın, çocuk ve gençlik’tir. Başta TBMM olmak üzere ülkenin bütün kurumları bu “beka” meselesinin önemine vâkıf olarak hareket etmek durumundadır." diyerek bir çağrı yayımladı. Çağrıda Türkiye'de Aile, Kadın, Çocuk ve Gençlik Bakanlığı kurulmasını talebi dile getirildi.
Çocuk Vakfı'nın bildirisinde "hem öncesinde hem de 101 yıllık Cumhuriyet Dönemi’nde aile ve çocuk politikaları sorun çözmekten çok uzak kalmış ve sorunları ertelemeye yönelik uygulamalardan oluşmuştur. Aile ve Çocuk Refahı alanı “hak temelli” değil “maddi destek” ağırlıklı günübirlik bir anlayışla sürdürülmektedir. Gelinen bu durum itibariyle tespitimiz, yetersiz kalındığı yönündedir." denilerek, "Türkiye’de Aile, Çocuk, Kadın, Engelli, Yaşlı politikalarının sarmala dönüşmesinin başat nedeni; Türkiye’de sosyal bilimcilerin aile, çocuk, kadın, engelli, yaşlı gerçeğini çok yönlü bir şekilde analiz edememiş olmaları ve bu alanlara politikacıların öteden beri popülist anlayışla eğilmeleridir. Türkiye, özellikle 1980 sonrası “değişen dünya değişen toplum” sarmalını değerlendirememiş bir ülke görüntüsü içindedir." ifadelerine yer verildi.
Çocuk Vakfı'nın ısrarlı bir bakanlık kurulması önerileriyle 2011 yılında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı adıyla kurulmasının tercih edildiği, ancak Bakanlık'ın “maddi yardım” ağırlıklı bir anlayışla sınırlı kaldığı gibi ülke ölçekli gerçekçi politikalar üretemediği, donanım ve tecrübesi ile bu ağır yükün altından kalkamadığı, aile ve çocuk gerçeğini çok yönlü bir anlayışla kavrayamadığı, ülke ölçekli icracı bir bakanlık düzeyine ulaşamadığı iddia edilen bildiride şöyle denildi:
"Bu temel eksikliklerin vahim bir sonucu olarak Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı çocuk hak ihlali sorunlarını çözemediği gibi işlevini yerine getiremez duruma gelmiştir. Türkiye’de başıbozuk liberal politikaların sonucu oluşan “sağlık çeteleri” hakkında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının tek cümle görüş açıklamamış olmasını da endişeyle izliyoruz.
Son dönemde gündeme gelen “Narin olayı”, sistematik “bebek katliamı” ve “İzmir’de beş kardeşin yangında ölmesi” karşısında sessizliğe bürünen ve güven yitiren Bakanlığın adı da değiştirilerek amaç ve işlev değişikliği hiç gecikilmeden hayata geçirilmelidir.
Cumhuriyet Dönemi’nin 101 yıllık aile ve çocukluk tarihi dikkate alınarak medya ve sosyal medyanın işlevini göz ardı etmeyen Aile ve Çocuk odaklı önleyici, koruyucu sosyokültürel bir programın geliştirilmesi gerekmektedir. Bugüne kadar aile, çocuk ve sosyal politika alanlarında TBMM denetiminin de “yetersiz kaldığı” ortak kabulünden hareketle, Çocuk Vakfının önerilerini kamuoyunun ve TBMM Üyelerinin görüşüne önemle ve ısrarla sunuyoruz:
Ülke ölçekli, icracı ve etkin bir Aile, Çocuk ve Kadın Bakanlığı kurulması. Sosyal bilimlerin ışığında öneriler geliştirilerek ve yüzde yüz çocuk hakları anlayışı doğrultusunda; uzman STK’ların katılımı ve paydaşlığında;
Aile ve Çocuk Refahı, Çocuk İstismarı, Çocuk Koruma, Çocuğa Özgü Adalet temalarını kapsayacak sorun çözme odaklı Aile ve Çocuk Politikası ve Stratejisinin hazırlanması.
TBMM’de daimi olacak Aile, Çocuk ve Kadın İhtisas Komisyonu kurulması.
Bir gün bile gecikilmeden, TBMM’de grubu bulunan siyasi partilerin, partiler üstü bir yaklaşımla Aile, Çocuk ve Kadın Sorunlarının İncelenmesi ve Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi amacıyla Araştırma Komisyonu kurulması için öncülük etmesi.
TBMM Başkanlığına bağlı olan Kamu Denetçiliği Kurumu tarafından Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının çocuklara yönelik kamu hizmetlerinin çocuk haklarına uygunluğu bakımından etkinliğini incelemek üzere özel rapor hazırlanması.
Çocuk ve gençlik konularında etkin ve sürdürülebilir düzenlemelerin, kurumsal yapılanmaların temelini oluşturmak amacıyla; Türkiye Çocuk ve Gençlik Kanunu Teklifinin öncelikle çocuk ve gençlerin görüşü alınarak, ülkenin tüm gerçek uzmanlarının ve sahada sorunlarla boğuşan fedakâr çalışanların görüşleri ile hazırlanması ve TBMM Genel Kuruluna sunulması. Hiç gecikmeksizin istenmekte ve beklenmektedir.
Bu bir beka meselesidir."
Comentários