top of page
  • Yazarın fotoğrafıHaberciGazete

Ziya Gökalp, Nejat Saydam, Behram Kurşunoğlu



Bugün 25 Ekim. Ziya Gökalp, Nejat Saydam ve Behram Kurşunoğlu'nun ölüm yıldönümleri.

BRT Yayın Grubu olarak bu değerlerimizi saygıyla anıyoruz.

Ziya Gökalp kimdir?



(d. 23 Mart 1875, Diyarbakır - ö. 25 Ekim 1924, İstanbul), Yazar, şair ve siyasetçi.

Tam adı Mehmet Ziya Gökalp, 23 Mart 1875'te Diyarbakır'da doğdu. 25 Ekim 1924'te İstanbul'da yaşamını yitirdi. Asıl ismi Mehmet Ziya. Babası yerel bir gazetede çalışan memurdu. Eğitimine Diyarbakır'da başladı. Amcasından geleneksel İslam ilimlerini öğrendi. 18 yaşında intihara teşebbüs etti. Bir yıl sonra 1895'te İstanbul'a gitti. Baytar Mektebine kaydını yaptırdı. Buradaki öğretimi sırasında İbrahim Temo ve İshak Sukûti ile ilişki kurdu. Jön Türkler'den etkilendi. İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne katıldı. Muhalif eylemleri nedeniyle 1898'de tutuklandı. Bir yıl cezaevinde kaldı. Serbest bırakıldıktan sonra 1900'de Diyarbakır'a sürgüne gönderildi. 1908'e kadar Diyarbakır'da küçük memuriyetler yaptı. 2'nci Meşrutiyetten sonra İttihat ve Terakki'nin Diyarbakır şubesini kudu ve temsilcisi oldu. "Peyman" gazetesini çıkardı. 1909'da Selanik'te toplanan İttihat Terakki Kongresi'ne Diyarbakır delegesi olarak katıldı. Bir yıl sonra, örgütün Selanik'teki merkez yönetim kuruluna üye seçildi. 1910'da kurulmasında öncülük yaptığı İttihat Terakki İdadisi'nde sosyoloji dersleri verdi. Bir yandan da "Genç Kalemler" dergisini çıkardı. 1912'de Ergani Maden'den Meclis-i Mebusan'a seçildi, İstanbul'a taşındı. Türk Ocağı'nın kurucuları arasında yer aldı. Derneğin yayın organı "Türk Yurdu" başta olmak üzere Halka Doğru, İslam Mecmuası, Milli Tetebbular Mecmuası, İktisadiyat Mecmuası, İçtimaiyat Mecmuası, Yeni Mecmua'da yazılar yazdı. Bir yandan da Darülfünun-u Osmani'de (İstanbul Üniversitesi) sosyoloji dersleri verdi.

1'inci Dünya Savaşında Osmanlı'nın yenilmesinden sonra tüm görevlerinden alındı. 1919'da İngilizler tarafından Malta Adası'na sürgüne gönderildi. 2 yıllık sürgün döneminden sonra Diyarbakır'a gitti, Küçük Mecmua'yı çıkardı.

1923'te Maarif Vekaleti Telif ve Tercüme Heyeti Başkanlığı'na atandı, Ankara'ya gitti. Aynı yıl İkinci Dönem Türkiye Büyük Millet meclisi'ne Diyarbakır mebusu olarak girdi.

1924'te kısa süren bir hastalığın ardından İstanbul'da yaşamını yitirdi.

Osmanlı Devleti'nin parçalanma sürecinde yeni bir ulusal kimlik arayışına girdi. Düşüncesinin temelinde, Türk toplumunun kendine özgü ahlaki ve kültürel değerleriyle, Batı'dan aldığı bazı değerleri kaynaştırarak bir senteze ulaşma çabası yatıyordu. "Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak" diye özetlediği bu yaklaşımın kültürel öğesi Türkçülük, ahlaki öğesi de İslamcılıktı.

Uluslararası kültürün yapıcı öğesinin ulusal kültürler olduğunu savundu. Saray edebiyatının karşısına halk edebiyatını koydu. Batı'nın teknolojik ve bilimsel gelişmesini sağlayan pozitif bilim anlayışını benimsedi. Dini, toplumsal birliğin sağlanmasında yardımcı bir öğe olarak değerlendirdi.

Toplumsal modeli, Emile Durkheim'in teorik temellerini kurduğu "dayanışmacılık" temelinde şekillendi. Bireyi temel alan liberalizm ile çatışmacı toplumu temel alan Marksizm'e karşı mesleki örgütleri temel toplum birimi olarak kabul eden solidarizmde karar kıldı.

Toplumsal ve siyasi görüşlerini anlattığı sayısız makale yazdı. "Türkçülük" düşüncesini sistemleştirdi. Milli edebiyatın kurulması ve gelişmesinde önemli rol oynadı.

Ziya Gökalp Eserleri

  • Kızıl Elma (1914)

  • Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak (1929)

  • Yeni Hayat (1930)

  • Altın Işık (1927)

  • Türk Töresi (1923)

  • Doğru Yol (1923)

  • Türkçülüğün Esasları (1923)

  • Türk Medeniyet Tarihi (1926, ölümünden sonra)

  • Kürt Aşiretleri Hakkında Sosyolojik Tetkikler (ölümünden sonra)

  • Altın Destan

  • Üç Cereyan

  • Limni ve Malta Mektupları

Nejat Saydam kimdir?



15 Eylül 1929 tarihinde İstanbul’da doğdu. Taksim Lisesi’nden mezun oldu. 1946 yılında Şehir Tiyatrosu’na girdi. 'Gök Korsan' adlı oyunla sahneye çıktı. 1951 yılında İhsan Tomaç’ın yönettiği 'Şafak Sökecek' adlı filmle asistan ve oyuncu olarak sinemaya geçti. Oyunculuk ve senaryo yazarlığı yaptı. 1957 yılında 'Kin' adlı filmin yönetmenliğini yaptı.

1959 yılında Kurtuluş Savaşı filmi 'Kalpaklılar'la dikkatleri üzerine çekti. 'Küçük Hanımefendi' serileriyle Türk sinemasındaki salon komedileri çığırını açtı. 'Buzlar Çözülmeden Çözülmeden', 'Sarmaşık Gülleri', 'Dokuzuncu Hariciye Koğuşu' gibi başarılı edebiyat eserlerini sinemaya uyarladı. Türk sinemasına 121 eser kazandırdı.

10. Antalya Film Festivali’nde, 'Dinmeyen Sızı' adlı filmle 'En İyi Yönetmen Ödülü'nün yanı sıra 'Antalya Film Festivali Yaşam Boyu Onur Ödülü'nü de kazandı.

25 Ekim 2000 tarihinde İstanbul'da vefat etti. Aşiyan Mezarlığı’nda toprağa verildi.

Yönetmenliğini Yaptığı Filmler:

Zonta 2000 Yalı 1995 İkimiz De Sevmiştik 1994 Hayri Beyin Son Aşkı 1993 İstanbul'un Orta Yeri Sinema 1993 Çöplükler Kraliçesi 1993 Beni Bende Bitirdiler 1989 Acı Su 1988 Toprağın Gücü 1988 Günah 1987 Aşkın Gözü Kördür 1987 Fırtına 1977 Alev 1976 Evlilik Şirketi 1976 Köçek 1975 Minik Cadı 1975 Sevimli Frankenstein 1975 Şenlik Var / Bal Kız 1974 Cici Kız 1974 Sabıkalı 1974 Yazık Oldu Yarınlara 1974 Sokaklardan Bir Kız 1974 Asiye Nasıl Kurtulur? 1973 Mahpus 1973 Izdırap 1973 Zambaklar Açarken 1973 Gülerken Ağlayanlar 1973 Sisli Hatıralar 1972 Şehvet Kurbanı 1972 Vahşi Bir Kız Sevdim 1972 Vukuat Var 1972 Asi Kalpler 1972 Dinmeyen Sızı 1972 Aşkların En Güzeli 1972 Aşk Hikayesi 1971 Aşk Uğruna 1971 İki Ruhlu Kadın 1971 Gelin Çiçeği 1971 Mavi Eşarp 1971 Herkesin Sevgilisi 1970 Saadet Güneşi 1970 Bülbül Yuvası 1970 Firari Aşıklar 1970 Sosyete Şakir 1970 Güller Ve Dikenler 1970 Fosforlu Cevriyem 1969 Yarın Başka Bir Gündür 1969 Aşk Mabudesi 1969 Sen Bir Meleksin 1969 Seninle Düştüm Dile 1969 Buruk Acı 1969 Sevmekten Korkuyorum 1968 Dünyanın En Güzel Kadını 1968 Ağlayan Bir Ömür 1968 Sarmaşık Gülleri 1968 Ayşem 1968 Yalan Yıllar 1968 Kızıl Tehlike 1967 Tapılacak Kadın 1967 Çıldırtan Arzu 1967 Alpaslan'ın Fedaisi Alpago 1967 Dokuzuncu Hariciye Koğuşu 1967 Adem ile Havva 1967 Kırbaç Altında 1967 Sözde Kızlar 1967 Boğaziçi Şarkısı 1966 Kolsuz Kahraman 1966 Allahaısmarladık 1966 Yakut Gözlü Kedi 1966 Dişi Düşman 1966 Eli Maşalı 1966 Kalpsiz 1966 El Kızı 1966 İki Yabancı 1966 Korkunç İntikam 1965 Siyah Gözler 1965 Buzlar Çözülmeden 1965 Şenol Birol Gool 1965 Çiçekçi Kız 1965 Vahşi Gelin 1965 Kadın İsterse 1965 Kalbimdeki Serseri 1965 Garip Bir İzdivaç 1965 Günahsız Katiller 1964 Acemi Çapkın 1964 Hizmetçi Dediğin Böyle Olur 1964 Şoförler Kralı 1964 Dağlar Bizimdir 1964 Son Tren 1964 Gençlik Rüzgarı 1964 Çapraz Delikanlı 1963 Akdeniz Şarkısı 1963 İlk Göz Ağrısı 1963 Leyla İle Mecnun Gibi 1963 Kadınlar Hep Aynıdır 1963 Bahçevan 1963 Kendini Arayan Adam 1963 Beyaz Güvercin 1963 Bir Hizmetçi Kızın Hatıra Defteri 1963 Hayat Bazen Tatlıdır 1962 Küçük Hanım Avrupa'da 1962 Küçük Hanımın Kısmeti 1962 Küçük Hanımın Şoförü 1962 Daima Kalbimdesin 1962 Allah Seviniz Dedi 1962 Gönül Avcısı 1962 Hazreti Ömer'ın Adaleti 1961 Bülbül Yuvası 1961 Küçük Hanıefendi 1961 Şeytanın Kılıcı 1961 İki Damla Gözyaşı 1961 Kabadayılar Kralı 1961 Aşkın Saati Gelince 1961 Külkedisi 1961 Sonbahar Yaprakları 1961 Vatan Ve Namus 1960 Yeşil Köşkün Lambası 1960 Kaderim Böyle İmiş 1959 Aşkın Gözyaşları / Şoför Ömer 1959 Kalpaklılar 1959 Ben Bir Günahsızım 1959 Şahinler Diyarı 1958 Bu Vatan Bizimdir 1958 Tilki Leman 1958 Son Saadet 1958 Kır Çiçeği Zeynep 1958 Kin 1957

Behram Kurşunoğlu kimdir?



Prof. Dr. Behram Kurşunoğlu Aslen Bayburt'un Merkez ilçesine bağlı Aydıncık köyünde doğmuş olup Trabzon, Çaykaralı olan Prof. Dr. Behram Kurşunoğlu "Genelleştirilmiş İzafiyet Teorisi" adıyla yeni bir teori ortaya atan ilim adamımızdır. Kurşunoğlu, eğitimini Ankara ve Edinburgh Üniversiteleri’nden sonra Cambridge’de aldı. 2. Dünya Savaşı sırasında öğrencilik yıllarında Nejat Veziroğlu ile tanışan Kurşunoğlu, Prof. Veziroğlu’nun 1962’de Miami Üniversitesi’nin Makine Mühendisliği Bölümü’ne Asosye Profesör olarak atanmasında önemli rol oynamıştır. Dönemin rektörü Dr. Stanford üniversite içinde ve diğer konuşmalarında “Amerika Türk müttefikine Marşal Planı adı altında büyük parasal yardım yapmaktadır, fakat Türkiye Amerika’ya daha büyük yardım yapıyor. Bu da Dr. Kurşunoğlu ve Dr. Veziroğlu gibi beyinlerdir.”demiştir. Dr. Stanford bu iki Türk profesörünün Miami Üniversitesi’nde ve uluslar arası arenadaki başarılarından dolayı soyadına “oğlu” ifadesini ekleyerek “Miami Üniversitesi’nde üç Türk var: Kurşunoğlu, Veziroğlu, Stanfordoğlu” demiştir. 2. Dünya Savaşı yıllarında başlayan ve yıllar içinde giderek Kurşunoğlu ve Veziroğlu’nun dostlukları, Behram Bey’in son yolculuğuna kadar sürmüş ve sonrada eşi ve çocuklarıyla devam etmiştir. 1940’ların sonuna doğru Cambridge’deki doktora çalışması sırasında Albert Einstein ile mektuplaşmaya başlayan Kurşunoğlu, ona bir kahraman gözüyle bakıyordu. 1953 yılında, Cornell Üniversitesi’nde görev aldığı sıralarda Einstein’ı Princeton’daki evinde ziyaret edebilmişti. Kurşunoğlu, bu buluşma sırasında 2 saat süreyle tartıştıkları konuları 2002 yılında Miami Herald gazetesine yazmıştı.

1970’lerin ortasında Global Foundation adlı ikinci bir araştırma merkezi kurmuştur. Emekliye ayrılana kadar Orbis Scientiae toplantılarını bu merkezde yapmıştır.

Kurşunoğlu, Teori Merkezi’ndeki çalışmalarının yanı sıra, bilim adamlarının uzun zamandır peşinde koştukları Birleşik Alan Teorisi’ni geliştirmekle uğraşıyordu; bu teori bütün doğa kuvvetlerinin anlaşılmasına yarayacaktı. Kurşunoğlu, daha sonraki yıllarda çekirdek enerjisi konuları ile ilgilenmişti. Dr. Kurşunoğlu çok sayıda kitap yazmıştır. Bunlardan en önemlileri Modern Quantum Theory ve Büyük Bir Fizikçiyi Anımsarken: Paul Adrien Maurice Dirac.

Ölümünden yaklaşık bir ay kadar önce Behram Bey hayatını dünyadaki tüm bilim adamlarına kalıcı bir eser bırakmak kaygısı ile İngilizce olarak yazdığı kitabı yayına hazır hale getirmiş, fakat ani ölümünden dolayı bu kitap henüz yayınlanmamıştır. Umuyoruz ki bu değerli eser, sevenleri tarafından bilim dünyasına kazandırılır. Prof. Kurşunoğlu’nun eşi Sevda, kızları Dr. Sevil Kurşunoğlu ve Ayda Weiss ile oğlu Dr. İsmet Kurşunoğlu ABD’de yaşamaktadırlar.

Miami Üniversitesi’nin prestijli Teorik Fizik Araştırma Merkezi’ni kurmuş olan Behram N. Kurşunoğlu, 1965 yılında emekliye ayıldığı Carl Gables’deki merkezde 1992 yılına kadar doktora sonrası çalışmalar düzenleyerek bilim adamları eğitmiş ve fikir alışverişinde bulunmak üzere dönem dönem merkeze gelen bilimcilere bir forum oluşturmuştur. Merkezin yürütülmesine ardım etmiş olan emekli fizik profesörü Dr. Arnodl Perlmutter’in ifadesine göre merkeze çalışmaya gelen bilim adamlarının 35’i Nobel ödülü almıştı.

Behram Kurşunoğlu, Ankara Üniversitesi’ndeki eğitimini tamamladıktan sonra, İngiltere’ye yerleşmiş ve eğitimine burada devam etmiştir. Miami Üniversitesi Teorik Fizik Araştırma Merkezi’ni (Center for Theorical Studies) ve Global Foundation adlı enstitüyü kuran Prof. Behram Kurşunoğlu, kuantum fiziği konusunda yaptığı araştırmalarla özellikle genelleştirilmiş izafiyet teorisi’ni ortaya atan kişi olarak tüm dünyaca tanınmaktaydı. Prof. Behram Kurşunoğlu, TAEK in kuru üyelerindendi. Prof. Behram Kurşunoğlu aynı zamanda Genel Kurmay Başkanlığı yapmış, bir dönem Birleşmiş Komisyon’da çalışmıştır

Miami Üniversitesi’nin prestijli Teorik Fizik Araştırma Merkezi’ni kurmuş olan Behram N. Kurşunoğlu, 25 Ekim 2003’te Florida’nın Coral Gables beldesinde arkadaşları ve sevgili eşiyle öğlen yemeği yerken aniden kalp krizi geçirmiş ve aramızdan ayrılmıştır. Vefatından iki gün sonra yapılan cenaze törenine Miami Üniversitesi’nin önemli yöneticileri ve sağlığında da kendisini bırakmamış vefakâr dostları katılmış, aynı gün Miami Üniversitesi’nde bayraklar yarıya indirilmiştir.

1965 yılında emekliye ayrıldığı 1992 yılına kadar Coral Gables’deki merkezde doktora sonrası çalışmalar düzenleyerek bilim adamları eğitmiş ve fikir alışverişinde bulunmak üzere dönem dönem merkeze gelen bilimcilere bir forum oluşturmuştur. Merkezin yürütülmesine ardım etmiş olan emekli fizik profesörü Dr. Arnodl Perlmutter’in ifadesine göre merkeze çalışmaya gelen bilim adamlarının 35’i Nobel ödülü almıştı. Dr. Perlmutter’e göre J. Robert Oppenheimer, merkezi ilk ziyaret eden ve akademik şöhretinin yayılmasına yardım eden fizikçilerden biri olmuştur. Teori merkezinde düzenlenen toplantılar, Orbis Scientiae adıyla biliniyordu.

49 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page