
Bugün 29 Eylül. Tuğrul Şavkay, Dr. Yıldırım Aktuna ve Abdülmelik Fırat'ın ölüm yıldönümleri.
BRT Yayın Grubu olarak bu değerlerimizi saygıyla, sevgiyle anıyoruz.
Tuğrul Şavkay kimdir?

Gurme ve yazar Tuğrul Şavkay 1951 yılında Nazilli'de doğdu. Ortaokul ve liseyi Galatasaray Lisesi'nde okudu. Üniversiteye Avusturya'da Graz Üniversitesi'nde başlayan Şavkay, kısa bir süre sonra Türkiye'ye döndü. Ardından Boğaziçi Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesi'ndeki sosyoloji eğitimini tamamladı. Aynı fakültede siyaset bilimi alanında master ve doktorasını yaptı. Üniversite öğrenimimin başından itibaren Club Mediterranee, Carlton Hotel, Klassis Hotel, Sardunya, Liman Lokantası ve Bilsak'ta aşçı, yiyecek-içecek yöneticisi olarak çeşitli görevlerde bulundu. Divan Otel, Çeşme Altınyunus Hotel ve USAŞ gibi birçok yerde de danışman olarak çalıştı. Beş yıl boyunca Birleşmiş Milletlere bağlı Uluslararası Zeytinyağı Konseyi'nin tanıtım programlarında görev aldı. Aynı dönemlerde yazarlığı da beraber yürüten Şavkay daha sonra 1983 yılında Hürriyet gazetesi kadrosuna girerek gazetecilik mesleğine girdi. Tuğrul Şavkay'ın çeşitli gazete ve dergilerdeki yemek ve gurmelik yazılarının yanında gene aynı konularda basılı kitapları da bulunmaktadır. Şavkay Bölüm Başkanlığını yaptığı Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'ne bağlı dört yıllık Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü'nün kurucuları arasında yer aldı. Tuğrul Şavkay 29 Eylül 2003 tarihinde İstanbul'da öldü. Bibliyografya Osmanlı Mutfağı (2000), Tatlı Kitap Türk ve Dünya Tatlıları (2000), Dil Devrimi (2002), Türk Mutfak Kültürü Üzerine Araştırmalar 2003 Dr. Tuğrul Şavkay|a Armağan (Kamil Toygar, 2003), Halk Mutfağımız Geleneksel Tatlılarımızdan Seçmeler (2 Cilt -2005), Aşçıbaşının El Kitabı (M. Tuba İşbakan ile, 2007)
Dr. Yıldırım Aktuna kimdir ?
(1930 - 2007)

İstanbul’da 1930 yılında doğan Yıldırım Aktuna, İzmir Karşıyaka Lisesi’ni 1948’de bitirdikten sonra aynı yıl girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ndeki öğrenimini askeri öğrenci olarak tamamlayarak, 1954 yılında tabip teğmen rütbesiyle mezun oldu. İlk kıta hizmetini 66. Tümen 26. Piyade Alayı Baştabibi ve Sıhhiye Bölük Komutanı olarak yapan Aktuna, Ankara Ordu Dil Okulu’nda 1 yıl İngilizce öğrenimi gördü. Aktuna, 1958-1959 yılları arasında ABD’ye giderek, San Antonio’daki Brook Army Hastanesi’nde genel sağlık konularında eğitim yaptı. Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde 1959 yılında nöropsikiyatri ihtisasına başlayan ve 1962 yılında bu dalın uzmanı olan Aktuna, Silahlı Kuvvetler’in çeşitli kademelerinde ve yurdun çeşitli yörelerinde hekimlik görevini sürdürdü. Aktuna, 1967-1969 yıllarında Afganistan’daki Kabil Askeri Hastanesi’nde 2 yıl öğretim görevlisi olarak çalıştı. Kendi isteğiyle 1970 yılında yarbay rütbesiyle Türk Silahlı Kuvvetleri’nden emekliye ayrılan Aktuna, Sağlık Bakanlığı’nın açtığı sınavı kazanarak, Şişli Etfal Hastanesi Nöroloji Kliniği’ne önce şef muavini, ardından da klinik şefi oldu. Aktuna, 1972-1973 yılları arasında Viyana Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Kliniği’nde 1 yıl süreyle nörolojideki gelişmelerle ilgili incelemeler ve EEG üzerinde ileri çalışmalar yaptı. BAKIRKÖY’DE BAŞHEKİMLİK YAPTI Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekimliği’ne ve aynı hastanenin nöroloji kliniği şefliğine 28 Kasım 1979’da atanan Aktuna, bundan sonraki mesaisini, hastanenin çağdaş duruma getirilmesine, halkın ruh sağlığı alanında bilinçlendirilmesine ve çağdaş bir ruh sağlığı politikası oluşturulmasına katkıda bulunmaya yöneltti. Aktuna, 1983 yılında hastane bünyesinde, Türkiye’de ilk olan “Alkol ve Uyuşturucu Madde Bağımlılığı Tedavi ve Araştırma Merkezi”ni kurdu. Uyuşturucu tehlikesini önleme konusunda gösterdiği çabalardan dolayı 1986 yılında Türkiye Halk Sağlığı Derneği Hizmet Ödülü’nü kazanan Aktuna, 14 Mart 1987’de Türk tıbbına yaptığı hizmetlerden ötürü İstanbul Tabip Odası Hizmet Ödülü ile İstanbul Sağlık ve Sosyal Yardım Müdürlüğü Üstün Hizmet Ödülü’ne, ayrıca İstanbul Valiliği Başarı ve Hizmet Takdirnamesi’ne layık görüldü. Aktuna, 1973-1987 tarihleri arasında bilimsel ve sosyal içerikli sayısız panel, seminer, kongre ve toplantıya katılarak, halk sağlığıyla ilgili konferanslar verdi. BELEDİYE BAŞKANLIĞINDAN MİLLETVEKİLLİĞİNE Aktuna, 30 Aralık 1988’de görevinden ayrılarak SHP’ye girdi ve 26 Mart 1989’da Bakırköy Belediye Başkanı seçildi. 2.5 yıl süren Bakırköy Belediye Başkanlığı’ndan sonra 27 Ağustos 1991’de görevinden ayrılarak DYP’ye katılan Aktuna, 20 Ekim seçimlerinde 1. bölgeden İstanbul Milletvekili seçildi. 49. hükümette Sağlık Bakanı olarak görev alan Aktuna, bakanlığı döneminde sağlık reformu çerçevesinde 1. ve 2. Ulusal Sağlık Kurultaylarını topladı. Sağlık Reformu Programı’nı hazırlayarak TBMM’ye sunan Aktuna, yine bakanlığı döneminde Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne aktif desteğini sürdürdü. Aktuna; Bakırköy İnme, Araştırma ve Tedavi Merkezi projesinin yaşama geçmesi için maddi ve manevi destek sağladı. 50. hükümette Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü olarak görev yapan Aktuna, 7 Mart 1996’da 53. hükümetin Sağlık Bakanı olarak atandı ve 54. hükümette de aynı görevi sürdürdü. SİYASETTE SON DURAĞI LDP OLMUŞTU Mensubu bulunduğu DYP’den 30 Mayıs 1996’da ayrılan Aktuna, yasama görevine kısa bir süre İstanbul Bağımsız Milletvekili olarak devam etti. Aktuna, 1 Temmuz 1997’de Demokrat Türkiye Partisi’ne katılarak genel başkan yardımcılığına getirildi. 55. hükümette de Devlet Bakanı olarak görev alan Aktuna, 24 Kasım 2001’de yeniden DYP’ye döndü. Liberal Demokrat Parti’ye 2003 yılında katılan Aktuna, bu partide de genel başkan yardımcısı olarak görev yaptı. Bir süredir pankreas kanseri tedavisi gören eski Sağlık Bakanı Dr. Yıldırım Aktuna, 29 Eylül 2007 günü akşamı Alman Hastanesi’nde 77 yaşında hayatını kaybetti. Yıldırım Aktuna, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekimliği görevinde de bulunmuş ve halkın ruh sağlığı alanında bilinçlendirilmesine yönelik önemli çalışmalara imza atmıştı.
![]() | ||
Abdülmelik Fırat kimdir?
(1934, Hınıs - 29 Eylül 2009, Ankara), Kürt asıllı Türk siyasetçi.
Abdülmelik Fırat 11. Dönem Erzurum Milletvekilliği (DP) ve 19. Dönem Erzurum Milletvekilliği (DYP) yaptı. 2002 yılında Hak ve Özgürlükler Partisini kurdu ve onursal başkanlığını yaptı. 29 Eylül 2009 tarihinde öldü. Erzurum, Hınıs ilçesindeki Kolhisar köyündeki aile kabristanında defnedildi.
Diyarbakır Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu mezunudur. Babası Şeyh Şahabettin, Şeyh Said'in yeğenidir ve aynı zamanda onun kızı Ayşan Hanım ile evliydi. 1925'teki isyanın ardından Şeyh Said ve pek çok yakını idam edildi. Ailenin hayatta olan mensupları da sürgüne gönderildiler. Sürgüne gönderilenler, 1929'un Mart ayında Takrir-i Sükun Kanunu'nun kaldırılmasıyla memleketlerine geri dönebildiler. Ancak topraklarına el konulmuştu. Tekrar gidip yerleşmelerine izin verildi, fakat araziler resmen verilmedi. Bu arada Soyadı Kanunu çıkarılmış, Şeyh Said ailesinin bir kısmına sürgünde Fırat soyadı verilmişti. Ancak Aile 1935'te ikinci kez sürgüne tabi tutuldu.[1]
Çok partili dönemin başlaması ile TBMM, 8 Haziran 1947'de 5098 sayılı kanunu kabul ederek, 1934'teki Mecburî İskân Kanunu'nun bazı maddelerini değiştirdi, bazı maddelerini de yürürlükten kaldırdı. Böylece Fırat ailesi birkaç günlük yolculuğun ardından Hınıs'ın Kolhisar köyüne döndüler. İlk kez 1957'de yaşını 7 yıl büyüterek Demokrat Parti Erzurum milletvekili oldu. 27 Mayıs Darbesi'nde tutuklanan yaklaşık 500 kişinin içinde en genciydi. 1,5 yıla yakın Yassıada'da kaldı. Yargılama sonucu önce idam cezasına çarptırıldı, daha sonra cezası hapis cezasına çevrildi ve 1,5 sene de Kayseri Cezaevinde kaldı.[1]
1991'de Erzurum'dan DYP milletvekili seçildi, ancak daha sonra hükûmetin Kürt politikasıyla ters düşerek istifa etti.
İstifası ile ilgili Özgür Ülke Gazetesi'ne 22 Kasım 1994 tarihinde şöyle bir mülakat verdi: "İstifa, af talep etmek... görevi bihakkın yerine getirmediği zaman affını talep etmek onurlu haysiyetli bir harekettir. Aziz halkıma parlamentodaki durumunu ve içinde bulunduğum psikolojik şartları vurgulayarak izinlerini ve beni affetmelerini rica edeceğim. Parlamentoda bir palamenterin korkuluk olmaktan öte hiçbir fonksiyonu yoktur ve kalmamıştır. Vekaletinizi hakkıyla yerine getirebilecek inancımı kaybetmek üzereyim. Onu ve haysiyetin rencide olmaktadır. Büyük bir eziklik duymaktayım." Bir ara RP'den ihraç edilen Hasan Mezarcı ile yeni bir parti kuruluşuna çalıştı, sonuç alamadı. Yeni Demokrasi Hareketi ile temas kurdu en sonunda Hak ve Özgürlükler Partisini kurdu.
Kürtçe ve Türkçenin yanı sıra Arapça, Farsça, İngilizce ve Fransızca da konuşan Fırat, TBMM'nin en çok yabancı dil bilen üyelerindendi. HAK-PAR onursal başkanlığı yaptı.[2]
Uzun yıllardır "Multiple Miyelom" adı verilen kan hastalığıyla mücadele eden Fırat, 29 Eylül 2009 tarihinde böbrek yetmezliği sonucunda solunum ve yutma problemi ortaya çıkması üzerine yoğun bakım servisine kaldırıldı, saat 13.55'te solunum ve dolaşım yetmezliği sonucu öldü.
1 Ekim 2009'da memleketi Erzurum'un Hınıs ilçesi Kolhisar mahallesinde bulunan aile kabristanına defnedildi.
Opmerkingen