top of page
  • Yazarın fotoğrafıHaberciGazete

Toktamış Ateş, Hrant Dink, Cüneyt Koryürek, Kazancı Bedih, İsmet Hürmüzlü



Bugün 19 Ocak. Kazancı Bedih, Hrant Dink, Cüneyt Koryürek, Toktamış Ateş ve İsmet Hürmüzlü'nün de ölüm yıldönümleri.

BRT Yayın Grubu olarak bu değerlerimizi saygıyla anıyoruz.

Toktamış Ateş kimdir?



(d. 4 Nisan 1944, İstanbul- ö. 19 Ocak 2013, İstanbul), Türk siyaset bilimi profesörü, yazar.

Türk müsteşrik (doğubilimci, şarkiyatçı) Ahmet Ateş'in oğlu olan Toktamış Ateş, 1944 yılında doğmuştur. Orta ögrenimini Sankt Georg Lisesi Ortaokulu'nda, lise eğitimini ise Vefa Lisesi'nde yaptı. 1967 yılında İstanbul Üniversitesi'nin İktisat Bölümü'nü bitirdikten sonra bu bölümün Siyasal Bilimler Kürsüsü'ne asistan olarak atandı.1969'da "Kurtuluş Dönemi Osmanlı Toplumunun Siyasal Yapısı" başlıklı çalışmasıyla Doktora, 1974'te "Demokrasi Teorisi" başlıklı çalışmasıyla doçent, 1982'de de profesör oldu.

İstanbul Üniversitesi'nin yanı sıra, değişik kurumlarda ders verdi. Yine ders vermek için, çeşitli dönemlerde ABD (Iowa) ile Almanya'da (Berlin - Münih) bulundu. İstanbul Üniversitesi'nin İktisat Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü başkanlığının yanı sıra, kurucuları arasında yer aldığı Bilgi Üniversitesi'nde Yönetim Kurulu üyesiydi. Yayınladığı kitap sayısı 30'u geçen Ateş, 10 yılı aşkın bir süre boyunca Cumhuriyet gazetesinde yazmıştır. Son olarak Bugün gazetesinin yazarları arasında yer alan Ateş, Zirve Üniversitesi Mütevelli Heyeti üyesiydi.

Toktamış Ateş, 19 Ocak 2013 tarihinde tedavi gördüğü Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde vefat etmiş; cenazesi Fatih Camii'nden kaldırılarak Merkezefendi Mezarlığı'na defnedilmiştir.


Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni olan ve 19 Ocak 2007’de silahlı saldırı sonucu öldürülen gazeteci Hrant Dink 15. yılında anılıyor.

HRANT DİNK KİMDİR?

1954 yılında dünya gelen Hrant Dink, anne ve babasının 1961 yılında İstanbul'a taşınmalarının ardından boşanmaları nedeniyle iki kardeşi ile birlikte Gedikpaşa’daki Ermeni Yetimhanesi'ne yerleştirildi. Hrant Dink bu sırada Türkiye'de gelişmekte olan sol siyasetten etkilendi ve Türkiye Komünist Partisi / Marksist-Leninist çizgisinde siyaset yapmaya başladı. O yıllarda, örgüt ile Ermeni cemaatinin ilişkilendirilmesini önlemek amacıyla ismini mahkeme kararı ile Fırat olarak değiştirdi. Liseyi bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'nde zooloji eğitimi aldı. Bir süre sonra yetimhanede birlikte büyüdükleri Rakel ile evlendi. Kardeşleriyle birlikte açtığı yayınevi ve kırtasiye işlerini sürdürürken Hrant Dink, eşi Rakel’le kendileri gibi Anadolu’dan gelen kimsesiz ve yoksul çocukların yetiştiği Tuzla Ermeni Çocuk Kampı’nı yönetmeye başladı. Açılışından 21 yıl sonra kampa devlet el koydu. Askerliğini Denizli Piyade Alayı'nda sekiz ay kısa dönem er olarak yaptı.


Bazı gazetelerde kitap eleştirileri ile yazı hayatına başladı. Basında çıkan yanlış haberlere gönderdiği düzeltmeler ile adı duyulmaya başladı. İstanbul Ermeni Patrikhanesi’ne, “Ermeni toplumu çok kapalı yaşıyor, kendimizi iyi anlatırsak önyargılar kırılır” diyerek bu amaçla Türkçe ve Ermenice bir gazete çıkarmayı önerdi. Hrant Dink, 5 Nisan 1996 tarihinde ilk sayısı yayınlanan Agos gazetesinin kuruculuğunu, yayın yönetmenliğini ve başyazarlığını üstlendi. Agos dışında Zaman ve Birgün gazetelerinde yazdı. Yazılarında Türkiye'deki her etnik topluluğun barış içinde yaşaması gerektiğinin altını çizen Dink, aynı zamanda Ermeni cemaatinin patrikhane dışında sivil bir merkezi olması gerektiğini de söylüyordu. SUİKASTE UĞRAYAN 62. GAZETECİ OLDU Hrant Dink 19 Ocak 2007'de Şişli'de Halâskârgazi Caddesi üzerindeki Agos Gazetesi'nin çıkışında, 14:54'de yakın mesafeden yapılan üç el silah atışıyla öldürüldü. Katil zanlısı olarak, 19 yaşındaki Ogün Samast adlı bir kişi, güvenlik kameralarından elde edilen görüntülerin yayınlanmasından sonra, kendi babası tarafından polise ihbar edilerek Samsun otogarında sivil giyimli jandarma ve polis ekipleri tarafından yakalandı. Hrant Dink'in cenazesi, 23 Ocak 2007 Salı günü Şişli'de Agos Gazetesi önünde bir törenle başladı. Cenazeye katılanlar DİSK tarafından hazırlanan Türkçe, Ermenice ve Kürtçe “Hepimiz Hrant Dink'iz, hepimiz Ermeniyiz!” yazılı dövizler taşıdı. Ayrıca topluluğun taşıdığı dövizlerin bazılarında ise Türk Ceza Kanunu 301. maddesine atfen “Katil 301” yazmaktaydı. Topluluk Kumkapı'ya kadar yürüdü. Burada Meryem Ana Kilisesi'nde yapılan dinî törenin ardından Hrant Dink Balıklı Ermeni Mezarlığı'nda toprağa verildi. Cenaze törenine kimi kaynaklara göre 40 bin, kimilerine göre ise 100 bin kişi katıldı.


Cüneyt Koryürek kimdir?



(1931, Ankara - 19 Ocak 2008, İstanbul), Türk gazeteci ve yazar.

Liseyi TED Ankara Koleji’nde, üniversiteyi Fresno State College, Kaliforniya’da tamamladı. Gazetecilik, Halkla İlişkiler, Yakın Çağlar Tarihi okudu. Askerliğini Genelkurmay Başkanlığı’nda yedek subay olarak yaptı, burada o tarihte general olan Cevdet Sunay’ın tercümanı olarak çalıştı.

Çalışma hayatına serbest muhabir ve basın danışmanı (1960 Roma Olimpiyatları ve 1960 A.B.D. Seçimleri) olarak başlayan Koryürek, Ankara’da Turkish Daily News’da Yazı İşleri Müdürü olarak çalıştı. 1962’de sahibi ve yöneticisi olduğu Delta AjansAnkara’da kurdu. Reklam ve Halkla İlişkiler konusunda çalışan Delta Ajans 1973’te İstanbul’a taşındı. Koryürek, , Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın-Yayın Yüksekokulu’nda Reklamcılık, Ankara İktisadi ve İdari Bilimler Akademisi Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksekokulu’nda Halkla ilişkiler, İstanbul Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü'nde gazetecilik dersleri verdi.

Cumhurbaşkanı Sunay’ın Basın Müşavirliğini yaptı, Halkla İlişkiler Derneği’nin kurucuları arasında yer aldı. "Avrasya Kıtalararası Maratonu" Yarış ve Organizasyon Direktörlüğü yaptı, Yedi Olimpiyat’da gazeteci olarak çalıştı.

Olimpiyatlar konusunda TRT’de programlar yapan Koryürek, bu konuda yayınlanan iki kitabına ilaveten, İstanbul Olimpiyatları Hazırlama ve Düzenleme Kurulu için de bir kitap hazırladı.

Ayrıca, "Lider ve Liderlik" ve "Harf İnkılabı" adlı kitapları yazdı. Eğitimini aldığı Amerikan üniversitesinin okul takımında yarıştı, okul takımının menajeri olarak görev aldı, antrenörlük kurslarına katıldı. Türkiye’de birlikte çalıştığı ve keşfedilmelerine büyük katkılarda bulunduğu bazı atletler̺ Türkiye ve Balkan rekorları kırdılar, Avrupa ve dünya ölçeğinde müsabakalarda dereceler aldilar. AIPS Kartı sahibi olan Koryürek, Amerikan Atletizm Yazarları Derneği, Uluslararası Olimpiyat Tarihçiler Birliği ve Atletizm İstatistikçileri Birliği üyesiydi. Atletizm Federasyonu’nda çeşitli dönemlerde Genel Sekreter, Asbaşkan ve Başkan olarak görev yaptı.

Cumhuriyet, Hürriyet, Yeni Yüzyıl, Radikal ve Sabah gazetelerinde özellikle atletizm ve olimpiyatlar konularında, aynı zamanda da genel içerikli konularde yazılar yazdı ve köşe yazarlığı yaptı.

19 Ocak 2008'de Şişli'de karşıdan karşıya geçerken bir arabanın ona çarpması sonucu hayatını kaybetti.

Kazancı Bedih kimdir?


Bedih Yoluk ya da tanınan adıyla Kazancı Bedih (d. 1 Ocak 1929, Şanlıurfa - ö. 19 Ocak 2004, Şanlıurfa), Şanlıurfalı gazelhan, sıra gecesi geleneğinin önemli ustalarındandır. Bedih ailenin tek erkek çocuğuydu. Belediye memurluğunun ardından yaptığı kazancılık mesleği nedeniyle bu lakapla tanınır. Çocukluğundan itibaren müzikle ilgilendi, cümbüş, ud ve tanbur çalmayı öğrendi, yöredeki sıra gecelerine katılarak sanatını geliştirdi. 2000'in üzerinde kaset yaptı. Sesinin ve yorumunun taklit edilememesiyle adını duyurdu. Kendine has bir hali ve üslubu olan Kazancı Bedih, bundan dolayı yörede "pir" diye çağrılıyordu. Türk halkı ve medya Şanlıurfa'daki sıra geceleri geleneğini onunla keşfetmiştir. Küçük yaşlardan itibaren sıra gecelerine katılan Bedih Şanlıurfa yöresinde bu gecelere çağrılan en önemli isimlerden birisiydi. 1993 yılında İbrahim Tatlıses'in sunduğu İbo Show isimli televizyon programında görüldü. Burada Fuzuli'nin "Öyle sermestem ki idrak etmezem dünya nedir" diye başlayan sözleri ustaya yeni kapılar açacaktı. Fakat bunu kendisi hiç istemiyordu. Çünkü buna sebep bu tür ortamlardaki yozlaşmaydı. Bedih ise daha sessiz ve sakin bir hayatı seviyordu. Kahvehanelere gitmezdi ve sıra gecelerine katılmayı çok seviyordu. Katıldığı gecelerde çoğunlukla para almıyordu. İbrahim Tatlıses'in programına katıldıktan sonra tekrar ekranlara çıkması için yoğun istek alan sanatçı, iki ay kadar sonra programa tekrar katıldı. Televizyona çıkması onun daha fazla tanınmasına yol açtı. 1996'da bu defa Yavuz Turgul'un yönettiği başrollerini Şener Şen ve Uğur Yücel'in paylaştığı Eşkıya filminde "Nice bu hasreti dildar ile giryan olayım, yanayım aşkınla büryan olayım" dizeleri ile gündeme geldi. Savaş Ay'ın sunduğu bir programda "Hafızamda binlerce parçalık arşivim var. Onları birileri derlese, kayıt altına alsa, hep Hülya Avşar'a İbo Showlara çıkıyorum. Böylemi olmalıydı?" demiştir. İbrahim Tatlıses'in bir programı öncesinde ise Ahmet Kaya ile aynı ortamda bulunan ancak kendisini tanımayan Bedih'e Tatlıses, Ahmet Kaya için onu programa çıkartacağını ve tanıyıp, tanımadığını, kendisini nasıl bulduğunu sorduğunda Bedih; "Oğlum bu saç, sakal ne? Biraz kessene" demiş ve oğlu Ahmet Kaya'nın stilinin böyle olduğunu ve tanınmış bir sanatçı olduğunu kendisine söylediğinde Bedih şaşırmıştır. Yine bu sıralarda televizyonlara neden bu kadar az çıktığını soran bir basın mensubuna "Memlekette rakı kalmaz" esprisi yapmıştır. 2003 yılı Eylül ayında 76 yaşındayken bakırcılar çarşısındaki mesleğine geri dönme kararı aldı. Bu kararın ardındaki asıl sebep bu alandaki yozlaşma olduğu kadar, devlet tarafından sahip çıkılmama ve bir tür yalnız bırakılma refleksi oldu. Kazancı Bedih ve eşi, 20 Ocak 2004'te Şanlıurfa'daki evde uyudukları esnada, katalitik sobadan sızan gazdan zehirlenerek hayatlarını kaybettiler. Cenazelerini oğulları Naci Yoluk ertesi gün saat 10.30 sıralarında eve girdiğinde bulmuştur. Sanatçının Mahsun Kırmızıgül ile birlikte düet yaptığı Nemrut'un Kızı adlı parçaya ölümünden sonra klip çekilmiştir.

İsmet Hürmüzlü kimdir?


(1938; Kerkük, Irak – 19 Ocak 2013; Ankara, Türkiye), Türkmen asıllı Türk tiyatro, sinema, dizi oyuncusu, yazar ve yönetmen. Kerkük'te dünyaya gelen sanatçı İsmet Hürmüzlü 1961 yılında Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümüne girdi. 1969'dan beri Devlet Tiyatroları'nda görev yapan sanatçı, oyunculuğunun yanı sıra rejisörlük dalındaki başarısını da kanıtlamıştır. Sanatçı kendisinin yazdığı Ölüm Kabini adlı oyunu ile 1992 yılında İsveç'te Onursal Ödül'e layık görülmüştür. Türkmen sanatçı Hürmüzlü, Ölüm Tuzağı, Gömü, Ana Hanım Kız Hanım, Kamuoyu, Gün Ortasında Karanlık, Pervaneler, Mevlana, Yedi Kocalı Hürmüz, Silvanlı Kadınlar, 72. Koğuş ve Vuslat gibi yapımlarda yer aldı. Devlet Tiyatroları sanatçısı ve rejisörü İsmet Hürmüzlü tedavi gördüğü hastanede Ocak 2013'te yaşamını yitirmiştir. Cenazesi Ankara Karşıyaka Mezarlığı'nda toprağa verilmiştir

45 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comentarios


bottom of page