top of page
  • Yazarın fotoğrafıHaberciGazete

Sakarya Savaşı'nın yıldönümü: ‘İşgalciler Anadolu’da tutunamayacaklarını anladı’



Savaşa, Yüzbaşı Fazıl Bey’in yönetimindeki iki uçağın önemli etki ettiğini vurgulayan tarihçi Doç. Dr. F. Rezzap Ünal, “Havacılarımız yaptıkları keşif uçuşlarıyla kara birliklerinin sevk ve idaresi için gereken bilgileri Cephe Komutanlığı’na zamanında bildirmişler, adeta karada savaşan birliklerin gözetleyicisi ve yer yer koruyucusu olmuşlardır. Ordunun sağladığı istihbaratı teyit eden en önemli kaynak, hava keşif raporları olmuştur” dedi.


Cumhuriyet/Aytunç Ürkmez


Emperyalist güçler tarafından Anadolu’nun haksız işgaline karşı Türk milletinin onuru ve cesaretiyle giriştiği Kurtuluş Savaşı’nın önemli dönüm noktalarından biri olan Sakarya Meydan Savaşı, 103 yıl önce bugün başladı. Kütahya-Eskişehir Muharebelerinde Yunanlar galip ayrılınca, işgalci İngilizler’in “yalancı” kışkırtmalarıyla Anadolu’nun içlerine kadar ilerlemek istedi. Bu sırada Türk ordusunun Sakarya ırmağının doğusuna çekilmesi TBMM’de çok sert tartışmalarına neden olsa da tartışmaların sonucunda 5 Ağustos 1923’te Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e üç aylık süre ile “Başkomutanlık” görevi verildi. Bu yetkiyi almasının ardından Atatürk, savaş öncesi hazırlıkları kapsamında “Tekalifi Milliye Emirlerini” çıkarmasıyla, bütün kaynakların önemli bir kısmının Sakarya Cephesi’ne aktarılmasını sağlamış oldu. Bir milli seferberlik hali olarak değerlendirilen “Tekalifi Milliye Emirleriyle” savaşta kullanılabilecek bütün araç-gereçlerin halktan temin edilmesini sağladı. Çok fazla subayın şehit olması nedeniyle de “Subay Muharebesi” olarak da adlandırılan savaşta Atatürk tarihe geçen “Hat savunması yoktur, yüzey savunması vardır. O yüzey bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı yurttaşın kanıyla sulanmadıkça terk olunamaz” sözünü söyledi ve bu söz savaşın tüm evresine etkisini gösterdi. 


‘GERİ ÇEKİLİŞ SON BULDU’

Savaşı Cumhuriyet’e değerlendiren Ufuk Üniversitesi Tarih bölümünden Prof. Dr. F. Rezzan Ünalp, “1683 İkinci Viyana Kuşatması’ndan itibaren Türk’ün devam eden geri çekilişi bu savaşla sona ermiştir. Yunan ordusunun taarruz gücü kırılmış, bu muharebe sonrası artık stratejik üstünlük ve insiyatif tamamen Türk ordusuna geçmiştir” dedi. 

“İtilaf Devletleri Türk ordusunun kazandığı bu büyük zaferle artık Anadolu’da tutunamayacaklarını kesinlikle anlamışlardı” diyen Ünalp, “İtalyanlar Anadolu’da işgal ettikleri yerleri boşaltmışlar, ABD Türkiye’deki Ermeni iddialarını desteklemekten vazgeçmiş ve Misak-ı Millî’yi tanımıştır. 13 Ekim 1921 tarihinde SSCB’ye bağlı Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan ile Kars Antlaşması imzalanmıştır. Bu antlaşma ile Türk-Sovyet sınırı kesin şeklini almıştır. Fransa ile 20 Ekim 1921 tarihinde yapılan Ankara Antlaşması ile Hatay hariç güney sınırı çizilmiş, dolayısıyla doğu ve güney sınırlarımızın güvenliği sağlanmıştır. Fransa’nın Türkiye’yi ve Misak-ı Millî’yi resmen tanıması, İtilaf Devletleri arasında görüş ve fikir ayrılığını belirgin şekilde ortaya çıkarmıştı” ifadelerini kullandı.

3 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page