Bugün 23 Ekim. Orhan Seyfi Orhon, Bedri Karafakioğlu, Adalet Ağaoğlu ve Taner Akçam'ın doğum günü.
BRT Yayın Grubu olarak Orhon, Karafakioğlu, Ağaoğlu'nu sevgiyle anıyor, Akçam'a sağlıklı, uzun ömürler diliyoruz.
Orhan Seyfi Orhon kimdir?
23 ekim 1894’te İstanbul’da doğdu. İlkokulu Çengelköy İptidaisi’yle Havuzbaşı Mektebi’nde tamamladı (1902), Beylerbeyi Rüştiyesi’nden sonra Mercan İdadisi’nden mezun oldu (1909). Önce Tıbbiye Mektebi’ne girdi. Ancak bir anestezi uygulamasında fenalaşınca, bu mesleği yürütemeyeceğine karar verip ayrıldı. Girdiği hukuk fakültesini 1914’te bitirerek, kısa bir memurluk sonrası gazetecilik ve öğretmenlik yapmaya başladı. Zonguldak (1946-1950) ve İstanbul (1965-1969), milletvekili oldu. Milliyet, Tasvir-i Efkâr, Cumhuriyet, Ulus, Zafer, Havadis ve Son Havadis gazetelerinde fıkrayazarlığı yaptı.
Birinci Dünya Savaşı yıllarında tanınan, aruzdan heceye geçtikten sonraki şiirlerini Yeni Mecmua (sayı 1-16 temmuz 1917- eylül 1918), Şair (1918-1919), Büyük Mecmua (1919), Yarın (1921-1922) dergilerinde yayımlayan Orhan Seyfi Orhon, Hecenin Beş Şairi’nden biri olarak da edebiyat tarihimizde kendinden söz ettirdi.
Orhan Seyfi, Beylerbeyi Rüştiyesi’nde okurken Abdülhak Hamit, Cenap Şahabettin ve Tevfik Fikret’in etkisinde kalarak şiirler yazdı. Daha sonraki yıllarda bu etkilenme, yerini Ziya Gökalp’e bıraktı.
Onun kişiliğini bulduğu ve adını duyurduğu yapıtı ise, Gönülden Sesler’dir.
Tüm hece şairleri gibi temiz, duru bir Türkçeyle şiirler yazdı. Kişisel duygularını lirik ve incelikli dizelerle okurlarına ulaştırdı. 1930 sonrası, “serbest şiir”in ortaya çıkması ona duyulan ilgiyi de azalttı.
Şiirlerini kitaplaştırmadan önce de şiirlerini kendi yönetimindeki Hıyaban (15 günlük edebiyat dergisi, 1911), Papağan (ilk seri, 1924-1927, 239 sayı), Akbaba’yla (1919, sonradan Yusuf Ziya Ortaç çıkardı) mizah dergileri olan Güneş (1927, 15 günlük, 17 sayı), Edebiyat Gazetesi (1932, haftalık, 146 sayı), Aydabir (1935-1937, aylık, 15 sayı), Çınaraltı (1941-1944, haftalık, 146 sayı) gibi dergilerde yayımladı.
Orhan Seyfi Orhon’un Eserleri
Şiir:
Fırtına ve Kar (1917)
Peri Kızı ile Çoban Hikâyesi (1919)
Gönülden Sesler (1922)
Kervan (1935)
O Beyaz Bir Kuştu (1941)
İstanbul’un Fethi (1953)
İşte Sevdiğim Dünya (1962)
Kervan (1964)
Orhan Seyfi Orhon’dan Şiirler (1970)
Derleme:
Hayat Bilgisi Şiirleri (1929)
Monografi:
Abdülhak Hamid: Hayatı ve Eserleri (1937)
Ziya Gökalp: Hayatı ve Eserleri (1937)
Yahya Kemal: Hayatı ve Eserleri (1937)
Mehmet Akif: Hayatı ve Eserleri (1937)
Nâzım Hikmet: Hayatı ve Eserleri (1937)
Roman:
Çocuk Adam (1941)
Destan:
Kerem ile Aslı (1942)
Asrî Kerem (1938)
Makale:
Dün-Bugün-Yarın (1943)
Öykü:
Düğün Gecesi (1957)
Fıkra:
Kulaktan Kulağa (1973)
Ord. Prof. Dr. Bedri Karafakioğlu kimdir?
Ord. Prof. Bedri Karafakioğlu, 23 Ekim 1915 tarihinde Çorum’ da doğmuş, 1932’ de İstanbul Mühendis Mektebi müsabakasını kazanark bu okula girmiş 1937’ ye kadar yüksek mühendis mektebinde öğrenimine devam ettikten sonra Paris’ te Ecola Nationale Supereieur des Telecommunications’ da yüksek öğrenimini tamamlamıştır. Yurda döndükten sonra Yüksek Mühendis Mektebine intisap etmiş, 1939’ da Doçent ve 1948’ de Profesör olmuştur. 1947’ ye kadar çeşitli kurumlarda çalışan Karafakıoğlu 1947’ de Üniversiteler kanununun yayınlanmasından sonra bütün çalışmasını Üniversiteye hasretmiştir. İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Fakültesindeki görevlerine ek olarak 1954’ de kuruluşundan itibaren 1957 yılına kadar İ.T.Ü. Teknik Okulu Müdürlüğünü üstlendiği gibi aynı okulda öğretim görevi de yapmış ve sonra Mühendislik Mimarlık Fakültesi haline gelen bu kuruluştaki öğretim görevine 20 Ekim 1978’ e kadar devam etmiştir. Başarılı çalışmalarından ötürü Elektrik Fakültesi Profesörler Kurulu 1960 yılında Prof.Bedri Karafakıoğlu’ nu Telekomünikasyon Tekniği Kürsüsü Ordinaryüslüğe, oybirliği ile seçmişlerdir. 1960-1961’ de Kurucu Meclise İstanbul Teknik Üniversitesi temsilcisi seçilen Ord.Prof.Bedri Karafakıoğlu bu süre içinde fakültedeki öğretim görevini de sürdürmüştür. 1963-1965 yılları arasında O.E.C.D. Bilimsel Araştırma Komitesi Türkiye temsilcisi olarak görev almıştır. 1964-1965 yıllarında İTÜ Elektrik-Elektronik Fakültesi Dekanlığı ve 1965-1969 yıllarında İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörlüğü araştırmayı geliştirme bakımından önemli adımlar atılmış ve iki kademeli öğretimin uygulaması, Temel Bilimler Fakültesinin kurulması, İTÜ Ayazağa kampüsünün gerçekleşmesi gibi önemli kararlar alınmıştır. Bu arada 1963 yılında TRT yönetim kurulu üyeliği görevini de üstlenmiş ve bu görevi 1968 yılına kadar yapmıştır. 1970-1975 yıllarında Avrupa Rektörler Konferansına Türkiye temsilcisi olarak katılmıştır.1972-1976 yıllarında Karadeniz Teknik Üniversitesinde de Öğretim görevi yapmıştır. 1973-1976 yıllarında Yüksek Öğretim Kurulu üyeliği ve Üniversite Denetim Kurulu Üyeliği yapmıştır. 1977 yılında yeniden Elektrik Fakültesi Dekanlığına seçilen, Ord.Prof. Bedri Karafakıoğlu değişik zamanlarda birçok bilimsel kongreye katılmış, bilimsel temsilcilik görevleri yapmış, yerli ve yabancı birçok bilimsel ve sosyal kuruluşlara üye olmuştur. Ord.Prof. Bedri Karafakıoğlu’ nun yabancı dilde yayınlanmış 5 makalesi, Türkçe yayınlanmış 8 telif, 13 tercüme kitabı,9 telif, 13 tercüme makalesi vardır. Elektrik Fakültesinde ve diğer öğretim kuruluşlarında Telefon işletmeciliği, propagasyon, Telefon aletleri, Telgraf ve telefon aletleri, komünatasyon, Telekomünikasyon Ölçme, Muhabere Tekniği adlı dersleri vermiş ve Telekomünikasyon Ölçme ve Elektroakustik laboratuvarlarını kurmuş ve yürütmüştür. Ord.Prof.Bedri Karafakıoğlu, öğrenciler için tükenmez bir feyz kaynağı olmuş, kürsüsünde çalışanlara daima rehberlik etmiştir. Bu arada, Fakülte ve Üniversitedeki arkadaşlarının gerek teknik ve gerekse idari problemlerindeki güçlüklerini çözmeye yardımcı olmuştur. Kendisi gayet dürüst, açık sözlü, temiz ve sağlam karakterli, duygulu, yardımsever , arkadaşları ve öğrencileri tarafından pek çok sevilen,saygı duyulan ve takdir edilen nadir bir bilimadamı idi. Ord.Prof. Bedri Karafakıoğlu’ nun 20 Ekim 1978’ de Elektrik Fakültesi Dekanlığı görevini yaparken ve kendisinden büyük hizmetler beklenilen bir çağında, pusu kurularak alçakça öldürülmesi, sadece Elektrik Fakültesi için değil İstanbul Teknik Üniversitesi ve memleketimiz için de yeri doldurulamaz büyük bir kayıptır.
Adalet Ağaoğlu kimdir?
Yazar. 23 Ekim 1929, Nallıhan / Ankara doğumlu. Evlenmeden önce Adalet Sümer, evlendikten sonra da bir süre Adalet Sümer Ağaoğlu adlarıyla yazdı. Ayrıca Parker Quinck, Remüs Telada adlarını kullandı. Yazar ve tiyatrocu Güner Sümer’in ablasıdır. İlkokulu Nallıhan’da okudu. Nallıhan’da ortaokul olmadığından, öğrenimini sürdürebilmesi için ailesi 1938’de Ankara’ya göç etti. Ankara Kız Lisesini (1946), Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümünü (1950) bitirdi. 1951’de Ankara Radyosu‘na girdi; bir süre dramaturg olarak çalıştı, daha sonra Radyo Tiyatrosu Müdürü oldu. TRT‘nin kurulmasından sonra bu kurumda program uzmanı olarak çalıştı ve bir süre daire başkanlığı yaptı, 1971’de TRT’den ayrıldı. Ayrıca, Ankara Meydan Sahnesinin kurucuları arasında yer aldı, burada da dramaturg ve çevirmen olarak çalıştı (Mart 1961-Haziran 1966). Fransa, ABD, İtalya, Almanya, İsviçre, Norveç, Japonya, Taiwan, Avusturya, Çekoslovakya gibi pek çok ülkeye turistik ve sanatsal geziler yaptı. Eserleri Almanca, Slovakça, İngilizce, Hollandaca ve Bulgarcaya çevrildi. Uzun yıllar Ankara’da yaşadıktan sonra, 1980’li yılların başlarında İstanbul’a yerleşti. 1996 yılında, parkta otururken bir arabanın gelip kendisine çarpmasıyla ağır biçimde yaralandı, Türkiye’de ve Türkiye dışında uzun bir tedavi dönemi geçirdikten sonra sağlığına kavuşabildi.
Adalet Ağaoğlu yazarlığa tiyatro eleştirileri ve şiirler yazarak başladı. 1946-47 yıllarında Ulus gazetesinde tiyatro eleştirileri yazdı. İlk şiiri (Gölgeler), Ekim 1948 tarihli Kaynak dergisinde yayımlandı. Daha sonra oyun yazarlığına yöneldi. Sevim Uzgören’le birlikte yazdıkları Bir Piyes Yazalım adlı oyun 1953’te Ankara’da sahnelendi. Yaşadığı çevreden edindiği gözlemler üzerine kurduğu Evcilik Oyunu 1963-64 sezonunda yine Ankara’da sahnelendi. Evcilik Oyunu (1964) yazarın kadın-erkek ilişkisine geniş açıdan baktığı ilk oyunlarındandır. Bu oyununda yaşamdaki olumsuzlukların anlatımını cinsellik ve kadın-erkek ilişkisi temelinde ele alırken aynı zamanda yaşamın bütün alanlarına da göndermeler yapar. Adalet Ağaoğlu’nun oyunlarında, toplumun sorunlarına, güncel gelişmelere duyarlı bir yazarın yaklaşımı gözlenmektedir. Özellikle psikolojik baskı ve toplumsal kurumların baskısı altında kalan insanların yaşadıkları aldatıcı değerlere boyun eğmek zorunda kalışlarını aile-birey ilişkisi içinde yalın bir dille ortaya koyar. Korku, ölüm, barış, kadın-erkek ilişkisi, özveri, aşk, yaşlılık, gençlik, başkaldırı, özgürlük vb evrensel temalar, yazarın güncel kaygılarıyla, dünyaya bakışıyla, toplumsal gelişmelerle iç içe ele alınır.
Tombala adlı oyunu, bir çiftin yaşlılık dönemlerini düşünsel birikimden uzak, bir tombala oyunu çevresinde yalnızca küçük zekâ oyunlarıyla sınırlayan toplumsal yaşama yöneltilmiş bir eleştiridir. Bu oyun, önce Türk Dili dergisinin Haziran 1967 sayısında yayımlandı ve 1969 yılında sahnelendi. Çatıdaki Çatlak, orta sınıfın alışkanlıklarını, değer yargılarını ekonomik ve toplumsal gelişmeler karşısında giderek yitiren, ancak bunun farkında olmayan ya da farkına vardıklarında geçmişi ve bugünüyle hesaplaşmaktan korkan insanları anlatır. Kahramanların kendilerini farklı göstermek adına bu gerçeklerden kaçma isteği, sonunda bütün yaşamlarına egemen olur. Sınırlarda oyunu Çatıdaki Çatlak ile birlikte 1969’da basıldı. Bu oyun, her biri kendi içinde bütünlüğe sahip üç perdeden oluşmaktadır. Ancak barış temasının temel düşünce olduğu perdeler arasında zaman-olay-kişi-konu ilişkilerine dayalı bağlantılar vardır. Barış temasına düşle-gerçek, istenenle-ele geçen ikilemleriyle bakan oyun, birbirlerine bir türlü ulaşamayan insanları anlatır.
Üç Oyun (1973) adıyla basılan kitabının ilk oyunu Bir Kahramanın Ölümü adını taşımaktadır. Yazar bu oyununda toplumsal olayların kahraman yaptığı bir kişinin insan yanını ortaya koymaya çalışır. İki erkek oyun kişisinin konuşmalarına dayalı Bir Kahramanın Ölümü bir iç hesaplaşmayı anlatır. Aslında her iki karakter de aynı kişiyi anlatır ve insanın toplumsal bir varlık oluşuyla yalnız kalışı arasındaki çelişkileri gösterir. Bu kitapta yer alan Çıkış adlı ikinci oyunda ise yazar, düşsel bir odada baba-kız ilişkisinden yola çıkarak, ev-dış dünya ikilemini simgesel ve soyut bir düzlemde ele almaktadır. Ev güvenli bir yaşam sağlasa da bir çeşit tutsaklık yaşatır. Dışarısı ise karanlık ve fırtınalı olsa da özgürlüğü sunar. Kitabın üçüncü oyunu Kozalar, Ağaoğlu’nun ev kadınlarının yaşamına çok yönlü baktığı bir kısa oyunudur. Yazar bu oyununda, bilinç düzeyleri düşük toplumsal ve cinsel baskıların dillerine vurduğu üç ev kadınının konuşmalarında, gündelik yaşamı, ekonomik ve toplumsal bağlamları içinde ele alır. Bilinç eksikliği, bu üç oyun kahramanının toplumsal ilişkilerinde güvensizlik, korku ve paniğe sürüklenmeleri sonucunu getirir.
Kendini Yazan Şarkı adlı oyunu 1976’da İstanbul Şehir Tiyatrolarında oynandı ve 1977’de Evcilik Oyunu ile birlikte basılır. Oyunda yeni bir dünya kurma ülküsü içindeki gençlerin düşünceleriyle gerçekler arasındaki ayrım, yaşam-ölüm çizgisinde yaşadıkları korku, özlem, sevgi, dayanışma ve geleceğe umutla bakışları anlatılmaktadır. Bu oyun, yazarın, ülke gençliğine aydın kaygısı içinde yaklaşımını sergileyen bir eserdir… Adalet Ağaoğlu ayrıca radyo oyunları da yazdı; bunlardan biri olan Yaşamak Fransız ve Alman radyolarında da (1955-56) seslendirildi.
Sonraki dönemde yirmi yıla yakın bir süre yazarlık hayatını romanlar, hikâyeler ve denemeler yazarak sürdüren Ağaoğlu, Çok Uzak Fazla Yakın (1991) adlı eseriyle yeniden oyun yazarlığına döndü. Bu oyunda, iki kız kardeşin -birbirlerinin geçmişleriyle hesaplaşmaları ışığında- ülkenin ekonomik, siyasal ve toplumsal gelişmelerine bağlı olarak sağa sola savrulan kentsoyluluğa has değerler tartışılır. Yazar bu oyununda, hikâye ve romanın olanaklı kıldığı ayrıntılı anlatımlardan oldukça yararlanır. Yayımlanan son iki oyundan biri Duvar Öyküsü (1992), diğeri Şiir ve Sinek (1992) adlarını taşır. Son üç oyun dışındaki oyunları Oyunlar I-II (1982), bütün oyunları ise Toplu Oyunlar (1996) adlarıyla yayımlandı.
Adalet Ağaoğlu 1970’lerden itibaren roman ve hikâye yazarlığına yönelerek, bu alanda kendine önemli bir yer edindi. İlk romanı Ölmeye Yatmak (1973), ilk hikâye kitabı Yüksek Gerilim (1974)’dir. Romanlarında genellikle aydınların sorunlarını ve ilişkilerini ele alan yazarın hikâyelerinde daha bir konu çeşitliliği mevcuttur. Ölmeye Yatmak’ta, Cumhuriyet döneminin egemen ideolojisinin, kentsoylu toplumsal kesimler üzerindeki etkilerini ve tutarsızlıklarını işler. Bu romanında, toplumbilimsel bir bakış açısı sergilemektedir. Yazar daha sonra Ölmeye Yatmak, Bir Düğün Gecesi (1979) ve Hayır… (1987) adlı romanlarını “Dar Zamanlar” üçlemesi olarak tanımlamıştır. Fikrimin İnce Gülü (1976) romanı, Asım Bezirci’nin görüşleri özetlenerek söylenecek olursa; ülkedeki olumsuz ekonomik koşulların Avrupa ülkelerine savurduğu Anadolu insanını, bir yandan temel değerlerine, direnme gücüne ve altı yüzyıllık imparatorluktan kalan niteliklerine nasıl yabancılaştırıp değiştirdiğini sergiler. Roman kahramanı Bayram, bir toplumun değişim süreci içerisinde ortaya çıkmış, tüketim toplumunun, kapitalizmin tüketim değer yargılarıyla oluşmuş bir “yeni insan” tipidir. Bayram’ın kişiliğinde yazar, toplumsal değişim süreciyle birlikte ortaya çıkan bu yeni tip insanı, metalaşan yabancılaşmış insanı ve ayrıca bu insanın dramını çizmektedir.
Yazarın üzerinde en çok tartışılan bir sonraki romanı olan Bir Düğün Gecesi (1979), Fethi Naci’nin deyişiyle; sevgisizliklerin, yıkılışların, kuşkuların, kaçışların, kendinden hoşnutsuzlukların romanıdır. Toplumsal çözülüşün ağır bastığı bir dönemde, umarsız ve yalnız bireylerin umarsız ve yalnız bireylere bel bağlamaya çabalamalarının ve nicedir beklenen bir eleştiri romanıdır. Bu romanda yazar, 12 Mart 1971’deki askeri müdahale döneminin olayları içinde yer alan, kentsoylu ve özellikle küçük kentsoylu bireylerin değişimlerini ve sıkıntılarını işler, onların karakterini sergilemeye çalışır. Eleştirel bir tavırla, konu edindiği bireylerin, siyasal inançları ile seçtikleri yaşam biçimleri arasındaki çelişkiyi ortaya çıkarır.
Ağaoğlu daha sonraki romanlarında da siyasal roman örnekleri vermekle birlikte, bilinç akışı yöntemini kullandı. Üç Beş Kişi (1984) adlı romanda yazarın bu özelliği belirgin olarak ortaya çıkar: Varlıklı bir aile eksen alınarak, bu ailenin yaşantısı ve çevre ilişkileri içerisinde, 1960-80 arası yaşanan çalkantılı dönem aktarılır. Yazar bu romanında da nesnel gerçekliği arka planda tutarak bireylerin değişimini aktarmaya çalışır. 1985’te yayımlanan Göç Temizliği anı-romanından sonra gelen Ruh Üşümesi (1991) ana teması erotizm olan bir romandır. Ayrı başlıklarla yedi bölümden oluşan Romantik Bir Viyana Yazı (1993), yazarın kurgusu ve anlatım tekniğinin yanı sıra, dili ve üslubu bakımından da özellikle incelemeye değer bir çalışması olarak değerlendirilmiştir. Çağdaş Türk romanında bir “zaman ustası” olarak değerlendirilen Ağaoğlu, ustalığını bu romanda bir başka türlü göstermektedir. Gürsel Aytaç’ın anlatımıyla; en küçük zaman birimi olarak, “ân”ı değil, geçmişle bugünün kesişme noktalarını alması, ilginç, değişik bir tarih felsefesi yaratıyor. Zaman boyutunda evrenselin peşinde bir anlatıcı, siyasi tarihin, kültür tarihinin Avrupalı-Osmanlı motiflerini derleyerek güncel tarih tabloları yaratıyor. Yapıtın ilk sayfalarında, bir yandan bugünkü Viyana’dan izlenimler, öte yandan hayal etmek, kurgulamak istediği tarih, ironik bir zaman üzerinde ilginç bir pano oluşturmaktadır
Adalet Ağaoğlu’nun ilk hikâye kitabı Yüksek Gerilim’e (1974) adını veren hikâye, kurgusu bakımından, görüntülemeyle verilen ortama yerleştirilen kişi ve olaylar, okurla hikâye kişilerinin arasına zaman zaman sokulan “yabancılaştırma” efektleri gibi unsurlar, Alman oyun yazarı Brecht’in tiyatroda amaçladığı ilkeleri çağrıştırmaktadır. Yüksek Gerilim’deki hikâyeler, birbirinden ayrı kuruluşları ve değişik düzlemlerde yoğunlaştırılmış ironik-yergici, eleştirel, düşünsel öğeleriyle, okura yazarın hikâyeciliğini çözümlemekte önemli ipuçları verir. Füsun Akatlı’ya göre, yazarı günümüzün önemli öykücülerinden biri yapan özellik, düşünce düzeyindeki doğrularla, sanat düzeyindeki doğruları buluşturabilmiş olmasındandır. İkinci hikâye kitabı Sessizliğin İlk Sesi (1978), birinci bölümüyle, yazarın önceki hikâyelerinin tanıdık seslerini sürdürmektedir. Kitabın ikinci bölümündeki hikâyelerde kendini iyiden iyiye duyuracak olan sevgi, sevecenlik, sıcak ilişki motifleri, bu bölümdeki hikâyelerle, okuru yazarın sevecen edebiyatçı dünyasına davet eder.
Fikrimin İnce Gülü romanı Sarı Mercedes adıyla 1993 yılında Tunç Okan tarafından filme alındı. Ağaoğlu, The Reader’s Encyclopedia of World Drama (New York, 1969) adlı tiyatro ansiklopedisinde dünya tiyatro yazarları arasında anılmıştır. Üç Oyun ile 1974 TDK Tiyatro Ödülünü, Yüksek Gerilim ile 1975 Sait Faik Hikâye Armağanını, Bir Düğün Gecesi ile 1979 Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülünü, 1980 Orhan Kemal Roman Armağanını, 1980 Madaralı Roman Ödülünü, Çok Uzak Fazla Yakın ile 1992 Türkiye İş Bankası Edebiyat Büyük Ödülünü, 1995 Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülünü, Romantik Bir Viyana Yazı ile 1996 Aydın Doğan Vakfı Edebiyat Ödülünü, 1997 NTV Yılın Yazarı Ödülünü ve 1999 Aziz Nesin Ödülünü aldı. Adalet Ağaoğlu, Türkiye Yazarlar Sendikası (kurucu), İnsan Hakları Derneği (sonradan ayrıldı) ve Edebiyatçılar Derneği Onur üyesidir. Ağaoğlu'nu 14 Temmuz 2020'de yitirdik.
YAPITLARI:
OYUN: Bir Piyes Yazalım (S. Uzgören ile, 1953), Evcilik Oyunu (1964), Tombala (Türk Dili dergisi, Haziran 1967), Çatıdaki Çatlak (Sınırlarda ile birlikte, 1969), Üç Oyun (Bir Kahramanın Ölümü, Çıkış, Kozalar, 1973), Kendini Yazan Şarkı (Evcilik Oyunu ile birlikte, 1977), Oyunlar (sekiz oyun, 1982), Çok Uzak Fazla Yakın (1991), Duvar Öyküsü (1992), Şiir ve Sinek (1992), Oyunlar I-II (1993), Toplu Oyunlar (1996).
ROMAN: Ölmeye Yatmak (1973), Fikrimin İnce Gülü (1976, Almanca’ya çevrildi), Bir Düğün Gecesi (1979, Çekçe ve Bulgarcaya çevrildi), Yaz Sonu (1980), Üç Beş Kişi (1984),Göç Temizliği (anı-roman, 1985), Hayır… (1987), Ruh Üşümesi (1991), Romantik Bir Viyana Yazı (1993).
ANI : Damla Damla Günler (c. 1, 2004).
HİKÂYE: Yüksek Gerilim (1974), Sessizliğin İlk Sesi (1978), Hadi Gidelim (1982), Hayatı Savunma Biçimleri (1997), Toplu Öyküler I (2001), Toplu Öyküler II (2001).
DENEME-ELEŞTİRİ-SÖYLEŞİ: Geçerken (1986), Gece Hayatım (anlatı, 1992), Karşılaşmalar (1993), Başka Karşılaşmalar (1996), Öyle Kargaşada Böyle Karşılaşmalar (2002).
DERLEME: Güner Sümer / Toplu Eserleri I-II (1983), Seçmeler (1993).
ÇEVİRİ: Mezarsız Ölüler (J. P. Sartre’dan, 1962), Kafkas Tebeşir Dairesi (B. Brecht’en,1963), Durand Bulvarı (Armand Salcrou’dan, 1967), Amerikano Manyaklar (Razvani’den, 1973).
OYUN: Sınırlarda (1966), Bir Kahramanın Ölümü (1968), Çıkış (1970), Kozalar (1971).
KAYNAK: Ömer Nida / Kadın Romancılarımız – Başlangıçtan Günümüze Kadar 1892-1991 (1991), Gürsel Aytaç (Cumhuriyet Kitap, 2.12.1993), Sennur Sezer (Varlık, Şubat 1997), Fethi Naci / Yüzyılın 100 Romanı (1999), Ömer Lekesiz / Yeni Türk Edebiyatında Öykü – 4 (2001), TBE Ansiklopedisi (2001), Feridun Andaç / Adalet Ağaoğlu Kitabı (2001, söyleşi), Hayriye Ünal / Delirmek Hakkı (Kırklar, Sayı: 25, Ocak-Şubat 2003), Enver Aysever / Damla Damla Damıtılmış Bir Yaşam (Varlık, Aralık 2004).
Altuğ Taner Akçam kimdir?
(d. 23 Ekim 1953; Ölçek, Ardahan), Türk tarihçi ve toplum bilimci.
Taner Akçam, Ahıska Türküdür. ODTÜ İdari İlimler Fakültesinden mezun olmuştur. 1973'ten sonra ODTÜ-DER, ADYÖD gibi derneklerin kurucuları arasında yer alan Akçam, 1975'te yayına başlayan Devrimci Gençlik dergisinin sorumlu yazı işleri müdürü olarak, dergide komünizm ve Kürtçülük propagandası yapıldığı iddiasıyla yargılandı ve 1976'da tutuklandı, 1977'de 9 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 12 Mart 1977'de Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nden kaçtı. 1978-1995 yılları arasında Almanya'da siyasi mülteci olarak yaşadı. 1988 yılında Hamburg Sosyal Araştırmalar Enstitüsü'nde çalışmaya başladı. 1995'te Hannover Üniversitesi Sosyoloji Bölümü'nde "İttihat ve Terakki Yargılamaları ve Ermeni Kırımı" konulu doktora çalışmasını tamamladı. Aynı üniversitede profesörlük tezini hazırladı. Akçam, Minnesota Üniversitesi Tarih Bölümü'nde görev yapıyor.
Kitapları
Türkçe
İşkenceyi Durdurun - İnsan Hakları ve Marksizm (1991, Ayrıntı Yayınları)
Siyasi Kültürümüzde Zulüm ve İşkence (1992, İletişim Yayınları)
Türk Ulusal Kimliği ve Ermeni Sorunu (1992, İletişim Yayınları)
İslamda Hoşgörü ve Sınırları (1994, Başak Yayınları)
Türkiye'yi Yeniden Düşünmek (1996, İletişim Yayınları)
İnsan Hakları ve Ermeni Sorunu (1999, İmge Kitabevi)
Ermeni Tabusu Aralanırken: Diyalogdan Başka Çözüm Var mı? (2000, Su Yayınevi)
Ermeni Meselesi Hallolunmuştur: Osmanlı Belgelerine Göre Savaş Yıllarında Ermenilere Yönelik Politikalar (2008, İletişim Yayınları)
Tehcir ve Taktil: Divan-ı Harb-i Örfi Zabıtları - İttihad ve Terakki'nin Yargılanması 1919-1922 (2009, İstanbul Bilgi Üniversitesi)
1915 Yazıları (2010, İletişim Yayınları)
Kanunların Ruhu: Emval-i Metruke Kanunlarında Soykırımın İzini Sürmek (2012, İletişim Yayınları)
Ermenilerin Zorla Müslümanlaştırılması (2014, İletişim Yayınları)
Naim Efendi'nin Hatıratı ve Talat Paşa Telgrafları - Krikor Gergeryan Arşivi (2016, İletişim Yayınları)
İngilizce
From Empire to Republic: Turkish Nationalism and the Armenian Genocide (2004, Zed Books)
A Shameful Act: The Armenian Genocide and the Question of Turkish Responsibility (2006, Metropolitan Books)
Judgment at Istanbul: The Armenian Genocide Trials (2011, Berghahn Books)
The Young Turks' Crime Against Humanity: The Armenian Genocide and Ethnic Cleansing in the Ottoman Empire (2012, Princeton University Press)
Killing Orders: Talat Pasha’s Telegrams and the Armenian Genocide (2018)
Comentarios