top of page
  • Yazarın fotoğrafıHaberciGazete

Orhan Kemal, Ahmet Arif, Hasan Saltık, Avni Lifij, Besim Üstünel, Cevher Özden, Necla Kuneralp...


Bugün 2 Haziran. Orhan Kemal, Ahmet Arif, Hasan Saltık, Avni Lifij, Besim Üstünel, Cevher Özden, Necla Kuneralp, Beşir Balcıoğlu'nun ölüm yıldönümü.

BRT Yayın Grubu olarak bu değerlerimizi saygıyla, sevgiyle anıyoruz.

Orhan Kemal kimdir?

Orhan Kemal kimdir?



Türk edebiyatının en üretken, en toplumsal bakış açısına sahip yazarı Orhan Kemal’i ölüm yıldönümünde anıyoruz bugün. Bizler şanslı bir nesil olarak Orhan Kemal gibi değerli bir yazarın kalemine tanık olma şansına eriştik. Eserlerinde yaşamın içinden kahramanlarını seçen ve her kelimesinde biraz daha kahramanlaşan Orhan Kemal’in yaşam serüvenine göz atalım: Hayatı ekmek kavgası ve yaşam serüveni ile dolu olan Orhan Kemal’in yoksul bir yaşam öyküsü olduğunu biliyoruz. Yaşamı zorlu bir sürece tekâmül eden yazarın ekmek kavgası her zaman sürmüş…



Asıl ismi Mehmet Raşit Öğütçü olan yazar, 15 Eylül 1914'te Adana'nın Ceyhan ilçesinde dünyaya geldi. Babası Abdülkadir Kemali Bey’in işi dolayısıyla bir süre Suriye ve Lübnan’da yaşadı. 1932 yılında Adana’ya geri dönüş yapan yazarın İşçilik, dokumacılık, ambar memurluğu, katiplik gibi meslekleri de icra ettiği biliniyor. 1939 yılında ilk şiirlerini icra eden Orhan Kemal komünizm propagandası yaptığı gerekçesiyle 5 yıl hapse mahkûm ediliyor. Yaşamının ve yazarlık hayatının dönüm noktalarından biri olarak Bursa Cezaevinde Nazım Hikmet ile tanışma şansına erişiyor. 1943 yılında cezaevinden çıkarak Adana’ya geri dönen yazar, katiplik ve nakliyecilik mesleğine soyunuyor. Orhan Kemal 1950 yılında İstanbul’a yerleşiyor ve bu şehirde hayatını yazıları ile geçindirmeye çalışıyor. 1966 yılında bir lokantada yaptığı konuşmanın komünizm propagandası olarak değerlendirilmesi üzerine yargılanıyor fakat bu kez beraat ediyor. Tedavi amaçlı ve Bulgaristan ve Romanya Yazarlar Birliği'nin davetlisi olarak bulunduğu Sofya’da 2 Haziran 1970 tarihinde beyin kanaması geçirerek hayata gözlerini yumuyor. Zorlu bir yaşam serüveninde Orhan Kemal’i usta yapan şeylerin başında eserleri geliyor. Gelin biraz da usta yazarın edebi yaşantısına göz atalım.



1939 yılında mahkûm olduğu zamanlarda Kayseri Cezaevinden hece ölçüsüyle yazıp yolladığı ilk şiiri “Duvarlar” Yedigün Dergisinde “Reşad Kemal” imzasıyla yayınlandı. İlk romanı “Babaevi”nin bazı bölümleri Yeni Edebiyat dergisinde 1940 yılında yayınlandı. Bu sürece kadar olan yazılarında genelde şiir ve öyküyü harmanlayan yazarın sonraki çalışmaları öykü türünde yoğunlaştı. "Orhan Kemal" adını ilk kez 1942'de "Yürüyüş" dergisinde yayınlanan şiir ve öykülerinde kullandı. Öyküleri bu süreçten sonra birçok dergide yer alma şansını yakaladı. Zorlu bir yaşam serüveninden geçen Orhan Kemal, geçimini sağlayabilmek için yazdı, durmadan yazdı… Toplumcu gerçekçi bir dili benimseyen yazar eserlerinde karakterlerini yoksul insanlardan, olaylarını ise farklı yaşam öykülerinden oluşturdu. Röportaj, inceleme, anı ve oyun gibi alanlarda da eserleri bulunan usta yazar Orhan Kemal’i ölüm yıldönümünde saygı ve sevgi ile anıyoruz.


Edebiyat dünyasında ustalaşan yazarın eserlerine tanık olduğumuz için kendimizi çok şanslı hissediyor ve ruhu şad olsun diyoruz.

Kaynak:www.medyarota.com


Ahmet Arif kimdir?



  • (d. 21 Nisan 1927, Diyarbakır - ö. 2 Haziran 1991, Ankara)

  • Kürt kökenli şair ve gazeteci. Ahmed Arif, 21 Nisan 1927'de Diyarbakır'ın Hançepek semtindeki Yağcı Sokak 7 No'lu evde dünyaya gelir. Diyarbakır Lisesi'nden mezun olunca Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Felsefe Bölümü'ne girer. 1940-1955 yılları arasında değişik dergilerde yayınladığı şiirlerinde kullandığı kendine has lirizmi ve hayal gücüyle Türk edebiyatındaki yerini almıştır. Türkçeyi en iyi kullanan şairlerdendir.Şiirlerinde hep ezilen insandan yana olmuştur ve ezilenlerin kardeşliğine vurgu yapmıştır. Şiirlerinin toplandığı tek kitabı Hasretinden Prangalar Eskittim 1968'de yayınlanmıştır. Türkiye'de en çok basılan kitaplar listesindedir. Ahmed Arif şiiri hala gençliğe damgasını vurmaktadır. Ahmet Kaya, Cem Karaca gibi sanatçılarca birçok şiiri bestelenmiştir. Ankara'da yalnız yaşadığı evinde 2 Haziran 1991 yılında geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirmiştir.


Hasan Saltık kimdir?


1964, Hozat, Tunceli'de dünyaya geldi. Kalan Müzik'in kurucusudur. Klasik Türk Müziği’nin, Anadolu, Kafkas ve Balkan halk müziklerinin nadide örneklerini derlemiş ve yayımlamıştır. İlköğrenimini Tunceli'de, ortaöğrenimini İstanbul'da tamamladı. İstanbul Devlet Konservatuvarı'nda başladığı obua eğitimini ekonomik güçlükler nedeniyle yarım bırakarak Suadiye Lisesi'ne devam etti. Amcasının oğlu Rahmi Saltuk’un plak şirketinde dört yıl çalıştıktan sonra 1992 yılında Kalan Müzik'i kurdu.

Unutulmaya yüz tutmuş arşivlik kayıtlarını elinde bulunduran koleksiyonerlerden ve eski müzisyen ailelerinden derlediği etnomüzikolojik çalışmalar için de önem taşıyan eserleri "Kalan Müzik" etiketi altında yayınladı. Çeşitli yörelerin ulusal ve uluslararası arşivlerde; özellikle şahısların ellerinde saklanmış ya da unutulmuş kendi dillerinde müzik örneklerini içeren albümler yayınladı.

Bizzat o yörelerde yaşayan sanatçılar tarafından kendi arkaik dil ve lehçelerinde seslendirdikleri müzik eserlerinin derlenmesi için araştırmacılara destek verdi, yapılmalarına ön-ayak oldu. Pomak göçmenlerinden Tahtacı Türkmenlerine, Sadettin Kaynak'tan, Münir Nurettin Selçuk'a, Hacı Taşan'’dan, Hisarlı Ahmet'e, Hafız Yaşar'dan Muharrem Ertaş'a; Neşet Ertaş'tan Neyzen Tevfik'e, Malatyalı Fahri'den Âşık Veysel'e uzanan bir arşiv malzemesini yayımladı.


Türkiye'nin zengin kültür potansiyelini ortaya çıkarmaya dönük dokuzyüzü aşkın proje gerçekleştirdi. Projeleriyle Anadolu kültür mirasının, uluslararası festivaller yoluyla dünyaya açılmasına, dünyanın en prestijli arşiv ve kütüphanelerinde dinleyicilerle ve akademisyenlerle buluşmasına imkân sağladı. 1998’de kemancı Cihat Aşkın'ın ‘Minyatürler’iyle Klasik Batı Müziği alanına yöneldi. 2 Haziran 2021'de aramızdan ayrıldı.



Hüseyin Avni Lifij kimdir?


(1886 -1927) Hüseyin Avni Lifij, Fransızcasını pekiştirmek için bir süre Alyans Israelit Okulu'na devam etti, İskender Ferit Bey’den özel ders aldı. Anatomi öğrenmek için Mülkiye Tıbbiyesi’ne, boya tekniğini öğrenmek için Eczacı Mektebi’nin fizik kimya derslerine dinleyici öğrenci olarak girdi. Osman Hamdi ve Abdülmecid Efendi’nin beğenmesi üzerine Paris’e gönderilecek öğrenciler listesine alındı. 1909’da Paris’e giderek École des Beaux-Arts’da Fernand Cormon Atölyesi’nde resim çalıştı. Boş zamanlarında Octave Denis Victor Guillonnet ve André Lecomte du Noüy’ün atölyelerine de devam etti. 1912’de İstanbul’a dönerek İstanbul Sultanisi’nde resim öğretmenliğine başladı. 1915’te Kandilli İnas Sultanisi'nde Fransızca öğretmenliği yaptı. 1916’da Galatasaraylılar Yurdu’nda açılan ilk sergiye, 1917 sonbaharında açılan Savaş Resimleri ve Diğerleri sergilerine ve 1918 Viyana sergisine katıldı. 1921’de beş eseri Elvah-ı Nakşiye Koleksiyonu’na alındı. Türk Ressamlar Cemiyeti tarafından düzenlenen 4. Galatasaray Resim Sergisi’ne ve Serbest Resim Atölyesi sergilerine katıldı. Heykeltıraş Nijad Sirel’in kız kardeşi Harika Hanım'la evlenen Lifij, eşi ve kayınbiraderi ile Ekim 1922’de Bursa’ya Atatürk’ü karşılamaya giden öğretmenler arasında yer aldı. Avni Lifij’i Ankara’ya götüren Mustafa Kemal, onu Erkan-ı Harbiye’de dört ay misafir etti, burada Fevzi Çakmak’ın portresini yaptı, dönüşünde savaşın vahşetini, geride kalan yıkımı ve hüznü gösteren Kara Gün ve Akgün tabloları üzerinde çalışmaya başladı. 1924’te Sanayi-i Nefise Mektebi, süsleme öğretmeni oldu. Bir figür ressamı olan Lifij’in poşadları dışındaki büyük boyutlu kompozisyonları, simgesel bir kurguya sahiptir. Rengi ve ışığı ustalıkla kullanan sanatçı, kendine özgü ışığı ile şiirsel, gizemli bir atmosfer yaratır. Sanatçının ilham anını gösteren Atölye, sembolik/romantik bir resimdir. Avni Lifij, İstanbul dışındaki köyleri, köy yaşamını ve doğasını günün farklı zamanlarında resmetmiştir. Fotoğrafla da ilgilenen Lifij, bir tür fragman estetiği kullanır, konularını büyütüp küçültür, netlikleri ile oynar, kimi zaman bir lekeye dönüştürür. Kaynak: Ankara Resim ve Heykel Müzesi / Editör Zeynep Yasa-Yaman, Fotoğraflar: Sıtkı Fırat, Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2012


Besim Üstünel kimdir?




İktisatçı, akademisyen, iktisat profesörü, yazar, siyasetçi, milletvekili, 1977 Bülent Ecevit Hükümetinde Maliye Bakanı (D. 1927, Gaziantep - Ö. 2 Haziran 2015, İstanbul). Tam adı Besim Emin Üstünel’dir. Gaziantep Lisesini ve İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi. 1948’de İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesine iktisat teorisi asistanı olarak girdi. 1953’te doçent, 1961’de Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat ve İktisadî Gelişme Kürsüsünde profesör oldu. Uluslararası İktisat ve İktisadi Gelişme Kürsüsü (1963-65) başkanlığı yaptı. Devlet Planlama Teşkilatı başdanışmanlığı ve Başbakanlık İktisadî Plânlama Dairesi başkanlığı görevlerinde bulundu.

1966-71 yılları arasında CHP Genel Sekreter Yardımcısı, 1977 Bülent Ecevit Hükümetinde Maliye Bakanı oldu. Uzun yıllar Siyasal Bilgiler Fakültesinde (1961-75), Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisinde iktisat dersleri verdi. Ayrıca konuk öğretim üyesi olarak ABD, İsveç ve Japonya’da çalıştı. İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Fakültesi (1981-88), İÜ İşletme Fakültesi (1988-92), Marmara Üniversitesi Çağdaş İşletmecilik Enstitüsü (1993-97)’nde öğretim üyeliği yaptı.

Ders kitaplarının dışında, ekonominin günlük yaşama ilişkin yönlerini irdeleyen kitaplar yazdı. Kalkınmanın Neresindeyiz? (1966) eseri bu tür çalışmalarından biridir. Ekonomik ve politik konularda düzenlenen pek çok toplantıya katılarak bildiriler sundu, konferanslar verdi.

2 Haziran 2015, İstanbul’da hayatını kaybetti. 4 Haziran 2015 günü Teşvikiye Camiinde öğlen namazı ardından kılınan cenaze namazından sonra Ulus Mezarlığında toprağa verildi.

TÜSES Vakfı (kurucu ve yönetim kurulu), Türkiye Japon Araştırmacıları Derneği (kurucu, yönetim kurulu üyesi ve başkan), İktisat Fakültesi Mezunları Derneği, Ankara 19 Mayıs Tenis Kulübü, Anadolu Kulübü, İstanbul Tenis Kulübü ve Dağcılık Kulübü üyesiydi.

ESERLERİ:

Milletlerarası İktisadî Birleşmeler Teorisi: Avrupa Müşterek Pazarı ve Türkiye (1960), Avrupa Ortak Pazarının Türk Ekonomisi Üzerinde Muhtemel Tepkileri (1962), Kalkınmanın Neresindeyiz? (1966), Ekonominin Temelleri.

Ayrıca ekonomi alanında meslekî ders kitapları vardır.


Cevher Özden kimdir?



1933 yılında Trabzon, Sürmene ilçesi Kastel köyünde dünyaya geldi. Asıl adı Abidin Cevher Özden’dir. 1949 yılında Öztürk Serengil ile birlikte 16 yaşında iken İstanbul'a geldi.

İş dünyasına banker olarak 1961 yılında girdi. İlk işi tasarruf bonolarıydı. O dönemde memurlara maaşlarının bir kısmı bono olarak veriliyordu. Fakat vatandaşlara bono değil para lazımdı. Bonoların hamiline yazılı olması Kastelli'ye yaradı. Memurdan bonoları değerinin altına paraya çeviriyordu. Ancak devlet bu parayı vermeyince Kastelli de battı. Tekrar ayağa kalkışı ise 1980 öncesine denk geliyor. O dönemde bankalar yüzde 2-3 sabit faizlerle para topluyordu. Ancak kaynak yetmeyince mevduat sertifikaları çıkardılar. Fakat alıcı yoktu. Kastelli'ye ikinci fırsat böylece doğmuş oldu. 100 liralık sertifikayı 75'e alan Kastelli halka "100 lira getirin ben size yüzde 5-6 vereceğim" diyordu.

Böylece Ponzi finansman modeli denilen sistem işletiliyordu. Ponzi'de sisteme her gelen yeni kişi bir öncekini finanse ediyordu. Zincir böylece uzayıp gidiyordu. Kastelli'de bu zincirin halkaları 250 bin kişiye ulaşmıştı. Sertifikaların satışı durdurulunca Kastelli ikinci kez iflas etti. Binlerce insan Kastelli'nin büroları önünde kuyruklar oturdu.

O ünlü Bankerler Krizi'ne neden olan adam olarak Türk iktisat tarihine geçen Kastelli, aynı zamanda Türkiye'de finansal sistemin yeniden düzenlenmesine yol açtı. "Bankerler krizi" ile beraber Türkiye'de Sermaye Piyasası Kanunu çıkartıldı ve Sermaye Piyasası Kurulu kuruldu ve İstanbul Borsası açıldı. 1982'deki batış sonrası tasfiye kurulu oluşturuldu ve 150 bin kişi tasfiyeye başvurdu. Tasfiye masası alacaklılara parasını tamamen ödedi. İnşaat işleri ise iyi gitmedi. 2007'de borçları nedeniyle bunalımdaydı. Oğlunun mezarı başında intihar girişiminde bulundu, olmadı.

1970 li yıllardan itibaren İsmini finans piyasalarında borsada hisse senedi ve diğer menkul kıymet aracılığı, döviz operasyonları ile duyurdu. 1980 yılından sonra Turgut Özal tarafından finans sektörünün çehresinin değiştirilmesiyle kısa zamanda "Banker Kastelli" adı altında bankaların aracılık hizmetlerini yürütmeye başladı. Bir yıl içinde yaklaşık 550 bin kişinin 2.5 milyar Dolar değerinde mevduatını yöneten kişi durumuna geldi.

Banker Kastelli yani Cevher Özden, Cemil Topuzlu’nun köşkünü 1931 yılında satın alan iş adamı Ali İpar’ın babası ‘Şeker Kralı’ olarak bilinen Hayri İparmirasçılarından 1980 yılında satın aldı. 1997 yılında bu köşk armatör Şadan Kalkavan’a ve Mehmet Nazif Günal’a satıldı.

1982 yılında Fenerbahçe başkanlık seçimlerinde Ali Şen (spor adamı)’in karşısına başkan adayı olarak çıktı. Başkan seçildiği takdirde kulübe 250 milyon lira Fenerbahçe kulübüne bağışlayacağını söylese de seçilemedi.

Turgut Özal’ın ekonomiden sorumlu başbakan yardımcılığı yaptığı dönemde alınan bir karar ile bankaların bankerler aracılığıyla mevduat sertifikası satması engellendi, ayrıca 1982 yılının yazında Cevher Özden, yönettiği kaynakları kendi işleri için kullanmaya başlaması ile müşterilerine yapması gereken ödemeleri yapamayınca Banker Kastelli adı ile anılan skandal patlak verdi ve Cenevre'ye kaçtı. 30 Eylül 1982’de Tunus’ta yakalandı. Türkiye’ye getirildi. Cezaevi ve sonrasındaki yıllarda da gündemde kaldı. Davası yıllarca sürdü. Davası 8.5 yıl sürdü ve beraat etti.

Cevher Özden, 2 Haziran 2008 tarihinde İstanbul’da kendi iş yerinde ofisinde tabanca ile intihar etti.

İntihar etmeden önce savcıya, avukatına ve yakınlarına 6 mektup yazarak bırakmıştır.

1958 senesinde Mukadder Özden ile evlendi. Üvey oğlu Cemil Bahadır ve Necdet, öz oğulları Ali Korkut Özden, Nedim Özden ve Deha Özden adlarında 5 çocuğu vardı.

Cevher Özden, bıraktığı mektuplardan biri Erdoğan Demirören’e idi ve vasiyetinde ailesine bakmasını istedi.


Necla Kuneralp ve Beşir Balcıoğlu kimdir?

2 Haziran 1978'de Türkiye'nin Madrid Büyükelçisi Zeki Kuneralp'in eşi Necla Kuneralp, kardeşi emekli Büyükelçi Beşir Balcıoğlu ve diplomatik aracının şoförü Antonio Torres ile birlikte Madrid'de öldürüldü.

Saldırı, Ermeni terör grupları ASALA ve JCAG tarafından dünyanın dört bir yanındaki Türk diplomatlara ve aile üyelerine yönelik suikastlardan sadece biriydi.

1975 yılında Lübnan İç Savaşı sırasında Lübnan'ın Beyrut kentinde kurulan ASALA, yüzlerce kanlı terör eyleminden JCAG'ı sorumlu tuttu.

Türk hükümetini "1915'teki sözde Ermeni soykırımının sorumluluğunu alenen kabul etmeye, tazminat ödemeye ve bir 'Ermeni vatanı' için toprak vermeye" zorlamak için ASALA, Türk diplomatlarını çok sayıda kanlı saldırıda şehit etti.

Bu Ermeni terör saldırıları, 1980'den 1983'e kadar, 699 saldırının 580'inin -- yüzde 80'den fazlasının -- gerçekleştiği zamana kadar yoğunlaştı. Ermeni Terörü çalışmasına göre terör saldırıları 1986'da sona erdi.



98 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page