Bugün 13 Nisan. Divan edebiyatı şairi Nâbi, Prof. Dr. Feza Gürsey ve Muhip Arcıman'ın ölüm yıldönümleri.
BRT Yayın Grubu olarak bu değerlerimizi saygıyla, sevgiyle anıyoruz.
Nâbi kimdir?
Yusuf Nâbi, (Osmanlı Türkçesi: نابی) Nabî, d. 1642; Urfa - ö. 13 Nisan 1712 İstanbul), Divan Edebiyatı şairi. 1642 senesinde Urfa'da doğan Yusuf Nâbi yokluk ve sefalet içinde yaşayarak büyüdü ve 24 yaşındayken de İstanbul'a gitti. Burada eğitimine devam eder ve şiirleri ile tanınmaya başlar. Paşa vefat edince ise Halep'e gider. İstanbul'da geçirdiği dönemde birçok önemli isimle arkadaşlıkları olmuş, sarayla da bazı ilişkiler kurmuştur. Bunun da etkisiyle, Halep'te geçirdiği yıllarda (yaklaşık 25 yıl) devletin sağladığı imkânlarla rahat bir hayat sürdürmüştür. Eserlerinin çoğunu Halep'te geçirdiği bu yıllarda kaleme almıştır. Daha sonra arasının da iyi olduğu Halep Valisi Baltacı Mehmet Paşa Sadrazam olunca Nâbi'yi yanına aldı. Bu dönemlerde Nâbi, Darphane Eminliği, Başmukabelecilik gibi görevlerde bulundu. Ayrıca, bazı kaynaklara göre Nâbi aynı zamanda çok güzel bir sese sahipti ve müzik konusunda da fazlasıyla başarılı idi. "Seyid Nuh" ismiyle bazı besteleri olduğu bilinir. Nâbi, İstanbul'da 1712 yılında öldü. Kabri Karacaahmet Mezarlığı'nda Miskinler Tekkesi'ne giden yolun sol kenarında olup, II. Mahmut ve II. Abdülhamit tarafından tamir ettirildi. Nabi bazı kaynaklara göre espriliydi.
Dönemi, çalışmaları
Nâbi'nin ünlü Hayriyye'sinin yazma nüshalarından birinin ilk iki sayfası
Nâbi, Osmanlı'nın duraklama devrinde yaşamış bir şairdi, idare ve toplumdaki bozukluklara şahit oldu. Çevresindeki bu negatif olgular onu didaktik şiir yazmaya itmiş, eserlerinde devleti, toplumu ve sosyal hayatı eleştirmesine neden olmuştur. Ona göre şiir, hayatın karşılaşılan sorunların ve günlük hayatın içinde olmalı, hayattan, insandan ve insanî konulardan izole edilmemelidir. Bu yüzden şiirleri hayat ile alâkalı, çözümler üretmeye çalışan, yer yer nasihatta bulunan bir şairdir. Eserlerinin herkes tarafından anlaşılması ve hayatla iç içe olmasını istemesindendir belki de, kullandığı dil yalın ve süssüzdür.
"Bende yok sabr u sükûn, sende vefadan zerre; İki yoktan ne çıkar fikredelim bir kere."
Nâ ve bî kelimeleri Farsça 'yok' manasına gelmektedir. Bu beyitte Nabî mahlasının oluşumunu belirtmektedir.
Eserleri
Feza Gürsey kimdir?
7 Nisan 1921 tarihinde İstanbul’da doğdu. Babası askeri doktor Ahmet Reşit Gürsey, annesi ise Türkiye Cumhuriyeti’nin öncü bilim kadınlarından kimyager Remziye Hisar‘dır. Anne-babasının çocuklarının eğitimi üzerine titizlikle eğilmesi ve küçük yaşta İstanbul aydın çevresinin içinde yer almak onun çok yönlü ve sanata düşkün kişiliğinin oluşmasını sağladı. Feza Gürsey Galatasaray Lisesi’ndeki eğitimini 1940 yılında tamamladı. 1944 yılında da İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik–Fizik Dalı’ndan mezun oldu. İstanbul Üniversitesi’ndeki fizik asistanlığı sırasında M.E.B. tarafından yapılan sınavı kazanarak İngiltere’de Imperial College’de doktora yapma imkanını elde etti. Kuaterniyonların alan teorisine uygulanmaları konusunda yaptığı ve 1950’de tamamladığı çalışması, bilim dünyasında uyandırdığı yankıların yanısıra, onun için de yaşam boyu sürecek bir araştırma ilgisinin odak noktası oldu. 1950-51 yılları arasında Cambridge Üniversitesi’nde doktora sonrası çalışmalar yaptıktan sonra 1951’de İstanbul Üniversitesi’ne fizik asistanı olarak tayin edildi. 1952’de kendisiyle birlikte fizik asistanlığı yapmakta olan Suha Pamir ile evlendi. Bu evlilikten Yusuf isminde bir çocukları oldu. 1953’de İstanbul Üniversitesi’nden doçent unvanını aldı. 1954-61 yılları arasında süre öğretim üyeliği boyunca Türk bilim tarihinin ilk ve son Teorik Fizik Kürsüsü’nün temelini oluşturan iki öğretim üyesinden biri olarak kürsünün geleceğini hazırlamıştı. Bu arada 1957-61 yılları arasında Brookhaven Ulusal Laboratuvarı’nda, Princeton Üniversitesi’nde İleri Araştırma Enstitüsü’nde ve Columbia Üniversitesi’nde araştırmalar yapmış olan Feza Gürsey’in bu dönemi onun bilimsel açıdan en verimli dönemlerinden biri olmuş, bu sırada ona hayatının sonuna kadar hayranlık duyan ve onu destekleyen Nobel Fizik Ödülü sahibi Wolfgang Pauli ile, atom bombasının babası olarak bilinen J.R. Oppenheimer ile, yine Nobel Ödüllü fizikçiler olan E. Wigner, T.D. Lee ve C.N. Yang ile tanışmış, onlarla dostluklar kurmuştu. Uluslararası ününe ve önünde açılan yurtdışı prestijli iş olanaklarına rağmen 1961’de Türkiye’ye döndü ve ODTÜ’nün sunduğu profesörlük unvanını kabul ederek ODTÜ Teorik Fizik Bölümü’nün kurulmasında önemli bir rol üstlendi. 1960’lı yıllarda Kiral Bakışım Kuralını ortaya koyarak uzay-zaman bakışımı çalışmalarının genişletilmesine ön ayak olan Gürsey, kuantum renk dinamiği kuramı çevçevesinde çalışmalara imza atmıştır. 1974 yılına kadar ODTÜ’de ve Yale Üniversitesi’nde dönüşümlü olarak öğretim üyeliği görevine devam eden Feza Gürsey, sayısız öğrenci yetiştirdi ve etkin bir araştırma grubu kurdu. 1974’de Yale Üniversitesi’nde kürsü başkanlığına getirildi. [1990]’lı yıllarda emekli olarak Türkiye’ye dönmeye hazırlanırken prostat kanserine yakalandı. Feza Gürsey, bu hastalıktan 13 Nisan 1992’de ABD’nin New Haven kentinde hayata gözlerini kapattı. 1993’te Ankara’da kurulan Türkiye’nin ilk bilim merkezine adı verilmiştir.
Muhip Arcıman kimdir?
(d. 1916, Ankara - ö. 13 Nisan 1998, İstanbul), tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu.
Ankara Devlet Konservatuvarı'ndan mezun olarak, 1938 yılında Şehir Tiyatroları kadrosuna giren, uzun yıllar hizmet ettiği kurumda sayısız oyunda rol alan Arcıman, 1978 yılında emekli olmuştur. Sanatçı, tiyatronun dışında sinema ve dizi filmlerde de oynamış, ayrıca seslendirme çalışmaları yapmıştır. Sanatçı, kendisi gibi tiyatro sanatçısı olan Saime Arcıman ile evliydi.
Filmografisi
Bir Aşkın Bittiği Yer - 1996
Şehnaz Tango - 1996
Ayaşlı ve Kiracıları - 1989
Sevimli Hırsız - 1988
Yarın Yarın - 1987
Yolun Sonundaki Karanlık - 1987
Ölümünün Ellinci Yılında Mehmet Akif Ersoy - 1986
Sekreter - 1985
Acımak - 1985
Yangın - 1984
Küçük Ağa - 1983
Nasıl İsyan Etmem - 1982
Kızını Dövmeyen Dizini Döver - 1977
Aile Şerefi - 1976
Kader Değişmez - 1959
Tilki Leman - 1958
Fırtına Geçti - 1957
Irz Düşmanları - 1955
Beklenen Şarkı - 1953
Hüküm Sabahı - 1952
Son Gece - 1952
İmralı'dan Doğan Güneş - 1952
Yavuz Sultan Selim Ve Yeniçeri Hasan - 1951
İstanbul Kan Ağlarken - 1951
Harmankaya - 1948
Şehvet Kurbanı - 1940
Allahın Cenneti - 1939
Tosun Paşa - 1939
Comments