Bugün 3 Şubat. Kültürümüze iz bırakan Neriman Altındağ Tüfekçi, Ali Bey, Sadettin Kaynak, İsmet Giritli ve İlhan Arakon'un ölüm yıldönümü bugün.
BRT Yayın Grubu olarak bu değerlerimizi saygıyla, sevgiyle anıyoruz.
Neriman Altındağ Tüfekçi kimdir?
Neriman Altındağ Tüfekçi, repertuarında yer alan tüm öğelere ait türkü ve özellikle uzun havaları aslına ve yöre uslubuna uygun yorumuyla solist olarak büyük başarı ve ün kazanmıştır. Zamanın akademik eğitim veren tek kuruluşu olan Ankara Radyosun’da oluşturulan büyük jürilerce yapılan sınavları üstün başarı ile kazanarak ; İlk kadın solist, İlk kadın öğretmen, İlk kadın şef ve bügüne kadar Halk Müziği dalında verilen ilk ve tek kadın artist-öğretmen ünvanlarına layık görülmüştür. Hançere özelliği ve sesinin genişliği yanısıra çok titiz çalışması onun, gerek uzunhavalar gerekse kırıkhavalar konusunda en geniş repertuara sahip Halk Müziği sanatçısı olmasını sağlamıştır. Yüzden fazla derlemesi bulunan Neriman Altındağ Tüfekçi’nin Nida Tüfekçi ile birlikte yazdığı “Memleket Türküleri” adlı bir de kitabı vardır. Gerek şef ve gerek solist olarak çeşitli radyo ve televizyon konserlerinin yanısıra, Japon Kültür Bakanlığı’nın özel davetlisi olarak Tokyo ve İşikava’da açıklamalı konserler vermiştir. Ulusal ve Uluslararası kongre , rostrum ve sempozyumlarda çeşitli bildiriler sunan Neriman Altındağ Tüfekçi, Halk Müziği ile ilgili değişik konularda konferanslar vermiştir. Bugün Halk Müziği’nin ön sıralarında yer alan sanatçıların çoğu onun öğrencileridir. İTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuarı’nın yüksek ve lisansüstü bölümlerinde öğretim görevlisi ve Danışma Birimi üyesi olarak çalışmalar yapmıştır. Neriman Altındağ Tüfekçi, 02 Şubat 2009 pazar günü geçirdiği kalp krizinin ardından tedavi altında alındığı İstanbul Florance Nightingale Hastanesi’nde 03 Şubat 2009 tarihinde yaşama veda etmiştir.
Ali Bey kimdir?
ÂLİ BEY (DİREKTÖR), (1844 İstanbul - 1899 İstanbul), oyun yazarı ve çevirmen. Çocukluğunda özel ders alarak Fransızca öğrendi. İlkin Tercüme Odası’nda çalıştı; birçok devlet görevinde bulundu. Daha sonra Düyunu Umumiye müfettişi olarak doğu illerini ve Irak’ı gezdi. Varna, Elâzığ ve Trabzon valiliği yaptı. “Direktör” adıyla anılmasına, Düyunu Umumiye direktörlüğünü yapması neden oldu. İlk yazıları Diyojen adlı mizah gazetesinde yayımlandı. Sonra “Burada Bir Kokana Yatıyor” adlı bir perdelik oyunu ile tiyatro çalışmalarına başladı. Özellikle Molière’in “Les Fourberies de Scapin” (Skapen’in Dolapları) adlı oyunundan adapte ettiği “Ayyar Hamza”da gerek dil, gerek teknik yönlerden başarı kazandı. Başlıca yapıtları: “Burada Bir Kokana Yatıyor” (oyun, 1870), “Ayyar Hamza” (1871), “Misafir-i İstiskal” (oyun 1872), “Geveze Berber”(oyun,
1873) “Lehçet’ül Hakayık” (oyunlarında geçen güldürü sözcüklerini
kapsayan sözlük, 1896), “Seyahat Jurnalı” (gezi notları, 1897), “Letafet”(oyun, 1897).
Sadettin Kaynak kimdir?
Sadettin Kaynak, 1895 yılında İstanbul’un Taşkasap semtinde doğmuştur. Karadeniz kökenli babası Ali Alâaddin Efendi ve annesi Havva Hanım’ın beş çocuğun en büyüğü olarak dünyaya gelir. Henüz 10 yaşında iken hafız olan Sadettin Kaynak, yine o yaşlarda babasını kaybeder.
Dini bilgisini pekiştiren Kaynak, İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi tahsilini de devam ettirir.
Birinci Dünya Savaşı sırasında Diyarbakırda yedek subaylık yaptı. Cumhuriyet kurulduktan bir süre sonra da Sultan Selim Camii’ne önce ikinci, sonra da 1928 yılında baş imam olur.
Dinî müzik ile din dışı müziği birlikte öğrenmiş ve icra etmiştir. 1926 yılında; ilk bestesi olan hüzzam şarkısı “Hicran-ı Elem“i yazmıştır. Saadettin Kaynak, dini bir muhitte yetişmiş, Sultan Selim Camii’nin baş imamı iken 1930’larda da, altı yıl yaptığı imamlıktan ayrılır. ilahiden marşa, film müziğinden türküye kadar bir çok alanda eser vermiş bir bestecidir.
İlk Türkçe ezanı da seslendiren Saadettin Kaynak’tır. 1930 yılında Paris’te konser verir. 1940-1950 yılları arasında seksenin üzerinde film müziği bestelemiştir. 1947’de hacca gider. 1950 senesinde de Sultanahmet Camii imamlığı için talepte bulunur ve 2-3 yıl bu görevi yapar.
Sadettin Kaynak’ın bestelediği “Çile bülbülüm çile”, “Ayrılık yaman kelime”, “Deli gönül gezer gezer gelirsin”, “Ağla gözlerim ağla”, “Telli turnam” gibi 42 ayrı makamda yazdığı 632 kadar eseri bulunmaktadır.
Sadettin Kaynak, Sultanahmet Camii imamı iken 1953 senesinde felç geçirir; 3 Şubat 1961 tarihinde İstanbul’da Haydarpaşa Numune Hastanesi’nde ölmüştür. Merkez Efendi Mezarlığı’na defnedilmiştir.
Evlilikleri : 1.evliliği : 1926 senesinde Sultan Selim Caminin eski imamının kızı Zehra ile evlendi. İlki 1927’de doğan Emine Cavidan, 1929 yılında dünyaya gelen Ali Yavuz’la birlikte 1931’de doğan Ömer Feyyaz ve 1938 yılında doğan Mustafa Günaydın adında dört çocuğu olur. Feyyaz ile Günaydın arasında doğan Cengiz ise henüz iki buçuk yaşında iken vefat eder. 1941’den itibaren Eşinden boşanmak istedi ama bir türlü mahkemeler boşamadı yıllarca ayrı yaşadılar.
2.evliliği : Sadettin Kaynak, bakıcısı Gülfiye hanım ile birlikte yaşadı.
Eserlerinden bazıları: Gönül Nedir Bilene gönül veresim gelir – Nihavend Leyla Bir Özge Candır – Segah Niçin Baktın Bana Öyle – Uşşak Yadeller Aldı Beni – Hicaz Çile Bülbülüm Çile – Muhayyer Ben Güzele Güzel Demem – Mahur Gönlüm Seher Yeli Gibi- Hüzzam Benim Yarim Gelişinden Bellidir – Hicaz Tel Tel Taradım – Hicaz Kara Bulutları Kaldır Aradan – Karcığar Muhabbet Bağına Girdim Bu Gece- Hicaz Dertliyim Ruhuma Hicranını – Segah/Nihavend İncecikten Bir Kar Yağar – Segah Enginde Yavaş Yavaş – Hicaz Gönlümün İçindedir Gözden Irak Sevgili – Hicaz Leylâkların Hayali – Hüzzam
Şerif İçli kimdir?
20 Aralık 1899 tarihinde İstanbul’un Beşiktaş semtinde doğdu. Babası Hacı Mehmed Efendi, annesi Şöhret Hanım’dır. İlk öğreniminin ardından Âfitâb-ı Maârif Rüşdiyesi’ni bitirdi. İlk resmî görevi küçük yaşlarda başladığı Orman ve Maâdin Nezâreti’ndeki memuriyetidir (1914). Askerliğini Ankara’da yaptı. Terhisten sonra İktisat Vekâleti’nde arşiv memuru olarak çalıştı, bir taraftan da akşamları sâzendelik yapıyordu. Ancak bu iki işten birini tercih etmesi istendiğinde vekâletteki görevinden ayrıldıysa da bir süre sonra İktisat Vekili Celâl Bey’in (Bayar) yardımıyla tekrar vekâletteki vazifesine döndü. Bu görevde iken 1938’de faaliyete geçen Ankara Radyosu’nun saz heyetinde Eşref Kadri ismiyle çalışmaya başladı. 1946’da bakanlıkta ve radyodaki görevlerinden istifa edip İstanbul’a döndü ve Maksim Gazinosu’na girdi. 1949 yılından itibaren açılan yeni İstanbul Radyosu’nda ve bazı gazinolarda ud sanatçısı olarak yer aldı, bu arada özel dersler verdi. Son zamanlarında gazinolardan tamamen çekilerek bütün mesaisini radyoya ve derslerine ayırdı. 3 Şubat 1956 tarihinde radyodaki bir program esnasında geçirdiği kalp krizi sonucu öldü ve Feriköy Mezarlığı’na defnedildi. Şerif İçli, devrinin ud icracıları ve bestekârları arasındaki özel yerinin yanında bilhassa sazı ve sesiyle fasıl mûsikisinin vazgeçilmez sanatkârlarından biridir. İlk mûsiki çalışmalarına komşusu Nakiye Hanım’dan ud dersleri alarak başladı ve 1921’de girdiği Beşiktaş Mûsiki Kulübü’nde kendini yetiştirdi. Burada tanıştığı kemânî Hakkı Derman’la arkadaşlıkları ömür boyu devam etti. Daha sonraki yıllarda klarnet sanatçısı Şükrü Tunar’ın da katılması ile meydana gelen Şerif İçli – Şükrü Tunar – Hakkı Derman üçlüsünün gerek fasıllarda gerek solo programlarda ortaya koyduğu zengin icra örnekleri hâfızalarda derin izler bırakmıştır.
Döneminde “altın ud” diye anılan İçli’nin üstün ritim yeteneği, pürüzsüz mızrabı ile kendine mahsus tavrı katıldığı fasıl ve sololarda hemen hissedilirdi. Aynı zamanda iyi bir hânende olduğundan fasıllara sesiyle de iştirak ederdi. Şevki Bey’in üslûbu sezilen, kendine özgü, duygulu ve sağlam bir prozodik yapının hâkim olduğu bestelerinde güfte seçimine çok özen göstermiştir. Kibar ve zarif kişiliğiyle tanınan Şerif İçli’nin ilk şarkısı 1924’te bestelediği, “Gelmeseydim âleme hiç görmeseydim ben seni” mısraıyla başlayan uşşak şarkısı ise de asıl şöhretini 1927’de bestelediği, sözleri Süleyman Nazif’e ait, “Derdimi ummâna döktüm âsumâna inledim” mısraıyla başlayan hicaz şarkısıyla elde etmiştir. Günümüze ulaşan yetmiş üç eserinden iki saz semâisiyle bir yürük semâi dışındakilerin hepsi şarkı formundadır (eserlerinin bir listesi için bk. Öztuna, I, 382-383). Saz semâileriyle yürük semâisi ve elli dört şarkısı Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu repertuvarında kayıtlıdır. “Ezelden âşinânım ben ezelden hem-zebânımsın” mısraıyla başlayan hüseynî, “Yine bir sızı var içimde akşam oldu diye” mısraıyla başlayan hüzzam, “Mest oldu gönül gözlerini gördüğüm akşam” mısraıyla başlayan karcığar, “Hicran yine hicran mı bu aşkın sonu söyle” ve “Gözlerin hayran bakarmış görmeyip ısrârımı” mısraıyla başlayan uşşak şarkıları İçli’nin çok sevilen eserlerindendir.
Şarkılarının çoğu zamanın ses sanatçıları tarafından plaklara okunan ve halk arasında çok beğenilen, bazı yerli filmlere de müzik yapan Şerif İçli’nin nota yazma merakı vardı. Uzun yıllar emek vererek meydana getirdiği nota koleksiyonu vefatından sonra Ankara Radyosu tarafından satın alınmış olup halen Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu Müzik Dairesi Başkanlığı Arşivi’nde bulunmaktadır. Ayrıca Şarkı Güfteleri adlı üç ciltlik bir eser (İstanbul 1949-1950) ve Hüzzam Faslı adı altında yetmiş eserin notasının yer aldığı bir kitap (İstanbul 1951) neşretmiştir. Selâhattin İçli, Şerif İçli’nin kardeş çocuğu İbrahim İçli’nin oğludur.
İlhan Arakon kimdir?
(1916) Türk görüntü yönetmeni. Özellikle belgesel film çalışmalarıyla tanınmıştır. Edirne’de doğdu. Çocukluğu ve ilk gençliği İstanbul’da geçti. Ortaöğrenimini 1937’de tamamladı. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nin Mimarlık Bölümü’nü son sınıfta bırakarak çalışmaya başladı. 1938’de fotoğrafçılığa başladı. Kompozisyon, ışık, renk konularında Abidin Dino’nun bilgi vc deneyimlerinden yararlandı. 1940’ta genç ressamların düzenlediği Liman Sergisi’nde fotoğraflarıyla yer aldı. 1941’de Münir Hayri Egeli’nin kurduğu Ankara Çocuk Tiyatrosu’nda yönetmen yardımcısı olarak çalıştı. 1944’teŞadan Kamil’in Gençlik Günahı filmiyle Yeşilçam’da görüntü yönetmeni olarak çalışmaya başladı. Sinemada sanat yönetmeni, belgesel yönetmeni, ses kayıtçısı olarak 400’ün üstünde filme imzasını attı. 1974’ten beri Mimar Sinan Üniversitesi Sinema-Televizyon Bölümü’nde öğretim görevlisi olarak çalışmaktadır.
İlhan Arakon sinemaya uzun bir akademik eğitim, fotoğrafçılık ve tiyatro deneyiminden sonra başladı. Türk sinemasında “tiyatrocu” kuşağın yerini “sinemacı” kuşağa bıraktığı dönemde, görüntüyü salt durağan fotoğraf niteliğinden kurtarıp, eylemin hareketliliği içinde bir işlev kazandırmayı amaçlayan çalışmalar yaptı. 1950’de kardeşi yönetmen Aydın Arakon’un yönettiği İstanbul’un Fethi filminde, filmin başarısına büyük ölçüde katkıda bulunan çekimler yaptı. 1953’ten sonra belgeseller ve haber filmlerine ağırlık vermeye başladı. Yönetmen Ali İpar’la, Türkiye’de çekilen ilk renkli belgesel olan Bir Şehrin Hikâyesinde çalıştı. 1957’de Belçika yapımı Ayasofya filminin görüntü yönetmenliğini üstlendi. Bu filmde Türkiye’de o güne değin görülmeyen bir ışıklandırma tekniği kullandı. 1973’te TRT Televizyonu için Halit Refiğ’in çektiği Aşk-ı Memnu’nun sanat yönetmenliğini ve görüntü yönetmenliğini üstlendi.
YAPITLAR (başlıca):
Görüntü yönetmenliği yaptığı filmler:
Gençlik Günahı, 1944;
Seven Ne Yapmaz, 1946;
İstanbul’un Fethi, 1950;
Bir Şehrin Hikâyesi, 1953;
Ayasofya, 1957;
Dinmeyen Sızı, 1951;
Çığlık; Ankara Ekspresi; Köroğlu; Türkan Sultan; Aşk-ı Memnu,
Kaynak: Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi, 7. cilt, Anadolu yayıncılık, 1983
Prof. Dr. İsmet Giritli kimdir?
Prof. Dr. İsmet Giritli, 17 Nisan 1924 tarihinde Kırım’ın Sivastopol kentinde dünyaya geldi. İlköğrenimini Kırım’da tamamladıktan sonra Türkiye’ye göç etti ve lise eğitimini Kabataş Erkek Lisesi’nde okudu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi‘nden 1948 yılında mezun oldu. Bulvar gazetesi ile İstanbul Ticaret ve The Middle East dergilerinde makale ve yazıları yayınlandı. 1950 yılında İdare Hukuku Asistanı olarak göreve başladı, doçentlik tezini verdikten sonra akademisyenliğe devam etti. 1958-1959 yılları arasında New York Columbia Üniversitesi Hukuk Fakültesinde misafir öğretim üyesi ve araştırmacı olarak çalıştı. 1964 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Kürsüsünde profesör oldu. 1961 Anayasasını hazırlayanlar arasında yer aldı. Barolar Temsilcisi olarak Kurucu Meclis üyeliğine seçildi. Türkiye Millî Gençlik Teşkilatı (TMGT) Genel Başkanlığı ve Birleşmiş Milletlerde Türk Delegasyonu danışmanlığı yaptı. 1964-1968 yılları arasında TRT Yönetim Kurulu üyeliği ve başkanlığında bulundu ve Türkiye’de ilk televizyon yayınını gerçekleştiren yayıncı ekibin başında yer aldı. 1968-1969’da Columbia Üniversitesi Orta Doğu Enstitüsünde misafir öğretim üyesi olarak çalıştı. 1971-1972 yılları arasında Georgetown Üniversitesi‘nde Orta Doğu’da Amerikalı-Sovyet rekabeti konusunda dersler verdi ve Woodrow Wilson International Centers For Scholars’da İngilizce olarak yazdığı Super-Powers in the Middle East adlı kitap İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları arasında yer aldı. 1978-1979 yılları arasında Glasgow Üniversitesi‘nde Senior Research Fellow sıfatı ile petrol politikaları konusunda seminerler verdi. 1982-1991 yılları arasında Marmara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu Müdürlüğü ve Radyo Televizyon Yüksek Kurulu üyeliği yaptı. 1976 yılında Meksika Milletlerarası Hukuk Akademisi’ne seçildi. 1985 yılında Fransızların Palmes Academiques Nişanı’nı ve Chevalier unvanını kazandı. 1999 yılından itibaren İstanbul Kültür Üniversitesinde öğretim üyeliği görevinde bulundu. Anayasa Hukuku, Günümüzde Atatürkçülük, Günümüzde Haberleşme(Olaylar,Sorunlar-Gözlemler), Günümüzde İnsan Hakları, İdare Hukuku 1, İdare Hukuku 2, Kara Altın Kavgası Petrol ve Politika, Solculuk Milliyetçilik ve Türkiye, Yıldönümleriyle Türk Devrim Tarihi, Çeşitli Yönleri ile Atatürk ve Atatürkçülük, Gençlik Hareketleri ve Ötesi, Türkiye’nin İdari Yapısı Kamu Yönetimi Teşkilatı, Atatürk ve Atatürkçülük, 1990’lara Girerken Bazı Olaylar ve Sorunlar, Kısa Türk Devrim Tarihi (Kurtuluş ve Kuruluş), Demokrasi Yakında, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Ders Notları, Kemalist İdeoloji Siyasal ve Ekonomik Yönleri ve Kısa Türk Devrim Tarihi gibi eserleri bulunmaktadır. İngilizce, Rusça ve Fransızca bilen, sayısı 50’yi aşan kitapları bulunan hukuk profesörü ve yazar İsmet Giritli, 3 Şubat 2007’de yaşamını yitirdi. Levent Afet Yolal Camii’nde öğle namazının ardından kılınan cenaze namazının ardından Rumelifeneri’ndeki aile mezarlığında ebedi istirahatgâhına uğurlandı.
Commenti