Nebahat Akın yazdı...
Hani çocuklar, benim 24 yaşım vardı ya… şen şakrak, ele avuca sığmayan uçarı, beni terk etti: “artık seninle yapamıyorum” dedi, gitti… Beş altı aydır onun isteklerini yerine getiremedim. 90 yaşımın nazını çekiyordum ki, o çekti gitti.
Büyükler daha koruyucu olurmuş. 90 yaşım bunca yıldır 24 yaşımın kaprisini çekti. Ne dediyse yaptı; “oyna” dedi oynadı, “sıçra” dedi sıçradı, yapamadıklarını da seyretti. Ama gel gör ki, genç 24 yaşım çekemedi… dayanamadı, söylene söylene çekti gitti. Bu gençler böyle. Hele bu çağda, hiç kimsenin gözünün yaşına bakmadan çekip gidiyorlar.
Bugünlerde ambulans, özel hastane, devlet hastanesi uğrak yerim oldu. Hastalığımın teşhisi için dün MR çekilip bittiğinde, Korkut, yere inmem için yardımcı olmak, kucaklayıp indirmek istiyor, ben ise kendimi bırakamıyor yapışmış gibiyim sedyeye. İnmeye güç bulamıyorum. İşte o kısacık zamanda neler neler geçti gönlümden ve gözlerimin önünden…
Ben ağır, bi de yapışmışım yere, ağırlığım daha da artmış… O ara, yatalak hastaları düşündüm, Seyhan’ın annesi yürüyemiyor, yere basamıyor. Onun kaldırılması, tuvalet sorunu… Hasta hapisler, hücresinde tek başına kalan bakıma muhtaç hasta mahkûmların durumları, çocuklarının isteklerini yerine getiremeyen içerideki, dışarıdaki anneler… Dışarıda olanların ekonomik durumları var bi de… Hayat öyle pahalı ki, yeme içme, üstüne üstlük hastalık, hastane, doktor, ilaç parasına güç yetmiyor. Dayanılır gibi değil.
Neboş- 2023 Haziran.
Gelin canlar bir olalım Tevekkeltü taalallah.
Geçen yıl, hasta komşumu sık sık ziyarete giderdim. Onunla konuşurken, “kalk, pencereden gelen gidene, denize, denizdeki gemilere bak, açılırsın. Çok şükür muhtaç değilsin, oğlun var, kızın var, ayrıca bakıcın da var. Öğretmenlik yaptığın günleri, kırları bayırları, gezip tozduğun yerleri hatırla. Biraz anılarınla yaşa” dediğimde, ‘sen neler söylüyorsun’ der gibi elini sallamıştı. Ne kadar doğru! Tok acın halinden anlamaz. Hastanelerde merdivenlerden zor çıkan yaşlıları görünce ‘niye’ diye geçerdi aklımdan, yapabileceklerine inanırdım… Upuzun bir rüya gibi usumdan gelip geçti.
İnsan hasta, güçsüz olmayagörsün, en güzel en sevdiği şeylerle bile güçlenemiyor. Hastaların, moralini düzgün tutmalarını istemek boşmuş. Hani bir söz vardır ya, aşk adamı oynatır dert adamı söyletir diye, tam da o.
Yaz geldiğinde hemen hazırlanıp Güzelce’ye gitmeye, havuzlara girmeye can atardım. Nasıl hazırlanıp gittiğimi bilemezdim. Şimdi yarı yaz oldu, ben hâlâ evdeyim, doktordayım.
Bayramlarda, özel günlerde, hatta sıradan günlerde de sıra sormadan, büyük küçük demeden herkesi arardım.
Şimdi ise aranmak istiyorum, ama gençler sıra bekliyor. 24 yaşım gibi onlar da beni terk ettiler mi diye düşünüyorum.
20-6-2022 Neboş 90
Editör'ün Notu: Savaşımcı, direngen, duygulu yüreği en çok şimdi "aranmayı, sorulmayı" bekliyor Neboş Anne'nin. Dostlarına, sevenlerine duyurmuş olayım. 29 Haziran 2023
コメント