

Günaydın herkese… Günaydın üzerinde yaşadığımız dünyaya…
Hepimiz bugünü iyisiyle kötüsüyle bitirdik, yarına Allah kerim deyip ailemiz ile mutlu bir akşam yaşayamadan, yaşatamadan günü tamamlıyoruz. Sabah ola hayrola diyerek de uyuyor uyanıyoruz. Dünya aynı dünya, yaşantımız aynı, haberler aynı, yeni olacaklara bakıyoruz bekliyoruz… Sonuç, olması gibi değil, kendi istedikleri gibi… bu nasıl düzen heyyy bekleroğlu… Ülkemizde doğrular eğri, eğriler doğru sonuçlanıyor. Kitaplar öyle yazmıyor, kanunlar öyle söylemiyor, bilimden anlayanlar, takip eden yerli yabancı basın şaşkın. Olaylar gözle görülür çıplaklıkta. Şaşkınsın… olamaz, hayır olamaz diyorsun, ama oluyor. Şaşırıyorsun.
AH… AH, BELİNİ DE DOĞRULTAMIYORSUN. “Du bakalım”

Zam yağmuru yoksulu eziyor,
Birbirini destekleyerek dünyayı özellikle de ülkemizi saran iklim krizi ve buna bağlı olarak zam yağmuru ve de peşi kesilmeden her gün durmadan gelen zamlar ve zamlar belimizi büktü. Ne emekli ne işçi ne de memur kaldı zamlar altında ezilmeyen.
Yoksul mu? O hep yoksul… belini doğrultamadı ki… altta kalanın canı çıksın koştursun iş peşinde aş peşinde…
Zenginleri mi soruyorsunuz, onların tuzu kuru görmüyorlar, duymuyorlar iktidarla birlik olup üç maymunu oynuyorlar.
Geçenlerde Cumhurbaşkanı ve AKP genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan kürsüden ülkemizde açlık yok, herkes rahat, markette raflar dolu diye yokluğu, yoksulluğu bizzat çeken vatandaşlara sesleniyor… Vatandaş da şaşırıyor ama niye
A LA MI YO RUM…? Diye soruyor kendisine.
Gündemi değiştirmekte üstüne yok
Durmuyor ha bre halka yükleniyor bir mermi kaç para, bir bomba kaç para diye gene halkın sırtından ne adına bombaları yağdırıyor elin topraklarına…
Kasa boş, tarım yok ziraat yok, üretim yok, köylünün çiftçinin parası yok, malını pazara götürüp de satamıyor, üretilenler de tarladan parası olana peşkeş çekiliyor. Bu durumda savaş bizim neyimize, savaş niye çıkıyor bunca sıkıntımız varken? kimse bize saldırmıyor, kimse bize gelin savaş yapalım demiyor bu neyin nesi? Vallahi bu yaşa geldim böyle şey ne gördüm ne de işittim çık çık çık…
Askerlik yaşı…
Bakın aklıma ne geldi. Biz çocuklarımızı başkalarının çıkarları için elin memleketinde savaşsınlar, oralarda ölsünler diye doğurmadık. Gelin askerlik yaşını 40 ve 50 yaş üzerindekilere çıkaralım o zaman mecliste savaş teskeresine el kalkar mı? ohhh beee rahat nefes aldım… savaş ortadan kalkar, hatta savaş sözcüğü unutulur. Sizde gülümseyip benim gibi nefes aldınız mı…? Ne dersiniz hı…
GELELİM KONUMUZA,
ölmek bir şey değil dostlar
her gün ölmek güç
açlık
o başka ölüm
açlık korkusu
beter
ne atom ne hidrojen ne yangın
dağları dümdüz etmeye
–dostlar
aç çocukların çığlığı yeter
(Hasan Hüseyin Korkmazgil)
İthal etmek bir yere kadar zaten hayvancılık yok, tarım yok, ihracat yok çalıştığımız fabrikalarımızı da sattık, sebze domates ekemiyoruz gübre alacak paramız yok, karnımızı da doyuramıyoruz. Ama sağlıklı beslenmek gerek ortalıkta da bedava alacağımız olan bi hava kaldı, bi de böcekler kaldı. Şimdilik bedava olan böcekler protein kaynağı yakaladığımız böceği yiyeceğiz.
Yazarken aklıma geldi. Öğretmen arkadaşımız Hüseyin İlbey elmayı kestiğin de içinden çıkan kurdu bıçağın ucuyla ağzına atardı “elmayla beslenmiş en temiz besindir” derdi.
Bilim insanları ilk okul çocuklarına yeterli protein alması için cırcır böceği, çekirge, ipek böceği, yemek kurdu yedirmek için Avrupa da 4 ilk okulu pilot bölge ilan etmiş hayata geçireceklermiş. Çocuklara “ VEXO “ adlı bir ürün sunulacak. Bu üründe cırcır böceği, çekirge, ipek böceği ve yemek kurdu gibi alternatif protein kaynaklar yer alıyor.
Şimdiye kadar 9 milyon Avrupalı tüketici 2019 da böcek yediğini ortaya koymuş. 100gr çikolata da 30 parçadan fazla böcek var, herkes yiyor zaten.
2 Haziran 2022
Neboş 90
Comentários