top of page
Yazarın fotoğrafıHaberciGazete

Ebulula Mardin, Sabahattin Eyüboğlu, Kemal Bekir, Lefter, Şinasi Özdenoğlu, M. Aslan, Kadri Şençalar



Bugün 13 Ocak. Ord. Prof. Dr. Ebulula Mardin, düşün insanı, yazar Sabahattin Eyüboğlu ve tiyatro sanatçısı, yazar Kemal Bekir'in ölüm yıldönümleri. 13 Ocak ayrıca Lefter'in, Şinasi Özdenoğlu'nun, Mustafa Aslan'ın ve Kadri Şençalar'ın da ölüm yıldönümü.

BRT Yayın Grubu olarak bu değerlerimizi saygıyla, sevgiyle anıyoruz.


Ebulula Mardin kimdir?



9 Ağustos 1881 tarihinde babasının memur olarak bulunduğu İşkodra'da doğdu. Babası Mardin kadılarından Ömer Şevki Efendi'nin oğlu Mardinizade Yusuf Sıtkı Efendi'dir (1816-1903).Ebulüla Mardin'in annesi Konyalı Hadimi'lerden Behice Hanım'dır. Özel hocalarda okuduktan sonra İstanbul Hukuk Fakültesi'ne girdi, 1903 yılında mezun oldu. 1908'de Eşref Edip ile beraber haftalık Sıratı Mustakim adlı gazeteyi çıkardı. Sıratı Mustakim kütüphanesini kurdu. 1912 yılında sahibi olduğu ve mesul müdürlüğünü bizzat yaptığı Kelime-i Tayyibe adlı dini ve ilmi dergiyi yayınladı.1909'da İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve 1910'da Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi oldu. Ordinaryüs profesörlüğe kadar yükseldi. Osmanlı Meclisi mebusanlığında 1914-1919 yılları arasında Niğde ve 1920'de Mardin mebusu idi. 1923'de kadıların yetiştirilmesi için açılan Medresetül Kuzzat'ta müderris oldu. Çeşitli adliye hizmetlerinde ve adliye memurluklarında bulundu. Meşihat mektupçuluğu ile müsteşarlığında bulundu.1925 yılında İstanbul Barosu'na kaydoldu. 1957'de Tapu ve Kadastro Umum Müdürlüğü mütehassıs müşaviri oldu. Bu görev, 15 yıl sürdü. 1922'de Türk Trakya'yı teslim almaya memur edilen Refet Paşa'nın bir teskeresi üzerine İstanbul'un idaresi için teşkil edilen danışma kurulunda vazife aldı. 1957 yılında öldü.

ESERLERİ:

Konferans, makale, etüt ve krokilerden başka basılmış 17 adet kitabı vardır. Bu eserler arazi, vakıf, mecelle ve medeni hukuka ve edebiyata aittir.

Fecr'i Aynı Haklar Borçlar Hukuku Miras Hukuku Ölünceye Kadar Bakma Mukavelesi Medeni Hukuk Cephesinden Ahmet Cevdet Paşa Toprak Hukuku Kat Mülkiyeti Huzur Dersleri Kelime-İ Tayyibe İlmiye Salmamesi Çeşitli Konferans, Kroki, Makaleler Umumi Zabıtlar Şahsın Hukuku Mezhep Miras Aslı Aynı Haklar Aile Hukuku Ve Nişanlanma

Sabahattin Eyüboğlu kimdir?



1908'de Akçaabat'ta doğdu. Deneme ve eleştiri yazarı, sanat tarihçisi, çevirmen. Türk kültürünün kökenlerine ve sorunlarına eğilen yazılarıyla çağdaşlarını ve kendisinden sonra gelen kuşakları etkilemiştir. Ressam ve şair Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun ağabeyidir. Trabzon lisesinin son sınıfındayken, üniversiteye öğretim üyesi yetiştirmek için açılan sınavı kazanarak Fransa'ya gönderildi (1928). İki yıl Dijon, bir yıl Lyon Üniversitesi'ne devam ettikten sonra bir yıl Paris'te kalıp Sorbonne'da dersleri izledi (1931). Ertesi yıl İngiltere'de İngiliz dili ve edebiyatı üzerine incelemeler yaptı. 1933'te Türkiye'ye dönünce, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransız dili ve Edebiyatıbölümü'nde doçent oldu. 1938'e değin Milli Eğitim Bakanlığı müfettişliği, Talim ve Terbiye kurulu üyeliği, Tercüme bürosu başkan yardımcılığı gibi görevlerde bulundu. 1939-1947 arasında Hasanoğlan Köy Enstitüsünde ders verdi. 1946'da çok partili rejime geçtikten sonra köy enstitülerine karşı yürütülen kampanya sırasında Tercüme Bürosu'ndaki ve Hasanoğlan'daki görevlerinden uzaklaştırıldı. 1947'de Paris'e gitti. Dönüşünde yeniden Milli Eğitim bakanlığı müfettiliğine atandı; İstanbul Üniversitesi Fransız dili ve Edebiyatı Bölümü'nde karşılaştırmalı Türk-Fransız edebiyatı, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ile İstanbul Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksekokulu'nda sanat tarihi dersleri verdi.

27 Mayıs hareketinden sonra üniverisiteden uzaklaştırılan 147 öğretim üyesi arasında o da vardı. Yeniden göreve çağrılınca İTÜ'deki işine döndü. Babeuf'ten Vedat Günyol'la birlikte çevirdiği Devrim Yazıları (1963) adlı kitaptan ötürü Türk Ceza Kanunun 142.maddesi uyarınca yargılandı; 1966'da aklandı. 12 Mart döneminde gizli örgüt kurdukları savıyla Vedat Günyol ve Azra Erhat'la birlikte tutuklandı; yargılama sonunda aklandıktan kısa bir süre sonra öldü. (13 Ocak 1973)

İlk yazısı 1930'da Ankara'da Hakimiyet-i Milliye gazetesinde yayımlanan Eyüboğlu, 1930'larda Tan, Varlık, Ağaç, Kültür Haftası gibi dergilerdeki deneme, eleştiri ve incelemeleriyle dikkat çekti. Bu sırada şiir ve müzik, öz şiir sorunu, yabancı dil ve kültür, sanatta içtenlik gibi daha çok genel sanat kavramalrı ve dil sorunları üzerinde durmuştu.

Yazarlığının asıl etkili ve verimli dönemi 1940'larda başladı. Tercüme, Yaprak, Yeni Ufuklar, Tanin, Cumhuriyet gibi dergi ve gazetelerde yayımladığı yazılarıyla kültürün maddi temellerini araştıran, halk değerlerine yönelen hümanist bir düşüncenin öncülüğünü yaptı. Yaprak dergisinde Yeni Şiir hareketinin toplumsal bir içerik kazanmasına katkıda bulundu. Orhan Veli, Cahit Külebi, Ceyhun Atuf Kansu, Mehmet Başaran, Halikarnas Balıkçısı gibi şairleri ele alarak tek tek değerlendirdi. Kültür yaşamına yeni bir edebiyat anlayışının ve dil devriminin yerleştiği bir dönem olan 1950'lerin sonlarında ise yazılarında emperyalizm ve kültür ilişkileri sorununa ağırlık verdi.



Sabahattin Eyüboğlu Türk kültürü konusunda Halikarnas Balıkçısı ve Azra Erhat'la birlikte yeni bir Anadoluculuk görüşü getirdi Ona göre Türk kültürü Anadolu'da daha önce yaşamış eski toplumların kültürlerinin bir uzantısıydı. Böylece Türk kültürünün kökenini Orta Asya'da aramak, çağdaş Batıkültürüne dolaysızca bağlanmak kadar yanlıştı. Batı kültürünün kaynağı olan Yunan kültürü Anadolu'da büyüyüp gelişmişti. Eyüboğlu ve arkadaşlarının Anadolu hümanizmi kavramı ilkçağ Anadolu toplumlarının kültürlerinden kaynaklanıyor, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerini içine almıyordu. Böylece laik ve maddi içerikli bir kültür ortamı yaratılacaktı.

Eyüboğlu Eski Anadolu uygarlığı konusunda 11 tane de belgesel film yaptı. Bu dizinin ilk filmi olan Hitit Güneşi 1956'da Berlin Film Şenliği'nde ikinci oldu. Eyüboğlu 1966'da Sinematek'in kurucuları arasında yer aldı. Çeviri alanında ise Fransız, İngiliz, Rus, Yunan ve Latin edebiyatından birçok klasik yapıtı çevirerek önemli bir boşluğu doldurdu.

Mavi ile Kara (1960) adlı denemeler kitabıyla Ataç Armağanı'nı, M. Ali Cimcoz'la birlikte yaptığı Platon'un Devlet'inin çevirisiyle1959'da Türk Dil Kurumu Çeviri Ödülü'nü kazandı.

Sabahattin Eyüboğlu'nun Eserleri

Sabahattin Eyüboğlu çok geniş bir konular alanı üzerinde yazılar yazmış, günümüzde de referans kabul edilen çeviriler gerçekleştirmiş, bu arada kısa metrajlı filmler de yapmıştır. Yazıları dört döneme ayrılır:

  • 1933'ten 1939 sonuna dek uzanan İstanbul dönemi yazıları,

  • 1940 - 1947 Ankara dönemi yazıları,

  • 1947 - 1952 Paris mektupları,

  • 1957 - 1973 dönemi yazı ve çevirileri.

Deneme - inceleme:

  • Avrupa Resminde Gerçeklik Duygusu (1952),

  • Fatih Albümüne Bakış (1952),

  • Mavi ve Kara (1961),

  • Yunus Emre'ye Selam (1966),

  • Yunus Emre (1971),

  • Sanat Üzerine Denemeler (1974),

  • Pir Sultan Abdal (1977),

  • Köy Enstitüleri Üzerine (1979),

Çeviri:

  • Curtius'dan, Fransa üzerine deneme (1953),

  • Eflatun'dan, Devlet (1959),

  • Şiir çevirileri (1976), vb.

  • Julius Caesar (1966) - (THE TRAGEDY OF JULIUS CAESAR-William Shakespeare)

  • Hamlet (1965) - (THE TRAGEDY OF HAMLET, PRINCE OF DENMARK-William Shakespeare)

  • Troilos ile Kressida (1956) - (TROILUS AND CRESSIDA-William Shakespeare)

  • Atinalı Timon (1965) - (THE LIFE OF TIMON OF ATHENS-William Shakespeare)

  • Macbeth (1962) - (THE TRAGEDY OF MACBETH-William Shakespeare)

  • Antonius ve Kleopatra (1967) - (THE TRAGEDY OF ANTONY AND CLEOPATRA-William Shakespeare)

Film:

  • Anadolu Ormanları (1956),

  • Siyah Kalem (1957),

  • Karanlıkta Renkler (1957),

  • Nemrut Dağı Tanrıları (1957),

  • Hitit Güneşi (1957),

  • Göreme (1959),

  • Surnâme (1959) vb.

Ödülleri

  • Sabahattin Eyüboğlu Eflatun'un Devlet çevirisi ile Türk Dili Kurumu çeviri ödülünü (1959),

  • "Mavi ve Kara" adlı deneme kitabı ile de Nurullah Ataç Armağanı'nı kazanmıştır (1960).

Kemal Bekir kimdir?



Denizli'de 1924 yılında doğan Kemal Bekir, 1949 yılında Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü'nü bitirdi. 1959 yılında İstanbul Şehir Tiyatroları'na girerek 21 yıl oyunculuk ve yönetmenlik yapan Kemal Bekir, 1980 yılından sonra İstanbul Devlet Tiyatrosu'na geçti ve 1989 yılında emekli oldu. Kemal Bekir, 1995 yılına kadar Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde dersler verdi. "Baba Evi", "Üvey Baba" ve "Kurtuluş" gibi çeşitli televizyon dizilerinde de rol alan Kemal Bekir, oyunculuk ve yönetmenliğin yanı sıra özgün oyunlara da imza attı. Sanatçının, Nahit Sırrı Örik'in "Abdülhamit Düşerken" isimli yapıtından sahneye uyarladığı "Düşüş", 2009-2010 tiyatro sezonunda Engin Gürmen tarafından Şehir Tiyatroları'nda sahnelendi. 13 Ocak 2014'te vefat etti.


Şinasi Özdenoğlu kimdir?



Şair, Yazar ve Politikacı. 30.08.1922 tarihinde Gümüşhane’de doğdu. Babası Hüseyin Hikmet Beydir. İlk ve ortaokulu Gümüşhane’de, liseyi Trabzon Lisesi’nde bitirdi.1944 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi ve 1953 yılında Ankara Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. Trabzon Sürmene, Yozgat Sorgun ve Kırklareli Lüleburgaz İlçesi (1950–1952) Kaymakamlıklarında ve İçişleri Bakanlığında çalıştıktan sonra partizan yönetime karşı çıkarak Ankara’da Barosunda Serbest Avukatlığa başladı. Ankara Polis Enstitüsü Müdür Muavini olarak çalıştı. 1960 yılında Kurucu Meclis Üyeliğine ve 1969 yılında CHP’den Ankara Milletvekili (1969–1973) seçildi. 1968–1969 yıllarında Fransa’da anayasal kuruluşlar üzerinde incelemeler yaptı. 1973’ten sonra yine avukatlığa döndü.

Ankara’dan Milletvekili seçilerek parlamentoya girdi (1969–73) Türkiye-AET Karma Parlamento Üyesi olarak yurtiçi ve yurtdışında Ortak Pazar çalışmalarına katıldı. TBMM’de halk iradesini yansıtacak adaletli bir seçim sistemi ve milletvekili ve senatör sayısının azaltılması konusunda savaş verdi. Çalışmalarını “Parlamento Reformu” adıyla basında yayınladı. Başkentte hava kirliliğine karşı başlattığı mücadele sonrasında Ankara’nın hava kirliliğine çözüm üretti ve Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi kararıyla kendisine “Başkent Onur Ödülü” verildi. 1975 yılında Halkevleri Genel Sekreterliğine seçildi. Türk Parlamenterler Birliği Başkan Yardımcısı olarak dört yıl “Parlamento” dergisinde başyazı yazdı. 1956’da yazmış olduğu “Macar Rapsodisi” adlı şiiri başta olmak üzere birçok eseri yabancı dillere çevrildi. Şiirlerinde orijinal ve renkli bir imaj dünyası oluşturmuştur.

Mutlu bir dünya özlemi için hakkın ve doğruluğun savunuculuğunu yapan Özdenoğlu Cumhuriyet Şiirinin 1940 Kuşağı içinde seçkin bir konuma sahiptir. Ülkü, İstanbul, Varlık Dergisi ve çeşitli gazetelerde şiir ve yazıları yayınlandı. Şiirlerinde barış ve özgürlük temalarını, Anadolu insanının çektiği acıları işledi. 1946’da yayımladığı Anaforda Dönen Adam eseriyle şiir alanında geleneksel kalıplar dışında yepyeni bir imgesel söylemle kendisinden sonraki kuşağı etkiledi. Anadolu’daki hizmet yıllarında ülke insanının gerçeğiyle bütünleşen şair kimi eleştirmenlerce Anadolu Şiiri’nin entelektüel ve lirik bir temsilcisi, kimilerince destansı söyleşiyi öne çıkaran bir şair olarak nitelendirildi. Çoğu şiir olmak üzere deneme, öykü ve siyaset üzerine yayınlanmış 19 eseri bulunmaktadır.

Yapıtları; Teselli (1943), Anaforda Dönen Adam (1946), Edebiyatımızın Beş Ana Meselesi (İnceleme–1949), Vatanım Benim (Şiir–1973), Özgürlük İçin Ölmek (Şiir–1974), Acısıyla Yanmak Türkiye’nin (Şiirsel Düzyazı, 1975, 1995), Memleketi Sevmek Suçu (Şiir–1978), Şairler Böyle Sever (Şiir, 1986, 2001), Önce İnsan Olmak (Deneme–1988,1990,1995), Suskunlar Ülkesi (Deneme–1988), Seninle Bir Yılbaşı (Öykü 1989, 1990), Yasaklar Cehennemi (Şiir–1991), Özgürlük Tek Sevgilim (Şiir–1992), Sımsıcak Dostluğunda Ölümün (Şiir–1993), Sevdim Savaştım (Şiir ve Seçki, 1995), Uzak Şiirler (Seçki–1997), Türkiye Sevdası (Destansı Şiirler–1997), Anılar ve Portreler (Anı–2000) ve Her Aşk Bir Titanik (Şiir–2003) Yeni Adam Dergisi Fikir Yazısı Birinciliği, Türk Hukuk Kurumu Özendirme Ödülü, Yüzüncü Yıl Atatürk Marşı Bakanlık Ödülü, Macar Rapsodisi Şiiri Ulusal Kurtuluş Derneği Uluslararası Ödülü sahibidir. Ayrıca Cumhuriyetin 75. Yıl Şiiri Kültür Bakanlığınca marş olarak kabul edildi. Şinasi Özdenoğlu evli ve bir çocuk babasıdır. 13 Ocak 2019'da vefat etti.


Mustafa Aslan kimdir?



8 Ocak 1965'de Kilis’te doğdu. Gazi Ortaokulu ve Gaziantep Lisesi’nden mezun oldu. Yükseköğrenimini Cumhuriyet Üniversitesi Batı Dilleri edebiyatları-Fransız Dili ve Edebiyatı’nda tamamladı.

Yazarın “Sözcüklerin Dili Tutulunca” ve “Kedisi Sevda Zamanları” adlı öykü kitapları ve “Aşk Sesini Arıyor” ve “Atatürk” adlı gençlik romanının yanı sıra yayınlanmış çok sayıda çocuk kitabı bulunuyor. Mustafa Aslan, 1982'de Ses Dergisi ve 1986'da yapımcılığını Alâettin Bahçekapılı'nın gerçekleştirdiği "Gecenin İçinden" izlencesinden TRT İstanbul Radyosu öykü ödüllerini kazandı. Eğitimciler Derneği Sekreterliğini de sürdüren Aslan Türkiye Yazarlar Sendikası üyesiydi. 13 Ocak 2019'da vefat etti.

Mustafa Aslan’ın çocuk kitaplarından kimileri şunlardır: Keloğlan İnternette, Keloğlan İnternette Kayboldu; Keloğlan İstanbul’da, Kına Çiçeği, Bay Kek, Pasta Dedektifi: 1-Şeftali Teyze, Oyuncaklar Eğleniyor, Oyuncakların Dünyası, Pir Sultanca, Yunus Emre, Nasrettin Hoca’nın Uzay Serüveni, Maviş İle Sanal Bebek, Maviş İle Şaşkın Robot, Evliya Çelebi İstanbul’da, Pinokyo İstanbul’da, İstanbul Çocuk, Robot Köpek Bibo, Domates Kral, Zaman Hırsızı Maviş, Uçan Eşek, Maviş Bilgisayar Korsanlarına Karşı, Hacivat ile Karagöz (Yaramaz Robot), Süper Maviş ile Pamuk Prenses, Uzaylılar Kırmızı Bisikleti Kaçırdı, Sihirbazın Şapkasından Çıkan Sayılar, Mavili Kedi Gazeteci, Semra’nın Düşleri…


Lefter Küçükandonyadis kimdir?



22 Aralık 1925 tarihinde Büyükada’da doğan Küçükandonyadis, İstanbul doğumludur. Babası Rum bir balıkçı, annesi ise Türk olan Lefter, futbola doğduğu yer olan Büyükada’da başladı. Futbol oynayabilmek için Taksim Spor Kulübü’ne yazıldı ve orada yetişti.

18 yaşına girer girmez askere giden Lefter, 3,5 sene boyunca askerlik yaptı. 1947 yılında döndüğünde futboldan vazgeçmemişti. Kariyerine Fenerbahçe’de devam eden Lefter, 1951-1953 yılları arasında 1 sene İtalya’nın Fiorentina, 1 sene de Fransa’nın Nice takımında oynadı ve tekrar Fenerbahçe’ye dönerek 1964 yılına kadar sarı-lacivertli takımda oynadı.

Yurt dışına transfer olana kadar 1947-1951 yılları arasında Fenerbahçe formasıyla 135 maçta 100 gol atan Lefter, yurt dışından döndükten sonra da performansını düşürmedi ve 11 senede 480 maçta 323 gol attı.

Resmi verilere göre 752 maçta 506 gol attığı bilinen Lefter’in kayıt dışı gollerle beraber 832 gol attığı biliniyor. “Ver Lefter’e Yaz Deftere” sloganı da golcü kimliğinden gelmektedir.

Türkiye Milli Futbol Takımı’nın tüm yaş gruplarında toplamda 50 milli maç oynaması sebebiyle Altın Şeref Madalyası alan ilk Türk futbolcudur. 46 kez formasını giydiği A Milli Takımı’nda 21 gole imza atmıştır.



1964 yılında Fenerbahçe formasıyla jübile yapan Lefter, Yunanistan’ın AEK ve Güney Afrika’nın Johannesburg takımlarında futbolcu/antrenör olarak bir süre görev yaptı.

AEK’da başlayan antrenörlük kariyerine Türkiye’de Feriköy, Mersin İdmanyurdu, Boluspor, Samsunspor, Sivasspor ve Orduspor’da devam eden Lefter, son görevini 1972-73 sezonunda Orduspor’da yaptı.

Teknik direktörlük kariyerini erken sonlandıran Lefter, çeşitli gazetelerde spor yazarlığı yaptı. 2009 yılında Fenerbahçe’yle özdeşleşen Kadıköy semtindeki Kuşdili Parkı’na ve Büyükada’ya heykeli dikildi. 13 Ocak 2012 yılında kalp yetmezliği sebebiyle aramızdan ayrıldı.

Prof. Dr. Yaşar Yücel kimdir?





Yaşar Yücel 1934 yılında Urfa'da dünyaya gelmiştir. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümünden mezun olmuştur.

1960 yılında mezun olduğu Fakültede Yeniçağ Tarihi Kürsüsünde asistan olarak görev yapmıştır. 1963 yılında, "Ankara Savaşına Kadar Candarlıoğulları Beyliği" adlı tezi ile "Pekiyi" dereceyle "Edebiyat Doktoru" unvanını almıştır. 1969 yılında Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Yeni çağ Tarihi Kürsüsünde doçent olarak görev yapmıştır. Araştırma - İnceleme, Başvuru Kitapları, Biyografi kategorilerinde eserler kaleme alan yazar, 2017 yılında Ankara'da hayatını kaybetmiştir.


Kadri Şençalar kimdir?



(d. 1912,İstanbul - ö. 13 Ocak 1989,İstanbul)

Türk sanat müziği ve kanto yazarı, yorumcu, udi.

Kadri Şençalar 1912 yılında Eyüpsultan'da doğdu. İttihat ve Terakki devrinde polis müdürü Azmi Bey’in emrinde çalışan Galata Köprüsü altındaki polis motorlarının amiri ve kaptan Veli Rauf Bey’in oğludur. Annesi Fatma Bahriye Hanım’dır.

Çocukluk yılları Tarabya’da geçen Şençalar, dokuz yaşındayken, bir Rum müzik hocasından ve Kemani Cemil Bey'den keman dersleri almıştır. Daha sonraları Bursa'da ud hocası olan Tevfik Bey'den nota ve usul dersleri alan sanatçı, İstanbul'un işgali nedeniyle ailesinin Bursa'ya yerleşmesinin ardından, keman ve ud çalarak ailesinin geçimine katkıda bulunmuş, Bursa Setbaşı Gazinosu'nda çalışırken keman üstadı Bülbülî Salih Bey'le tanışması, hayatında uda yönelme noktası olmuştur. Soyadı kanununun çıkmasıyla dinleyicileri tarafından 'Şençalar' soyadına uygun görülerek bu soyadını alması sağlanmıştır.

Yusuf Nalkesen, Abdullah Yüce, Zeki Müren, Neşet Ertaş gibi birçok ünlü ismin yetişmesine büyük katkıları olan Kadri Şençalar, kardeşlerinin de müzikle iç içe yetişmesinde önemli rol oynamış, küçük kardeşi İsmail Şençalar'ın Türkiye'nin önemli kanun çalan sanatçıları arasına girmesini sağlamıştır.

Ailesiyle birlikte tekrar İstanbul'a yerleşen sanatçı, İstanbul Belediyesi konservatuvarında eğitim görmeye başlamış, Darülaceze'de uzun yıllar müzik öğretmenliği yapmış, Türkiye'de ilk kez Türk Musikî Dergisini çıkarıp yayınlamış, yine ilk kez Türk Musikîsi Mensupları Sendikasını kurmuş, ve ilk Ud Öğrenme Metodu kitapçığını yayınlamıştır. Şençalar Plak adında bir plak yapım şirketi kuran sanatçı, kendisine iş için başvuran Neşet Ertaş'ı burada tanıyıp, yetişmesinde büyük rol oynamıştır. 1950 ve 1960 yılları arasında Türkiye'de çevrilen birçok yerli filmin müziğini de bestelemiş olan Şençalar'ın TRT arşivlerinde halen yayınlanmamış 100 civarında bestesi bulunmaktadır.

İstanbul’da Feriköy mezarlığında Şençalar aile kabrinde yatmaktadır.

Bazı besteleri

  • Sönmez artık yüreğimde yanan bu sonsuz ateş

  • Görmedim ömrümün asude geçen bir demini

  • Gezdiğim dikenli aşk yollarında

  • Neyleyim köşkü

  • Meşesiz dağlarda

  • Ah güzel İstanbul

  • Yeşil olur şu Konya'nın meramı

38 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

コメント


bottom of page