top of page
  • Yazarın fotoğrafıHaberciGazete

Doğum günü: Sadi Irmak, Reşit Rahmeti Arat, Dündar Taşer, Turgay Şeren, Kemal İnci, Çetin Doğan...



Bugün 15 Mayıs. Sadi Irmak, Reşit Rahmeti Arat, Dündar Taşer, Turgay Şeren, Kemal İnci, Çetin Doğan, Sezgin Burak, Özdemir Sabancı, Serdar Gökhan, Aydan Siyavuş, Ersan Erduran, Berhan Şimşek, Sibel Mirkelam'ın doğum günü.

BRT Yayın Grubu olarak aramızda olmayanları saygıyla anıyor, yaşayanlara uzun, sağlıklı ömürler diliyoruz.


Doğum günü: Sadi Irmak kimdir?



Türkiye Cumhuriyeti 17. Başbakanı

Mahmut Sadi Irmak, 15 Mayıs 1904 tarihinde Konya, Seydişehir’de doğmuştur. İlköğreniminde, Rüşdiyeyi ve sonra da Konya Sultanisi’ni birincilikle bitirip biyoloji öğretmeni oldu. Mezun olduğu yıl aynı zamanda yıl İstanbul Hukuk Fakültesi’ne başladı.

1923 yılında İstanbul Üniversitesinde öğrenci olduğu yıllarda Üniversite’nin Devlet Bursu ile Avrupa’ya öğrenci gönderileceğine dair üniversite duvarlarında gördüğü ilana başvuran 150 kişi arasından seçilen 11 kişiden birisi olarak Berlin Üniversitesinde tıp ve biyoloji öğrenimi görüp 1929 yılında pekiyi derece ile tıp doktoru oldu. Hagen ve Düsseldorf hastanelerinde asistan olarak çalıştı.

Yurda dönünce Ankara Hükûmet Tabipliği ve Gazi Terbiye Enstitüsü biyoloji öğretmenliği görevlerinde bulundu. 1933 yılında İstanbul Tıp Fakültesi doçılında fizyoloji profesörü oldu.

1943 yılında Konya CHP Milletvekili seçilip, aynı yıl Halkevleri Yüksek Danışma Kurulu Başkanlığı’na, sonra da Diyarbakır Bölge Müfettişliğine getirildi.

7 Haziran 1945’te Türkiye’nin ilk çalışma bakanı oldu. 1947’de Uluslararası Çalışma Konferansı ikinci başkanlığına seçildi. Eylül 1947’de bakanlıktan ayrıldı. CHP’nin 1950’de seçimleri kaybetmesi üzerine bir süre siyasetten uzaklaştı.

1950 yılında yeniden ilim ve meslek hayatına dönen Irmak, Münih, daha sonra İstanbul Tıp Fakültesi’nde akademik hayatını sürdürdü.

1974 yılında Kontenjan Senatörü seçildi. CHP‘nin Milli Selamet Partisi (MSP) ile kurduğu koalisyon hükümetinin istifasından sonra 17 Kasım 1974’te partiler üstü hükümeti kurmakla görevlendirildi. Oluşturduğu hükümet için TBMM‘de yapılan güven oylamasında, 450 milletvekilinden yalnızca 18’inin lehinde oy kullanması dolayısıyla güvenoyu alamamasına karşın 31 Mart 1975’e değin başbakanlık yaptı.

12 Eylül Darbesi’nden (1980) sonra 15 Ekim 1981’de kurulan Danışma Meclisi’ne Konya üyesi olarak atandı ve 27 Ekim’de bu meclisin başkanlığına seçildi. Irmak bu görevi TBMM Başkanlığına Necmettin Karaduman’ın 4 Aralık 1983’te seçilmesine değin sürdürdü.


Milli ve uluslararası önemli tıp derneklerine üye idi. Başta tıp olmak üzere çeşitli konularda özgün eserleri ve çevirileri vardır.

Sadi Irmak, Almanca, Fransızca ve Arapça biliyordu.

Kızı “Yakut Irmak Özden” (d.1940) ve oğlu Sabri Irmak (D.1936- Ö.1991) adında iki çocuğu vardı.


Sadi Irmak, 11 Kasım 1990 tarihinde 86 yaşında İstanbul’da ölmüştür.


Doğum günü: Reşit Rahmeti Arat kimdir?



Kazan’ın kuzeybatısında Eski Ücüm’de doğdu (1900) Babası müderris Abdürreşid İsmetullah, annesi Mahbeder’dir. İlk tahsilini Eski Ücüm’de yaptı (1906-1910). Rüşdiyeyi Kızılyar’da (Petropavlovsk) bitirdi (1913). Daha sonra özel olarak Rusça öğrendi. Rusya’da ihtilâl olunca lise son sınıftan alınarak askerî okulda eğitildi, ardından da cepheye gönderildi. 1919’da yaralı olarak Mançurya’nın Harbin şehrine nakledildi. Orada Kazan Türkleri Derneği’nde birçok sosyal faaliyetlerde bulundu ve çeşitli dergilerin yayımına katıldı. Bu arada liseyi bitirdi (1921). 1922’de Berlin’e gitti, orada Felsefe Fakültesi’ne kaydoldu. Prof. Willy Bang’ın Türkoloji derslerine devam etti. Berlin’deki Türk talebe derneklerinde faal görevler aldı. Kazanlı Ayaz İshakî’nin idaresinde çıkan Yana Millî Yul adlı dergide birçok yazılar yazdı. 1927’de doktorasını tamamlayarak Şark Dilleri Okulu’nda Kuzey Türkçesi lektörü oldu. Aynı yıl Dr. Râbia ile evlendi. 1928’de Berlin İlimler Akademisi’ne ilmî yardımcı olarak girdi. 1931’de Berlin Üniversitesi Doğu Dilleri Okulu’nda doçent oldu.

Türkiye’deki üniversite reformu üzerine 1933’te Maarif Vekâleti tarafından Türkiye’ye davet edildi ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’ne profesör oldu. 1942’de Türk Tarih Kurumu’na üye seçildi. 1940-1950 yılları arasında Türkiyat Enstitüsü müdürlüğü yaptı. Londra’da School of Oriental and African Studies’de 1949-1951 yıllarında misafir profesör olarak ders verdi. 26 Nisan 1958’de ordinaryüs profesör oldu. 29 Kasım 1964’te İstanbul’da öldü.

Türkçe’nin hem tarihî lehçelerini hem de bugünkü şivelerini en iyi bilen Türkolog olan Reşit Rahmeti Arat, Türkiye’de mukayeseli Türkoloji araştırmalarının kurulup yerleşmesinde de öncülük etmiştir. Türk ilim hayatında önemli bir yeri olan İslâm Ansiklopedisi’nin tercüme ve telif yoluyla neşredilmesine büyük emek sarfetmiş, ömrünün son yıllarında ise yakın arkadaşlarıyla birlikte Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü’nü kurmuş ve kitaplarını bu enstitüye bağışlamıştır.

Eserleri. Reşit Rahmeti Arat’ın çoğu gençlik yıllarına ait yayımlanmış 220’den fazla makale ve eseri vardır. Türkçe’nin tarihî gramerine ışık tutacak nitelikteki metin neşirleri ve bunlar arasında özellikle Eski Uygur Türkçesi’ne ait metinler çalışmalarının ağırlık noktasını teşkil eder. Çalışmalarını şu şekilde tasnif etmek mümkündür: Avrupa ve Türkiye kütüphanelerinde bulunan Uygur harfleriyle yazılmış metinlerin çözüm ve yayımları; Türk yazı dilinin tarihî inkişafına dair makale, bildiri ve kitaplar; İslâm Ansiklopedisi’ndeki yazıları ve yöneticiliği.

R. R. Arat’ın çalışmaları arasında doktora tezi olarak hazırladığı Die Hilfsverben und Verbaladverbien im Altaischen (Ungarische Jahrbücher, VIII-I-4, Berlin 1928), Berlin Üniversitesi’nde Türk diline dair Yakup Şinkeviç’in Rabguzi’s Syntax adlı doktora tezinden sonra yapılan en önemli çalışmadır ve ilmî bakımdan Türk dili araştırmaları için temel çalışmaların gerektirdiği yüksek seviyede bir eserdir. İstanbul kütüphanelerinden bulup çıkardığı Uygurca yazılmış bazı yazılar üzerindeki yayımları, Anadolu Türkleri’nin Uygur yazısını bildiklerini ve kullandıklarını, bu yazı sisteminin alfabesinin bazı kütüphanelerde bulunduğunu ortaya koymuştur. “Uygur Alfabesi” (Muallim Cevdet, Hayatı, Eserleri ve Kütüphanesi, İstanbul 1937, s. 20-26) ve “Fâtih Sultan Mehmed’in Yarlığı” (TM, VI [1939], 285-322 + 20) bu bakımdan dikkati çeken yazılarıdır. “Uygurlarda Istılahlara Dair” (TM, VII-VIII [1942], s. 56-81) adlı makalesinde ise Uygurlar’ın terim yapma usulünü işleyip ortaya koymuştur. Uygurca üzerindeki çalışmalarının sonuncusu Eski Türk Şiiri’dir (Ankara 1965, 1986). Türk şiiri üzerindeki çalışmaların en önemlilerinden biri olan bu eser “Mani Muhitinde Yazılan Eserler”, “Burkan Muhitinde Yazılan Eserler”, “İslâm Muhitinde Yazılan Eserler” ve “Nazım İle İlgili Parçalar” başlığını taşıyan dört bölümden meydana gelmektedir.

Kutadgu Bilig o güne kadar W. Radloff ve H. Vámbéry tarafından ele alınmış olmakla birlikte üzerinde yeterli çalışmalar yapılmamıştı. Reşit Rahmeti Arat eser üzerindeki çalışmalarını iki cilt halinde (I, Metin, İstanbul 1947, 1979; II, Tercüme, Ankara 1959, 1974, 1985) neşretmiş, eserin yazıldığı devre nüfuz etmeye çalışarak yeni fikirler ortaya koymuştur. Ayrıca bıraktığı evrak arasında bulunan Kutadgu Bilig’in sözlük kısmına dair A ve B harflerini içine alan işlenmiş malzemenin diğer kısmını öğrencileri Kemal Eraslan, Osman F. Sertkaya ve Nuri Yüce tamamlayarak neşretmişlerdir (Kutadgu Bilig, III, İndeks, İstanbul 1979). Kutadgu Bilig’den sonra Atebetü’l-hakāyık’ı da yayıma hazırlamıştır (İstanbul 1951). R. R. Arat, çeşitli kongrelere sunduğu tebliğlerle devamlı olarak Türk dili araştırmalarının temelini nelerin kurabileceği fikri üzerinde durmuştur. “Uygur Devri Türkçesi” (İkinci Türk Dil Kurultayı, 1934), “Türk Dilinin İnkişafı” (III. Tarih Kongresi Tebliğleri, Ankara 1948, s. 598-611), “Anadolu’da Yazı Dilinin Tarihî İnkişafına Dair” (V. Türk Tarih Kongresi Tebliğleri, Ankara 1956, s. 225-232) başlıklı tebliğleri bu sahadaki büyük bir boşluğu doldurmuştur. Tarih konusundaki en dikkate değer çalışması ise Vekayi Babur’un Hâtıratı’dır (I-II, Ankara 1943-1946). Eserin en önemli kısmı, sonuna eklenen 100 sayfaya yakın notlardır.

Arat, öğretim alanında W. Bang’ın usulünü takip ederek Uygurca, bunun devamı olan Tarançı ağzı -yani Doğu Türkçesi’ni eski dile en yakın bağla bağlayan ağız- ve Kıpçak grubundan da Kazakça dersleri vermiştir. Türkolojinin metodik bilgilerini mukayeseli olarak Türkiye üniversitelerine getiren Arat’ın yaptırdığı tezler de büyük bir yekün tutmaktadır.

Yayımlanmış diğer eserleri şunlardır: Die Legende von Oghuz Qagan (Berlin 1932). W. Bang ile birlikte yayımladığı bu eseri Arat Türkiye Türkçesi’ne çevirip ikinci defa yayımlamıştır (Oğuz Kağan Destanı, İstanbul 1936, 1988). Türkische Turfan-Texte VI. Das Buddhistische Sutra Säkiz Yükmäk (W. Bang ve A. von Gabain ile, Berlin 1934); Türkische Turfan-Texte VII (Berlin 1936); “Türk Şîvelerinin Tasnifi” (TM, X [1953], s. 59-138); “Eski Türk Hukuk Vesîkaları” (TKA, I/1 [1964], s. 5-53); Makaleler (I, nşr. O. F. Sertkaya, Ankara 1987); Doğu Türkçesi Metinleri (nşr. O. F. Sertkaya, Ankara 1987).

Arat’ın eser ve makalelerinin tam bir listesi Saadet Çağatay tarafından hazırlanmıştır (bk. TTK Belleten, XXIX/113, s. 188-193).


Doğum günü: Dündar Taşer kimdir?




15 Mayıs 1925 tarihinde Gaziantep'te doğdu. Köklü bir aileden gelen Taşer, Türk terbiyesi altında yetişmiştir. Kara Harp Okulundan mezun olarak göreve başlamıştır. Ordu'da tank binbaşılığına kadar yükselmiştir. 27 Mayıs 1960 ihtilaline katılmış ve 38 kişilik milli birlik komitesinde yer almıştır. Devrimin ardından Cumhuriyet Halk Partisi'nin baskılarının artması üzerine 14 arkadaşı ile birlikte yurtdışına sürgün edilmiştir. İsviçre'nin Zürih şehrine sürülen Dündar Taşer, burada T.C. büyükelçiliğinde askeri ateşelik yaptı. Daha sonra yurda dönerek siyasete atıldı. Alparslan Türkeş öncülüğünde kurulan Milliyetçi Hareket Partisi'ne katılmıştır.. Öte yandan Komüzim'e karşı olarak Ülkü Ocakları'nı kurdu. 13 Haziran 1972 tarihinde de geçirdiği bir trafik kazası sonucu hayatını kaybetti.

Doğum günü: Turgay Şeren kimdir?



(d. Türkay Sabit Şeren; 15 Mayıs 1932, Keçiören - 7 Temmuz 2016, İstanbul), Türk futbolcu, teknik direktör, futbol yorumcusu ve 2. Profesyonel Futbolcular Derneği Başkanı. Kaleci pozisyonunda görev alan oyuncu, futbolculuk kariyerinin tamamını Galatasaray'da geçirmiştir.


1932 yılında doğan Şeren, altyapısında oynadığı Galatasaray'ın A takımındaki ilk maçına 1949-50 sezonunda çıktı. 1954-55, 1955-56 ve 1957-58 sezonlarında İstanbul Profesyonel Ligi; 1961-62 ve 1962-63 sezonlarında Millî Lig; 1962-63, 1963-64 ve 1965-66 sezonlarında Türkiye Kupası şampiyonlukları yaşadı.


Kariyerinin tamamını geçirdiği Galatasaray'da 1966-67 sezonu sonuna kadar görev yaptı. Bu süreçte 369'u lig olmak üzere 405 resmî maça çıktı. Futbolculuk kariyerini sonlandırdığında, resmî maçlar göz önüne alındığında kulüp tarihinin en çok maça çıkan oyuncusu olan Şeren, sonralarını bu unvanını farklı oyunculara kaptırdı.


1950 ile 1952 yılları arasında Türkiye 21 yaş altı millî takımında, 1950 ile 1966 yılları arasında ise Türkiye A millî takımında oynadı. 1951'de Berlin'de Batı Almanya'ya karşı yapılan ve Türkiye'nin 1-2 kazandığı maçta yaptığı kurtarışlar neticesinde "Berlin Panteri" lakabı ile anılmaya başladı.


Ülkenin katıldığı ilk FIFA Dünya Kupası olan 1954 FIFA Dünya Kupası'nda, takımın birinci kalecisi olarak mücadele etti. A millî takım formasıyla 46 maçta görev aldı. Futbolculuk kariyerini sonlandırdığında, Lefter Küçükandonyadis ile birlikte en çok A millî olan oyuncu konumunda olsa da, günümüzde bu iki oyuncu bu alanda 24. sırada bulunmaktadır. Türkiye A millî takımı formasıyla 35 kez kaptan olarak sahaya çıkan Şeren, bu alanda birinci konumdadır.


Futbolculuğu bırakmasının ardından teknik direktörlük ve futbol yazarlığı kariyerine başladı. 1968-69 sezonu başında Mersin İdman Yurdu'nun teknik direktörlüğüne geldi. 1969-70 sezonunda Vefa, 1970-71 sezonunda Samsunspor, 1971-1973 yılları arasında yeniden Mersin İdman Yurdu, 1974'te yeniden Vefa ve son olarak 1979-80 sezonunda Galatasaray'ı çalıştırdı. Bir dönem ise televizyonda yayınlanan futbol programlarında yorumculuk yaptı. Şeren, 7 Temmuz 2016'da İstanbul'da hayatını kaybetti.


1 Ocak 1954'te, Ayvalık'ta Emel Dramalı ile nişanlandı. 16 Mayıs 1954'te evlenen çiftin, 1 Ağustos 1956 günü Celâl adını verdikleri bir oğlu dünyaya geldi. Çift, 30 Aralık 1966 günü boşandı. 21 Şubat 1967'de, Arzu Şeren ile olan ikinci evliliğini gerçekleştirdi.18 Kasım 1970'te bu evliliğinden bir kızı doğdu.


Daha sonra Fatma Füsun Şeren ile evlendi ve bu evliliğinden Emre (d. 20 Haziran 1975)ve Can isimli iki oğlu oldu.1928 doğumlu ağabeyi Oğuz Şeren 14 Ekim 2005'te,Fatma Füsun Şeren ise 14 Mart 2013 tarihinde vefat etti.


Vefatı ve mirası

7 Temmuz 2016'da, İstanbul'da vefat etti. Cenazesi, Teşvikiye Camii'nde ikindi namazı sonrasında kılınan cenaze namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi.Vefatının ardından Türkiye Futbol Federasyonu, Süper Lig'de 2016-2017 sezonuna "Turgay Şeren Sezonu" adını verdi.


15 Mayıs, aynı zamanda Kemal İnci, Çetin Doğan, Sezgin Burak, Özdemir Sabancı, Serdar Gökhan, Aydan Siyavuş, Ersan Erduran, Berhan Şimşek, Sibel Mirkelam'ın da doğum günüdür.

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comentários


bottom of page