Bugün 1 Mart. Recaizade Mahmut Ekrem, Ali Avni Çelebi, Alâeddin Yavaşça, Hasan Mutlucan, Nida Tüfekçi, Zekeriya Beyaz, Bülent Ortaçgil, Aydan Şener, Sinan Özen, Sinan Çetin, Asuman Krause, Burcu Kara ve Peker Açıkalın'ın doğum günü.
BRT Yayın Grubu olarak aramızda olmayanları saygı ile anarken, yaşayanlara uzun, sağlıklı ve mutlu yıllar dileriz.
Doğum günü: Recaizade Mahmut Ekrem kimdir?
Edebiyatımızın yenileşme ve gelişmesinde büyük emeği olan Recaizade Mahmut Ekrem, Mart 1847’de İstanbul’da doğdu. Babasından Süryanice ve Farsça öğrendi. 1858’de ilköğrenimini tamamladı, özel öğrenim görerek yetişti. Mekteb-i İrfan’ı bitirdikten sonra (1858) girdiği Harbiye İdadisi’ndeki öğrenimini sağlık sorunları nedeniyle tamamlayamadı. Resmi görevle Trablusgarp’a gönderildi. 1908’de 2. Meşrutiyet’ten sonra kurulan Kamil Paşa kabinesinde Maarif Nazırı oldu. Namık Kemal’le tanışmasının ardından Encümen-i Şuara’ya katıldı. İlk yazıları Namık Kemal yönetimindeki Tasvir-i Efkâr gazetesinde yayınlandı. 1870’lerden sonra kendisini tümüyle yazılarına verdi. Batı edebiyatından çeviriler yaptı. 1870’te ilk oyunu Afife Anjelik, 1871’de ilk şiir kitabı Nağme-i Seher yayınlandı. Yaşamını yitirdiğinde Meclis-i Âyan üyesiydi.
Edebî Hayatı
Recaizade Mahmut Ekrem, tüm edebî hayatı boyunca gençlere edebiyatı öğretme gayreti içinde olmuştur. Edebiyatın yenileşmesi üzerinde yoğun çalışmaları olan sanatçı, Servetifünun edebiyatının da temellerini atmıştır. Bu edebiyatın kurucusu olan Tevfik Fikret, onun Galatasaray Lisesi’nden öğrencisidir. Şinasi ve Namık Kemal gibi birçok edebî türde eserler veren Recaizade Mahmut Ekrem, şiir için her güzel şey şiirin konusu olabilir görüşünü savunmuş ve şiirin konusunu genişletmiştir. O döneme kadar Divan şiir geleneğinin temel ilkelerinden biri olan “göz için kafiye” anlayışını terk ederek “kulak için kafiye” anlayışını benimsemiştir. Bu meseleden dolayı da dönemin eski edebiyat taraftarlarının lideri durumundaki Muallim Naci ile sert tartışmalara girmiştir. Divan şiiri biçimlerini kullanmış; ancak bu biçimlerde zaman zaman değişikliklere gitmiştir. Nesir yönü şiirlerine göre daha başarılı olan sanatçının özellikle eleştirileri önemlidir. Eski edebiyat taraftarlarına yaptığı eleştirilerle o dönemde yeni edebiyatın sesi olmuştur. Edebiyat bilgilerinin yer aldığı Talim-i Edebiyat ve edebiyatımızdaki ilk realist roman olan ve yanlış Batılılaşmayı eleştirdiği Araba Sevdası onun önemli düz yazı eserleridir.
Kısaca özetleyecek olursak;
Tanzimat ikinci dönemini başlatan sanatçıdır. Döneminde üstat olarak tanınır.
Edebiyat kuramcısı olarak yeniliklere öncülük etmiştir. Yol göstericiliğiyle öne çıkan sanatçı, Servetifünûn Döneminin oluşmasını sağlamıştır.
Eski edebiyatı savunanlara karşı yeni edebiyatı savunmuştur. Divan edebiyatını savunan Muallim Naci ile kafiye ve edebiyat konusunda tartışmalara girmiştir. Muallim Naci’nin göz için uyak anlayışına karşı kulak için uyak anlayışını benimsemiştir.
Şiirle ilgili görüşlerini ve eleştirilerini Zemzeme adlı şiir kitabının ön sözünde açıklamıştır.
Şiirle ilgili görüşleri: “Şiirin tek gayesi güzelliktir. Şiirin gayesi olan güzellik tabiat ve insandadır.” Ona göre “Güzel olan her şey şiirin konusu olabilir.” Güzellik gerçeğe uygun olmalıdır. Bu, gerçek sanatın gerçeğidir. “İnsanı düşündüren, insana hüzün veren şiir güzel şiirdir.” Yazar “fikri, hissi ve hayali” olmak üzere üç güzellik olduğunu söyler. Zerreden küreye kadar her şey şiirin konusu olabilir, diyerek şiirin konusunu genişletmiştir.
Şiirlerinde romantizm akımının etkisi görülür.
“Aşk” ve “doğa” şiirlerindeki başlıca temalardır. Yaşamındaki üzücü olaylardan dolayı acı ve keder konusunu da sıkça işlemiştir. Genç yaşta ölen çocuklarının etkisiyle ölüm konusuna da sıkça yer vermiştir. Ölümü hatırlatan doğa manzaraları, romantik ögeler, hüzünlü duygular şiirlerinde sıkça işlenen temalardır.
Hece ölçüsüyle de şiirler yazan sanatçı, çoğunlukla aruz ölçüsünü kullanmıştır.
Şiirlerinde divan edebiyatı nazım biçimlerini kullanmıştır. Yeni nazım biçimlerini denememiştir.
Bütün yapıtlarında sanat için sanat anlayışını benimsemiştir.
Roman ve öykülerinde realizm akımının etkisinde kalmıştır.
Eserleri
Şiir: Nağme-i Seher, Yadigâr-ı Şebâb, Zemzeme I-II-III, Tefekkür, Pejmürde, Nijad Ekrem, Nefrin.
Roman: Araba Sevdası.
Öykü: Saime, Muhsin Bey Yahut Şairliğin Hazin Bir Neticesi, Şemsa.
Oyun: Afife Anjelik (İlk romantik dram), Atala Yahut Amerikan Vahşileri, Vuslat Yahut Süreksiz Sevinç, Çok Bilen Çok Yanılır.
Ders Kitabı: Talim-i Edebiyat,
Eleştiri: Takdir-i Elhan, Zemzeme III Mukaddimesi.
Biyografi: Kudemaden Birkaç Şair Takrizat.
Doğum günü: Ali Avni Çelebi kimdir?
Doğum günü: Alâeddin Yavaşça kimdir?
1675 Yılında Yavaşça Süleyman Çelebi’nin tanzim ettiği Vakıfnamesi bulunan bir ailenin mensubu olarak 1 Mart 1926'da Kilis'te doğdu. Babası Kilis'li Şair Yavaşca’zade Sezai Efendi'nin oğlu Hacı Cemil Efendi, Annesi Kınoğlu Kadri Efendi'nin kızı Enver Hanım’dır.
Kilis Kemaliye İlkokulu ve Kilis Ortaokulu’nu bitirdikten sonra lise birinci sınıfı yatılı olarak Konya Lisesi'nde başlayıp, 2 ve 3. Sınıfları İstanbul Erkek Lisesi'nde birincilikle tamamlayıp 1945'de mezun oldu. İstanbul Üniversitesi'ne giriş imtihanını kazanarak Tıp Fakültesine başladı. 1951 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun olan Yavaşca, İstanbul Üniversitesi 1. Kadın Doğum Kliniğinde, Ord. Prof. Dr. Tevfik Remzi Kazancıgil'in yanında Haseki Hastanesinde ihtisasını yaptı ve 1955 yılında Kadın-Doğum Mütehassısı oldu. Askeri hizmetini Kasımpaşa Askeri Deniz Hastanesi'nde yapan Yavaşça, sırasıyla, Zeyneb Kamil Doğumevi, Taksim İlk Yardım Hastanesi, Şişli Etfal Hastanesi'nde Başasistanlık ve Şef Muavinliği görevlerini yapmış, 1969 yılında açılan Vakıf Gureba Hastanesi Şeflik imtihanına girmiş, imtihanı kazanıp o tarihten 1976 yılına kadar adı geçen Hastanede Kadın-Doğum Kliniği Şefliği yaparak, bu hastanede olmayan Doğum Bölümünü kurmuştur. 1976 yılında da, boşalmış olan Haseki Hastanesi Kadın-Doğum Kliniği Şefliğine naklen atanmıştır. Bu süreler içinde birçok Kadın-Doğum Mütehassısları yetiştirmiştir. 1985 yılı 1 Ekim tarihinde aynı hastanenin Başhekimi olmuştur.
Prof. Dr. Yavaşca 1980 yılında Birleşik Amerika Baltimor şehrindeki Johns Hopkins Üniversitesi Hastanesi'nde "İdarecilik ve Aile Planlama Kurslarını" bitirmiştir.
Prof. Dr. Yavaşca'nın mesleki hayatı esnasında Tıp Dünyası, Şişli Hastanesi Bülteni, Zeynep Kamil Hastanesi Bülteni, Vakıf Gureba Bülteni, Haseki Tıp Bülteni, Sağlık Bakanlığı Bülteninde yayınlanmış 54 bilimsel neşriyatı bulunmaktadır. Birçok Ulusal ve Uluslararası sempozyumlara katılmış ve bildiriler sunmuştur.
Prof.Dr. Alaeddin Yavaşca'nın musiki hayatı; doğduğu ve ailece bağlı bulunduğu Kilis'te küçük yaşlarda başlamış, daha 8 yaşındayken o sıralarda Ortaokulda hoca olan Zihni Çelikalp'ten Batı Mûsikisi keman dersleri almış, İstanbul'a gittikten sonra, Saadeddin Kaynak, Münir Nureddin Selçuk, Dr. Subhi Ezgi, Hüseyin Sadeddin Arel, Zeki Arif Ataergin, Nuri Halil Poyraz, Refik Fersan, Mes'ud Cemil, Ekrem Karadeniz, Dede Süleyman Erguner, Dr. Selahaddin Tanur, Hakkı Süha Gezgin, S.Ziya Özbekkan, Fehmi Tokay, İ.Hakkı Nebiloğlu, Salih Murat Uzdilek, Artaki Candan gibi üstadlardan istifadeler sağlamış, İstanbul Belediye Konservatuarı, İleri Türk Musikisi Konservatuarı, İstanbul Üniversitesi Korosu gibi kuruluşlarda icra kabiliyetini ve musiki bilgisini geliştirdikten sonra 1950 yılında açılan imtihanı kazanarak İstanbul Radyosunda solist icracı olmuş, zamanla Türkiye Radyolarında ve TRT Bünyesinde “Danışma, Denetleme ve Repertuar Kurullarında üyelik ve başkanlık dahil önemli görevler almış. 1967'den bu yana solistliği yanında Koro Yöneticiliği de(Klasik Türk Musikisi Erkekler Korosu ve Beraber Şarkılar)yapmıştır. Ayrıca belirli zaman aralıklarıyla Türkiye Radyolarına alınan stajyerlerin hocalığını yapmış ve onların san'atçı olmalarını sağlamıştır.Bu faaliyetlerinin dışında Milli Eğitim Bakanlığının "Türk Musikisi Araştırma,değerlendirme ve İnceleme Kurulunda, Devlet Planlama'nın 5. Beş yıllık Türk Musikisi Eğitimi Komisyonunda üyelik hizmeti vermiştir.
Prof.Dr. Alaeddin Yavaşca, Türk musikisinde Devlete Bağlı ilk Konservatuarın kurucuları arasında yer almış, 1976'dan itibaren Türk Musikisi Devlet Konservatuarının Yönetim Kurulunda ve Öğretim Kadrosunda çalışmıştır. Konservatuar YÖK yasasıyla İstanbul Teknik Üniversitesine bağlandıktan sonra, teşkil edilen "Danışma Biriminde" yer almıştır.
Prof.Dr. Alaeddin Yavaşca, Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanlığının 19/03/1990 tarihli yazısıyla İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Profesörlüğüne atanmış olup, sözü geçen konservatuar’ın Ses Eğitimi Bölüm Başkanlığı'nı sürdürmüştür. Ancak “”yaş haddinden emekli olanlar”için çıkartılan yasa dolayısıyla 2005 yılı Nisan ayı sonunda İ.T.Ü.D.K.’dan ayrılmış ve Haliç Üniversitesi’nde göreve başlamıştır.
Yavaşca’ya Gaziantep Üniversitesi, Elazığ Fırat Üniversitesi, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi,İTÜ ve Erzurum Atatürk Üniversitesi’nce Fahri Doktora Ünvanı verilmiş olup 1991 Yılında Devlet Sanatçısı olarak ödüllendirilmiştir. Ayrıca Prof.Dr.Alaeddin Yavaşça’ya çeşitli dallarda almış olduğu 200’ü aşkın ödülün yanısıra Türk Mûsıkîsine yaptığı önemli katkılar nedeniyle Müzik Dalında 2008 yılı "Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü" ve Sanat dalında 2010 yılı "TBMM Üstün Hizmet Ödülü" de verilmiştir.
Prof.Dr. Alaeddin Yavaşca'nın icracılığı yanında 2’si Kâr-ı Natık, 5’i Takım,1’i Ayin-i Şerif olmak üzere yapmış olduğu 647 adet bestede;33 form(Takım,Kar-ı Natık,Şarkı,Peşrev,Saz Semai,Medhal,Etüd,Marş,Divan,Çocuk Şarkıları,Mevlevi Ayin-i,İlahi vs.),74 makam,46 usûl kullanmış ve bu bestelerde 159 şairin güftesine yer vermiştir. Ayrıca 9 bestekâra ait 21 esere aranağme yapmıştır. Bestelerinin birçoğu radyo repertuarında yer almış, plak ve kasetlere okunmuştur. Prof.Dr. Alaeddin Yavaşca, 1950'li yıllardan bu yana yurtiçi ve yurtdışı birçok konserler vermiş olup her yıl İstanbul Sanat Festivali Programlarında da muntazaman yer almakta ve konserler vermektedir. Yurtdışı verdiği konserler arasında iki defa Amerika Birleşik Devletleri'ne bazı kuruluşlarca davet edilmiş, bu iki davette 5 konser vermiştir. Bir kere de BBC'nin 1988'de Londra'da Quean Elizabeth Hall'de tertiplediği "Musiki Festivali"ne davet edilmiş, orada 3 konser vermiştir. Ayrıca Berlin'de, Köln'de, Hamburg'ta ve Aachen'da müteaddit konserler vermiştir.
Prof.Dr. Alaeddin Yavaşca'nın bir Uzun Çaları (L.P.) 25 adet 78'lik taş plağı, 15 adet 45'lik plağı mevcuttur.Seçilmiş eserlerden 200’den fazla CD doldurmuştur.Türk Musikisi Vakfı’na 1 adet CD ve kaset,Kilis Kültür Vakfı’na (Kilis’imin Bağları) 2 CD ve VCD, Türk Kültürüne Hizmet Vakfı’na 4 CD lik albüm , Cinuçen Tanrıkorur'la beraber yaptığı CD'ler, Yapı Kredi Bankasının Kültür Bölümünün çıkarttığı solo ve yönettiği korolara ait CD'leri ve TRT nin yapmış olduğu CD’ler vardır. Ayrıca arşivinde sanat hayatı boyunca seçilmiş eserlerden yaptığı icralardan oluşan 250 civarında CD bulunmaktadır. Yavaşca, İstanbul Radyosunda önerisiyle kurulan ve çalıştırdığı Klasik Türk Mûsıkîsi Erkekler Korosu’nda hocaları Dr. Suphi Ezgi ve Sadettin Kaynak’tan aldığı ve kendisinin geliştirdiği klasik musiki repertuarından faydalanmak suretiyle; bugün Sinan Sipahi tarafından 39 CD de toplanan ve 40 nadide farklı makamlardan oluşan 47 klasik takımın icrasını sağlayarak Türk Mûsıkîsi arşivine kazandırmıştır. Hakkında yazılan (Hasan Oral Şen’in yazdığı biyografik, Kültür Bakanlığı'nın yayınladığu Sinan Sipahi’nin editörlüğünü yaptığı biyografik, Yılmaz Pamukçu’nun hazırladığı 1.cildi çıkan nota, Taner Çağlayan’ın kendisi için yazdığı şiirlerden oluşan şiir ve Yavaşca şiirlerinin bulunduğu; Ayten Yavaşca, Dr.Semra Özgün ve Sinan Sipahi’nin hazırladığı) 5 kitap ve kendisinin yazdığı “Türk Mûsıkîsinde Kompozisyon ve Beste Biçimleri” adlı kitabı bulunmaktadır. 1952 Yılında “Tahir ile Zühre”, “Arzu ile Kamber” filmlerinin şarkılarını Müzeyyen SENAR ile birlikte okudu. Ayrıca 1956 Yılında Sadi IŞILAY’ ın Türk Musikisi ile ilgili müziklerini yaptığı “Ölmüş Bir Kadının Evrak-ı Metrûkesi” adlı filminin şarkılarını okudu ve 1961 Yılında “Gönülden Gönüle” filminin hem film şarkısını yaptı hem de filmin şarkılarını okudu.
23 Aralık 2021'de aramızdan ayrıldı.
Doğum günü: Hasan Mutlucan kimdir?
Türk Halk Müziği sanatçısıdır. Hem Kıbrıs Barış harekatı hem de 12 Eylül 1980 darbesi sabahı okunan bildirinin ardından TRT radyosundan davudi sesiyle söylediği Kahramanlık Türküleri ile tanınan Hasan Mutlucan‘ın hayatı : 1926 yılında İzmir’de doğan Hasan Mutlucan , 6 yaşındayken babasını kaybettikten sonra Hasan Mutlucan, 13 yaşında annesiyle birlikte İstanbul’a taşınırlar. Ortaokul yıllarında dekoratör çırağı çalıştığı tiyatroda oyunculardan birisi rahatsızlanınca ilk defa sahneye çıkar. Tiyatro sanatçısı Necdet Mahfi Ayral tarafından, rahatsızlanan oyunclir. Oyuncunun repliği çok kısadır: “Burası Kaf Dağı, ne işin var senin burada”. Bu kısacık replik seyirciler arasında bulunan Muhsin Ertuğrul‘un çok ilgisini çeker ve tiyatroda ufak roller almaya başlar. Daha sonra Muhlis Sebahattin ile tanışır ve onun operet kumpanyasına katılır. O’nun ölümünden sonra İstanbul Belediye Konservatuvarı’na girer. Konservatuarın o dönemki yönetmeni Münir Nurettin Selçuk’tur. Sesinin az bulunur kalitedeki bas tınısı ona Faust operasına girme imkanı bile vermiştir ona fakat Mutlucan türküleri çok sevdiği için bu teklifi kabul etmemiştir.
1973 yılında TRT radyosunda 15’er dakikalık programlarla davudi sesini tüm Türkiye tanır. Sadi Yaver Ataman‘ın ısrarıyla kahramanlık türküleri söyler ve bir de plak çıkartır. 12 Eylül 1980’de darbe okunan bildirinin ardından Hasan Mutlucan’ın Kahramanlık Türküleri albümünden “Yine de Şahlanıyor” türküsü çalınır. Bu türkü günün şartlarıyla birlikte öyle bir etki yapar ki artık o davudi sesi ve ismi darbelerle özdeşleşir. Fakat Mutlucan bu durumdan son derece rahatsız olmaktadır. Bu rahatsızlığını da şu cümlelerle dile getirir: Kendisi, sosyal demokrat çizgide ve darbe karşıtı olduğu defatla belirtmiştir. 1962 yılında TRT’den politik sebeplerden dolayı ayrılmak durumunda kalır. Sonrasında İstanbul Belediyesi Konservatuvarı Türk Halk Müziği Topluluğu’na katılır. Hasan Mutlucan, 28 aralık 2011 tarihinde 85 yaşında hayata veda etti.
Doğum günü: Nida Tüfekçi kimdir?
Neriman Altındağ Tüfekçi, Nida Tüfekçi
Türk halk müziği bağlama ve ses sanatçısı, müzikolog (D. 1 Mart 1929, Akdağmadeni / Yozgat – Ö. 18 Eylül 1993, İstanbul). İlk ve ortaokulu Akdağmadeni, Yozgat ve Boğazlıyan’da okudu. 1950’de Ankara Maliye Okulunu bitirerek üç yıl kadar kadar maliyeci olarak çalıştı. 1953’te açılan sınavla Ankara Radyosuna girerek Muzaffer Sarısözen’le birlikte “Yurttan Sesler” topluluğunda çalışmaya başladı. Yenimahalle Musiki Cemiyetinde ders verdi. 1959’da İstanbul Radyosuna geçti. 1962’de Neriman Altındağ Tüfekçi’yle birlikte “Yurttan Sesler Kadınlar Topluluğu”nu kurdu. İstanbul Radyosu Türk Sanat ve Halk Musikisi müdür yardımcılığına getirildi. 1971-76 yılları arasında Erzurum Radyosunda eğitmen ve denetçi olarak görev yaptı. TRT Müzik Dairesinin kuruluş çalışmalarına katılıp, bu dairenin başkan yardımcılığına atandı. Uzun yıllar TRT Denetleme ve Repertuar Kurulu Başkanlığı görevlerini sürdürdü. Derlediği türkülerden 1000 kadarının notasını yazarak halk müziği arşivlerine kazandırdı.
Nida Tüfekçi, 1976’da TRT’den ayrılarak Devlet Konservatuarı Türk Musikisi Bölümü kurucuları arasında yer aldı, öğretim üyeliği görevini üstlenerek birçok sanatçıya dersler verdi. TRT Ankara ve İstanbul radyolarında “Ozanlar ve Bölge Sanatçıları”, “Oyunlarımız Türkülerimiz”, “Türkülerin Dili”, “Halk Ozanları Geçiyor” gibi açıklamalı radyo programları hazırlayıp sundu.
Çeşitli halk müziği araştırmalarına ve değişik ansiklopedilere katkıda bulunan Tüfekçi'ye Folklor Araştırma Kurumu tarafından 1985 İhsan Hınçer Türk Folkloruna Hizmet Ödülü, Kültür Bakanlığı tarafından 1991 yılında Devlet Sanatçısı ödülü verildi. UNESCO’nun hazırladığı Dünya Müziği Tarihi adlı kitabın “Türk Halk Müziği” bölümünü yazdı. Eşi Nida Tüfekçi, Neriman Tüfekçi’yle birlikte derlediği “Memleket Türküleri” adlı kitap 1963’te yayımlandı. 18 Eylül 1993 günü İstanbul'da öldü ve orada toprağa verildi.
KAYNAK: Yurt Ansiklopedisi (c. X, 1984), Mehmet Nida Tüfekçi (1 Mart 1929 - 18 Eylül 1993), İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2. bas., 2009), Ölüm Yıldönümünde Saygı ile Anıyoruz (facebook, Nida Tüfekçi Müzisyen / Grup, 17.9.2012), bekirkaradeniz.com (16.7.2015).
Doğum günü: Zekeriya Beyaz kimdir?
Gaziantep'te 1 Mart 1938'de dünyaya gelen Beyaz, ilkokulu burada, ortaokulu ise Kahramanmaraş İmam Hatip Lisesi'nde okudu. Nizip Ulu Camisi'nde imam hatip olarak 1 Mart 1963'te memurluk görevine başlayan Beyaz, 1972'de İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü'nden mezun oldu. Beyaz, Diyanet İşleri Başkanlığında 14 yıl imam-hatiplik, vaizlik ve müftülük yaptı. Beyaz, "İslam Hukuku ve Türk Medeni Hukukuna Göre Evlenme" konulu teziyle yüksek lisans ve "İslam Hukukuna ve Türk Medeni Hukukuna Göre Aile Hayatı" konulu teziyle doktora diploması aldı. Yazarlık ve köşe yazarlığı yapan Zekeriya Beyaz, 1991'de sosyoloji alanında doçent, İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Sosyolojisi Bölümünde profesör unvanı aldı. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde 2000-2003'te dekanlık yapan Beyaz, o dönemin ünlü ekran yüzlerinden biriydi. 2005'te yaş haddinden emekli olan Prof. Dr. Beyaz, evli ve 5 çocuk babasıydı. 12 Nisan 2022'de aramızdan ayrıldı.
Doğum günü: Bülent Ortaçgil kimdir?
Müzisyen, yorumcu, besteci, aranjör, söz yazarı Bülent Ortaçgil, 1 mart 1950 yılında Ankara’da dünyaya gelmiştir.
Lise döneminde müziğe başlayan Bülent Ortaçgil bir diğer usta ses Mazhar Alanson’un bir alt sınıfında okumuştur. Kimya Fakültesi’nde okurken ilk 45’lik olan Anlamsız ile müzik piyasasına giriş yapmıştır.
İlk albümü "Benimle Oynar Mısın"ı 1974 yılında ilk 45'liğinde olduğu gibi sadece "Bülent" adıyla kaydetti. Hala Türk pop tarihinin en önemlilerinden birisi olarak kabul edilen bu albümde Onno Tunç ve Ergun Pekakcan'la çalıştı. Ali Kocatepe'ye ait "1 Numara Plakçılık"tan çıktı. Albümde daha sonra konserlerde ve başka sanatçılar tarafından çokça yorumlanacak "Olmalı mı, Olmamalı mı?", "Kediler", "Her Şey Sevgiyle Başlar", "Şık Latife", Ahmet Güvenç'in annesi için yazılmış "Suna Abla" vardır. Albümdeki şarkılardan "Yağmur" İsveç'li şair Artur Lundkvist'in bir şiirinin Ortaçgil tarafından bestelenmesiyle oluşmuştur. Bu albümden bazı şarkılar 1976 tarihli Kadir İnanır ve Müjde Ar'ın oynadığı Zeki Ökten filmi "Pisi Pisi"de kullanılmıştır. 1975'te yine Hey Dergisinin anketinde "Yılın Ümit Veren Şarkıcısı" anketinde bu sefer 4. oldu. Ancak albüm sadece 2000 sattı. Bu albümden kazandığı parayla kendine bir Dual pikap aldı. Albümün başka bir konseri olmadı.
Albüm 30 yıl sonra "World Psychedelia" şirketi tarafından Amerika'da da yayınlandı. Nick Drake, Donovan gibi İngiliz folk rock ve psychedelic folk sanatçılarının eserlerine benzetilen albüm beğeni topladı. Albümden "Olmalı mı, Olmamalı mı / Şık Latife" 45'liği yayınlandı.
1980'lerin başında kendisi gibi müziğe ara vermiş Fikret Kızılok ile tanıştı. İkili Çekirdek Sanatevi'ni kurdular. Bostancı'daki bu ev, amatör sanatçıların ücretsiz konserler düzenlediği, kayıtlar yapılan bir sahne haline geldi. 1984'te Erkan Oğur ve Yaz Baltacıgil'in çaldığı Ortaçgil albümü "Rüzgâra Söylenen Şarkılar" çıktı. Bu canlı kayıtta, Benimle Oynar Mısın?'dan şarkılar ve daha önce yayınlanmamış, çoğu sonraki albümlerde yer alacak şarkılar vardı. Bir yıl sonra da Fikret Kızılok ile Çekirdek kayıtlarından olan "Biz Şarkılarımızı..." adlı albümü çıkardı. Birbirlerinin şarkılarını söyleyip eşlik ettikleri bu albümde beraber besteleri "Biz Şarkılarımızı" dışnıda Ortaçgil besteleri "Mum", "Deniz Kokusu", "Nereye Sokağı", "Memurun Şarkısı" vardı. Bu dönemde TRT için çocuk şarkıları kaydettiler. Telif yasalarından sonra bandrollü albüm çıkarmak zorunda kaldılar. Ortaçgil - Kızılok ortaklığı 1986 yılında Pencere Önü Çiçeği isimli albümle sonuçlandı. Albümde "Bir Nihavend Yalnızlık" "Güneşin Aynasında", "Uyusun da Büyüsün" gibi ortak besteler ve solo besteler yer alıyordu.
1988'de Fikret Kızılok ile Sonay'ın "Gecenin Üçünde" ve Sibel Sezal'ın "Bu Kalp Seni Unutur Mu?" albümünün yapımında yer aldı. Bu albümlerde gitar çaldı. Ancak Fikret Kızılok ile müzikal anlaşmazlıklar yaşamaya başladığı için bütün 1980'leri beraber geçiren sanatçılar yollarını ayırdı. Bu dönemde Ortaçgil eşinden de ayrıldı.
Stüdyo albümlerine dönüş
1989'da Bülent Ortaçgil, "Benimle Oynar Mısın?"ı takip edecek ikinci stüdyo albümünü hazırlamaya başladı. Yine Onno Tunç ile çalışan Ortaçgil, Tunç'un evinde Sezen Aksu'yla tanıştı. Aksu, Ortaçgil'den bir şarkı istedi. Ortaçgil, daha sonra Light albümünde yer alacak "Kimseye Anlatmadım"ı besteliyordu ama Sezen Aksu, Ortaçgil'in "Beni Kategorize Etme" şarkısını aldı ve Sezen Aksu Söylüyor albümünde söyledi.
1990'da solo kariyerine verdiği 16 yıllık aradan sonra "2. Perde" albümüyle müzik piyasalarına geri döndü. 2. Perde'de Bülent Ortaçgil'in en önemli yardımcısı bütün enstrümanları çalan Onno Tunç oldu. Albümde "Bu İş Çok Zor Yonca", "Bozburun", "Çığlık Çığlığa" gibi Ortaçgil hitleri vardı. O yıl daha önce Çekirdek Sanatevi'nde albüm kaydeden Yeni Türkü'nün "Vira Vira" albümünde iki Selim Atakan bestesine söz yazdı. (Beklemek ve Anne)
Ertesi yıl Benimle Oynar Mısın'ın devamı olarak nitelendirilebilecek "Oyuna Devam" isimli albüm geldi. Bu albümde Ortaçgil, on yıl boyunca beraber çalacağı müzisyen arkadaşlarını da bir araya getiriyordu. Erkan Oğur, Cem Aksel, Gürol Ağırbaş ve Bülent Ortaçgil dörtlüsü bu albümde bir araya geldi. Albümde bir şarkının vokalini Leman Sam yapıyordu. Aynı yıl Ayşegül Aldinç, "Şık Latife" şarkısını yorumlayıp, bir klip çekti. Alman bir plak şirketinin Türk müziğini tanıtmak için hazırladığı "The Other Side of Turkey" albümünde 5 Ortaçgil şarkısının yanı sıra Erkan Oğur "Büyük Ceviz Ağacının Dibi" parçasını enstrümantal olarak akustik gitar, perdesiz gitar ve ebow ile yorumlandı.
"Bu Şarkılar Adam Olmaz" albümü 1994'te yayınlandı. Bu sefer Serdar Ateşer, Akın Eldes gibi sanatçıları barındırıyordu. 1996 tarihli Erkan Oğur albümüne adını veren parça olan "Bir Ömürlük Misafir"in sözlerini Sezen Aksu ile birlikte yazdı. 1998'de Light albümü yayınlandı. Eski ekibi Oğur, Aksel, Ağırbaş'ın yanında Birsen Tezer, Ozan Doğulu gibi sanatçıları barındıran albüm "Mavi Kuş", "Eylül Akşamı", "Şarkılarım Senindir" gibi duygusal parçalar yanında dönemin siyasal karmaşasına bir taşlama olan "Normal"i de barındırıyordu.
Ortaçgil, verdiği konserler ve ekip arkadaşlarının katkılarıyla eski şarkılarının yeni haller olduğunu görünce, konser tadında canlı bir kayıt yapmaya karar verdi. 1999'da çıkan "Eski Defterler" albümü sıkça Benimle Oynar Mısın ve Çekirdek Sanatevi dönemi şarkılarından oluşmuştu.
2000 yılında Türkiye'de daha önce çok amatör şekillerde yapılmış tribute çalışmalarının en profesyoneli olan "Ortaçgil İçin Söylenmiş Ortaçgil Şarkıları" albümü yayınlandı. Albümde Sezen Aksu, Şebnem Ferah, Levent Yüksel, Bulutsuzluk Özlemi, Teoman, Zuhal Olcay, Haluk Levent, Mirkelam, Yaşar gibi birçok popüler müzik sanatçısı yer alıyordu. Ortaçgil, "Pencere Önü Çiçeği" ve "Yüzünü Dökme Küçük Kız" şarkılarında gitar da çaldı. Aynı yıl Ortaçgil, Gürol Ağırbaş'ın Bas Şarkıları albümündeki 108 adlı şarkının sözlerini yazdı. Sezen Aksu'nun "Gidiyorum Bu Şehirden" şarkısının düzenlemesini yapıp gitar çaldı.
2003'te Gece Yalanları çıktı. Klasik Ortaçgil ekibinin yanında Baki Duyarlar'ın yer aldığı albüm Ortaçgil albümleri arasında caz'a en yakın albümdü.
2010 yılında son albümü Sen piyasaya çıktı.
Son yıllardaki çalışmaları
Janet ve Jak Esim Ensemble grubuyla birlikte Avrupa turnelerinde , Türkiye ve İsrail konserlerinde sahne aldı , albümlerinde çaldı. 1995 yılında Caz sanatçısı ve Ressam Ayşegül Yeşilnil’in 1995 yılında çıkardığı Türkçe sözlü “Rüzgara Şarkılar Söyle “ adlı ilk albümündeki, “Rüzgara Şarkılar Söyle” şarkısında gitar çaldı. Gece Yalanları'ndan sonra Ortaçgil, konserlere ve başka sanatçılara destek vermeye devam etti. 2002 tarihli Zuhal Olcay albümü Başucu Şarkıları'na "Yağmur" şarkısını verip, albümün süpervizörlüğünü yaptı. Bir süre ikili beraber konserler verdiler. 2005'te Başucu Şarkıları 2 çıktı. Bu albümün de süpervizörü olan Ortaçgil, "Beni Kategorize Etme" şarkısını Olcay'a verdi ve "Sus Duymasın" şarkısında onunla düet yaptı.
Ortaçgil bu dönemlerde 2 tane tribute albümünde de yer aldı. İlk albümünün çıkmasında büyük yardımları olan Ali Kocatepe için yapılan "41 Kere Maşallah" albümünde "Hayat Umutla Başlar" şarkısını söyledi. 2007'de ise Çekirdek Sanatevi döneminde bir albümlerini yaptığı Ezginin Günlüğü'ne saygı albümü "Çeyrek"te "Teninle Konuşmak" şarkısını söyledi.
2004'te Müslüm Gürses'in "Neredesin Firuze" filmi için "Sensiz Olmaz"ı yorumlaması büyük bir ilgi topladı. Aynı yıl Teoman ve Ortaçgil beraber konserlere çıktı. 2007'de bu konserin kayıtları "Konser" adlı albümde yayınlandı. Bu albümde Teoman, Ortaçgil şarkılarını, Ortaçgil de Teoman şarkılarını yorumluyordu. Aynı yıl Fikret Kızılok ile eskiden bestelediği çocuk şarkıları "Büyükler için Çocuk Şarkıları" adıyla arşivlik bir çalışma olarak yayınlandı. 2009 yılında Gülben Ergen sanatçının "Bu Su Hiç Durmaz" şarkısını albümünde söyledi. Aynı yıl Zuhal Olcay'ın Aşk'ın Halleri albümüne "Aşkın En Mavi Zamanı" şarkısını yazıp, kardeşi Ercüment Ortaçgil'in üç bestesine de söz yazdı. Çalışmalarında çeşitli katkılarda bulunduğu Birsen Tezer, Ceylan Ertem ve Jehan Barbur'un katılımı ile, 21 Aralık 2012'deki 'Kadın Sesi Değmiş Şarkılar' konseri'nde şarkılarını seslendirdi.
Bülent Ortaçgil hayatını hâlâ uzun zamandır yaşadığı Bozburun, Marmaris'te sürdürmektedir.
Diskografisi
Teklileri[değiştir | kaynağı değiştir]
1971: Anlamsız / Yüzünü Dökme Küçük Kız
1974: Olmalı mı, Olmamalı mı? / Şık Latife
Stüdyo albümleri[değiştir | kaynağı değiştir]
1974: Benimle Oynar Mısın?
1990: 2. Perde
1991: Oyuna Devam
1994: Bu Şarkılar Adam Olmaz
1998: Light
2003: Gece Yalanları
2010: Sen
Diğer albümler[değiştir | kaynağı değiştir]
1976: 3 Masal (Masal albümü)
1984: Rüzgara Söylenen Şarkılar (Canlı kayıt)
1985: Biz Şarkılarımızı... (Fikret Kızılok ile)
1986: Pencere Önü Çiçeği (Fikret Kızılok ile)
1999: Eski Defterler (Eski şarkıların yeni yorumları)
2007: Konser (Teoman'la)
2007: Büyükler için Çocuk Şarkıları (Fikret Kızılok ile)
Yer aldığı albümler[değiştir | kaynağı değiştir]
1991: The Other Side of Turkey (Erkan Oğur ile)
1995: Rüzgara Şarkılar Söyle (Ayşegül Yeşilnil)
1996: Bir Ömürlük Misafir (Erkan Oğur)
2000: Ortaçgil için Söylenen Ortaçgil Şarkıları (Saygı albümü)
2001: Kaç Yıl Geçti Aradan, Türk Pop Müzik Tarihi (Benimle Oynar Mısın? ile)
2001: Başucu Şarkıları (Zuhal Olcay)
2005: Love, Peace & Poetry: Turkish Psychedelic Music (Sen Varsın ile)
2006: 41 Kere Maşallah (Hayat Umutla Başlar ile)
2007: Çeyrek (Teninle Konuşmak ile)
2011: Göğe Selam Doğum günü: Aydan Şener kimdir?
Aydan Şener 1 Mart 1963 tarihinde Kilis'te doğdu. Aslen Kırım Tatarı'dır. Ortaokul ve lise eğitimini Bursa'da Bursa Lisesinde tamamladı. 1981 yılında Türkiye güzeli seçildi. Aynı yıl Miss World güzellik yarışmasında Türkiye'yi temsil etti. Kısa bir süre mankenlik yaptıktan sonra, 1983 yılında "Küçük Ağa" televizyon dizisi ile birlikte oyunculuk yaşamına başladı. 1986 yılında Kenan Kalav ile rol aldığı Çalıkuşu dizisi ile geniş çaplı bir üne kavuştu. Daha sonraki yıllarda tiyatro oyunculuğuna da başladı. 1983'te futbolcu Ayhan Akbin ile evlenndi. 1988 yılında Ecem adında bir kız çocukları oldu. Çift 1991'de ayrıldı. Ecem Akbin de annesi gibi oyuncudur. Ecem Akbin ilk kez Medcezir dizisi ile seyirci karşısına çıktı. AYDAN ŞENER'İN OYNADIĞI DİZİ VE FİLMLER Bay Alkol'ü Takdimimdir-1981 Küçük Ağa- 1983 Çalıkuşu- 1986 Utanç Yıllar-1987 Yeniden Doğmak-1987 Samanyolu- 1987 Fatih-Harbiye- 1990 Yol Palas Cinayeti- 1991 İki Kız Karde- 1992 Hayatın İçinden- 1993 Sevgi Oyunu-1994 Gül ve Diken-1995 Gölge Çiçeği- 1995 Zühre- 1996 Ay Işığında Saklıdır- 1996 Bir Aşkın Bittiği Yer- 1996 Tutku- 1996 Nefes Alamıyorum- 1996 Yüzleşme- 1997 Ah Nalan Ah- 1997 Nice Yıllardan Sonra- 1997 Hüznün Yüzü- 1997 Sakin Kasabanın Kadını- 1997 Kumru- 1997 Hicran- 199 Güvercin- 1999 Aşk Aynı Adreste- 2000 Yarın Geç Olmayacak- 2000 Babam ve Biz- 2001 Oyun- 2001 Ankara Yollarında- 2002 Öyle Bir Sevda ki- 2002 Mühürlü Güller- 2003 Beni Bekledinse- 2004 Masum Değiliz- 2005 Evimin Erkeği- 2007 Fikrimin İnce Gülü- 2007 Sürgün Hayatlar- 2008 Kırmızı Işık- 2008 Yıllar Sonra- 2011 Hekimler- 2013 Çocuklar Duymasın- 2014 Kalbimdeki Deniz- 2017 Menajerimi Ara- 2021
Doğum günü: Peker Açıkalın kimdir?
Peker Açıkalın, 1 Mart 1963 tarihinde Kars'ta doğmuştur. 2 kardeşi vardır. Çocukluğu İstanbul Florya'da geçer. Ailesi manifaturacılık yapmaktadır.
İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı mezun olmuştur. Mezun olduktan sonra Nedim Saban, Taner Barlas ve Ali Poyrazoğlu tiyatrolarında oyunculuk yapmıştır. İlk defa 1982 yılında "Kim Bunlar?" isimli televizyon programı ile TRT 1 kanalında seyirci karşısına çıktı.
1993 yılında kendi tiyatrosunu açtı. "Darbukatör Şeytan" adlı oyunu ile , Güney Doğu'yu da kapsayan, 36 ilde gerçturnesi yaptı. Borçlarını ödeyinceye kadar Türkiye turnesi devam etti ve tiyatroyu kapattı. O gündür bugündür de tiyatro yapmıyor.
2002 yılında komik olmayan tek rolünü "Kolay Para" filminde oynar ve bununla yine tek oyunculuk ödülünü alır: 2003 Sadri Alışık En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü. Bu film hayatında bir dönüm noktasıdır. Kış ortasında üzerinde tişörtle oynadığı için önce zatürree olur, ardından aort kökü iltihaplanması nedeniyle tıp literatürüne geçen bir ameliyat geçirir. Kalbi 16 saat dışarıda kalarak aort kökü değiştirilir. 37 kiloya düşen Açıkalın, yarım kalan filmini sayıkladığı 97 günlük yoğun bakımdan adeta yeni bir insan olarak çıkar.
"Kolay Para"dan sonra "Hababam Sınıfı" ekibine katılır ve Arzu Film'in bunu izleyen "Hababam" ve "Maskeli Beşler" serilerinin vazgeçilmez oyuncusu olur.
2006 yılında " Avrupa Yakası" adlı televizyon dizisinde, Gaffur karakterini kapıcı rolüyle canlandırdı. Birçok dizi ve filmde görev aldı.
Peker Açıkalın, 1987 yılında oyuncu Nilüfer Açıkalın'la evlendi. 1994 yılında boşandılar.
Peker Açıkalın, 1999 yılında şarkıcı Niran Ünsal'la evlenmedi ama birlikte yaşadılar. 2000 yılında Narin Şeker Açıkalın (d.2000) adında bir kızı oldu.
Peker Açıkalın, 2005 yılında Melek Perim Taşkın'la (d.1986) evlendi,"Perim Yakut" (d.2006) adında bir kızı oldu. 2007 yılının mayıs ayında boşandılar.
Doğum günü: Sinan Çetin kimdir?
Sinan Çetin (d. 1 Mart 1953, Van), Türk film yönetmeni, yapımcı. Plato Film adlı bir sinema ve televizyon yapım şirketinin kurucusudur.
Van'da doğan Sinan Çetin'in babası gümrük muhafaza memuru Mehdi Bey ile Şevket Hanım'ın oğludur. Anne tarafından Azeri, baba tarafından Gürcü asıllıdır.[2] İlkokulu Aşkale’de okudu. Ailenin sekiz çocuğundan biri olan Çetin,[3] ailesinin Ankara'ya taşınmasıyla Altındağ'ın Samanpazarı semtinde bulunan Sakalar İlkokulu'nda öğrenim hayatına başlamış daha sonra Gazi Lisesi'ne devam etmiştir. Liseden sonra bir süre Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde sanat tarihi ve yine aynı üniversite eczacılık okumuştur.
1970'li yıllarda resim ve fotoğraf alanında amatör çalışmalar yaparak sanat kariyerine başlayan Sinan Çetin, sinemaya 1975 yılında Zeki Ökten'in çektiği Hanzo adlı filmde yönetmen yardımcılığı yaparak başladı. Daha sonra yönetmen Şerif Gören ve Atıf Yılmaz ile birlikte çalıştı. 1977 yılında Hacettepe Üniversitesi sanat tarihi bölümünden mezun oldu. Aynı yıl Baskın ve ardından Halı Türküsü adlı belgesel filmleri yönetti. 1980 yılında ilk uzun metrajlı filmi başrollerinde Nur Sürer ve Fikret Hakan'ın oynadığı Bir Günün Hikayesi'ni çekti ve bu film 1982 Antalya Film Festivali'nde en iyi yönetmen ödülüne layık görüldü.
Kariyerinde dönüm noktası olan Çiçek Abbas, 14 Numara, Çirkinler de Sever, Berlin in Berlin gibi ödüllü filmleri yönetti. Bu arada reklam filmleri ve müzik klipleri de yöneten Sinan Çetin, bireysel eleştirisini dile getirdiği Propaganda, Komiser Şekspir gibi liberteryen filmler ile büyük bir gişe hasılatı sağladı.
Çetin, 2000’li yılların başında Karl Popper, Ayn Rand, Milton Friedman, Robert Mckee ve Arthur Koestler gibi isimlerin eserlerinin Türkçe tercümelerini neşretti. Yayın evi yaklaşık 50 kitap yayımladıktan sonra faaliyetlerine son verdi.[4]
Filmografi
Filmler ve Diziler
1975Hanzo
1980Bir Günün Hikayesi
1982Çiçek Abbas
198514 Numara
1986Gökyüzü
1986Prenses
1993Berlin in Berlin
1995Bay E
1999Propaganda
2001Komser Şekspir
2002Mumya Firarda
2004Okul
2005Pardon
2007Romantik
2008Çocuk
2008Plajda
2011Kağıt
Yönettiği kısa filmler
1977 - Baskın
1977 - Halı Türküsü
2008 - Mutlu Ol Bu Bir Emirdir
Yönettiği televizyon programları
1999-2003 - Film Gibi
Yapımcısı olduğu televizyon dizileri
2004-2009: Avrupa Yakası
2006: Sahte Prenses
2008-2009: Mert ile Gert
2010-2011: Cümbür Cemaat Aile
2007-2011: Komedi Dükkanı
2011: Gecekondu
Ödülleri
1985"En İyi Yönetmen ödülü" (14 Numara ile)
1993"Halk Jürisi Ödülü" (Berlin in Berlin ile)Mannheım Uluslararası Film Festival
2005"En İyi Dizi Ödülü" (Avrupa Yakası ile)1. Beyaz İnci TV Ödülleri
Doğum günü: Asuman Krause kimdir?
Asuman Krause 1 Mart 1976 doğumlu, 1998 Türkiye ikinci güzeli, eski manken, sunucu, oyuncu ve şarkıcıdir.
Asuman Krause, 1 Mart 1976 tarihinde Adapazarlı Çerkes anneyle Alman babanın kızı olarak Almanya‘da Berlin‘de doğmuştur. Anne ve babası Asuman Krause küçükken boşandı. Ablası babasıyla, kendisi annesiyle yaşar. Annesi o sırada Berlin’in en iyi üç restoranından birini işletmektedir. İlkokul 1. sınıftayken Türkiye’ye dönerler. Ankara‘ya yerleşirler. Ankara’daki Alman konsolosluğunun okulunda bir yıl okuduktan sonra tekrar Almanya’ya döner ve 1993 yılına kadar babası ve ablasıyla aynı evi paylaşır.
Basketbolcu olmak isteyen Asuman Krause, Almanya Genç Milli Basketbol Takımı’na girdi, Berlin’in en iyi 10 oyuncusu arasındaydı. Basketbol hakemliği de yaptı.
1993 yılında 17 yaşındayken annesi ablasıyla onu alıp Türkiye’ye geldi. Bir daha Almanya’ya dönemedi. O sıralarda Türkçe bilmiyordu. Annesi önce Ankara TED‘e götürdü ama Krause’yi almadılar. İzmir Özel Türk Koleji’ne de önüne konan gazeteyi okuyamadığı için kabul edilmedi. Sosi’ne girdi. Böylece okula öncelik verdi ve eskisi kadar basketbol oynayamadı.
Bodrum’da okuduğu lise bitene kadar orada oturdular, sonra annesi Alanya‘ya yerleşti. Asuman Krause, teyzesiyle Ankara’da yaşamaya karar verdi. Sonra Ankara’da Alman havayolu şirketi Aero Lloyd’a girdi. Orada bilet kesmeyle işe başladı, sonra üç kişilik ofiste raporları yazdı. Süpervizörlük yaptı.
1998 yılında katıldığı yarışmada Türkiye ikinci güzeli seçilmiştir. Bu yarışmadan sonra mankenliğe başladı. Krause 2002 yılında, İsviçre saat firması Maurice Lacroix’in, “Masterpiece” serisi için çıkardığı “Zaman ve Zamansızlık” temalı takviminde yer aldı. Yüksek ücretle ünlü ressamların “nü” tablolarındaki figürler gibi poz verdi.
2005 yılında “Yaz Sabahı” isimli shovun sunuculuğunu yaptı. Aynı yıl “Sen Ne Dilersen” adlı filmde oyunculuğa adım attı. “Sonradan Görme” (2005) dizisinde Metin Şentürk ile başrolü paylaştı. Yine aynı yıl “Aynı Çatı Altında” (2005) adlı yapımda rol aldı. “No Şavaş Yes Manken” tiyatro oyununun ardından, Kandemir Konduk‘un “İyi Aile Çocuğu” tiyatrosunda başrol alarak oyunculuğunu pekiştirdi.
Asuman Krause, 2006 yılında mankenliği bırakarak şarkıcılığa başladı.
Çekimleri Arjantin‘de yapılan “Fear Factor” yarışmasını sundu. Show TV’de yayınlanan Whipeout yarışmasını sunuculuğunu yaptı. 2013 yılında “Çocuk Oyuncağı” yarışmasını sundu.
Asuman Krause, Almanca, Türkçe, İngilizce ve Fransızca bilmektedir.
Kazandığı parayı gayrimenkule yatıran Asuman Krause, 2013 yılında Bodrum Gündoğan’da kendi adını taşıyan bir site yaptırdı. Ayrıca Türkbükü’nde de denize nazır birçok evi var.
Albümleri :
2006 – Çok Yalnızım
2008 – Kukla
Doğum günü: Burcu Kara kimdir?
Burcu Kara, 1 Mart 1980 yılında Bursa'da hayata gözlerini açtı. Öğretmen bir anne ve babanın çocuğudur. İlkokula 4,5 yaşında başladı, 9 yaşında ilkokulu tamamladı. 20 yaşında iken 2000 yılında Eskişehir Anadolu Üniversitesi İktisat Bölümü mezunu. Eskişehir´de öğrenciyken aynı zamanda yerel kanallarda küçük çaplı sunuculuk deneyimi elde etti.
Üniversiteyi tamamladıktan sonra Bursa´ya dönerek, kendi mesleği olan yatırım uzmanlığını yapmaya başladı. Sonra bu meslekten vaz geçerek diksiyon ve spikerlik kursları için İstanbul´a gidip gelmeye başladı. İlk olarak Olay TV´de sunuculuk yapmasının ardından Kanal D´deye geçme fırsatını yakaladı, bir süre muhabir olarak çalıştıktan sonra 2002'de "Haber Spikeri" olarak haberleri sunmaya başladı. Spiker seçildikten sonra Bursa´daki kariyerini ve ailesini bırakarak İstanbul´a yerleşti
İstanbul'da Şahika Tekand´da oyunculuk dersleri almaya başladı ve kısa bir süre İlk dizi deneyimi olan Haziran Gecesi'nde "Duygu" karakterini canlandırma fırsatını yakaladı. "O Şimdi Mahkum" filminde spiker kız ve "Dünyayı Kurtaran Adamın Oğlu" filminde "Prenses Maya" karakterini canlandırdı. 2005 yılında Cine 5 kanalında "Cinesinema" programının, 2007 yılında Show Max kanalında "Burcuyla" programının sunuculuğunu üstlendi. 2007 yılında, "Sadri Alışık Tiyatrosu"nda sahnelenen bir "Atıf Yılmaz" eseri olan "Güllü"nün tiyatro versiyonunda Kerem Alışık ile başrolleri paylaştı. Ardından "Elveda Derken" dizisinde "Zeynep" rolünü canlandırdı. İpsiz Recep adlı yapımda da rol aldı. 2011 yılında kendisiyle aynı mesleği paylaşan oyuncu Buğra Gülsoy ile evlenmiş, 2 Ağustos 2012 tarihinde evliliklerini sonlandırmışlardır.
Rol Aldığı Dizi ve Filmler:
Milat (Gökçe Eroğlu, Mit Elemanı, TV Dizisi, 2015)
Tozlu Yollar (Feraye, TV Dizisi, 2013)
Tatar Ramazan 2. Sezon (TV Dizisi, 2013)
Romantik Komedi 2: Bekarlığa Veda (Zeynep, Sinema Filmi, 2013)
Yıllar SonraYıllar Sonra (Seda, TV Dizisi, 2011)
Romantik Komedi (Zeynep, Sinema Filmi, 2010)
Maskeli Balo (Zeynep, TV Dizisi, 2010)
Kirli Beyaz (Zeynep, TV Dizisi, 2010)
İpsiz Recep (Ayşe, TV Dizisi, 2008)
Elveda Derken (Zeynep, TV Dizisi, 2007)
Dünyayı Kurtaran Adamın Oğlu (Prenses Maya)
Sinema Filmi (2006, O Şimdi Mahkum (Spiker, Sinema Filmi, 2005)
Haziran Gecesi (Duygu, TV Dizisi, 2004)
Doğum günü: Sinan Özen kimdir?
Her şeyi mümkün olduğunca kısa ve öz anlattım.
Rize Çayeli'nde dünyaya geldim. Babamın işi dolayısıyla çocukluğumun birkaç yılı İzmit'te geçti, daha sonra İstanbul'a yerleştik. İlk ve orta öğrenimimi İstanbul'da, lise tahsilimi Rize Endüstri Meslek Lisesi Torna Tesviye bölümünde aldım.
İstanbul'a ailemin yanına dönerek mesleğimle ilgili girişimlerde bulundum, fakat içimdeki müzik sevgisi her zaman mesleğimin önüne geçti, bu sevgi çocukluk yıllarımdan başlayıp okul yıllarım boyunca da artarak devam etti. Böyle bir aşkı durdurmaya ben dahil kimsenin gücü yetmez hale geldi. Benim için beste yapmak, şarkı söylemek hayatın vazgeçilmezlerindendi.
Artık bir yerden başlamam gerekiyordu, ama nereden başlayacağımı bilemiyordum, yardım alabileceğim kimse yoktu. Her şey 1981 yılında tesadüfen bir ajansın açmış olduğu ses yarışması ilanını görüp katılmamla başladı. Yarışmayı kazanmama rağmen herhangi bir girişimde bulunulmadı, böylece ilk denemem hayal kırıklığıyla sonuçlandı. Daha sonra konservatuvar hocam olan Süheyla Altmışdört'ten nota ve solfej dersleri aldım.
Sonra udi bestekar rahmetli İrfan Özbakır'dan ud ve nota solfej dersleri aldım. Hocalarımın teşvikiyle 1982 yılında İstanbul Belediye Konservatuvarı, şimdiki adıyla İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı sınavını kazanarak akademik eğitimimi aldım.
Profesyonel müzik hayatıma 1989 yılında "Rüyalarım Olmasa" adlı albümle başladım. 1989-2015 yılları arası bir tanesi Türk Sanat Müziği albümü olmak üzere 17 albüm, 2 Single çalışmasını müzikseverlerle buluşturduk.
Comments