Bugün 12 Ağustos. Cihan Demirci, Gönül Yazar, Ardan Zentürk, Teoman Önaldı, Gülname Gümüş ve Mehmet Rauf'un doğum günü.
BRT Yayın Grubu olarak aramızda olmayan değerlerimizi saygıyla anarken, yaşayanlara uzun, sağlıklı ve mutlu yıllar diliyoruz.
Doğum günü: Cihan Demirci kimdir?
Mizah yazarı, karikatürcü. 12 Ağustos 1963, İstanbul doğumlu. Tam adı Mustafa Cihan Demirci. Kutsal Kelime Avcısı, Mizahat Çelebi, Humorabi, Parodisyen Doktor, Gianni de Mirci, Damdaki Mizahçı imzalarını da kullandı. İlk ve orta öğrenimini İstanbul'da bitirdi. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Tekstil Bölümü, MSÜ Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü ve Sinema-TV Bölümünde okudu. Yüksek öğrenimini tamamlamadı.1982 yılından itibaren Güldürü Üretim Merkezi (GÜM) ekibi içinde çeşitli çalışmalara katıldı. Yönetici olarak Yorgan (1992-92), Mazete (1988-89), Pes (1994-95) ve Panik (1996) dergilerinde çalıştı. 1995’te Cumhuriyet gazetesinde başladığı özdeyiş tarzı "Laforizmalar"ını 1997-2002 yılları arasında Milliyet'te “Açık Pencere”adlı köşede sürdürdü. 1999’da Radyo Cumhuriyet’e “Damdaki Mizahçı” isimli bir mizah programı hazırladı. 2000 yılında Takvim gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. 2002 yılında Karikatürcüler Derneğinin genel sekreterliğini üstlenen sanatçı 2001-03 yılları arasında Müjdat Gezen Sanat Merkezinde “Mizah Kültürü” adlı dersin öğretmenliğini yaptı. 2002-05 yılları arasında TRT-FM radyosuna “Cihan Demirci’yle Söz Söze” adlı 157 bölüm süren bir mizah programı hazırladı. Serbest yazarlık yaparak; zaman zaman Radikal gazetesinin Pazar eki “Radikal-2”ye, Birgün gazetesi Pazar ekine, Cumhuriyet gazetesi Kültür-Sanat sayfasına, sürekli olarak da; Bizden Haberler ve İmge-Öyküler adlı dergilere yazdı. TRT ve çeşitli özel TV kanallarına parodi ve skeçler yazdı. Edebiyatçılar Derneği ve Karikatürcüler Derneği (genel sekreter) üyesidir. Çalışmalarını İstanbul'da sürdürdü.
Kendi kuşağından pek çok mizahçı gibi Oğuz Aral'ın Gırgır dergisinde yetişti. İlk imzalı yazısı 8 Haziran 1980’de Gırgır dergisinde yayınlandı. İlk mizah öyküleri de gene Gırgır dergisinde yayınlanan Demirci profesyonelliğe adımını 1981 yılının Haziran ayında Ses dergisinin mizah eki Atmaca'da attı. Karikatür, şiir ve mizah yazıları 1978'den bu yana Fırt, Gırgır, Çarşaf, Güm, Panik dergileri ile Güneş, Milliyet, Hürriyet, Cumhuriyet, Radikal gazetelerinde yayımlandı.
“Günümüzde mizah, hayatla olan yarışında geri kalmış olsa da, Cihan Demirci her şeye inat, mizahın yaratabileceği güzelliklerin peşinden gitmeyi sürdürüyor. Eleştiri gücünü, direncini ve umudunu her yeni kitabında yeniden bileyerek mizahla yapılabilecek şeylerin en güzelini yapıyor. Onun derdi, ne mesajlarını parmakla göze sokmak, ne de her dakika ortalara çıkıp ahkam kesmek. O, sadece bilinç aydınlığını bizimle paylaşıyor.” (Orhan Tüleylioğlu, Hayata Düşen Yalana Sarılır üzerine)
ESERLERİ:
ŞİİR: Çıkışlar Arka Kapıdan (1985), Sazan Mevsimi (1999).
MİZAH-DENEME: Geyik Muhabbetleri (1990), Türküm Doğruyum Fena Halde Doluyum (1992), Kutsal Kelime Avcısı (1993), Deli Gömleği Ütü İstemez (1994), İyiler Cennet Gider (1995), Damdaki Mizahçı / Aptal Bile Değiliz (1996), Kuşku Burnu (1997), Gülmeye Gülmeye Gülmeye Geldik (2001), Parodisyen Doktor (2002), Hayata Düşen Yalana Sarılır (2004).
ÖZDEYİŞLER: Espirin (1995), Sürüden Ayrılan Kişilik Kapar / Laforizmalar (1996), Aklımızda Hayırlısı Olsun (1998), Hayat Sorar Türk İnsanına / Sorusal Laforizmalar (2005)
ROMAN: Zombilirkişi (2000).
ÇOCUK: Bana Derler Hinali (2003), Çıkarın Kağıtları Muziplik Yapıcaz (2003), Hinali Sen Bizim Her Şeyimizsin (2003), Hiperaktiflerin Efendisi Hinali (2005), Zirzop Masallar (2005).
FIKRA: Dilin Komiği (2003), Sizinle Hangi Fıkradan Tanışıyoruz (2004), Haberden Al Fıkrayı (2005), Gülene Ne Yakışmaz (2005).
SİNEMA-İNCELEME: Araya Parça Giren Yıllar (2004).
ANI: Ben Büyüyünce de Çocuk Olucam (2005).
BİYOGRAFİ-ANI: Bir Mizah Dehası Suavi Süalp (1999), Cemal Nadir 100 Yaşında (2002).
Doğum günü: Gönül Yazar kimdir?
12 Ağustos 1936 tarihinde, Erzincanlı yol müteahhidi Mehmet Bey ile Yugoslav göçmeni Fatma Aras'ın ikinci çocuğu olarak İzmir'in Kestelli semtinde doğdu. Belma ve Belkıs adlı kardeşleri vardır. İlkokul yıllarından itibaren müziğe ilgi duymaya başladı. Ortaokula başladığı yıllarda Türk Musikisi Cemiyeti'nde Mehmet Kasabalı'dan dersler aldı. Sanat hayatına 1952 yılında 15 yaşındayken girdiği Ege Ses Kraliçesi Yarışması'nda birinci seçilerek atıldı. Aynı yıl sahne soyadını aldığı Necdet Yazar'la evlenerek Ankara Radyosu imtihanlarına girdi ve 60 kişi arasından Sevim Deran ve Nermin Demirçay ile birlikte kabul edildi. Fahri Kopuz, Suphi Ziya Özbekkan, Melahat Pars gibi hocalardan 1 yıl ders alıp ismini radyodan Türkiye'ye duyurdu. 1954 yılında Ankara Radyosu'ndan İstanbul sahnelerine geçti. 1958 yapımı Günah Yolcuları filminden itibaren birçok filmde şarkılar seslendirdi.
1962'de yayınladığı "Aman Aman Gül Pembe / Kalemi Al Eline" 78'liği sanatçının ilk kaydı oldu. Daha sonra iki kez taş plak kaydı yayınladı. İlk 45'liği ise 1965'te yayınladığı "Maksadım Sana Naz Yapmak / Gönül Yazar Diyorlar"dır. Yönetmenliğini Hulki Saner'in yaptığı; başrolünü Göksel Arsoy'la paylaştığı Taş Bebek filminin ardından "Taş Bebek" lakabı ile anıldı. İlk filminin ardından başrollerini devrin en ünlü aktörleriyle paylaştığı birçok filmde rol aldı. Karaca Tiyatrosu'nun sahnelediği "Papazlar Trafiği" isimli bir İngiliz piyesinde Gülriz Sururi ve Adile Naşit ile birlikte rol aldı. Alaturka sahne sanatçısı olan Yazar, okuduğu pop müzik tarzdaki plaklarıyla ve programlarıyla da ilgi gördü. Yaşar Güvenir'in "Sensiz Saadet Neymiş" isimli bestesini seslendirdiği 45'liği kendisine altın plak kazandırdı. 1979 yılında yayınladığı "Taş Bebek" ve 1989 yılında yayınladığı "Gönül'den Gönüllere" albümleri oldukça beğenildi.
1968 yılında Erol Simavi ile olan birlikteliğinden, 1970 yılında Yasemin adlı bir kızı oldu.
Gönül Yazar 25 yıl aradan sonra İstanbul'da Büyük Kulüp'te sahne aldı. 18 Ocak 2020'de nostaljik 'Aile Gazinosu' konseptiyle gerçekleşen etkinlikte sanatçıya sahnede Gülden Karaböcek, Seyyal Taner, Semiha Yankı, Ersan Erdura, İskender Doğan, Rana Alagöz gibi isimler eşlik etti.
Diskografi
78'lik ve 45'likler
Aman Aman Gül Pembe / Kalemi Al Eline (Şençalar - 1962)
Bak Bir Varmış / Takamadım Başıma Yıldızlardan Tacımı (Şençalar - 1962)
Kimbilir / Şerefe (Prozit) (Şençalar - 1963)
Maksadım Sana Naz Yapmak / Gönül Yazar Diyorlar (Şençalar - 1965)
Sonbahar Mevsimi / Yollar Uzak Gelemedim (Şençalar - 1965)
Senede Bir Gün / Nazende Sevdiğim (Şençalar - 1965)
Bağ Ayrı Bostan Ayrı / Acımadın Mı Bana (Şençalar - 1965)
Kelebeğim Hayran Olurum / Aşkı Bilene (Şençalar - 1965)
Halime / Kalemi Al Eline (Şençalar - 1965)
Benim De Canım Var / Sarhoş (Arya - 1967)
Agora Meyhanesi / Ağlasam Kucağında (Arya - 1967)
Arkadaşımın Aşkısın / Kederli Günlerimde (Regal - 1967)
Akşamdan Sabaha Kadar / Sus Sus Sus (Regal - 1967)
Ellerim Hep Böyle Boş - Yeni Bir Aşk Arıyorum / Hatırlarmısın - Para Eder Çulum Yok (Televizyon - 1968)
Niçin Baktın Bana Öyle / Aşk Katili (Arya - 1968)
Seni Hatırlıyorum / Kader Torbası (Arya - 1968)
Son Mektup / Ela Gözlerine (Arya - 1968)
Aşk Masalı / Çapkın Kız (Arya - 1968)
Bağdat Yolu / Altın Tasta Üzüm Var (Arya - 1968)
Sen Başkasın / Kara Kedi Geçti (Arya - 1968)
Sevenler Ölmez / Rüzgar Gibi Geçti (Arya - 1968)
Gel Desen Gelemem Ki / Şıpsevdi (Arya - 1968)
Buruk Acı / Sen Bensiz-Ben Sensiz (Arya - 1969)
Dertleri Zevk Edindim / Ne Senin Aşkına Muhtaç (Arya - 1970)
Açık Bırak Pencereni / Hancı (Arya - 1970)
Bırakın Seviyorum / Aşkına Lanet Olsun (Arya - 1970)
Bilemezsin Ki / Nasıl Geçti Habersiz (Arya - 1970)
Sevmekten Kim Usanır / Oyun Bitti (Arya - 1970)
Dudaklarında Arzu / Kaybettim Mi Seni Ben (Arya - 1970)
Senden Başkası Haram Olsun / Aşkımla Başbaşa (Arya - 1970)
Bekle Beni Geliyorum / Bitti Mi Aşkımız (Arya - 1970)
Ayrılık Şarkısı / Hatıralar (Arya - 1970)
Nisan Yağmuru / Sabah Yıldızı (Televizyon - 1970)
Senin Yüzünden / Aşkım Bahardı (Televizyon - 1970)
Büyük Aşk / Uykusuz Geceler (Özlüyorum) (Televizyon - 1970)
Reyhan / Dönme Bana (Arya - 1971)
Mektubumu Buldun Mu / Dönemez Ki Bana (Arya - 1971)
Özlediğim Sevgili / Çalsın Sazlar (Arya - 1971)
Affet Beni / Hayat Geçiyor Hemen (Arya - 1971)
Aşk Hikayesi / Bu Ne (Arya - 1971)
İki Yüzlü Sevgilim / Geçti Yıllar (Arya - 1971)
Meyhanelerde Akşam / Daldı Gönlüm Hayaline (Arya - 1971)
Ağlama Değmez Hayat / Hatıra (Türkofon - 1971)
Arım Balım Peteğim / Aşkın Kanunu (Türkofon - 1971)
Gökyüzünde Yalnız Gezen Yıldızlar / Yarım Kalan Aşk (Türkofon - 1971)
Olursa Olsun Senden Başkası Haram Bana / Aşkımla Başbaşa (Türkofon - 1971)
Aynı Yerde Aynı Gün / Yalnızlık (İstanbul Plak - 1972)
O Ağacın Altı - Elveda Meyhaneci / Gurbet - Ne Birleştik Ne Ayrıldık (İstanbul Plak - 1972)
Sen Kimseyi Sevemezsin / Anlatılmaz Bin Dert İle (İstanbul Plak - 1972)
Tövbeler Tövbesi / İçsek De Yolcuyuz İçmesek De (İstanbul Plak - 1972)
Kapandı Birer Birer Bıraktığım Pencereler / Hangi Rüzgar Attı Seni (İstanbul Plak - 1972)
Sevenlerin Kaderi / Laf Aramızda (İstanbul Plak - 1972)
Ağlar Gezerim / İntizar (Yavuz - 1973)
Artık Bu Solan Bahçede / Yalancı Yarim (Yavuz - 1973)
Seni Sevmek İçin Ölmek Mi Lazım / Şikayetim Aşktan (Atlas - 1973)
Senden Uzak Günlerim / Nihansın Dideden (Atlas - 1974)
Seni Sordum / Senin Gibi (Yavuz - 1974)
Bir Dünya Yarattım / Tadı Yok Sensiz Geçen (Yavuz - 1974)
At Kadehi Elinden / Bir Gece Ansızın Gelebilirim (Yavuz - 1974)
Tanrım Beni Baştan Yarat / Bak Yeşil Yeşil (Yavuz - 1974)
Dert Şarkısı / Kadehinde Zehir Olsa (Yavuz - 1974)
Yeter Ki Gel / Beni Dertler Öldürmüş (Yavuz - 1975)
Sen Mevsimler Gibisin / Aramıza Kara Kedi Girdi (Yavuz - 1975)
Albümdeki Resimler / Yeşil Gözlerinden Muhabbet Kaptım (Yavuz - 1975)
Her Şeyimdin Benim / Kader Ağlattı Bizi (Yavuz - 1975)
Toprak Alsın Muradımı / Bir Tanrıyı Bir De Beni Unutma (Elenor - 1978)
Albümler
Gönül Yazar (Arya - 1970)
Gönül Yazar (Televizyon - 1970)
Gönül Yazar (Şençalar - 1971)
Mini Long Play (Arya - 1971)
45 Devirli Mini Long Play (Arya - 1971)
Büyük Aşk- Bitti Mi Aşkımız - Olursa Olsun / Uykusuz Geceler - Bekle Beni - Aşkınla Başbaşa (EP) (Atlas - 1971)
Artık Bu Solan Bahçede (Atlas - 1973)
Çakıl Galası'nda (İstanbul Plak - 1974)
Gönül Yazar (Yavuz - 1974)
Gönül Yazar'dan Seçmeler (Yavuz - 1974)
Gönül Yazar'dan Seçmeler 2 (Yavuz - 1975)
Gönül Yazar/Süper Midi Play (Yavuz - 1975)
Aldırma Gönül (Elenor - 1978)
Taş Bebek (Elenor - 1979)
Kader Ağlattı Bizi (Türküola - 1979)
İşte Benim Dünyam (Elenor - 1983)
Gönül Defterim (Elenor - 1985)
Ne Yazar (Harika - 1986)
Mühürledim Kalbimi (Harika - 1986)
Gönül'den Gönüllere (Emre - 1989)
Sevmek İstiyorum (Elenor - 1993)
En İyileriyle Gönül Yazar (2006) (Ossi Müzik)
Forever (2010) (Ossi Müzik)
Filmleri
Bitmeyen Şarkı (1976)
Ayyaş (1974)
Vurgun, (1973)
Gel Desen Gelemem Ki, (1969)
Ölüme Giden Yol, (1969)
Kara Gözlüm Efkarlanma, (1968)
Aslan Yürekli Reşat, (1967)
Trafik Belma, (1967)
Beyoğlu'nda Vuruşanlar, (1966)
Fakir Bir Kız Sevdim, (1966)
Halime'yi Samanlıkta Vurdular, (1966)
İdam Mahkumu, (1966)
Kanlı Mezar, (1966)
Mezarını Hazırla, (1966)
Namus Kanla Yazılır, (1966)
Dudaktan Kalbe, (1965)
Taçsız Kral, (1965)
65 Hüsnü, (1965)
Adım Çıkmış Sarhoşa, (1965)
Bilen Kazanıyor, (1965)
Bir Garip Adam, (1965)
Hüseyin Baradan-Çekilin Aradan, (1965)
Kocamın Nişanlısı, (1965)
Yalancının Mumu, (1965)
Cımbız Ali, (1964)
Köye Giden Gelin, (1964)
Sahte Sevgili, (1964)
Şu Kızların Elinden, (1964)
Var mı Bana Yan Bakan, (1964)
Kelepçeli Aşk, (1963)
Ateşli Kan, (1962)
Bir Gecelik Gelin, (1962)
Bir Bahar Akşamı, (1961)
Taş Bebek, (1960)
Doğum günü: Teoman Önaldı kimdir?
Dr. Teoman Önaldi 12 Ağustos 1936 Trabzon doğumlu, ilk orta ve lise egitimini ayni ilde tamamladiktan sonra; Istanbul Ünv. Tip Fakültesini bitirdi. 1967 yilinda ayni fakültenin dermatoloji kliniginde ihtisasa başladi. Tanişmamiz 1968 yilinda benimde ayni klinige asistan girmemle oldu. Bir yil sonra meslek arkadasligi sevgi ve saygi dolu bir aska dönüstü. 1969 da nisanlanip, 70 yilinda evlenerek iki çocuk dört torun sahibi olarak bugünlere kadar devam ettik.
Teoman'in müzik hayati bu tarihlerden çok öncelere; 7-8 yasinda oldugu dönemlere dayanir. Allahin verdigi sanat yetenegi ile dogmus; müzigi çok seven aile ortaminda teyzesinden ud derleri alarak kendisini gelistirmis. Trabzon lisesinde okurken koro kurmus, çevresindeki müzigi bilen yetiskinlerle hep bir arada olmus. Bu yaslarda beste çalismalari bile yapmis. Müzik ögretmenlerinin sürekli takdirlerini kazanmis.
Tip Fakültesi ile birlikte Istanbul'da yasamaya baslayan sevgili esim; fakülte yillarinda o günlerin degerli müzik otoriterlerinden nota, usul, makam dersleri alarak, belediye konservatuvarina devam etmis. Hem tibbiye, hem müzik egitimi bir arada yürümüs. Müzik otoriterlerinin takdirlerini kazandikça çalismalarini daha ileriye götürmüs. Tip korosunu kurmus ve yönetmis. Tibbiyeliler marsini bestelemis, Ileri Türk Müzigi konservatuvarindan seflik ve baskanlik teklifialmis, yillarca bu korayla sahne konserleri ve radyo programlari gerçeklestirmis. Daha sonra Istanbul radyosunun ud sanatçiligi sinavini kazanarak radyo programlarinda o yillarin çok ünlü sanatçilari ile çalisma firsati bulmus. Bu arada çesitli formlarda besteler yapmis ve bunlar yine Istanbul radyosu sanatçilarinca icra edilir olmus. 1969 yilinda nisanlandiktan iki ay sonra; yeni yila yakin günlerde; sözleri adimla baslayan bir siir yazip, segah makaminda bestelemis ve bana olan sevgisini yeni yil aksami udu ile aile ortaminda çalip dillendirmisti;
Içten gelen en derin sevgilerim hep senin
Yillardir hayalimde ilham perimdin benim
Yeni yilda armagan bu yeni sarkim ...... diye devam eder.
Ihtisas günlerimiz; rahmetle anmadan geçemedigim hocalarimiz Prof. Dr. Osman Yemni, Prof. Dr. Nevzat Öke, o zaman ki bas asistanimiz Prof Dr. Türkan Saylan ve diger hayatta olan degerli agabeylerimiz ve arkadaslarimizla hem bilimsel hem müzik anlaminda dolu dolu geçiyodu. 1971'de kizimizi kucagimiza aldik. O günler Teoman'in askerlik günlerinin de baslangici oldu. Ihtisasini tamamlamis, kizimiz 3 aylik olmusken Samsun'a askeri egitime gitti. Ayni yilin sonunda bende uzmanlik diplomami alarak esimin kurrada çektigi; 18 ay görev yapacagi Isparta Askeri Hastanesine birlikte gitmeye karar verdik. Teoman orada da musiki dernegi kurdu. 11 yil yasadigimiz bu sehire sanatsal boyutta büyük hareketlilik ve yenilikler getirdi. 1973 yilinda oglumuz dünyaya geldi. Teoman Isparta'dan her ay Istanbul radyosuna gidip bant kayitlari yapiyordu. Hekimliginde ve müzik hayatinda çok yogun günler geçiriyordu. Ta ki.. 1983 yilinda kendi istegimizle Izmir radyosuna gelene dek... Her ikimiz de hastane çalismalarimizi sürdürürken; Kültür Bakanligi tarafindan Izmir Devlet Türk Müzigi Koro Sefligi teklifiedildi. Mutlulukla kabul etti.
Teoman çok severek yaptigi hekimlik meslegine o yillarda ara vererek, tüm gününü yeni kurdugu koro ile çalisma ve konserler vererek geçirmeye basladi. Yurt içinde ve yurtdisinda çok basarili Konserler verirken, bir taraftan çok önemli bestelere imza atti.
Kültür Bakanligi'nca 1991 yilinda Devlet Sanatçisi ünvani ile ödüllendirildi. Ege Ünv. Devlet Türk Müzigi Konservatuvari'nda 9 yil ögretim üyeligi yaparak, birçok sanatçinin yetismesine katkida bulundu.
2001 yilinda yas haddinden Kültür Bakanligi'ndan emeklilik hakki alarak ; çok sevdigi hekimligine yeniden döndü.
Not Eşinin anlatımıyla...
Doğum günü: Ardan Zentürk kimdir?
Türk özel televizyon haberciliğinin, 1993-97 yılları arasında yürüttüğü Star TV Haber Genel Yayın Yönetmenliği nedeniyle kurucu duayenlerinden biri olarak tanınır. Ardan Zentürk, 1955 yılında İstanbul, Üsküdar'da doğdu. Babası Dr. Neşet Adnan Zentürk, doktorluk mesleğinin yanı sıra, dönemin önde gelen gazete ve dergilerinde de yazardı. Şu anda Star gazetesinde köşe yazarlığının yanında, kendisine ait "Zentürk Yapım Yayın" adlı bir şirketi vardır. Şirket, TRT ekranlarına Sınırlar ve İnsanlar adlı bir program hazırlamaktadır.
İlk öğrenimini Marmara Koleji (İstanbul), Orta ve lise öğrenimini Eskişehir Maarif Koleji’nde tamamladı. Marmara Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi Kürsüsü Dış Politika Bölümü’nden 1979 yılında mezun oldu. Sonrasında İstanbul Üniversitesi Siyaset Bilimi Kürsüsü’nde bir yıl master yaptı. Meslek içi eğitiminin önemli bir bölümünü, Drake Üniversitesi’nde aldığı TV yöneticiliği kursu ile tamamladı. Bu arada, Georgetown Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Enstitüsü, Oxford Üniversitesi Orta Asya Araştırmaları Enstitüsü gibi kuruluşlarda mesleği ile ilgili kısa süreli kurslara katıldı.
Gazeteciliğe 1976 yılında, İstanbul Ticaret Odası’nın resmi yayın organı olan "İstanbul Ticaret" gazetesinde başladı. Şu anda Anadolu Bil Meslek Yüksek Okulu'nda öğretim görevlisi olarak öğrenciler ile deneyimlerini paylaşmaktadır.
H. Canan Zentürk ile evlidir ve A. Özgür ve S. Ege adlarında iki oğlu vardır. Zentürk, çok iyi derecede İngilizce bilmektedir.
Yazılı basın
1977 yılında Hürriyet gazetesinde Yazı İşleri'ne bağlı sayfa düzeltmeni oldu. Devamında ise Tercüman, Güneş, Sabah ve Günaydın gibi gazetelerde görev yaptı.
Tercüman, Güneş, Sabah ve Günaydın gazetelerinde Dış Haberler Editörlüğü, Güneş’te Yazı İşleri Müdürlüğü, Günaydın’da da Ankara Temsilciliği görevlerini gerçekleştirdi. 1999-2000 yılları arasında da Türkiye gazetesi Genel Koordinatörlüğü’nü yaptı.
Köşe yazarlığı
Meslek yaşamı süresince Tercüman, Güneş ve Günaydın gazetelerinde dış haber ağırlıklı yorumculuk, Dünya gazetesi “Politika Terası” köşesi siyasi yorumculuğu, Türkiye gazetesi Avrasya-Strateji sayfası yazarlığını yürüttü. 2005 yılından bu yana Star gazetesinde haftanın dört günü yazıları yayınlanmaktadır.
Görsel medya
Televizyonculuğa HBB'nin Ankara Haber Müdürü olarak 1992 yılında geçti. 1993 yılında Star TV'nin Ankara Temsilcisi, 1994'te de Genel yayın Yönetmeni oldu. 1995 yılında Kanal D Genel Yayın Yönetmenliği görevini yaptı. 1997 yılında Kanal 6 Genel Koordinatörlüğü’ne getirildi. 2002-2003 yılları arasında da Star Haber 24 haber kanalının Genel Koordinatörlüğünü yürüttü.
TV programları
Başkent Ankara, Kırmızı Koltuk, Politika Arenası (Star TV)
Sıcak Gündem (Kanal D)
Strateji (Kanal 6)
A/Z Dosyalar (Star TV)
Başkan (24)
Olay Yeri(24)
Moderatör Gece(24)
Dergicilik çalışmaları
Türkiye’nin en eski savunma sektörü dergisi M5 Savunma ve Strateji’nin 2001 yılında yeniden yapılanmasını sağlayarak Genel Yayın Müdürü oldu ve bu sektördeki çalışmalarını şu anda MSI Savunma Dergisi'nde yürütüyor. Ayrıca Nokta Dergisi'nin Genel Yayın Yönetmenliği’ni yaptı. (2005)
Savaş tecrübesi
Meslek yaşamı boyunca, İran-Irak Savaşı (1984-86), Dağlık Karabağ (1988-91), Bosna-Hersek Savaşı(1992-93) çatışma bölgelerini takip etti. Kuzey Irak’a dönük TSK operasyonlarını izledi.
Yaptığı söyleşiler
Türkiye ziyaretleri nedeniyle, ABD eski Başkanları Jimmy Carter ve Richard Nixon, SSCB son Devlet Başkanı Mikhail Gorbaçov ile söyleşiler yaptı. Diğer önemli söyleşileri: Henry Kissinger, Genadi Gerasimov, Andreas Papandreu, İlham Aliyev, Aliya İzzet Begoviç, Ebulfez Elçibey, Gulbeddin Hikmetyar, Yaser Arafat, Rauf Denktaş, İslam Kerimov, Saparmurat Türkmenbaşı,Hüsnü Mübarek, Şimon Perez, Benyamin Netanyahu gibi dünya olaylarına yön veren isimler ile çalıştığı gazete, dergi veya televizyonlar adına görüşmeler gerçekleştirdi.
Doğum günü: Mehmet Rauf kimdir?
12 Ağustos 1875’te İstanbul Balat’ta Kesmekaya mahallesinde dünyaya geldi. Babası Kütahya doğumlu Hâfız Ahmed Şükrü Efendi’nin son görevi İstanbul Liman Dairesi’nde mühimme müdürlüğüdür. İlk öğrenimini Defterdar mahalle mektebinde yaptıktan sonra önce Eyüp Rüşdiyesi’ne, 1884’te Soğukçeşme Askerî Rüşdiyesi’ne, 1888’de Bahriye Mektebi’ne kaydolan Mehmed Rauf 1894’te mülâzım-ı sânî rütbesiyle buradan mezun oldu ve Girit’in Suda Limanı’nda bulunan eğitim gemisinde sekiz ay staj görüp İstanbul’a döndü. 1895’te Kiel Kanalı’nın açılış töreni için Hamburg’a gitti. Seyahat dönüşü Girit’te sekiz ay daha kaldıktan sonra İstanbul’a tayin edildi. Sırasıyla Muîn-i Zafer ve Avnullah korvetlerinde, Tarabya’daki karakol gemisinde, Bozcaada ve Süreyyâ gemilerinde, 1899 yılında yüzbaşılığa terfi ederek Necmfeşan gambotunda görev yaptı. 1902’de Şat gambotuna, 1904’te protokol memurluğuna, 1905’te Mekteb-i Bahriyye kitâbet muallimliğine getirildi. II. Meşrutiyet’in ilânı üzerine yapılan genel terfi sırasında sol kolağası oldu. II. Meşrutiyet’ten sonra imzasız olarak yayımladığı Bir Zambak’ın Hikâyesi adlı pornografik romanının 21 Mayıs 1910’da yasaklanıp toplatılmasının ardından askerî mahkemece altı ay hapis cezasına çarptırıldı. Bu olaydan sonra askerlikle ilişkisi tamamen kesildi. 1920’de Şule Neşriyat Evi adıyla bir yayınevi açan Mehmed Rauf, 1 Kasım 1921 - 2 Mart 1922 tarihleri arasında Vakit gazetesi yazarı sıfatıyla İtalya’da bulundu. 1926’da kısmî bir felç geçirdi; 1928’de ikinci bir felç şuurunu kaybetmiş olarak onu yatağa düşürdü. Hastalığının ilerlemesi üzerine kaldırıldığı Cerrahpaşa Hastahanesi’nde 23 Aralık 1931’de öldü ve Maçka’daki aile kabristanında toprağa verildi.
Mehmed Rauf’un edebiyata eğilimi küçük yaşta okuduğu kitaplar ve babasıyla gittiği tiyatrolarla başlar. Önceleri Türk ve Batı edebiyatlarıyla ilgili eserleri okumaya, hatta bildiği İngilizce ve Fransızca ile bazılarını Türkçe’ye tercümeye çalışan Mehmed Rauf edebî zevki geliştikçe George Ohnet, Octave Feuillet, Alphonse Daudet, Emile Zola, Gustave Flaubert gibi realist yazarlara yönelir. İzmir’de Hizmet gazetesini çıkaran, eserlerini okuyarak hayran olduğu Halit Ziya’ya (Uşaklıgil) gönderdiği “Düşmüş” adlı hikâyesi aynı gazetede yayımlandığında henüz on altı yaşındaydı. Mektuplarla kurulan bu dostluk Halit Ziya’nın İstanbul’a gelişiyle daha da ilerler. Fransızca bilgisi, okuma sevgisi ve bizzat tanıştıktan sonra Halit Ziya’nın özel kütüphanesinden faydalanma ve onunla fikir alışverişinde bulunma imkânı ona edebî hayatında yepyeni ufuklar açar. Bu ilişki staj için Girit’e gitmesine kadar kesintisiz devam eder. Bu dönemde Rauf Vicdânî takma adını kullanan Mehmed Rauf’un ilk uzun hikâye denemelerinden biri olan “Garâm-ı Şebâb” da Halit Ziya’nın yardımıyla İkdam gazetesinde yayımlanır. Ardından Mekteb mecmuasına gönderdiği M. R. imzalı bir mektupla eski edebiyat taraftarlarına karşı girişmiş oldukları mücadelede yeni edebiyat taraftarlarını desteklediğini ifade eden Mehmed Rauf’un mecmuaya davet edilmesiyle buradaki edebî faaliyeti başlar. Servet-i Fünûn topluluğuna katılmasına kadar edebî faaliyetlerini yoğun biçimde sürdürdüğü Mekteb mecmuasını Cenab Şahabeddin’in 1897’de Cidde’ye gitmesi üzerine bir müddet tek başına yönetir.
1897 yılından itibaren Servet-i Fünûn mecmuasında yaklaşık beş yıl süren hikâye, roman, mensur şiir, makale ve incelemeler kaleme aldığı yıllar Mehmed Rauf’un edebî hayatının en önemli dönemini teşkil eder. Bu devrede vermiş olduğu edebî eserlerle edebî şahsiyetinin zirvesine ulaşmış ve daima onlarla anılagelmiştir. Bu sırada Prosper Mérimée, Alphonse Daudet ve Catulle Mendès’ten hikâyeler tercüme eden Mehmed Rauf’un ilk romanı Ferdâ-yı Garâm ile sanatının zirvesi kabul edilen ve psikolojik roman tekniğinin edebiyatımızdaki başarılı örneklerinden sayılan Eylül ve bu romandan sonra en çok tanınan eseri Siyah İnciler’de toplayacağı mensur şiirleri ayrıca edebî tetkikleri, Türk, İngiliz ve Fransız edebiyatlarıyla ilgili makaleleri, eleştiri yazıları ve tiyatroya dair makaleleri bu mecmuada yayımlanmıştır.
1901’de Servet-i Fünûn’un tatil edilmesinin ardından II. Meşrutiyet’e kadar sessiz kalan Mehmed Rauf, Meşrutiyet’in ilânından sonra tekrar yazı hayatına geri döner; ancak artık yeni bir edebiyat anlayışı ve yeni bir edebî nesil vardır. 1908’den 1927’ye kadar sürecek olan bu devrede Servet-i Fünûn, Resimli Kitap, Musavver Hâle, Musavver Muhît, Şehbâl, Şiir ve Tefekkür, Şebâb, Resimli Ay, Sevimli Ay, Güneş mecmualarıyla Tanin, Yeni Ses, Cumhuriyet, Peyâm (Peyâm-ı Edebî), Pâyitaht, Vakit gazetelerinde yazar ve Mahasin, Süs, Gelincik ve Sinema Yıldızı adlarında dört magazin mecmuası yayımlar.
Bu kadar değişik mecmua ve gazetede yazmış olmasına rağmen onun için artık bir unutuluş devresi başlamıştır. Mehmed Rauf’un bu tecrit edilişinin arkasında hayatının mihveri denilebilecek aşkları ve bohem hayatı yatmaktadır. Özellikle Bir Zambak’ın Hikâyesi’nin yayımlanmasının ardından gelişen olaylar Mehmed Rauf’un edebî itibarını derinden sarsar ve askerlikten uzaklaştırılmasının arkasından hayatını yazılarıyla kazanmak zorunda kalır. Edebî hayatının bu devresinde kaleme aldığı on bir romanın bir kısmı tefrika edildikten sonra kitap haline gelmiş, “Harâbeler” ve “Kâbus” adlı iki romanı ise tefrika halinde kalmıştır. Mehmed Rauf’un bu dönemdeki eserlerinde dikkati çeken husus, önceki romanlarından farklı olarak platonik aşktan çok maddî aşkın ön planda olmasıdır. Diğer taraftan mensur şiirlerindeki azalma da artık hassasiyete eskisi kadar önem vermediğinin bir göstergesidir.
II. Meşrutiyet’in ardından tiyatro ile ilgili faaliyetlere de girişen Mehmed Rauf makaleler yazar, adapteler yapar, Sahne-i Osmâniyye ile 1914’te kurulan Dârülbedâyi’in yönetim kurullarında görev alır. Bu devrede beşi telif ve on tanesi adapte on beş piyes yazmıştır.
Mehmed Rauf, çıkardığı mecmualar başta olmak üzere bu dönemde kadınlara yönelik çeşitli magazin yazılarıyla doğrudan kadınlar hakkında bazı makaleler kaleme almıştır. Edebî bir değeri olmamasına rağmen bunların çoğu kadınların sosyal hayatta daha etkili rol almalarının, hatta Türk kadınının tiyatroda sahneye çıkmasının gerektiğini söyleyecek kadar devri için yeni ve ileri fikirler ihtiva eder.
Mehmed Rauf’un eserlerindeki ortak özellik ana tema olarak genellikle aşırı bir hassasiyet (santimantalizm), alınganlıklar, marazî ve sonu intiharlara varan karşılıksız aşklar, hastalık, ölüm fikri ve bunların vermiş olduğu kötümser atmosferin işlenmiş olmasıdır. Bunlara yine aşırı derecede müzik düşkünlüğünün de (melomani) eklendiği görülür. Eserlerinde sıkça rastlanan ruh tahlillerinde de aşırılık vardır. Kahramanlar ise hemen hemen aynı tiplerdir. Bunlar Batılı hayat tarzını benimsemiş, müziği seven, aşırı hassas, aşk için yaşayan bohem insanlardır. İstisnaî olarak birkaç eserinde mahallî renklerin, geçim sıkıntısının ve vatan aşkının işlenmiş olduğu görülür. Bunların dışında kahramanlarının geçim kaygıları yok gibidir. Mehmed Rauf, Servet-i Fünûn edebî topluluğu içinde dili en sade olan yazardır. Zira diğerlerine nazaran üslûpçuluğu pek başaramamıştır. Bu fark, birbirini imlâdan üslûba kadar kontrol eden Servet-i Fünûn edebî topluluğunun dağılışından sonra daha da belirginleşir.
Eserleri. Mehmed Rauf’un hepsi de İstanbul’da yayımlanan çeşitli eserleri vardır: Roman. Eylül (1899), Ferdâ-yı Garâm (1913), Genç Kız Kalbi (1914), Karanfil ve Yasemin (1924), Böğürtlen (1926), Define (1927), Son Yıldız (1927), Cerîha (1927), Kan Damlası (1928), Halâs (1929). Hikâye. İhtizâr (1909), Âşıkane (1909), Son Emel (1913), Hanımlar Arasında (1914), Bir Aşkın Tarihi (1915), Üç Hikâye (1919), İlk Temas İlk Zevk (1922), Aşk Kadını (1923), Eski Aşk Geceleri (1927). Mensur şiir. Siyah İnciler (1901). Oyun. Ferdi ve Şürekâsı (1909, Halit Ziya’nın aynı adlı romanından uyarlama), Pençe (1909), Cidal (1911), Sansar (1920). Bunlardan başka dergi ve gazetelerde kalan hâtıra tarzındaki bir kısım yazıları Edebî Hatıralar (haz. Mehmet Törenek, İstanbul 1997) ve Mehmed Rauf’un Anıları (haz. Rahim Tarım, İstanbul 2001) adıyla yayımlanmıştır.
BİBLİYOGRAFYA
Hüseyin Cahid [Yalçın], Kavgalarım, İstanbul 1326, tür.yer.
a.mlf., Edebî Hatıralar, İstanbul 1935, s. 61-65, 152-153.
Nevsâl-i Millî 1330, İstanbul 1332, s. 225-226.
Halid Ziya Uşaklıgil, Kırk Yıl, İstanbul 1936, I-V, tür.yer.
a.mlf., Sanata Dair, İstanbul 1955, III, 281-289.
L. Sami Akalın, Mehmet Rauf, İstanbul 1953.
Özdemir Nutku, Darülbedayi’in Elli Yılı, Ankara 1969.
Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Gençlik ve Edebiyat Hatıraları, Ankara 1969, s. 13-25.
Erdoğan Coşkun, Mehmet Rauf, İstanbul 1976.
Niyazi Akı, Türk Tiyatro Edebiyatı Tarihi I: Başlangıçtan Cumhuriyet Devrine Kadar, İstanbul 1989, s. 219, 222, 224, 230.
Mustafa Özbalcı, Mehmed Rauf’un Romanlarında Şahıslar Kadrosu, İstanbul 1997.
Rahim Tarım, Mehmed Rauf (Hayatı, Sanatı, Eserleri), Ankara 1998.
a.mlf., Mehmet Rauf’un Hayatı ve Hikâyeleri Üzerine Bir Araştırma, Ankara 2000.
Mehmet Törenek, Roman ve Hikâyeleriyle Mehmet Rauf, İstanbul 1999.
Zeynep Kerman, “Mehmed Rauf”, TDEA, VI, 214-216.
Metin And, “Tanzimat ve Meşrutiyet’te Tiyatro Yazarlığı”, TCTA, VI, 1625.
Doğum günü: Gülname Gümüş kimdir?
12 Ağustos'ta doğdu. Ataköy Lisesi'nin ardından, Uludağ Universitesi İ.İ. İktisat Bölümü'nü bitirdi. TRT İstanbul Radyosu'ndaki prodüktörlüğü sırasında derinlemesine birikimi ve duyarlılığıyla geniş bir yelpazede pek çok izlenceye imza attı. Emekli olduktan sonra imzası yerel gazetelerde ve sosyal medyada görülüyor ve ilgi çekiyor.
Comments