Bugün 15 Mart. Deniz Kızı Eftalya, Cevat Fehmi Başkut, Yaşar Nabi Nayır, Mustafa Necati Karaer ve Mengü Ertel'in ölüm yıldönümleri. Nihal Yeğinobalı da 14 Mart 2020'de ayrıldı aramızdan.
BRT Yayın Grubu olarak bu değerlerimizi saygıyla, sevgiyle anıyoruz.
Deniz Kızı Eftalya kimdir?
Darülelhan, bugünkü adıyla konservatuar adına plak dolduran ilk Rum sanatçıdır.1891 yılında İstanbul’da doğan Eftalya’nın babası musikişinas olan Jandarma yüzbaşısı Yorgaki Efendi'dir. Evine gelen konuklar için saz çalar, genç Eftalya da babasının sazı eşliğinde şarkı söylerdi.
Eftalya Hanım genç kızlığında sıcak yaz gecelerinde bazen babasıyla, bazen de tek başına, Büyükdere'den sandalla denize açılırdı. "Mehtabiye" denilen musikili Boğaz gecelerinin bu yüzyıldaki bir uzantısı sayabileceğimiz bu sandal sefalarında Eftalya gece boyunca şarkılar söylerdi.
Bir sandalla çıkılan bu mehtap turlarına çoğu zaman 20 sandal daha eşlik edermiş, Eftelya’nın büyüleyici sesiyle mest olmaya gelmiş insanları taşıyan 20 sandal... Kimse adını bilmezmiş bu güzel sesin sahibinin. Denizden geldiği için “Denizkızı” demişler Eftelya’ya. O söyleyince her şey susar, hayat dururmuş.
Bu güzelliklerin oluştuğu, sandal küreklerinin gecenin sesinde fon olduğu ve bülbüllerin bile sustuğu dinlediği bu güzel sesin adı: “Denizkızı Eftalya” olmuş.
Eftalya Hanım'ın Galata kahvelerinde başlayan müzik yaşamı, Türk müziğinin önemli bestecilerinden Kemani Sadi Işılay ile evliliğinden sonra değişti. . İlk plaklarını 1923 - 1926 yılları arasında, eşiyle birlikte Fransa'da doldurdu.
15 Mart 1939 tarihinde henüz 48 yaşında hayata gözlerini yumdu.
”Gel ey denizin nazlı kızı” şarkısı onun için yapıldı.1936 yılının 4 Ağustos’unda Şirket-i Hayriye, Eftelya Hanım’a şükranlarını ifade için bir mehtabiyye tertip etti. Eftelya Hanım için ışıklar ve çiçeklerle donatılmış özel bir sal hazırlandı.
Deniz kokusu, mehtap ve denizin nazlı kızı Eftelya’nın billur sesini dinlemek için 37,5 lirayı veren herkes iştirak etmiş bu geceye. Talep o kadar fazlaymış ki Şirket-i Hayriyye tam 14 vapur kaldırmış. (Şirket-i Hayriye 1854'ten 1945'e kadar Boğaziçi'nde yolcu taşımacılığı yapan vapurculuk anonim şirketi. 1ak 1851'de Reşit Paşa'nın desteği ve dönemin padişahı Abdülmecit'in onaylamasıyla kuruldu.)
Geceye bir birinden güzel şarkılarla başlamış Eftalya. Fakat bu özel geceden sonra ayrılık dayanmış kapıya. Eftelya Hanım o gece soğuk algınlığı geçirmiş. Boğaz havası çarpmış. Ve bir daha da toparlayamamış kendini. Aynı gelişi gibi gidişi de derinden olmuş Eftelya Hanım’ın. Tarihin 15 Mart 1939'u gösterdiğinde “Denizin Nazlı Kızı Eftalya” göç etmiş sonsuzluğa.
Musikimizin kıymetli bestekârlarından Kemani Aleko Bacanos, Eftalya'nın kabrinin başına gitmiş. Günlerce kemanıyla Eftalya için bestelediği Acem Aşiran eseri çalmış söylemiş. O günden bugüne bu hazin hikâyenin şarkısı dillere destan olmuş.
Gel ey denizin nazlı kızı nuş-i şarab et
Çık sahile gel sinede bir alem-i ab et
Mestane bakışlarla beni mest-i harab et
Çık sahile gel sinede bir alem-i ab et
“Ey nazlı denizkızı, şarap iç.
Sahile çık, gel, göğsüme yaslan, eğlen.
Baygın bakışlarınla beni zevkten dermansız bırak.
Sahile çık, gel, göğsüme yaslan, eğlen.”
Eftalya, Atatürk’ün huzurunda çok defa şarkı söylemiş meşklere katılmış. Atatürk'ün emirleriyle Nihavent faslına başladı. Üç şarkı okunduktan sonra salondan gelmekte olan Safiye Hanım ve Deniz Kızı Eftalya gayet güzel bir tuvalet giymişlerdi. Balkona çıktılar ve Atatürk'ün elini öperek gösterdiği yerlere oturdular.
Atatürk büyük bir nezaket ve iltifatla: “Hoş geldiniz” dedi.
Bunun üzerine Atatürk Tamburi Selahattin Pınar’dan bir taksim istedi, Selahattin Pınar güzel bir taksim yaptı. Taksimin hitamında; “Dil seni sevmeyeni sevmede lezzet mi olur” şarkısı okundu ve Atatürk'ün işareti üzerine fasıla son verildi.
Atatürk bir musiki bahsi açtı. Bu bahis 15 dakika sürdü. Sıra meşke gelmişti.
“Buyurun, sıra sizde!” diye Deniz Kızı Eftalya’yı kaldırdı. O da birlikte gelmiş olan Kemani Sadi Işılay’ın refakatiyle Mahur makamından İsmail Dedenin bestesi olan “Ey gonca dehen harı elem canıma geçti” bestesini okudu. Atatürk Safiye Hanım’a yaptığı gibi Eftalya'ya da aynı takdirle alkışladı ve Eftalya yerine oturdu.” (Suat Yener, Şarkıların gözyaşları S: 87)
Hazırlayan: Suat Yener
Cevat Fehmi Başkut kimdir?
1905'te Edirne'de doğdu. 15 Mart 1971'de İstanbul'da yaşamını yitirdi. Oyun yazarı ve gazeteci. Eyüp Rüşdiyesi ve İstanbul Sultanisi'nde (İstanbul Erkek Lisesi) öğrenim gördü. Kurtuluş Savaşı yıllarını Ankara'da geçirdi. TBMM Basımevi'nde düzeltmenlik yaptı. Meclis'te zabıt katibi olarak çalıştı. 1928-1963 arasında Vakit, Son Saat, Son Posta, Cumhuriyet gazetelerinde muhabirlik, yazarlık, yazıişleri müdürlüğü yaptı. İstanbul Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı görevinde bulundu.
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Gazetecilik Enstitüsü'nde öğretim görevlisi olarak çalıştı. "Geceleri Bizi Kimler Bekliyor" adlı bir röportaj kitabı ve birkaç roman denemesi var.
İlk oyunu "Büyük Şehir" 1942-1943 sezonunda İstanbul Şehir Tiyatrosu'nda sahnelendi ve büyük ilgi gördü. Bu ilgi üzerine çalışmalarını tiyatroda yoğunlaştırdı. Hemen her yıl yeni oyunlar yazdı. Türkiye'de Cumhuriyetten sonra ortaya çıkan değişimleri mizah unsurlarını kullanarak anlattığı oyunları yaygın bir ün kazandırdı. Biçim denemelerine de giriştiği oyunlarında bütün toplum katlarından ve her çevreden insanı tiplemeye çalıştı.
Dış ülkelerde oyunu sahnelenen ilk Türk yazarı unvanını aldı.
Cevat Fehmi Başkut'un Eserleri
Büyük Şehir (1942)
Küçük Şehir (1946)
Koca Bebek (1947)
Paydos (1948)
Sana Rey Veriyorum (1951)
Kadıköy İskelesi'nde (1953)
Harput'ta Bir Amerikalı (1955)
Hacıyatmaz (1960)
Göç (1962)
Buzlar Çözülmeden (1964)
Emekli (1967)
Filmografisi (eser)
Paydos - 2004
Deli Deli Küpeli - 1986
Paydos - 1968
Buzlar Çözülmeden - 1965
Paydos - 1954
Soygun - 1953
Ödülleri
1948 İnönü Tiyatro Armağanı Küçük Şehir oyunu
Yaşar Nabi Nayır Kimdir?
25 Aralık 1908'de Üsküp'te doğdu, 15 Mart 1981'de İstanbul'da öldü. 1929'da Galatasaray Lisesi'ni bitirdi. Bir dönem bankacılık yaptı. Ulus gazetesinde, Türk Dil Kurumu'nda, Milli Eğitim Bakanlığı Tercüme Bürosu'nda çalıştı. İlk sayısını 15 Temuz 1933'te çıkardığı Varlık Dergisi'ni yayınlamaya başladı. 1946 yılında bakanlıktaki görevinden istifa edip Varlık Yayınevi'ni kurdu. Ölümüne değin de Varlık Yayınevi'ni yönetti.Sanat yaşamının ilk döneminde şiirle uğraştı. Yedi Meşale Topluluğu'nun kurucuları arasında yer aldı. Sonraları öykü, roman, oyun ve deneme türünde de ürünler verdi. Çok sayıda çevirisi var. Ancak asıl önemli yönü, 48 yıl hiç aksatmadan yayınladığı Varlık Dergisi'dir. Hâlâ yayınlanan Varlık Dergisi, Türk edebiyatına büyük katkı sağladı, birçok yeni yazar kazandırdı.
Yaşar Nabi Nayır'ın Eserleri
Emrullah Güney'in çizimiyle Yaşar Nabi Nayır
ŞİİR:
Kahramanlar (1929)
Onar Mısra (1932)
Kahramanlar (1970, toplu şiirleri)
Bir Kadın Söylüyor (1931)
Adem ile Havva (1932)
ÖYKÜ:
Bu da Bir Hikayedir (1935)
Sevi Çıkmazı (1935)
OYUN:
Mete (1933)
İnkılap Çocukları (1933)
Beş Devir (1933)
Köyün Namusu (1933)
Balkanlar ve Türklük (1936)
Edebiyatımızın Bugünkü Meseleleri (1937)
Nereye Gidiyoruz (1948)
Yıllar Boyunca (1959)
Atatürkçülük Nedir (1963)
Atatürk Yolu (1966)
Edebiyat Dünyamız (1971)
Değişen Dünyamız (1973)
Çağımıza Ters Düşenler (1975)
ÖDÜLLERİ:
1979 Kültür Bakanlığı Büyük Ödülü, Türk edebiyatına büyük katkıları nedeniyle
Mustafa Necati Karaer kimdir?
Konya Kuleli Askeri Lisesi'ni (1947), Harp Okulu'nu (1949) bitirdi, subay oldu. Çalışırken ayrıca Ankara Hukuk Fakültesi'ni de 1961'de tamamladı. 1969'da Milli Savunma Bakanlığı Nato Enfrastrüktür Dairesi istimlak müdürlüğü görevinden kendi isteğiyle emekli oldu. İstanbul'da Basın-İlân Kurumu'na girdi. 1978'den başlayarak, emekli olana kadar genel müdür yardımcılığı yaptı (1994). İlk şiiri 1942'de Çınaraltı dergisinde çıktı. Çalışmaları zamanla Şadırvan (1948), Ülkü (1948), Hisar (1950-57), 1964-1980), Varlık (1957), Türk Yurdu (1960), Türk Dili (1960, 1986-1988), Türk Edebiyatı (1972-1989), İnanç (1984), Milli Kültür (1984-1989) dergilerinde yayımlandı. Hisar'ın kurucularından olan Karaer, 1981'de Müzik-San Vakfı'nın düzenlediği yarışmada Karacaoğlan incelemesiyle birincilik ödülü aldı. Kuşlar ve İnsanlar (1982) Atatürk'ün doğumunun 100. yılı dolayısıyla Kültür Bakanlığı'nın açtığı şiir yarışmasında birincilik aldı. Ankara Gazeteciler Cemiyeti aynı kitap için onu "Yılın Şairi" olarak ödüllendirdi.
Mustafa Necati Karaer'in Eserleri
Sevmek Varken (Hisar Yayınları, - 1972)
Güvercin Uçurmak (Hisar Yayınları - 1977)
Kuşlar ve İnsanlar (Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları - 1983)
Kerem ile Aslı (Destan, Dergah Yayınları - 1985)
Karacaoğlan (Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, - 1988)
Karacaoğlan (Otobiyografi, Dergah Yayınları - 1992)
Karacaoğlan (Tercüman, İstanbul - 1992)
Ses Mimarlarımızdan (Türk Edebiyatı Vakfı Yayınları - 1996)
Bütün Şiirleri (Dergah Yayınevi - 2005)
Karacaoğlan Hayatı Ve Bütün Şiirleri (Dergah Yayınevi - 2008)
Ödülleri
1973 Karacaoğlan kitabı ile Müzik-San Vakfı Türk Folkloruna Üstün Hizmet Ödülü.
1981 Kuşlar ve İnsanlar şiiriyle ile Atatürk'ün 100. doğum yıldönümü münasebetiyle açılan yarışmada, birincilik ödülünü kazandı.
1981 Aynı eseri için Ankara Gazeteciler Cemiyeti Yılın Şairi ödülünü verdi.
Mengü Ertel kimdir?
(1931 İstanbul- 15 Mart 2000 İstanbul), afiş ve grafik sanatçısı. Yükseköğrenimini Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Dekorasyon Bölümü'nde yaptı. Daha sonra Muhsin Ertuğrul'un teşvikiyle afiş çalışmalarına başladı (1956). İlk tiyatro afişleri sergisini İstanbul'da açtı (1959). Bu serginin büyük ilgi görmesi üzerine sanatçı, bu ilk yapıtlarını ve yeni çalışmalarını İzmir, Berlin, Varşova, Münih gibi kentlerde sergiledi. Varşova afiş (1966, 1968, 1974), Brno grafik sanatlar (1970, 1972, 1974) bienallerine katıldı. 1974'te "Jeanne d'Arc'ın Çilesi" filmi için hazırladığı afişle, Cannes Sinema Afişleri Sergisi'nde Jüri Ödülü'nü kazandı. Aynı yıl Çekoslovakya'da sahneye konan "Keşanlı Ali Destanı"nın dekor ve kostümlerini çizdi. Paris'te yapılan Uluslararası Sinema Festivali'nde Uluslararası Film Afişleri Büyük Ödülü'nü aldı (1975). Televizyona programlar da yapan Ertel, yurt içinde ve dışındaki çeşitli yarışmalarda birçok ödül kazandı. "Deli İbrahim", "Vur Emri", "Keşanlı Ali Destanı", "Çeşmebaşı" (bale), "Fareler ve İnsanlar", "Ferhat ile Şirin", "Carrar Ana'nın Silâhları", "Galileo Galilei", "Romeo ve Juliet" gibi oyunların afişlerini hazırladı.
Nihal Yeğinobalı kimdir?
16 Kasım 1927, Manisa doğumlu yazarın tam adı Zeynep Nihal Yeğinobalı’dır. Süreyya Sarıca ve Vincent Ewing takma adlarını da kullandı. İlkokulu küçük yaşta gittiği İstanbul’da, orta ve lise öğrenimini de aynı şehirdeki Arnavutköy Amerikan Kız Kolejinde tamamladı. Daha sonra Amerika’ya gitti. New York Eyalet Üniversitesinde edebiyat öğrenimi gördü.
İlk çevirisi “Allah’ın Bahçesi” (R. Hichens’ten), 1946’da yayımlandı. Usta bir çevirmen olarak çok sayıda klasik ve çağdaş edebiyatçının roman ve öykülerini Türkçeye kazandırdı. Vincent Ewing adını koyduğu sözde Amerikalı bir yazarın imzasıyla yazdığı ilk romanını Genç Kızlar adıyla yayımlattı. Bu kitap, yıllarca yeni basımlar yaptı. Çeviri ve yazıları Hafta, 100 Roman, Yıldız, Hayat ve Akbaba dergilerinde yayımlandı. 14 Mart 2020’de vefat etti.
ESERLERİ (Roman):
ROMAN: Genç Kızlar (Vincent Ewing adıyla, 1950), Eflâtun Kız (V. Ewing adıyla, 1964), Mazi Kalbimde Bir Yaradır (1987), Sitem (1998), Cumhuriyet Çocuğu (biyografik roman, 1999).
İngilizceden pek çok yapıtı dilimize çevirmiştir.
Comments