
bir gün gelir sen de anlarsın ya
yanmaları, sevgileri bir o kadar
var mıdır, aşka eğilmeyecek ama
böyledir kişioğlu, yitirince yanar
ALFRED DE MUSSET (1810 t857)
böyle bir ilkbahar akşamıydı,
bir tutku büyülttük ellerimizde ölümsüz kalan
bülbüllere inat şarkılar söyledik dallar arasında
mutluluğumuzu kutladı yıldızlar başımızın üstünde
tanrısal ne varsa kuşkusuz inandık
ne varsa davet ettik dünyayı unutturan.
böyle bir ilkbahar akşamıydı,
düş değin inanılmaz, düş değin güzel
me!ekler gösterdi yıldızlarda yerlerimizi
ışıktan bir köşk yaptı çevremize kutsal el
ve kutsal el doldurdu billur kadehlerimizi.
böyle bir ilkbahar akşamıydı,
rüzgâr koştu, koştu ve su getirdi çöllerden
güneş bir yara oldu gönlümüzde kanayan
ak kanatlı turnalar çıktı geldi göllerden
kurşun ayaklariyle bir koşudur aldı zaman
geceler bitmesin dedik, sabahlar olmasın dedik
gönüllerimizde gizledik aydınlığı biz
sevinç denizlerinin kaynağı oldu gözlerimiz
ve sabahlara mutlu olmayı öğrettik.
böyle bir ilkbahar akşamıydı,
ak duvağının ak tellerinde başladı yaşamak
karanlık, kuytu köşeleri terketti umutlar
sevmek dedik, olmak ya da olmamak
şevmek dedik, silindi gökyüzünden bulutlar.
böyle bir ilkbahar akşamıydı,
beraberliğe çıktığını sandık tüm yolların oysa
çığlık çığlığa geliyordu ayrılık
dilinden anlamadık tüm çağrıların
bir masal gibi kırk gün sürdü sağırlık
ve birden duyduk sesini falcı kadınların
ışıktan köşkümüz yıkıldı, kurudu sevinç denizleri
ak kanatlı turnalar göllere döndü
ve rüzgâr aldı başını çıktı doruklara
AYRILDIK.
Alâettin BAHÇEKAPILI
Şehzadebaşı-16 Nisan 1969
SUSUKSUZ adlı kitaptan
Comments