top of page
Yazarın fotoğrafıHaberciGazete

Aziz Nesin, Teoman Erel, Ayşegül Devrim, Zati Sungur, Kutlu Adalı





Bugün 6 Temmuz. Kutlu Adalı, Ayşegül Devrim, Zati Sungur, Teoman Erel ve Aziz Nesin’in ölüm yıl dönümleri… BRT Yayın Grubu olarak saygıyla anıyoruz.

Aziz Nesin kimdir?

(d. İstanbul/Heybeliada, 2 Ocak 1916 – ö. İzmir/Çeşme, 6 Temmuz 1995)

Aziz Nesin, çağdaş Türk gülmece edebiyatının kurucusu; öykücü, romancı, şair, gazeteci, köşe yazarı, oyun yazarı, yayımcı, eğitimci, senaristtir. Subayken yazmaya başladığı için asıl adı Mehmet Nusret Nesin yerine “Aziz Nesin” takma adını benimsedi. Öte yandan yazılarında Aziz Nesin yanında Ateş Sin, Ayşegül, Battal Bataner, Bedri Birdirbir, Falan, Daver Devletlü, Hakkı Haklar, Kerim Kihkih, Hasan Dene Gör gibi imzalar da kullandı. İlkokulu Kanuni Sultan Süleyman İptidai Mektebi (1925), Darüşşafaka Lisesi, Vefa ve Davutpaşa Ortaokulu (1929), Çengelköy Askeri Ortaokulu’nda (1930) okudu. Kuleli Askeri Lisesi’ni (1935), Harp Okulu’nu (1937) bitirdi. Ayrıca Fen Tatbikat Okulu’nu bitirdi (1939). İstihkâm subayı oldu (l940). İki yıl İstanbul Güzel Sanatlar Akatlemisi’ne devam etti. Subaylıktan ayrıldı (1944). Aziz Nesin edebiyata şiirle başladı (1944, Yenigün), bu dergide Vedia Nesin adıyla şiirler yayımladı. Karagöz ve Yedi gün’de redaktörlük ve Tan gazetesinde köşe yazarlığı yaptı (1945). Gazetenin kapatılması üzerine bakkallık, muhasebecilik, fotoğrafçılık, kitapçılıkla uğraştı. Sabahattin Ali, Rıfat Ilgaz’la birlikte Markopaşa (sonra Malumpaşa, Merhumpaşa) dergisini çıkardı. Bir yazı nedeniyle 10 ay hapis, 13 ay Bursa’ya sürgün cezası aldı (1947). Ayrıca Politzer’den yaptığı bir çeviri yüzünden de 16 ay hapse mahkûm edildi (1950). Hapisten sonra Akbaba , Dolmuş, Yeni Gazete (1955), Akşam (1958), Tanin (1960) Günaydın (1969), Vatan (1976-1978) gibi dergi ve gazetelerde gülmece öyküleri yayımladı. TYS’nin iki dönem (1977-1980), (1985-1988), genel başkanlığını yaptı. 1984’te askeri yönetime karşı sivil bir girişim olarak “Aydınlar Dilekçesi”nin hazırlanmasını sağladı. Daha sonra Demokrasi Kurultayı düzenledi, Demokrasiyi İzleme Komitesi’nin oluşması için çalıştı. Kurucularından olduğu Aydınlık gazetesinde yazmaya (1993) başladı. 1993 temmuzunda Sivas Madımak Oteli’nde 34 aydının yakıldığı “Sivas Toplukıyımı”ndan kılpayı kurtuldu. Ancak iki yıl sonra bir imza günü sonrası Çeşme’de kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi. Aziz Nesin, Kemal Tahir’le birlikte nedeni belli olmayan bir biçimde yanan Düşün Yayınevi’ni kurdu (1956). 1972’de Nesin Vakfı’nı kurdu. Türkiye’de ve başka ülkelerde yayımlanacak kitaplarının, oynanacak oyunlarının her türlü telif haklarını bu vakfa bıraktı. Bu vakfın amacı “her yıl alınacak dört kimsesiz ve yoksul çocuğu, ilkokuldan başlatarak yüksek okulu, meslek okulunu bitirinceye, ya da bir meslek edininceye dek, her türlü gereksinimlerini sağlayarak barındırmak, yetiştirmek” oldu. İlki 1976’da çıkan sekiz yıl yayımlanabilen Nesin Vakfı Edebiyat Yıllığı”nı yayımladı.


Emrullah Güney çizgileriyle Aziz Nesin

Dünyaca tanınan güçlü bir gülmece yazarı oldu. 120’nin üzerinde kitap yazdı. Ölümünden sonra yazdığı ama yayımlamadığı eserleri oğlu Ali Nesin tarafından yayımlanıyor. Aziz Nesin, çağdaş Türk gülmece edebiyatının kurucusu; öykücü, romancı, şair, gazeteci, köşe yazarı, oyun yazarı, yayımcı, eğitimci, senaristtir. Tüm yaşamı yazı masasıyla matbaalar arasında geçen, toplumcu düşünceyi kitaplardan çok yaşamın acı deneylerinden öğrenen, bu acı deneyleri okurlarını güldürerek paylaşan, onları düşündüren yazardır. Aynı zamanda “gülümseten öfke”dir. Demirtaş Ceyhun’un da bir kitabına verdiği adla “Çağımızın Nasrettin Hocası Aziz Nesin”dir. Aziz Nesin “Ben bir simyacıyım, gözyaşlarımı gülmeceye çevirerek dünyaya sundum” der. Bu, ömrü baskı, acı ve çileyle geçen yazarın simgesel anlatımıdır. O, yazı hayatına şiirle başlasa da onun dünyaca tanınan en büyük yönü gülmece yazarlığıdır. Zekeriya Sertel onun BabIâli’ye gelişini şöyle anlatır: “Aziz Nesin, BabIâli’ye, savaşın son yıllarında gelmişti. İlk başvurduğu yer. Yedi gün dergisiydi. Bu derginin sahibi Sedat Simavi, benim çok yakın dostumdu. Bir gün bana bu yeni kabiliyetten söz açtı ve onu Babıâli’de eşi görülmemiş, değerli bir yazar olarak vasıflandırdı. Yedigün Aziz Nesin’e dar geliyordu.” Dar gelir, çünkü uzun yaşamak ve çok ürün ortaya koymak ister: “Belki de ben bu öyküleri yazabileyim diye bunca uzun yaşadım, salt bu öyküleri değil, bu romanları, bu oyunları, bu şiirleri yazabilmek için ve dünyayı karıştırıp düzeltmek ve güzelleştirmek umudu için…” 1945’lerden bu yana gülmece yazıları toplumumuzun her kesimine dalga dalga yayılan bir etkiye sahip oldu. Eserlerinden anlattığı kişiler, yergiye elverişli tiplerdir. Bu gülmecenin son derece abartma götüren bir başka yanıyla birleşince, en çok okunan eserler ortaya çıktı. İşte bu yönleriyle Aziz Nesin, edebiyatımızın en çok yazan, en çok okunan yazarlarının başında gelir. Aziz Nesin gülmece anlayışını da şöyle açıklar: “Benim gülmecem, 1. Geleneksel Türk halk gülmecesinden kaynaklanır, 2. Toplumun sorunlarından esinlenir, 3. Çağdaş dünya insanlarının sorunlarını anlatır. Kısacası yaptığım, halk gülmecesidir.” Halk gülmecesini de şöyle açıklar: “Bir işe yarayan, bir işlevi olan gülmece.” İşlevse, “İnsanları güldürme yoluyla düşündürmeye yarar. Demek bana göre gülmece bir araç, düşünmek amaçtır. Gülmecelerimle, okurlarıma şunu düşündürmek istiyorum: Yaşadığımız toplum ve bu toplumsal yapı adaletli değildir ve içinde bulunduğumuz koşullar da güzel değildir. Adaletsizliklerden, çirkinliklerden kurtulmak için, başta kendimiz olmak üzere, çevremizi, toplumumuzu, dünyamızı değiştirme özlem ve isteği yaratmak.” (Yetmiş Beşinci Yaşında Aziz Nesin, haz. Alpay Kabacalı, Tüyap 1990). Bunun için de ne yaşarsa, onu yazar. Yaşamında boyun eğmeyen yanı eserlerine de yansır. Yazarlık serüveni eserlerinin içeriğiyle örtüşerek, onu evrenselliğe taşır. Aslında eserlerindeki gülmece öğesi olayın kendindedir. O nedenle de halk nerede komik bir olayla karşılaşsa, “Tam Aziz Nesin’lik olay” der.

Öykü:

  • Geriye Kalan (1948),

  • İt Kuyruğu (1955),

  • Yedek Parça (1955),

  • Fil Hamdi (1955),

  • Damda Deli Var (1956),

  • Koltuk (1957),

  • Kazan Töreni (1957),

  • Toros Canavarı (1957),

  • Deliler Boşandı (1957),

  • Mahallenin Kısmeti (1957),

  • Ölmüş Eşek (1957),

  • Hangi Parti Kazanacak (1957),

  • Havadan Sudan (1958),

  • Bay Düdük (1958),

  • Nazik Alet (1958),

  • Gıdıgıdı (1959),

  • Aferin (1959),

  • Kördöğüşü (1959),

  • Mahmul ile Nigâr (1959),

  • Gözüne Gözlük (1960),

  • Ah Biz Eşekler (1960),

  • Yüz Liraya Bir Deli (1961),

  • Bir Koltuk Nasıl Devrilir (1971),

  • Biz Adam Olmayız (1972),

  • Sosyalizm Geliyor Savulun (1965),

  • İhtilâli Nasıl Yaptık (1965),

  • Rıfat Bey Neden Kaşınıyor (1965),

  • Yeşil Renkli Namus Gazı (1965),

  • Bülbül Yuvası Evler (1968),

  • Vatan Sağolsun (1968),

  • Yaşasın Memleket (1969),

  • Büyük Grev (1978),

  • El ayvan Deyip Geçme (1980),

  • 70 Yaşım Merhaba (1984),

  • Kalpazanlık Bile Yapılamıyor (1984),

  • Maçinli Kız İçin Ev (1987),

  • Nah Kalkınırsın (1988).

Roman:

  • Kadın Olan Erkek (1955),

  • Gol Kralı Sait Hopsait (1957);

  • Erkek Sabahat (1957),

  • Saçkıran (1959),

  • Zübük (1961),

  • Şimdiki Çocuklar Harika (1967),

  • Tatlı Betüş (1974),

  • Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz (1977) ,

  • Surnâme (1976),

  • Tek Yol (1978) .

Anı:

  • Bir Sürgünün Hâtıraları (1957) ,

  • Böyle Gelmiş Böyle Gitmez (1. bölüm 1966, 2. bölüm 1976),

  • Poliste (1967),

  • Yokuşun Başı (1982),

  • Salkım Salkım Asılacak Adamlar (1987),

  • Rüyalarım Ziyan Olmasın (1990).

Masal:

  • Memleketin Birinde (1953)

  • Hoptirinam (1960)

  • Uyusana Tosunum (1971)

  • Aziz Dededen Masallar

Taşlama:

  • Azizname (1970)

Fıkra:

  • Nutuk Makinası (1958)

  • Az Gittik Uz Gittik (1959)

  • Merhaba (1971)

  • Suçlanan ve Aklanan Yazılar (1982)

  • Ah Biz Ödlek Aydınlar (1985)

  • Korkudan Korkmak (1988)

Gezi:

  • Duyduk Duymadık Demeyin (1976)

  • Dünya Kazan Ben Kepçe (1977)

Oyun:

  • Biraz Gelir misiniz (1958)

  • Bir Şey Yap Met (1959)

  • Toros Canavarı (1963)

  • Düdükçülerle Fırçacıların Savaşı (1968)

  • Çiçu (1970)

  • Tut Elimden Rovni (1970)

  • Hadi Öldürsene Canikom (1970)

  • Beş Kısa Oyun (1979)

  • Bütün Oyunları (Adam Yayınları)(1982)

Şiir:

  • Sondan Başa (1984)

  • Seviye On Ölüme Beş Kala (1986)

  • Kendini Yakalamak (1988)

  • Hoşçakalın (1990).

Mektup:

  • Aziz Nesin-Tahsin Saraç Mektuplaşmaları (ö.s. 1995)

  • Aziz Nesin-Ali Nesin Mektuplaşmaları, Canım Oğlum, Canım Babacığım, (2 cilt, Adam Yayınları, ö.s. 2002)

Konuşma:

  • İnsanlar Konuşa Konuşa (1988)

  • Çuvala Doldurulmuş Kediler (1995)

Antoloji:

  • Cumhuriyet Döneminde Türk Mizahı (1973),

Deneme:

  • Sivas Acısı (1995)

  • Çuvala Doldurulmuş Kediler (1995)

  • Sizi Memlekette Eşek Yok mu? (1995)

  • Okuduğum Kitaplar (2001)

Diğer:

  • Böyle Gelmiş Böyle Gitmez III-Yokuşun Başı, Özyaşamöyküsü insanlar (ö.s. 1995),

  • Mum Hala I, Günce (ö.s. 1995),

  • Bir Takım Azizlikler, Oyun (ö.s. senaryo: Genco Erkal, 1997),

Yurtiçinde ve yurtdışında aldığı ödüller, plaketler:

  • Devrek Baston ve Kültür Festivali Plaketi; 1956,

  • Altın Palmiye, birincilik (İtalya); 1957,

  • Eskişehir’de Yılmaz Büyükerşen’den bir ödül;1958,

  • İtalya’da yapılan Salon Gülmece Yarışmasında gümüş kupa (kendisinden habersiz sokulmuş yarışmaya);1959,

  • Gazeteciler Cemiyeti Fıkra Ödülü, birincilik; 1966,

  • Altın Kirpi, birincilik (Bulgaristan); 1968,

  • Karacan Karagöz Oyunları Yarışması, birincilik; 1969,

  • Altın Krokodil, birincilik (Moskova); 1970,

  • TDK Oyun Ödülü; 1975,

  • Lotüs Ödülü (Asya-Afrika Yazarlar Birliği); 1977,

  • Basın Şeref Kartı; 1984.

  • TYS davası arkadaşları 70. yaş armağanı; 1984,

  • Erkekçe başarı ödülü, Tülsüyü Sevmek öykü dalında en başarılı eser; 1986,

  • Tüyap Halkın Seçtiği Yılın Yazarı Ödülü; 1989,

  • Beyoğlu Güzelleştirme ve Koruma Demeği Ödülü; 1989,

  • Karşıyaka Belediyesi, Dünya İnsan Hakları Günü Plaketi. 1989,

  • Bilgisayar Çocuk Kulübü; 1990,

  • Tolstoy Altın Ödülü;1990,

  • Viyana Tiyatro Ödülü; 1991,

  • Rüştü Koray Armağanı; 1991,

  • Fransa devletinin verdiği Şövalyelik nişanı.1991,

  • Mülkiyeliler Birliği Demokrasi Ödülü; 1991,

  • KETSAV ödülü. 1992,

  • Babaeski Tarım Festivali plaketi;1992,

  • Edebiyatçılar Derneği Onur Ödülü ve altın madalyası; 1992,

  • Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü; 1992,

  • Karşıyaka Belediyesi İnsan Hakları Ödülü; 1992,

  • Gazeteciler Cemiyeti, Şükran Madalyası; 1992-1993,

  • Tiyatro Eleştirmenleri Birliği Onur Ödülü; 1993,

  • Carl Von Ossietzky Ödülü; 1993,

  • Dionysos Şiir Ödülü; 1994,

  • CPJ International Press Freedom Award (ABD); 1994,

  • Tüyap, I. Ankara kitap fuarına katkılarından dolayı plaket; 1994,

  • İnsan Hakları ödülü; 1994,

  • 26. Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü İstanbul Devlet Tiyatrosu, Sanat İnsanları-1 Aziz Nesin, Başarı Ödülü; 1995,

  • Orhan Apaydın Demokrasi ve Barış Ödülü; 1995,

  • Hiroşima Vakfı Ödülü.


Teoman Erel Kimdir?

Türk gazetecisi (Konya 1940). Ankara Basın-Yayın Yüksek Okulu’nu bitirdi. 1960’da gazeteciliğe başladı. Yeni Gün gazetesinde ve Anka ajansında istihbarat şefliği yaptı. Günaydın gazetesinde bir süre köşe yazarlığı yaptıktan sonra 1980’de Milliyet gazetesine geçti ve Teleks başlığını taşıyan köşesinde güncel ve siyasal yazılarını sürdürdü. 6 Temmuz 1994’te trafik kazasında hayatını kaybetti. Cebeci Asri Mezarlığı’nda toprağa verildi.

Zati Sungur kimdir?

10 Mart 1898 tarihinde Bursa’da doğmuştur. Sihirbazlık sanatına merakı ilkokul yıllarında başlar; küçük sihirbazlık oyunları öğrenip okulda arkadaşlarına sunar. Deniz Astsubay Okulunu birul’daki Deniz Gedikli Okulu’nun Makine Bölümü’nde okurken, I. Dünya Savaşı sırasında 1916 yılında, denizaltı stajı için Almanya’ya gönderilir. İki yıl boyunca eğitimini burada sürdürdü. 1. dünya savaşı sebebiyle yurda geri dönemedi. Savaştan sonra Almanya’nın Türkiye ile bağlantısı kesilince orada kalır, önce ortopedi atölyelerinde sonra da Köln’deki Humboldt makina fabrikasında çalışır, bu arada sihirbazlığa olan ilgisi artmıştır, sürekli bu konuda kitaplar okumaya, başka sanatçıları izlemeye ve gösteriler yapmaya başlar. Repertuarını genişleterek kendini geliştirir. Bir süre sonra profesyonelalışmaya başlar, 1920’de Berlin WinterGarten’deki gösterisi ile büyük üne kavuşur. Bir grup sanatçıyla birlikte turneye çıkar; Fransa, İtalya, İspanya, Kuzey Amerika ve sonra da kendi kadrosunu kurarak müstakil çalışmaya başlayarak 1922 yılında Güney Amerika’ya gider. İki saat süren gösterisi, yaklaşık 10-12 yardımcısı ve iki kamyonu dolduracak miktarda zengin malzeme ile Güney Amerika’nın değişik ülkelerinde, Şili, Paraguay, Brezilya ve Arjantin’de 14 yıl aralıksız sahneye çıkar. Önce Kont Sati Von Richmond sonra da Zati Bey adı ile büyük ün kazanır. 1924 yılından itibaren geliştirmeye başladığı “İnce Model Kız Kesme” oyununa son şeklini 1930’da verir; bu, sihirbazlık sanatına dünya çapındaki bir katkısı olacaktır. 7 Mayıs 1936 tarihinde Türkiye’ye döner, ülkesindeki ilk gösterilerini Fransız Tiyatrosunda (Ses Tiyatrosu) gerçekleştirir, ünü hemen yayılır, bir gece Atatürk ve maiyeti için de gösteri yapar; çok övgü alır, ayrıca ömür boyu belediye rüsumu muafiyeti hakkıyla da ödüllendirilir. Zati Sungur hem Anadolu’da, hem Doğu ve Orta Avrupa ülkelerinde, hem de Kıbrıs ve Ortadoğu’da turnelere çıkar. 1966 yılında, Dormen Tiyatrosundaki gösterilerinin ardından aktif sahne yaşamına son verir. Kurduğu Universal Sihirbazlık ve İllüzyon Hünerleri Stüdyosu’nda ürettiği sihirbazlık araçlarını halkının kullanımına arz eder ve bu stüdyoyu da Doğu Avrupa ve Ortadoğu’nun en büyük illüzyon imalat ve dağıtım merkezi haline getirir. Stüdyosunun sihirbazlık araçlarını tanıtan zengin içerikli Sihirbazlık ve İllüzyon Hünerleri Kataloğu’ndan başka Salon Oyun ve Eğlenceleri adında bir “yakın sihirbazlık” kitabını da yayımlar. Zati Sungur, Almanca, Fransızca, İngilizce, İspanyolca, Portekizce ve İtalyanca’yı ana dili gibi biliyordu. 1975 yılında, Avrupa’nın en saygın illüzyon kongrelerinden biri olan Karlovy Vary İllüzyonistler Kongresi’nde (Çekoslovakya), geliştirmiş olduğu “Sihirli Zarlar” oyununu sunar ve “Dünya Sihirbazlar Birincisi” büyük ödüle hak kastler Kongresi’nde “Sihirbazlar Kralı” ünvanına layık görülür. Üstat Zati Sungur’un yetiştirdiği en ünlü talebesi olan Sermet Erkin ise sahne hayatında hocasının ekolünü sürdürmüşdür. Zati Sungur 1938 yılında sahne asistanı Necla Hanım’la evlendi. Bu evlilikten iki kızı olur. Zati Sungur, 6 Temmuz 1984 tarihinde 86 yaşında kalp yetmezliğinden vefat etti.

Ayşegül Devrim kimdir?

Doğum tarihi: 26 Mart 1942, İstanbul Ölüm tarihi ve yeri: 6 Temmuz 2009, İstanbul 1942 yılında İstanbul’da doğdu. Lise eğitiminin ardından 1959 yılında İstanbul Şehir Tiyatroları’nda oyunculuğa başlayan sanatçı, 1964 – 1965 yıllarında Londra’da eğitimini sürdürdü. 12 yaşından itibaren seslendirmeler yapmaya başladı. 300 kadar filmin seslendirme yönetmeni oldu. 125 civarında oyunda rol aldı, Şehir Tiyatroları yönetim kurulu üyesi olup, Toder (Tiyatro Oyuncuları Derneği)’nde de etkinliklerde bulunmakta, sinema ve dizi filmlerde rol almaktadır. Rol aldığı bazı oyunlar Hırçın Kız Beş Katlı Binanın Altıncı Katı Hürrem Sultan Bir Garip Oyun Filmografisi Ahh İstanbul – 2006 Candan Öte – 2006 Gelin – 2003 Baldız Geliyorum Demez – 2002 Berivan – 2002 Benim İçin Ağlama – 2001 Çalıkuşu – 1966 Namus Borcu – 1966 Billur Köşk – 1962 Bir Bahar Akşamı – 1961

Kutlu Adalı kimdir?

Doğum tarihi: 1935, Lefkoşa, Kıbrıs Cumhuriyeti Ölüm tarihi ve yeri: 6 Temmuz 1996, Lefkoşa, Kıbrıs Cumhuriyeti




65 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page