top of page
Yazarın fotoğrafıHaberciGazete

Ayşen Gruda, Prof. Dr. Mehmet Kaplan, Aydın İleri



Bugün 23 Ocak. Tiyatro-sinema sanatçısı Ayşen Gruda, araştırmacı, akademisyen, yazar Prof. Dr. Mehmet Kaplan'ın ölüm yıldönümü bugün. Kütüphane uzmanı Aydın İleri'yi de iki yıl önce 22 Ocak'ta yitirdik.

BRT Yayın Grubu olarak bu değerlerimizi saygıyla, sevgiyle anıyoruz.


Ayşen Gruda kimdir?



Tiyatro, dizi ve sinema oyuncusu Ayşen Gruda, Erman ailesinin ortanca kızı olarak 1944’te, İstanbul Yeşilköy’de Osmanlı döneminde karargah olarak kullanılan, aynı zamanda Halid Ziya Uşaklıgil’in kitaplarını yazdığı köşkte dünyaya geldi.

Sanata düşkün bir aileye sahip olan Gruda, gençlik günlerini kardeşleriyle birlikte tiyatrocu olan annesinin gölge oyunlarını izleyerek geçirdi.

Çocuk yaşta Ermeni komşularının taklidini yaparken yeteneği keşfedilen sanatçı, makinist babasının vefatıyla eğitimini yarıda bırakarak çalışma hayatına atıldı.

“OYUNCU OLMAK ZORUNDAYDIM”

İlk kez 1962’de “Kongre Eğleniyor” adlı vodvildeki küçük bir hizmetçi rolüyle Tevfik Bilge’nin turne tiyatrosunda profesyonel oyunculuğa başlayan Gruda’nın ablası Ayten Erman ile kardeşi Ayben Erman da kendisi gibi oyunculuğu seçti.

Sanatçı, bu turneler sırasında Ankara Meydan Sahnesi’nde tanıştığı tiyatro oyuncusu Yılmaz Gruda ile 1965’te evlendi. Kızları Elvan doğunca bir süre tiyatroya ara veren Gruda, 1976’da boşandıktan sonra da eşinin soyadını kullanmaya devam etti.

“DOMATES GÜZEL” SEÇİLDİ

İşini inanarak yapan ve yaptığı hiçbir şeyden pişman olmadığını söyleyen Gruda, 1977’de televizyonda yaptığı skeçlerden birinde canlandırdığı “Domates Güzeli Nahide Şerbet” karakterinin ardından “Domates Güzeli” olarak anılmaya başlandı.

“Domates Güzeli” karakterini “Dişi bir Şarlo” olarak tanımlayan sanatı, bir söyleşide, bu rolle içindeki “Kavuklu”yu yakaladığını dile getirdi.

Ayşen Gruda bir röportajında oyuncu olma hikayesini ise şöyle anlatmıştı:

”Ben çok hevesliydim, 5 yaşından beri oyuncu olmak istiyordum diye bir şey yok. Her şey ihtiyaçtan olur. Ben yeteneğimi bilmiyordum ama oyuncu olmak zorundaydım. Ablam Ayten Erman, tiyatro için öldü dirildi ve tiyatrocu oldu. Benim aklımın ucunda yoktu, hiç öyle bir şey istemiyordum. Fakat babam ölünce çalışmak zorunda kaldım. Daha lise 2 öğrencisiydim. Evde geçim sıkıntısı başladı. Kardeşim küçüktü, ablamla ben anneme yardımcı olmak zorundaydık. Ablam aracı oldu, oyuncu oldum. Yoksa çok güzel okuyan bir çocuktum. Avukat olmak istiyordum.”


SAYISIZ KARAKTERE İMZA ATTI

Adile Naşit’le birlikte Ertem Eğilmez filmlerinin çekirdek kadrosunda yer aldı Türk sinemasının sayılı komedyen kadın oyuncularından Gruda, daha sonra yakın arkadaşı ve komşusu Adile Naşit’le birlikte “Dahi” dediği Ertem Eğilmez filmlerinin ana kadrosunda yer alarak, sayısız karaktere imza attı.

Gruda, 14 yaşında adım attığı, hiç tiyatro eğitimi almadan, kendi deyimiyle “ustalarını izleyerek” öğrendiği oyunculuk hayatında ayrıca Yeşilçam’ın unutulmaz isimleriyle birlikte onlarca filmde oynadı.

Bugüne kadar hep yan karakterlerde rol alan Gruda, bu duruma rağmen adından söz ettirmesine ilişkin bir röportajında şunları kaydetmişti:

“Arzu Film ekolünden geliyorum. Orada hepimizin senaryoya hakkıyla hizmet etmesi beklenirdi. Biz çok özgür oyunculardık ama başı boş değildik. Arzu Film’de çok sıkı bir disiplin vardı. Bunların dışında da ben bir komedyenim. Komedyen her rolü oynar, yan rol, orta rol, kenar rol yoktur. Bir film seyredersiniz, küçücük bir rol hafızanıza kazınır. Olay budur.”



“TÜRK SİNEMASININ KLASİKLEŞMİŞ YAPITLARINDA ROL ALDI”

Başarılı oyuncu, 1974’te bilgi yarışmasının sunucusunu canlandırdığı “Hababam Sınıfı”nın ardından 1975’te “Bizim Aile”, “Delisin”, “Bitirimler Sınıfı”, “Bir Araya Gelemeyiz” ve “Hanzo”, 1976’da “Öyle Olsun”, “Aile Şerefi”, “Güngörmüşler”, “Süt Kardeşler” ve “Tosun Paşa”, 1977’de “Çöpçüler Kralı”, “Gülen Gözler”, “Hababam Sınıfı Tatilde”, “İbo ile Gülşah”, “Şabanoğlu Şaban” ve “Sarmaşdolaş”, 1978’de “Avanak Apti” ile “Neşeli Günler”, 1979’da “Doktor”, “Şark Bülbülü”, 1980’de “Renkli Dünya”, 1981’de “Gırgıriyede Şenlik Var”, “Davaro”, “Gırgıriye” ve “Hababam Sınıfı Güle Güle” gibi Türk sinemasının klasikleşmiş yapıtlarında rol aldı.

Yarım asrı geçkin sanat hayatında usta oyuncu ayrıca 1982’de “Çiçek Abbas”, “Doktor Civanım”, “Dolap Beygiri”, “Görgüsüzler”, 1983’te “Şekerpare”, 1984’te “Gırgıriyede Büyük Seçim”, 1985’te “Aşık Oldum”, “Uyanıklar Dünyası”, “Namuslu”, “Fakir Milyoner”, “Şendul Şaban”, 1986’da “Ağa Bacı”, 1987’de “Aile Pansiyonu”, “Seyyar Kamil”, 1988’de “Süper Baba”, 1993’te “Rumuz Sev Beni”, 1994’te “Şenlik Var”, 2003’te “Hababam Sınıfı Merhaba”, 2006’da “Dünyayı Kurtaran Adamın Oğlu”, “İlk Aşk”, “Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü?”, “Keloğlan Karaprens’e Karşı” filmlerinde oynadı.

Sağlığı izin verdiği ölçüde sanat hayatından hiç vazgeçmedi

Aralarında “Kaygısızlar”, “İbret-i Alem”, “Peri Masalı”, “Cennet Mahallesi”, “İki Aile”nin de bulunduğu birçok televizyon dizisinin oyuncu kadrosunda bulunan Ayşen Gruda, 2008-2018’de ise “Gece Gündüz”, “Kağıt”, “Pazarları Hiç Sevmem”, “Seni Seviyorum Adamım”, “Kötü Kedi Şerafettin”, “Dedemin Fişi”, “Babamın Ceketi” ve Cem Yılmaz’ın “Pek Yakında” filmlerinde izleyiciyle buluştu.

Sağlığı izin verdiği ölçüde ömrünün sonuna kadar sahnelerden ve setlerden kopmayan sanatçı, 2017’de “Kırkından Sonra” adlı tiyatro oyununda ve son olarak 2018’de “Sevgili Komşum” filminde rol aldı.

Bir söyleşisinde “Çalışmaktan vazgeçmek, çürümek olur benim için.” ifadelerini kullanan Gruda, 2006’da Sadri Alışık Ödülleri’nde ve 2010’da Uluslararası Altın Portakal Film Festivali’nde “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu” ödüllerini, 2012’de İstanbul Film Festivali’nde “Onur Ödülü”, 2015’te ise “52. Uluslararası Antalya Film Festivali”nde “Yaşam Boyu Onur Ödülü”nü aldı.



23 Ocak 2019’da yaşamını yitirdi

Bir süre pankreas kanseri tedavisi gören ve kanseri karaciğerine sıçrayan sanatçı, son olarak mide kanaması şikayetiyle hastaneye kaldırıldı. Yoğun bakımda tedavisi devam ettiği sırada solunum yetmezliği de yaşayan sanatçı 23 Ocak 2019’da, 74 yaşındayken hayatını kaybetti.

Ayşen Gruda’nın cenazesi İstanbul’da Zincirlikuyu Camii’nde kılınan namazın ardından Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedildi.



Mehmet Kaplan kimdir?



1915 yılında Eskişehir’in Sivrihisar ilçesinde doğdu. İlk ve orta tahsilini Sivrihisar ve Eskişehir’de tamamladı. 1935 yılında girdiği İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü 1939’da bitirerek, aynı bölüme asistan oldu.

1942 yılında Namık Kemal hakkında yaptığı araştırma ile doktor, 1946’da da Tevfik Fikret üzerine yaptığı inceleme ile doçent, 1952 yılında da Yeni Türk Edebiyatı sahasında profesör ünvanını aldı.

1958 yılında Erzurum Atatürk Üniversitesi'ni kurmakla görevlendirilen kurucu profesörler arasında yer aldı. Bu üniversitenin Edebiyat Fakültesi Dekanlığı, Rektör Yardımcılığı ve Vekilliği görevlerinde bulundu. Prof. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın ölümü üzerine İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Yeni Türk Edebiyatı Kürsüsü Başkanlığını yaptı.

Yazı hayatına 1939’da başlayan Mehmet Kaplan, Yeni Türk Edebiyatı profesörü olmasına rağmen, Türk Edebiyatını bir bütün olarak ele alıp, edebiyatımızın sadece bir devrine bağlı kalmadan, belli başlı metinlerini incelemiştir. Onun edebiyatımıza getirdiği en büyük yenilik, metin tahlili metodudur. İncelemeye başladığı her metne, bu metodunu büyük bir ustalıkla uygulamasını bilen Mehmet Kaplan sahip olduğu geniş kültürü sayesinde edebi metinleri tarihi ve sosyal çevreleri içinde değerlendirmiştir. Edebi eserlerde insan faktörüne ve tiplerine çok dikkat etmiş, eserlerde anlatılan insanların zaman, mekan ve çevreleriyle birlikte var olduklarına devamlı şekilde dikkat çekmiştir.

Fransız filozofu Alain’in, yazarak düşünme görüşünü benimseyen Mehmet Kaplan, edebi meselelerin ağır bastığı çeşitli konular üzerinde fikirlerini, deneme türündeki yazılarıyla; İnkılapçı Gençlik, Hareket, İstanbul, Bayrak, Hisar, Türk Edebiyatı, Meydan, Türk Yurdu, Türk Kültürü, Türk Düşüncesi ve Milli Kültür gibi dergilerde yayınlamıştır. Bu mecmualarda çıkan denemelerinin bir kısmı; Nesillerin Ruhu (1967), Büyük Türkiye Rüyası (1969), Edebiyatımızın İçinden (1976) isimleriyle kitap haline getirilmiştir.

Yazıldığı devirlerin ana meselelerini yansıtan edebi eserleri seçip tahlil eden Mehmet Kaplan, bu tür eserlerden hareket ederek, bilhassa Tanzimat sonrası edebiyatımızın geçirdiği merhaleleri tesbit etmiştir. İncelediği her şairi, kendisinden öncekilere ve geleneğe bağlılık veya gelenekten ayrılma açısından değerlendiren, şairlerin dünyalarını ve şahsiyetlerini ortaya koyduğu iki cildi bulan geniş araştırma ve incelemesi, Şiir Tahlilleri ismini taşır. Kendi türünde klasikleşmiş olan bu incelemelerin birinci kitabı; Akif Paşadan Yahya Kemal’e kadar gelen şairlere; ikinci kitabı da, Cumhuriyet devri Türk Şiirine ayrılmıştır. Birincisi 1954, ikincisi ise 1965’te basılmıştır. Bu türde verdiği önemli bir eser de; Tanpınar’ın Şiir Dünyası (1964) isimli araştırmasıdır.

Mehmet Kaplan, Tanzimat sonrası edebiyatımızın hikaye ve romanları üzerinde de geniş bir incelemede bulunmuştur. Hikaye Tahlilleri (1979), isimli eseri edebiyatımız için, sahasında ilk ve tek eserdir.

Türk edebiyatının başlangıcından itibaren belli başlı metinleri üzerinde duran Mehmet Kaplan; Oğuz Kağan, Göktürk Kitabeleri, Dede Korkut Hikayeleri, Köroğlu Destanı ve Yunus Emre Divanı gibi eserleri incelemek suretiyle kültürümüzü meydana getiren temel değerler ve bu değerler içinde insanımızın durumunu tesbite çalışmıştır. Bu metinlerden Oğuz Kağan Destanı’nın tahlili kitap olarak (1979) da yayınlandı.

Edebiyat tarihçisi olarak ortaya koyduğu eserlerin başında; Namık Kemal Hayatı ve Eserleri (1948), Tevfik Fikret (1946) isimli monoğrafileri gelmektedir. Edebiyat tarihimizin İslamiyet Öncesi, İslami Devir ve Tanzimat Sonrası üzerindeki araştırmalarının bir kısmı Türk Edebiyatı Üzerine Araştırmalar I (1976) ismiyle basılmıştır.

Metin tahliline verdiği önem, onu antoloji çalışmalarına sevk etmiştir. Başkanlığında bir ekip tarafından ve on cilt olarak tasarlanan Yeni Türk Edebiyatı Antolojisi isimli eserinin ilk üç cildi basılmıştır (1985). Bu eser Tanzimattan sonraki edebiyatımız ve fikir akımları bakımından önemli bir kaynaktır. Ayrıca Yeni Türk Edebiyatı Kürsüsü doçent ve asistanlarından meydana getirdiği bir heyetle; Milli Mücadele devri fikir hayatını ve edebiyatını aksettiren antolojiler hazırlamıştır. Yine liseler için hazırladığı Edebiyat I., II., III. (1976-77) ders kitapları da mevcuttur.

Mehmet Kaplan, dil konusunda da çalışarak ilkokullardan üniversiteye kadar tesirini gösteren dil anarşisinin Türk maarifini tehdid eden en mühim hastalıklardan biri olduğuna, yazdığı birçok yazısında dikkat çekmiştir. O, yaşayan Türkçemizdeki, Arapça ve Farsça kelimelerin atılarak dilimizin bozulmasına şiddetle muhalefet etmektedir. Yaşayan Türkçeye girmiş olan bu kelimeler atıldığında, millet, kendisini yaşatan ananevi kıymetlerden mahrum kaldığı gibi, istikbalini meydana getirecek içtimai bir fikir nizamı da kuramayacağı, böyle bir cemiyette derin ve ince bir ilim ve tefekkür hayatı doğamayacağı kanaatindedir. Bu sebeple uydurukçaya şiddetle karşı çıkılmasını savunmaktadır.

Mehmet Kaplan’a edebiyat sahasında verdiği hizmetlerden dolayı Türkiye Milli Kültür Vakfı tarafından, 1981 yılında “Milli Kültüre Hizmet Şeref Armağanı” verilmiştir. 1983 yılında da Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu üyeliğine seçildi. 23 Ocak 1986 tarihinde İstanbul’da vefat etti. Kabri Karacaahmettedir.

Kitaplar:

A. İlmî Araştırmalar

1. Tevfik Fikret ve Şiirleri, 1946, genişletilmiş bsk. 1971, 1978, son baskı 1998

2. Namık Kemal, Hayatı ve Eserleri, 1948

3. Şiir Tahlilleri I (Akif Paşa'dan Yahya Kemal'e), 1954, son baskı 1999

4. Tanpınar'ın Şiir Dünyası, 1963, 1983.

5. Şiir Tahlilleri II (Cumhuriyet Devri Türk Şiiri), 1965, ilâvelerle 1973, 7. bsk. 1998) son baskı 1999

6. Hikâye Tahlilleri, 1979, 7.bsk.1994

7. Türk Edebiyatı Üzerinde Araştırmalar I, 1976, son baskı 1999.

8. Türk Edebiyatı Üzerinde Araştırmalar II , 1987, son baskı 1999.

9. Türk Edebiyatı Üzerinde Araştırmalar 3: Tip Tahlilleri, 1985, son baskı 1996

B. Denemeler, İncelemeler, Mektuplar

1. Nesillerin Ruhu, 1967, 4. bsk. 1978, son baskı 1999.

2. Büyük Türkiye Rüyası, 1969, 4. bsk. 1998

3. Edebiyatımızın İçinden, 1976, 1998,

4. Türk Milletinin Kültürel Değerleri, 1977

5. Oğuz Kağan Destanı, 1979

6. Kültür ve Dil, 1982, 11. bsk. 1998, son baskı 1999.

C.1. Metin Neşri (Bugünkü Dile Çevirme ve Önsöz)

1. Ahmet Haşim'den: Bize Göre, Gurebahane-i Laklakan, Frankfurt Seyahatnamesi, 1969, 1981.

2. Ziya Gökalp'tan: Türkçülüğün Esasları, 1972.

3. Namık Kemal'den: İntibah, 1972

C.2 Metin Derlemesi ve Neşri (Öğrencileriyle birlikte)

1. Köroğlu Destanı, (Behçet Mahir Efendi'den Mehmet Akalın, Muhan Bali ile), 1973.

2. Yeni Türk Edebiyatı Antolojisi I 1839-1865 (İ. Enginün, Birol Emil ile) 1974, 1988

Yeni Türk Edebiyatı Antolojisi II 1865-1876 (İ. Enginün, B. Emil ile birlikte), 1978, 1993.

Yeni Türk Edebiyatı Antolojisi III (A. Vefik Paşa, A. Midhat, Ş. Sami vs.) (İ. Enginün, B. Emil, Z. Kerman ile birlikte), 1979,

Yeni Türk Edebiyatı Antolojisi IV (Ekrem, Hâmid, Sezai ve Ara nesil, (İ. Enginün, B. Emil, Z. Kerman ile birlikte), 1982

Yeni Türk Edebiyatı Antolojisi V (M. Naci, B. Fuad, A. Rasim vs. (M. Kaplan'ın izinden İ. Enginün, B. Emil, Z. Kerman tarafından) 1989

3. Devrin Yazarlarının Kalemiyle Millî Mücadele ve Gazi Mustafa Kemal, II c. (İ. Enginün, B. Emil, N. Birinci, A. Uçman'la birlikte), 1981, 1992

4. Atatürk Devri Fikir Hayatı, II c., İ. Enginün, Z. Kerman, N. Birinci, A. Uçman ile birlikte)1981, 1992.

5. Atatürk Devri Türk Edebiyatı, II c., (İ. Enginün, Z. Kerman, N. Birinci, A. Uçman ile birlikte)1982, 1992

6. Atatürk Şiirleri, (N. Birinci'yle birlikte), 1982, 1995

7. Cenap Şahabettin'in Bütün Şiirleri (İ. Enginün, B. Emil, N. Birinci, A. Uçman ile birlikte) 1985.

D. Lise Ders Kitapları:

Edebiyat Lise 1 1976, Edebiyat Lise 2 1977, Edebiyat Lise 3, 1977.

E. Ahmet Hamdi Tanpınar İçin

Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Bütün Şiirleri, 1976. Yazarın kitap halinde olan, süreli yayınlarda yayınlanan ve evrakından kalan şiirlerini bir araya getirdi.

XIX. Asır Türk Edebiyatı Tarihi, Beş Şehir, Huzur, Mahur Beste, Sahnenin Dışındakiler, Saatleri Ayarlama Enstitüsü gibi kitapların Tanpınar'ın ölümünden sonraki baskılarına ön ayak oldu ve önsöz yazdı.

Edebiyat Üzerine Makaleler (Haz: Z. Kerman), Yaşadığım Gibi (Haz: B. Emil), Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Mektupları (Haz: Z. Kerman) kitaplarına önsöz yazdı.

Ölümünden Sonra

1. Mehmet Kaplan'dan Seçmeler, 2 c., Haz. İnci Enginün, Zeynep Kerman, 1988.

2. Âli'ye Mektuplar (Haz: İnci Enginün-Zeynep Kerman), 1992.

3. Sevgi ve İlim (Haz. Ezel Erverdi), 2002.

Not: Mehmet Kaplan'ın 1939-1986 tarihlerinde yazdığı 1517 deneme- makaleden bir kısmı yukarıda adı geçen kitaplara girmiş, onların bir kısmı ve 124 tercümesi, 22 şiiri yayınlarda kalmıştır. Mehmet Kaplan'ın bibliyografyası:

1. Mehmet Kaplan'a Armağan, İ. Enginün, Z. Kerman, 1984,

2. Mehmet Kaplan Hayatı ve Eserleri, Z. Kerman, İnci Enginün, 2000, (Mehmet Kaplan'ın hatıralarıyla birlikte) kitaplarında yayınlanmıştır.

Bu web sayfasına Mehmet Kaplan'ın kitaplarını neşreden yayınevlerinin adları koyulmamıştır. Resmî ve özel çeşitli yayınevleri Mehmet Kaplan'ın kitaplarını basmıştır. 1976'dan sonra kitaplarının çoğu Dergâh Yayınevi tarafından basılmıştır.

DERSLERİ

Lisans: Yeni Türk edebiyatı tarihi, devirler ve nesiller, metin tahlilleri (şiir, roman, hikâye), Türk tenkit tarihi, stilistik, kültür tarihi alanlarında çeşitli dersler.

Lisans üstü: Henüz o yıllarda Türkiye'de fazla duyulmamış Rus formalistleri (Todorov tarafından Théorie de la littérature. Textes des formalistes russes adıyla çevrilmiş kitaptan hareketle), Amerikan Yeni Tenkitçileri (Wellek ve Warren'in La Théorie Littéraire kitabından hareketle) ve aynı metne (L'Etranger d'Albert Camus) değişik bakış açılardan bakan Brian T. Fithch'in metodlarını tanıtma ve onları Türk edebiyatı metinlerine uygulama.


Aydın İleri kimdir?



1977 yılında Kadıköy’de doğdu.1998 -2002 yılları arasında İ.Ü Edebiyat Fakültesinde Kütüphanecilik Anabilim dalında lisans eğitimini, 2011 yılında M.Ü Bilgi ve Belge Yönetimi Yüksek Lisans eğitimini başarıyla tamamladı.

Aydın İleri’nin 2006 yılında yayınlanmış “Eşekle Gelen Aydınlık” isimli bir araştırma inceleme kitabı, (Anfora Yayıncılık) 2010 yılında yayınlanan “Olimpos Öyküleri” isimli ortak öykü kitabında bir öyküsü, (Yitik Ülke Yayınları) “80’lerde Çocuk Olmak” ve “90’lar Çocuk Mu Genç mi?” isimli kitap çalışmalarında bir deneme-anısı, (Yitik Ülke Yayınları) bulunmaktadır.

İstanbul’da yaşayan Aydın İleri halen STK’larda gönüllü çalışmalarını sürdürmekte Türk Kütüphaneciler Derneği (TKD) Genel Başkan Yardımcısı Okul Kütüphanecileri Derneği (OKD) Basın ve Halkla İlişkilerden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesidir. Çocuk ve Gençlik Yayınları Derneği ve Çocuk Müzeleri Derneği üyesidir.

Kütüphaneci Filiz Yüksel İleri ile evli, Umut Barış İleri’nin babasıdır.

Aydın İleri'yi 22 Ocak 2022'de yitirdik.


28 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page