1994 yerel seçiminde %25.4 oy alarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na ulaşan “dinsel duyarlılıkları ağır basan ve dinin siyaset de dahil hayatın bütün alanlarını düzenlediği” iddiasındaki zihniyet “ulusal bayramlar”a hep “mesafeli” durdu. İnanca ait “fıkhi bir kavram” olan takiye (takiyye) anlayışıyla “egemen oluncaya kadar” Cumhuriyet yönetimi değerleriyle açık çatışmaya/karşı durmaya girmedi bu zihniyet. Ancak, bu zihniyet, 2002 yılında Adalet ve Kalkınma Partisi adıyla merkezi yönetime gelince, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun sağlayıcısı olan Kurtuluş Savaşı’nın, o savaşımı yöneten Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının, Cumhuriyet değerlerinin ve toplumu “çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkarmaya” yönelik devrimlerin karşısına daha bir cesaretle çıkmaya başladı. Takiye yine de söz konusuydu. 1980’li yılların sonundan itibaren “önemli günler” arasına sokulan “Kutlu Doğum Haftası”nı yaygınlaştırarak ilkin, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı gölgelemeye başladılar. 2005’te ulusal bayram törenlerinin stadyumlarda yapılmasına yasak konuldu. Ardından 1453’te İstanbul’un Fatih Sultan Mehmet yönetiminde fethedilmesinin kutlama törenlerini ön plana çıkaran bir politika izlendi, böylece 19 Mayıs’ın önüne geçirilmesine çalışıldı. Her ulusal bayramda, törenlerin sönük yapılabilmesi, devlet protokolünün yer almaması için çeşitli “gerekçeler” yürürlüğe konuldu. Yurttaşların her ulusal ve/veya dini bayram ve özel günlerde Anıtkabir’i ziyaretine ilişkin verilerin günü gününe yayımlanması uygulamasından vazgeçildi. O kadar ki, Tütün Mamüllerinin Kullanılması’yla ilgili yasanın yürürlüğe girdiği dönemi, “sigara kullanımının azaltılması”yla ilgili kamuoyu oluşturma etkinliklerini 19 Mayıs’a denk getirerek, örneğini İstanbul Ataşehir’de gördüğümüz bez afişler asıldı. “19 Mayıs Sigarasızlık Günü kutlu olsun” mesajları yayımladılar. Ve, Ataşehir’e yönelik Ataşehir Ev Kültür dergisi ile Haberci Gazete’yi yayımlayan BRT Yayın Grubu Genel Yönetmeni Alâettin Bahçekapılı, şair duyarlılığı ve sorumlu yurttaş bilinciyle kaleme eline aldı. Yazdı:
Bu şiir Ataşehir Ev Kültür dergisinde yayımlandığında Aralık 2009’du. Şimdi 2024'teyiz ve “sıra 30’a geldi.” Geldi mi dersiniz?
コメント