top of page
  • Yazarın fotoğrafıHaberciGazete

Akbelen ormanı kesiliyor, tepkiler çığ gibi...


İkizköylüler, ağaç kıyımına karşı 'yürütmeyi durdurma' istedi. TMMOB Mimarlar Odası Merkez Yürütme Kurulu bir bildiri yayımlayarak 'Orman katliamlarına son verilmesini' istedi.

Muğla’da Akbelen Ormanı’nda başlayan ağaç kesimine karşı dört gündür mücadele eden İkizköy Çevre Komitesi ve bölge halkı, Muğla 1. İdare Mahkemesi önünde basın açıklaması yaptı ve bir an önce yürütmenin durdurulması kararının çıkmasını talep etti.



Muğla’nın Milas ilçesinde maden sahasını genişletmek isteyen YK Enerji’nin ağaç kesimi dört gündür sürüyor. İkizköy Çevre Komitesi de bugün Muğla 1. İdare Mahkemesi’ne önünde basın açıklaması yaptı.

İkizköylülerin avukatı İsmail Hakkı Atal, şunları söyledi: "24 Temmuz Pazartesi günü sabahtan bu yana Muğla İkizköy Akbelen Ormanı’nda anayasal suç işleniyor. Anayasanın 169. maddesi göz göre göre ihlal ediliyor. Bizim burası ile ilgili Muğla İdare Mahkemesi'nde açmış olduğumuz iki dava var. Bunlardan birincisinde tam 2 yıla yakın süre yürütmenin durdurulması kararı devam etti. Ancak bilirkişilik görevini kötüye kullanan gerçeğe aykırı bilirkişi raporu düzenleyen bir bilirkişi heyetinin raporu ile Muğla 1. İdare Mahkemesi 'Yürütmenin durdurulması' kararını kaldırdı. Biz anayasal suç işleyen bu bilirkişi heyetinin gerçeğe aykırı bilirkişi raporu düzenlemekten ve kasten bilirkişilik görevini kötüye kullanmaktan dolayı Milas Cumhuriyet Başsavcılığı'na şikâyet ettik. Bu 7 bilirkişi hakkında Milas Cumhuriyet Başsavcılığı'nda soruşturma yürütülüyor. Hukuksuzluğun ikinci boyutu haklarında soruşturma yürütülen bir bilirkişi heyetinin raporuyla yürütmenin durdurulması kararının kaldırılması oldu. Biz pazartesi sabah kesim başlayınca yürütmenin durdurulması talebinde tekrar bulunduk. Kamu düzeninin tesis edilmesi için Muğla 1. İdare Mahkemesi'nin tekrar yürütmenin durdurulması kararı vermesini talep ediyoruz. Bu bizim anayasal hakkımızdır."

'ÜLKEMİZDE İŞGALCİ DURUMUNDAYIZ' İkizköy Çevre Komitesi’nden Nejla Işık ise tüm baskılara rağmen Akbelen Ormanı’nı koruyacaklarını söyledi. Işık, şöyle konuştu: "Dört gündür Akbelen ormanlarını savunan köylülere darp var, şiddet var, baskı var. Oradaki yaşam savunucularına, oraya gelen insanlara engellemeler var ama orada 4 gündür çok büyük irade ve birliktelik var. Ciğerlerimiz yanıyor, kolumuz kanadımız kırık. Kesilen her ağaç değil her dal için bizim etlerimiz parça parça oldu. 4 senedir mücadelemiz devam ediyor. 93 yaşındaki insanların gözlerine biber gazı sıktılar. 88 yaşındaki ağaçlara sarılan nenemizi ağaçlardan uzaklaştırdılar. Yangın mevsimi bize yasak, ağacı koruyana yasak, ağacı kesene yasak yok. Girene ceza kesiyorlar. Umurumuzda değil. Onlarca arkadaşımızı gözaltına aldılar. Milas'a giriş yasağı koydular. Tüm baskılara rağmen 4 gündür kendi askerimiz dediğimiz, Türkiye vatandaşıyız dediğimiz ülkemizde işgalci durumdayız. Her şeye rağmen kanımızın son damlasına kadar ormanımızı da toprağımızı da koruyacağız. Adalet istiyoruz hemen bugün şimdi. Karar vericiler, Akbelen Ormanı’ndaki katliamı durduracak haberi bize hemen uçursunlar." 'SESİMİZ KISILMAYACAK' Bölge halkından Esra Işık da şöyle konuştu: "Bu insanlar 4 senedir varlarını yoklarını bıraktılar. Her şeylerini buna adadılar. Buna rağmen karşımızdaki şirketin yoğun baskısı bugüne kadar devam etti. 4 gündür had safhaya ulaştı. Bu insanlar darp edildi. Buna rağmen hala daha orada nöbet tutuyorlar ama o ağaçların kesiliş seslerini duyarak nöbet tutuyor. Şunu bilsinler, bu mücadele sonuna kadar devam edecek. Ne olursa olsun istedikleri gibi bizi baskılamaya çalışsınlar. Sesimizi kısmaya çalışsınlar, kısılmayacak. Sonuna kadar hakkımızı aramaya, Akbelen’i savunmaya devam edeceğiz.”



TMMOB MİMARLAR ODASI: "ORMAN KATLİAMLARINA SON VERİLSİN !"

TMMOB Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu bugün bir bildiri yayımlayarak 'Orman katliamlarına son verilmesi'ni istedi.


"Ülkemizde doğa ve kültür değerlerini sermaye birikim aracı olarak gören ve ranta dönüştürmeyi hedefleyen ekonomi politikaları acımasız ve kuralsız bir şekilde yürütülmekte; yaşam alanları yok edilmektedir." diye başlayan bildiride şu görüşlere yer verildi.


"Kaz Dağları ve Cerattepe’de maden işletmelerinin sebep olduğu çevre katliamından, hidroelektrik santral (HES) projeleriyle kurutulan akarsulara; yapılaşmaya açılarak betonlaştırılan yaylalardan, orman alanlarında ağaç kesimlerine pek çok çevre karşıtı yatırım gündemdedir.


Orman alanları yangınlar nedeniyle yok olurken rant amaçlı katliamlar da devam etmektedir. Muğla’nın Milas İlçesine bağlı İkizköy’de Akbelen ormanlarının maden sahası ilan edilerek; doğanın, ormanlık alanların ve yaban hayatının katledilmesi çevre ve insanlık suçudur.


İkizköy-Akbelen’de planlanan maden işletmesi ve faaliyetleri sonucunda coğrafya değişecek, biyolojik çeşitlilik ve ormanlık alanlar yok edilecek, su kaynakları tükenecek ve telafisi mümkün olmayan zararlara yol açacaktır.


Bölgede yatırımcılar ve iktidar tarafından ortaklaşa yürütülen madencilik faaliyetlerinin yarattığı korkunç çevre ve orman tahribatına karşı yıllardır sürdürülen mücadele; 24 Temmuz 2023 tarihinde yapılan müdahale ve ağaç kesimleri ile yeniden kamuoyunda tartışılmaya başlanmıştır.


2019 yılında, Limak Holding ve IC Holding ortak iştiraki Yeniköy Kemerköy Termik Santrali'ne yakıt kaynağı sağlanabilmesi için Akbelen Ormanında linyit madeni işletme faaliyetlerine Tarım ve Orman Bakanlığınca izin verilmiş, işletmeye karşı açılan davalar sürerken 2021 yılında ağaç kesimleri gerçekleşmiştir.


Yaşanabilir çevre hakkını engelleyen, doğal dokuyu tahrip eden projeye karşı direniş sonucu durdurulan ağaç kesimlerinin ardından alanda nöbet tutulmaya başlanmıştır. 24 Temmuz 2023 Pazartesi günü ise bölge halkının gösterdiği direnişe güvenlik güçleri müdahale etmiş; maden sahasının genişletilmesi için yeniden ağaç kesimine başlanmıştır.


Akbelen Ormanlarına ve çevre değerlerine sahip çıkan bölge halkına ve duyarlı kesimlere uygulanan şiddet ve hukuksuz müdahaleler kabul edilemez.


Yaşanan tahribatın bir an önce durdurulması gereklidir.


Ormanlık alanların taşıdığı bütün değerlerle birlikte korunması için; ilgili uzmanlar, bilim insanları ve meslek örgütlerinin hazırladığı rapor, görüş ve öneriler dikkate alınmalı; maden işletmeleri için verilen izinler iptal edilerek çevre karşıtı yatırım, proje ve uygulamalar derhal durdurulmalıdır.


Devletin öncelikli görevi; Anayasa ve Uluslararası Sözleşmeler gereği “Sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkını korumak, çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevrenin kirlenmesini önlemek”tir.


Mimarlar Odası olarak; doğal çevrenin sistemli bir şekilde rant alanı haline getirilerek yok edilmesine karşı mücadelemizi sürdüreceğimizi vurguluyor, doğal çevrenin korunması için tüm kesimleri ve sorumluları harekete geçmeye çağırıyoruz."



44 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page