Bugün 21 Eylül. Ahmet Rasim, Sedat Nuri İleri, Ruşen Eşref, Bedri Rahmi, Ertem Eğilmez ve Tanju Korel'in ölüm yıldönümü.
BRT Yayın Grubu olarak bu değerlerimizi saygıyla, sevgiyle anıyoruz.
Ahmet Rasim kimdir?
Edebiyat tarihimize daha çok hatıra, makale, sohbet, gezi yazısı, tarih ve okul kitapları gibi türlerde yazdığı eserleri ile katkıda bulunmuştur.
Manastırlı Rıfat Bey tarafından çıkarılan Çanta dergisi aracılığı ile Batılı edebiyatı tanıyacaktır.
Ahmet Rasim, daha çok devrinin dil özelliklerini, İstanbul'un örf ve âdetlerini, yaşayış özelliklerini, kültürel birçok unsuru eğlenceli bir sohbet üslubuyla kaydeden sohbet ve hatıra yazarı olarak kalmıştır.
Hüseyin Rahmi gibi Ahmet Rasim de Ahmet Mithat Efendi'nin devamı niteliğindedir. Hüseyin Rahmi Gürpınar ile birlikte Boşboğaz ile Güllabi adlı bir mizah dergisi çıkarmışlardır.
Eserlerine Dair Önemli Bilgiler
Eşkal-i Zaman: Kendi çocukluk günlerinden başlayarak şehrin gündelik hayatına ait gerçek sahnelerin canlılıkla ele alındığı eserdir.
Muharrir, Şair, Edip: Basın hayatına ilişkin anılarını anlatmıştır.
Gülüp Ağladıklarım: Basın hayatına ilişkin anılarını anlatmıştır.
Falaka: Çocukluk günlerine ait mahalle mektebi anılarını anlatmıştır.
Şehir Mektupları: İstanbul'un bütün yönleriyle canlandırıldığı eserdir. Ahmet Rasim'in şaheseri olarak kabul edilmektedir.
Gecelerim: Bütün canlılığıyla İstanbul ramazanları ve Şehzadebaşı eğlenceleri anlatılmıştır.
En çok tanınan iki uzun hikayesi ise Ülfet ve Asker Oğlu'dur.
Ahmet Rasim'in Eserleri:
Roman-Öykü
İlk Sevgili (1890)
Bir Sefilenin Evrak-ı Metrukesi (1891)
Güzel Eleni (1891)
Mesakk-ı Hayat (1891)
Leyâl-i Izdırap (1891)
Mehalik-i Hayat (1891)
Endişe-i Hayat (1891)
Meyl-i Dil (1891)
Tecârib-i Hayat (1891)
Afife (1892)
Mektep Arkadaşım (1893)
Tecrübesiz Aşk (1893)
Numune-i Hayal (1893)
Biçare Genç (1894)
Gam-ı Hicran (1896)
Sevda-yı Sermedî (1895)
Asker Oglu (1897)
Nâkâm (1897)
Ülfet (ikinci basılışı "Hamamcı Ülfet" adıyladır) (1898)
Belki Ben Aldanıyorum (1909)
İki Güzel Günahkâr (1922)
İki Günahsız Sevda (1923)
Hatıra
Gecelerim (Daha sonra "Ömr-i Edebî III"te yer almıştır) (1894)
Ömr-i Edebi (4 cilt Anı, 1897-1900)
Eski Maceralardan Fuhş-i Atik, 2 c. (1922)
Muharrir, Şair, Edip (1924)
Falaka (1927)
Mensur Şiirleri
O Çehre (1893)
Kitabe-i Gam, 3 c., (1897)
Fıkra- Makale
Külliyat-ı Say ü Tahrir: Makalât ve Musahabat, 2 c. (1909)
Külliyat-ı Say ü Tahrir: Menakıb-ı İslâm, 2 c. (1909-10)
Şehir Mektupları, 4 c. (1912-1913)
Tarih ve Muharrir (1913)
Cidd ü Mizah (1920)
Eşkâl-i Zaman (1918)
Gülüp Ağladıklarım (1924)
Muharrir Bu Ya (1926)
Tarih
Arapların Terakkiyat-ı Medeniyesi, 2 cilt (1888)
Tarih-i Muhtasar-ı Beşer (1887)
Eski Romalılar 3 cilt (1887-1889)
Terakkiyat-ı İlmiye ve Medeniye (1887)
Resimli ve Haritalı Osmanlı Tarihi, 4 cilt (1910-1912)
İki Hatırat, Üç Şahsiyet (1916)
İstibdattan Hakimiyet-i Milliyeye, 2 cilt (1924)
Seyahat
Romanya Mektupları (1917)
Monografi
Matbuat Tarihine Medhal: İlk Büyük Muharrirlerden Şinasi (1927)
Tercüme
Edebiyat-ı Garbiyeden Bir Nebze (1886)
Cümel-i Hikemiye-i Ecnebiye (1886)
Cizvit Tarihi (1887)
Ezhâr-ı Tarihiye (1887)
Ürani (1891)
İki Damla Gözyaşı (1894)
Mathilde Laroche (1894)
La Dame aux Camelias (1895)
Karpat Dağlarında (1896)
Mızıkacı Yanko ve Kamyonka (1899)
Neşide-i Ruh (1899)
Ohlan Karısı (1900)
Kaptan Jipson (1902)
Madam Hardiber (1903)
Asya Kumsallarında (1904)
Okul Kitapları
Yeni Usul Sarf-ı Farisî (1888)
Küçük Tarih-i İslâm (1889)
Küçük Tarih-i Osmanî, 2 cilt (1889)
Yeni Usul Muallim-i Sarf, 3 cilt (1889)
Osmanlı Tarihi (1890)
Hesab-ı Tedricî (1890)
İmlâ-yı Osmanî (1890)
Müptedi (Sadece adı biliniyor)
Hesap Kitabı, 2 cilt (1893)
Sarf-ı İptidaî (1894)
Küçük Hıfzıssıhha (1894)
Amelî ve Nazarî Talim-i Lisan-ı Osmanî (1895)
Elifba (1903)
Elifbadan Sonra (1903)
Yeni Usul Muhtasar Sarf-ı Türkî (1907)
Resimli Küçük Tarih-i Osmanî (1913)
Yeni Sarf Dersleri II (1924)
Doğru Usul-ı Kıraat III (1927)
Diğer Eserleri
Bedayi-i Keşfiyat ve İhtiraat-ı Beşeriyeden Fonograf (1885)
Elektrikiyet-i Sakine (1885)
Cümel-i Hikemiye-i Osmaniye (1886)
Elektrik (1887)
Teşekkül-i Cihan Hakkında Fikr-i İcmalî (1887)
Garaib-i Âdat-ı Akvam (1887)
Hazine-i Mekâtip yahut Mükemmel Münşeat (1889)
Ömr-i Edebî, 4 cilt (1897-1900)
Hanım (1910)
Sedat Nuri İleri kimdir?
Ender USLU Yazdı
Sedat Nuri adında bir gazeteci bu telsiz istasyonlarının mesai saatleri dışında bir radyo vericisi olarak da kullanılabileceğini öngörerek önce askeriyenin muhaberat subaylığından emekli Hayrettin Bey ile bu işin teknik olarak olabilirliği üzerine çalışmalar yaptı ve bir şirket kurup devletten mesai saatleri dışında bu vericileri kullanma imtiyazını istenmesi gerektiği üzerine çalışmaları tamamladı.. (Bu yazı; Ender USLU'nun ABC gazetesindeki "Türkiye Radyoları 90'ıncı Yaşında" başlıklı ve 30 Nisan 2017 tarihli yazısından alıntılanmıştır..) (...) Cumhuriyetin ilanından iki yıl sonra, 1925'te 'Telsiz Tesisi Hakkında Kanun' çıkarılarak, ülke genelinde bir telsiz şebekesi kurulması öngörüldü ve uluslararası açılan ihaleyi kazanan bir Fransız şirketi tarafından İstanbul ve Ankara'da telsiz telgraf vericileri yapımına başlandı. Bu tesisin 1927 yılında hizmete girmesiyle New York, Londra, Berlin, Viyana, Moskova ve Tahran'la bağlantı kuruldu. Sedat Nuri adında bir gazeteci bu telsiz istasyonlarının mesai saatleri dışında bir radyo vericisi olarak da kullanılabileceğini öngörerek önce askeriyenin muhaberat subaylığından emekli Hayrettin Bey ile bu işin teknik olarak olabilirliği üzerine çalışmalar yaptı ve bir şirket kurup devletten mesai saatleri dışında bu vericileri kullanma imtiyazını istenmesi gerektiği üzerine çalışmaları tamamladı.
KİMDİ BU SEDAT NURİ İLERİ (1888 - 1942) ?.. Eşref Şefik ATABEY 6 Mayıs 1927.. Radyoda ilk anons.. Belçika'da mühendislik eğitimi alırken 1908-1911 yılları arasında akrabası Ali DİNO ile birlikte La Barbe (Sakal) isimli gülmece dergisini çıkartmış, daha sonra yurda dönüp 1911 yılında kardeşleri Suphi Nuri ve Celal Nuri ile birlikte 'İleri' Gazetesini yayınlamıştır.. İleri Gazetesi Mütareke Yılları’nda ; 'Yenigün', 'Akşam', 'Vakit' gazeteleriyle birlikte Milli Mücadeleyi destekleyen diğer bir gazetedir. Hatta bu gazetede o yıllarda ATATÜRK’ün takma adla yazıları da yayınlanmaktadır. Evet; Sedat Nuri Bey Avrupa görmüş, ileri fikirli aydın bir karikatürcü ve gazeteciydi. Onun girişimiyle Radyo Yayınlarını yapmak üzere gerçekleştiren 'Türk Telsiz Telefon Anonim Şirketi' kuruldu. Bu Anonim Şirketin ortaklık yapısı da şöyle idi: İş Bankası ve Anadolu Ajansı % 70’ lik hisseye sahiptiler. Sedat Nuri (İLERİ), Ankara Milletvekili Yazar Falih Rıfkı (ATAY), Gümüşhane Milletvekili Cemal Hüsnü (TARAY) da kalan % 30’un paydaşlarıydılar.
Sedat Nuri İLERİ Karikatürcü - Gazeteci Bu şirket İstanbul ve daha sonra Ankara’da kurulan Telsiz Telgraf antenlerinin işletim hakkını 10 yıllığına devletten aldılar. Mesai saatlerinden sonra yayınları duran telgraf yerine ilk kez 6 Mayıs 1927 de Eşref Şefik’in ilk anonsuyla bu “Türkiye’nin İlk Özel Radyosu”nun yayınları başlamış oldu. "Alo alo, muhterem samiin… (dinleyiciler) Burası İstanbul Telsiz Telefonu, 1200 metre tul-u mevç, 250 kilosikl… Bugünkü tecrübe neşriyatımıza (yayınımıza) başlıyoruz…" ⬤ (...)
Ruşen Eşref Ünaydın kimdir?
1892'de İstanbul'da doğdu. Edebiyat ve fikir adamlarıyla yaptığı mülakatlarla bu türün ilk örneklerini veren gazeteci, yazar ve siyaset adamı Ruşen Eşref Ünaydın 21 Eylül 1959'da İstanbul'da öldü. 1918'de Yeni Mecmua'da yayımladığı "Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal ile Mülakat" başlıklı yazısıyla Mustafa Kemal Paşa'yı basın yoluyla kamuoyuna duyuran yazar, 1892'de İstanbul'da doğdu.
Galatasaray Sultanisi'ni (1911) ve Darülfünun Edebiyat Fakültesi'ni bitirdi (1914). İstanbul'da çeşitli okullarda edebiyat ve Fransızca öğretmenliği yaptı (1911-1918).
Öğretmenlik yıllarında yaptığı çevirilerle yazı hayatına atıldı ve ilk yazılarını Tevfik Fikret'in teşvikiyle Servet-i Fünun'da yayımlamaya başladı. "Edebi Ziyaretler ve Mülakatlar" başlıklı yazılarını 1916'da Servet-i Fünun ve Türk Yurdu dergilerinde, daha sonraki yıllarda ise Vakit gazetesinde yayımladı (1917-1918).
İstanbul'u tasvir eden Ayrılıklar (1923) adlı kitabından dolayı kendisine "İstanbul Seyyahı" adı verilen Ruşen Eşref'in hayatı 1918'den sonra tam bir seyyah gibi geçti. Vakit gazetesi muhabiri olarak Batum'a gitmesiyle başlayan seyyah yaşamı Yedigün, Tasvir-i Efkar ve Hakimiyet-i Milliye gazetelerinde devam etti.
1920'de Ankara'ya giderek Kurtuluş Savaşı'na katıldı.Kurtuluş Savaşı yıllarında Anadolu'nun içinde bulunduğu durumu ve Anadolu insanını anlatan yazılar kaleme aldı. Lozan Konferansı'nda basın danışmanıydı. 1923'te Afyonkarahisar milletvekili olarak meclise girdi; Anadolu Ajansı kurucu idare meclisi ve harf inkılabı komisyonu üyeliklerinde bulundu. 1933'de cumhurbaşkanlığı genel sekreterliğine getirildi. 1945-1952 yılları arasında Tiran, Atina ve Budapeşte'de elçilik, Roma, Londra ve Atina'da büyükelçilik yaptı. 1952'de emekli olduğunda Türkiye'ye döndü ve hayatının son yıllarını Atatürk'e dair hatıralarını kaleme almakla geçirdi.
Ruşen Eşref şiirleri ve mensur şiirlerinin yanı sıra daha çok mülakatları, anı ve gezi yazılarıyla tanınmıştır. Yazılarını akıcı bir üslupla, mensur bir şiir havası içinde kaleme almış, çevresine ait tüm izlenimlerini bütün ayrıntılarıyla vermiştir.
Ruşen Eşref Ünaydın Eserleri
Diyorlar ki (1918) adlı kitabı "Edebi Ziyaretler ve Mülakatlar" başlıklı yazılarının kitap haline getirilmiş şeklidir.
Yazarın diğer yapıtları ise şunlardır:
Tevfik Fikret (1919I,
Geçmiş Günler (1919),
İstiklal Yolunda (1922),
Damla Damla (1928),
Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal ile Mülakat (1918, kitap haline getirilişi 1930),
Boğaziçi-Yakından (1938),
Atatürk (1953),
Atatürk ile Milli Tesanüt (1954),
Atatürk'ü Özleyiş (1957).
Bedri Rahmi Eyüboğlu kimdir?
Doğum Yeri : Giresun/ Türkiye
Doğum Tarihi : 1.1.1911 - 21.9.1975
Bedri Rahmi Eyüboğlu, 1911’de Giresun Görele’de doğdu. Beş çocuklu bir ailenin ikinci erkek çocuğuydu. Ressam Zeki Kocamemi, Trabzon’da bir lisede resim öğretmenliği yaptığı yıllarda, o döneme kadar babasının mesleği icabı 1911’de Giresun’da başlayan hayatını Anadolu’nun farklı kentlerinde devam ettiren, oraların havasını soluyan ve beslenen Bedri Rahmi’nin yeteneğini fark eden, ona yol gösteren ilk ustasıdır. Aynı dönemde bir öğrenim bursu ile Fransa’ya giden Sabahattin Eyüboğlu ise Fransa’dan gönderdiği resim kitaplarıyla kardeşinin Batı sanatından haberdar olmasında büyük rol oynadı. Bedri Rahmi, 1929 yılında İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’nde profesyonel sanat eğitimi almaya başladı. Ziya Güran, İbrahim Çallı, Léopold Lévy’nin atölyelerinde kendini geliştirmesinin yanı sıra Ahmet Haşim’den de estetik ve mitoloji dersleri aldı. 1931 yılında Fransa’ya ağabeyinin yanına gitti. Fransa’da Gauguin, El Greco, Cézanne, Matisse, Braque, Chagall gibi ustaların resimlerinden etkilendi ve onların eserlerini, tekniklerini inceleme fırsatı buldu. Bu dönemde incelediği ressamların Doğu’ya ait motifleri ve simgeleri kullanmaları Bedri Rahmi’nin fazlaca ilgilendiği bir konu oldu. Buradan hareketle, Musée de L’Homme’da ilkel kavimlerin sanatlarını incelemeye başladı. Özellikle “Güzel, aynı zamanda yararlıdır” fikri de bu yıllarda onun sanatını şekillendirmeye başladı. 1932 yılında Paris’te bir ay kadar André Lhote Atölyesi’nde çalıştı. 1936’da yaşamını birleştireceği Ernestine Letoni (Eren Eyüboğlu) ile tanıştı. Tekel Genel Müdürlüğü’nde vitrin düzenleyici olarak göreve başlar ve Sipahi Ocağı sigarasının kapağındaki Koşan Mızraklı Atlar figürünü tasarlar. Güzel Sanatlar Akademisi’nin 1936 yılında diploma yarışmasında Hamam adlı çalışması ile birinci olur. Eyüboğlu’nun bu erken dönem nülerinde görülen renkli dekoratif unsurlar, ünlü Fransız ressam Henri Matisse’ye duyduğu ilgiyle de beslenen bir Batı-Doğu sentezi arayışını hissettirir. 1930’ların başında Bedri Rahmi Eyüboğlu ile Eren Eyüboğlu’nun birbirine çok benzeyen bir dizi küçük boyutlu nü resmi, resimsel arayışları konu alan karşılıklı bir görsel sohbet gibidir. İlk Geçen Treni Seyreden Köylüler, çok renkli, Van Gogh’u çok anımsatan ve onun Güney Fransa’da yaptığı manzaralar gibi ayrıntılı bir manzara içinden duman salarak geçen bir treni, işlerini bir an bırakarak izleyen köylüleri anlatır. Verimli, güzel bir doğa parçası üstünde altın renkli ekinler, yeşillikler arasında sağlam yapılı erkekler, kır çiçeklerinden takılarıyla sevimli genç kızlar trene el sallayarak selamlıyorlar, derinliklere sıralanmış elektrik direkleri, kalkınmanın ve bolluğun simgesi olan silolar arka planda görülüyor. Yurda döndükten sonra 1937 yılında Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’ne resim öğretmeni olarak atandı. Cumhuriyet Halk Partisi’nin Halkevleri aracılığıyla düzenlediği yurt gezilerine katılarak 1938 yılında Edirne’ye gitti. Bu yurt gezilerinin etkisiyle Anadolu insanını konu alan resimler yapmaya başladı. Bu dönem resimlerinde köy manzaraları, köy kahveleri, faytonlu yollar, iğde dalı takmış gelinler gibi Anadolu’ya özgü görünümler egemendir. 1940’lardan sonra duvar resimlerine yönelen Eyüboğlu, 1941’de de yine yurt gezileri ile Çorum’a ve İskilip’e gitmiştir. İskilip gezisi onun resim anlayışı üzerinde derin etkiler bırakmıştır. Resimlerinde han avluları, halay çekenler, çocuk emziren kadınlar, saz çalan âşıklar gibi temaları işlemeye başlamıştır. “Ressamım, yurdumun taşından toprağından sürüp gelir nakışlarım. Taşıma, toprağıma toz konduranın alnını karışlarım.” Mari Gerekmezyan’la 1940’larda başlayan, 1946’da Mari’nin ölümüne dek süren aşktan geriye kalan tabloları görüyoruz. Bedri Rahmi, Mari’yle gizliden gizliye buluşur, sırılsıklam âşıktır ona. Sigara paketlerine resmini çizer, körpe fidanlara adını yazar. Pek çok tablo var bu ilişkiden geriye kalan, Karadutum, Sitem gibi pek çok da şiir… Bedri Rahmi onun portrelerini de çizmişti. Mari de Bedri Rahmi’nin büstünü yapmıştı. Usta ressam, düşsel bir tabloda sevdalısıyla kendisini, gökyüzünde kanat açan iki atlı olarak resmetmiştir. Bedri Rahmi, Çorum’da öğrendiği çatalkaram ve çebişim (keçi yavrusu) sözcükleriyle sevgilisine hitap eder mektuplarında ve şiirinde. Ayrıca bkz. Turhan Eyüboğlu'nun Bedri Rahmi Eyüboğlu için yazdığı yazıya... www.habercigazete.net
Ertem Eğilmez kimdir?
18 Şubat 1929 Trabzon doğumlu olan Ertem Eğilmez; ilk ve orta öğrenimini Konya'da tamamladıktan sonra İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nden mezun olmuştur. Bir süre esnaflık yaptıktan sonra, 1954'te Refik Erduran ile birlikte Çağlayan Yayınevi'ni kuran Eğilmez; Aynı yıl içerisinde "Tef" adındaki mizah dergisini yayın hayatına geçirmiştir. Cep kitabı furyasının patlamasına ön ayak olan Eğilmez, Mayk Hammer takma adıyla polisiye romanlar kaleme almıştır. 1961 yılında Efe ve 1964 yılında Arzu Film şirketini kurarak sinemacılığa ilk adımını atan Eğilmez; 1961'de Yaman Gazeteci adlı filmle yapımcılığa başlamıştır, 1964'te de kamera arkasına geçtiği Fatoş'un Fendi Tayfun'u yendi adlı filmi sayesinde Altın Portakal'da "En İyi Tarihsel Film" ödülünü kazanmıştır. Sinemada hemen hemen her türü denemiş olan Ertem Eğilmez ağırlıklı olarak aileye yönelik güldürü filmleriyle yerli izleyicinin gönlüne taht kurmuş ve popüler aşk filmleriniz izleyiciye sevdirmiştir. Pek çok güldürü oyuncusunun sinemada kazandığı başarıya ön ayak olan Eğilmez, özellikle Rıfat Ilgaz'ın ölümsüz eserinden uyarladığı Hababam Sınıfı serisiyle, sinemamızdaki güldürü kulvarını zenginleştirmiştir. 1980-81 yılları arasında Kanlı Nigar'ı sahneye koyan Eğilmez Namuslu ve Banker Bilo filmleriyle 80'li yıllardaki sinemasal macerasını sürdürmüştür ve nihayet 1988 yılında gişede çok büyük bir başarı kazanan Arabesk filminin yönetmen koltuğuna oturarak "müzikli film" kontenjanını da doldurmuştur.
İlk rolü
Battı Balık 1962
İki Gemi Yan Yana 1963
Gözleri Ömre Bedel
1964
Tanju Korel kimdir?
Tanju Korel, 10 Ekim 1944 tarihinde İstanbul'da doğmuştur. Liseyi Galatasaray Lisesi'nde okudu, mezun olduktan sonra Fransa'nın Gronoble şehrindeki Grenoble Üniversitesi'ne girerek eğitimini sürdürdü. Galatasaray Lisesi'nde öğrenci olduğu yıllarda 1963-1964 yıllarında okul futbol takımının kalecisiydi. Fransa'da da okuduğu sırada üniversitenin futbol takımının kalecisiydi. O kadar formdaydı ki, Fransa Ligi'nin ünlü takımlarından Marsilya'dan transfer teklifi bile almıştı. Üniversiteyi bitiremeden sinema hayatına atıldı. 1966 yılında "Perde" dergisinin düzenlediği yarışmaya katılarak birinciliği aktör Murat Soydan ile paylaştı. Sinema hayatına 1966 yılında çekilen "Eşkiya" filmi ile başladı.
110 filmde rol alan Tanju Korel, "Gerçek Ajans" adındaki bir şirkete bağlı olarak belgesel film yönetmenliği de yaptı.
Tanju Korel, 1971 yılında tanıştığı sinema oyuncusu Hülya Darcan ile 20 Nisan 1974 tarihinde evlendi. Zeynep (d. 1977) ve Bergüzar Gökçe Korel (d.1982) adında iki kızı vardır.
Tanju Korel, 21 Eylül 2005 tarihinde kanser yüzünden İstanbul'da 61 yaşında öldü.
Yönetmenliği Yaptığı Belgesel Filmler: Laiklik ve Laik Devlet Anlayışı Bitlis - 1990 Kırşehir'in Dili - 1991 Çanakkale Şehitleri ve Şehitlikleri Türk Sineması'nda Sansür ve Yasaklar
Filmleri : 2005 - Zeytin Dalı (Dizi) 2002 - Zeybek Ateşi (Dizi) 2001 - Benim İçin Ağlama (Dizi)< 2001 - Vasiyet 1998 - Kırık Hayatlar(Dizi) 1998 - Sibel (Dizi) 1996 – Ah Geceler (Dizi) 1995 - Yalı(Dizi) 1994 - Gerilla 1992 - Büyük Mükafat 1990 - Kara Elmas (Dizi) 1988 - Melekler Şahidimdir 1987 - Çakırcalı Mehmet Efe 1987 - Efeler Diyarı 1987 - İstiklal 1986 - Hesap Günü 1986 - Duvardaki Kan(Dizi) 1983 - Çelik Mezar 1983 - Küçük Eller 1983 - Bekleyiş 1978 - Batak 1978 - Uyanış 1978 - Töre 1977 - Sarmaş Dolaş 1977 - Affedilmeyen 1977 - Oynaş 1977 – Değirmen (Dizi) 1977 - Çakal Avı 1977 - Hayata Dönüş 1977 - Elmanın Alına Bak 1976 - Afilli Delikanlı 1976 - Tornavida Yaşar 1975 - Kanlı Sevda 1974 - El Kapısı 1974 - Huma Kuşu 1974 - Kahramanlar 1974 - Karaların Ali 1974 - Televizyon Niyazi 1974 - Öfkenin Bedeli 1973 - Başlık Parası 1973 - Dağlar Kurbanı 1973 - Muhteşem Hırsız 1973 - Tek Kollu Bayram 1973 - Ben Böyle Doğdum 1972 - Bir Garip Adam 1972 - Atmaca Mehmet 1972 - Cehennemin Beş Delisi 1972 - Kan Dökmez Remzi 1972 - İnsafsız 1972 - Belalılar Belalısı 1971 - Kötüler Affedilmez 1971 - Bugün Sende Yarın Bende 1971 - Cehenneme Dolmuş Var 1971 - Dudaktan Tabanca 1971 - En Kralına Tek Kurşun 1971 - Hem Döğüş Hem Seviş 1971 - Kupa Ası Maça Kızı 1971 - Mezarını Kaz Beni Bekle 1971 - Ölüm Bana Vız Gelir 1971 - Öldüren Yumruk 1971 - Sıra Sende Yosma 1971 - Silahlar Susmasın 1971 - Yumruk Yumruğa 1971 - Haraç 1970 - Yanık Kezban 1970 - Anadolu Kini 1970 - Aslan Yürekli Mahkum 1970 - Asi Ve Cesur 1970 - Donanma Kamil 1970 - Kara Leke 1970 - Koçum Ali 1970 - Koreli Kemal 1970 - Kurt Kanı 1970 - Ölüm Çemberi 1970 - Sen de Bizdensin 1970 - Vur Okşa ve Öp 1970 - Yiğitlerin Türküsü 1970 - Yiğitlerin Dönüşü 1970 - Bomba Ahmet 1969 - Kendi Düşen Ağlamaz 1969 - Devlerin Öcü 1969 - Dikenli Hayat 1969 - Hedefte Vuruşanlar 1969 - Köprüden Geçti Gelin 1969 - Sürgünler 1969 - Gülnaz Sultan 1969 - Kara Efe 1969 - Yanık Kaval 1969 - Yaşayan Hatıralar 1969 - Yuvasızlar 1969 - Gültekin Amazon Kızlara Karşı 1969 - Hayat Kurbanı 1969 - Yuvamı Yıkamazsın 1969 - Cingöz Recai 1968 - Bozkırlar Şahini Targan 1968 - Dev Adam 1968 - Gültekin Asya Kartalı 1968 - Affet Beni Allahım 1968 - Kral Kim 1968 - Anjelik Ve Deli İbrahim 1968 - Kara Öfke 1968 - Nuri Bey Mafiaya Karşı 1967 - Her Zaman Kalbimdesin 1967 - Yanık Kalpler 1967 - Kamalı Zeybeğin İntikamı 1967 - Kadın Düşmanı 1967 - Kamalı Zeybek Çakırcalı'ya Karşı 1967 - Aşkın Merhameti Yoktur 1967 - Seni Affedemem 1966 - İstanbul Dehşet İçinde 1966 - Eşkiya
Comments