top of page
  • Yazarın fotoğrafıHaberciGazete

Ahmet Muhip Dranas, İlhan Selçuk, Münci Kapani, Feridun Cemal Erkin, Hasan Vecih Bereketoğlu, Hamdi Gezmiş

Güncelleme tarihi: 22 Haz



Bugün 21 Haziran. Ahmet Muhip Dranas, İlhan Selçuk, Münci Kapani, Feridun Cemal Erkin, Hasan Vecih Bereketoğlu, Hamdi Gezmiş'in ölüm yıl dönümleri…

BRT Yayın Grubu olarak bütün bu değerlerimizi saygıyla anıyoruz.

İlhan Selçuk kimdir?



Babası Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı gazisi Kasım Selçuk’un subay olması nedeniyle ilk, orta ve liseyi değişik illerde ve okullarda okudu. Aydın’da 7 Eylül İlkokulu’nda başlayan, Sivas-Yıldızeli ve Ankara-Keskin’de süren, Şişli 43. İlkokulu’nda bitirilen ilköğreniminden sonra ortaokul ve liseyi, İstanbul Taksim, Silifke ve Adana’da tamamladı. Adana’nın toplumsal ve kültürel yapısı onu çok etkiledi. Liseyi Adana’da bitirip İstanbul’a geldi. İÜ Hukuk Fakültesi’ne girdi, orada Hitler Almanyası’ndan kaçıp gelen hocalardan özellikle Prof. Andreas Bertold Schwarz’dan çok etkilendi. 1950’de fakülteyi bitirdi. Fakülteye gelip giderken Babıâli’de ağabeyi Turhan Selçuk’a da uğruyordu, böylece Babıâli’yle ilişkileri başladı. Çünkü Turhan Selçuk 1940’lı yıllarda Refik Halit’in Aydede’sinde, Yusuf Ziya Ortaç’ın Akbaba’sında karikatürler çiziyordu. Oraları görünce ilgisi arttı. Oysa lisede futbolcu olmak istedi, vereme yakalanınca da bundan vazgeçti.

Fakülteden arkadaşı Selahattin Hakkı Esatoğlu’yla ortak yazıhane açtı, avukatlık yaptı, ardından ağabeyi Turhan Selçuk’la birlikte yayımladıkları 41 Buçuk (6 eylül 1952-13 aralık 1952, 15 sayı) dergisiyle basın-yayın yaşamına girdi. İlk dava da 1952 yılında açıldı, daha sonraki yıllarda onlarcası, yüzlercesi açılacak olan tüm davalardan olduğu gibi, bu ilk davadan da beraat etti. İlk yazılan 41 Buçuk ve Dolmuş (5 ocak 1956-2 eylül 1958, 139 sayı) dergisinde yer aldı. Bir süre matbaacılık yaptı, Karikatür (1958), Taş-Karikatür (1959) dergilerinin yayımcılarından oldu. Spor gazetesi Günlük’ü kısa bir süre çıkardı. Semih Balcıoğlu’yla Ulus gazetesinin mizah sayfasını hazırladı.

Askerliğini yedek subay olarak Burdur Er Eğitim Alayı ve Demirci Astsubay Okulu’nda yaptıktan sonra, 1961’de Akşam gazetesinde yazarlığa başladı. Askerdeyken de Ulus’ta, imzasız yazılar yazdı. Yıl bitmeden Tanin’e, oradan Vatan’a geçti. 1962’de Doğan Avcıoğlu, Mümtaz Soysal, İlhami Soysal ve Reşit Eyüboğlu’yla birlikte Fon’ün kurucuları ve yazar kadrosunda yer aldı. Aynı yıl Nadir Nadi’nin “Yazılarınızı her gün okuyorum, beğeniyorum, bizimle çalışır mısınız?” önerisi üzerine, kendi deyişiyle “O günden bugüne Cumhuriyetle etle tırnak oldu”. Yazı İşleri Müdürü Cevat Fehmi Başkut’un önerisi üzerine köşesine “Pencere” adını verdi. Ölümüne değin sürdürdüğü “Pencere” başlıklı günlük köşe yazarlığı yapmanın yanı sıra, yayın kurulu başkanlığı, başyazarlık ve Cumhuriyet’i yayımlayan Cumhuriyet Vakfı başkanlığını yürüttü. Gazetenin kuruluşundan bu yana benimsenen Kemalizm çizgisinden hiç ödün vermeden yayımını sürdürmesi doğrultusunda çaba gösteren Selçuk, bu alanda hem siyasal iktidarlarla hem de bir kez Nadir Nadi dışındaki gazete ortaklarıyla ters düştü.

12 Mart sonrasında yazdığı “Hoş Geldin Tanzimat Kafası” başlıklı yazısı nedeniyle tutuklandı, Cumhuriyet kapatıldı. Açılan dava sonucunda aklanmasına karşın, bir süre gözaltına alındı. “Ziverbey Köşkü”nde işkence gördü, daha sonra Madanoğlu Davası nedeniyle tutuklandı. Bu davadan da aklandı. 12 Mart döneminde gazetenin ortaklarının tutumu yüzünden, Nadir Nadi’yle birlikte gazeteden ayrılmak zorunda kaldı. Okur gazeteyi protesto için gazete almayınca, tiraj çok düştü ve patronaj yüzde 25 hissesi olan Nadir Nadi’yi yeniden yönetime getirdi. Nadir Nadi de başta İlhan Selçuk olmak üzere ayrılan tüm yazarları geri çağırdı. Selçuk, 1991’deki bu ayrı kalış dışında Cumhuriyet’teki yazarlığını sürdürdü. Aydınlanmaya, ulusal konulara ağırlık verdi. Siyasal gündemi etkileyen üstat köşe yazarlarının başında yer aldı. Kendi “Pencere” köşe yazılarının dışında “Olayların Ardındaki Gerçek” başlığıyla imzasız yazılan kaleme aldı. 25 bin dolayında köşe yazısı yazdı. Her iki köşedeki yazılarıyla “Köşe Yazısı” dalında birkaç kez TGC ödülünü, 1989 Çağdaş Gazeteciler Derneği’nin Onur Ödülü’nü, 1994 TGC Basın Özgürlüğü Ödülü’nü, 1995’te Tüyap İstanbul Kitap Fuarı Onur Ödülü’nü aldı. Mimar Sinan Üniversitesi (2001) ve İstanbul Üniversitesi (2002) tarafından doktora unvanı, Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği tarafından 2006 Aydınlanma Onur Ödülü verildi.

İlhan Selçuk, anı, belgesel ve incelemeleriyle Yüzbaşı Selahattin Yurtoğlu’nun (1894-1921) dört yılda kaleme aldığı anılarından yola çıkarak, Kurtuluş Savaşı’nı konu alan Yüzbaşı Selahattin’in Romanı”m yazdı. Kurtuluş Savaşanın anlatıldığı birçok romanda adı geçen Yüzbaşı Selahattin, “… Mahalle mektebine gitti.

Edirne Askeri İdadisi’ni bitirdi. İstanbul’da Harbiye’den mezun oldu. İtalyan Harbi’ni Çanakkale’de yaşadı. Balkan Harbi’ne katıldı. İstanbul’da İttihat ve Terakki’nin eylemlerine karıştı. Birinci Dünya Savaşı’nda Beşinci Kuvve-i Seferiyye Karargâhı’na tayin edildi. İran ve Kafkas muharebelerinde dövüştü. Bağdat’ı savundu. Baku’nun zaptında bulundu. 20 Aralık 1914’te İstanbul’dan 20 yaşında bir teğmenken ayrılmış, Turan’ı fethetmeye çıkmıştı. 5 Şubat 1919’da bir yüzbaşı olarak yenik ve yıkık Osmanlı payitahtına döndü.”

İki cilt olan romanla ilgili olarak şu yargı benimsendi: “Yüzbaşı Selahattin in Romanı yalnız kendisinin değil, bir kuşağın romanıdır. Bu romanda değer yargılarıyla birlikte çöken Osmanlı İmparatorluğu yerine yeni bir imparatorluk kurmak isteyenlerin dramı ve devletin çöküşünü durdurmak isteyen bir asker kuşağının fedakârlık destanı yer alır. Bu roman yakın tarihimizin gerçeklerini dile getirmekte, pek çok yönü aydınlanmamış bir devreye ışık tutmaktadır.” (Kaynak: Cumhuriyet gazetesi web sitesi; Aydınlanma’nın Işıklı “Pencere”si İlhan Selçuk, haz. Alpay Kabacah, 1995.)

Roman:

  • Yüzbaşı Selahattin in Romanı (2 cilt, 1973, 1975).

Gezi:

  • Güzel Amerikalı: Çağdışı Bir imparatorluktan Gözlemler ve Düşünceler (1965),

  • Uzak Komşu (Rusya’dan, 1967),

  • Sovyetler-İran-Ameri-ka İzlenimleri (1976).

Anı:

  • Ziverbey Köşkü (1987).

Köşe yazılarından seçmeler:

  • Mustafa Kemal’in Saati (1969),

  • Yeni Krallar, Yeni Soytarılar (1974),

  • Atatürkçülüğün Alfabesi (1981),

  • Ağlamak ve Gülmek (1982),

  • Düşünüyorum Öyleyse Vurun (1984),

  • Görülmüştür (1986),

  • İşbitiren Ekonomi: Liberalizm, Devlet Müdahalesi ve 24 Ocak (1986),

  • Japon Gülü (1989),

  • Türkiye’de Alevilik ve Bektaşilik (Gencay Şayian ve Şenay Kalkan’la 1991),

  • Duvarın Üstündeki Tilki

Ahmet Muhip Dıranas kimdir?



1909 yılında Sinop’un Salı köyünde dünyaya geldi. Ankara Erkek Lisesi’ni bitirdi. Lisedeki edebiyat öğretmenleri Faruk Nafiz Çamlıbel ve Ahmet Hamdi Tanpınar, şiir sevgisinin gelişmesinde etkili oldular. Ankara Erkek Lisesi’ni bitirdikten sonra Hâkimiyet-i Milliye gazetesinde çalıştı(1930-1935) . Ankara Hukuk Fakültesi’ne iki yıl devam ettikten sonra İstanbul’a gitti, Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’ne girdi ve burayı bitirdi. Güzel Sanatlar Akademisi Kütüphane müdürlüğü yaptı. Dolmabahçe Resim ve Heykel Müzesi resim yardımcılığında bulundu.


Emrullah Güney'in çizgileriyle...

1939’da Ankara’ya döndü ve CHP Genel Merkezi’nde Halkevleri Kültür ve Sanat Yayınları’nı yönetti. Ağrı dolaylarında askerlik görevini yaptıktan sonra, Ankara’da Çocuk Esirgeme Kurumu Yayın Müdürü, Kurum Başkanı (1957-1960) , daha sonra İş Bankası Yönetim Kurulu üyesi oldu. Devlet Tiyatrosu Edebî Kurul Başkanlığı, Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu üyeliği yaptı. Politikaya atılarak Zafer gazetesinde yazılar yazdı. Birkaç kez DP’den milletvekili adayı olduysa da seçilemedi. Yayımlanan ilk şiiri, Ankara Lisesi’nden Muhip Atalay imzasıyla Milli Mecmua’da çıkan ‘Bir Kadına’ adlı şiirdir 15 Eylül 1926. Sonra kendi imzası ile çeşitli dergilerde şiirler yayımladı.

Çeşitli dergilerde yayımlanan şiirleri, 1974 yılında İş Bankası Kültür Yayınları arasında, ‘Şiirler’ adı ile çıktı. Ayrıca Tevfik Fikret’in ‘Rübab-ı Şikeste’ adlı eserini Türkçeleştirerek ‘Kırık Saz’ adıyla yine İş Bankası yayınları arasından çıktı.

21 Haziran 1980’de Ankara’da vefat etti. Vasiyeti üzerine Sinop’un Salı köyünde toprağa verildi.

Ahmet Muhip, Cahit Sıtkı Tarancı ile şiirde ahenge ve sese önem vermişlerdir. Örneğin Kar şiirinde Ahmet Muhip sesi ön plana çıkarırken Olvido adlı şiirinde ne sesi anlama ne de anlamı sese baskın kılmıştır.

Hece şiirinin son kuşağı denilebilecek şairler arasında Ahmet Muhip Dıranas, çağcıl Batı şiirine (Baudelaire, Verlaine) en yakın, kendinden bir iki kuşak sonrası şairler üzerinde, az sayıda şiirle bile olsa, uzun süre etkili olan bir şairdir. O da hocası Tanpınar gibi az yazmış, seyrek yayımlamış, şiirlerini şiire başladıktan nerdeyse elli yıl sonra (1974) kitaplaştırmıştır. Gerek Fransız şiiri, gerekse kendinden önceki kuşaktan ustaları Ahmet Haşim ve Ahmet Hamdi Tanpınar’dan aldığı etkileri sanatına yedirerek özgün bir şiire ulaşmıştır. Hece ölçüsü sınırlarında kalarak ama durak ve vurgu yerlerini değiştirerek gelenekselde çağdaşlığı yakalayan, çağrışım gücü yüksek, yurdu, insanı ve doğası ile barışık, alışılmadık deyiş örgüsüyle unutulmaz şiirler yazmıştır. Şiirlerinde aşk, tabiat, ölüm, hatıralar, sığ olmayan bir anlatımla ve düşündürücü boyutlar içinde verilmiştir.

Eserleri

Kitap Yazılar. Adam Yayınları, Haziran 1994. Oyunlar Gölgeler, Çıkmaz, Finten. Adam Yayınları 1995, İstanbul Yazılar, Toplu Yazıları. YKY 2000, İstanbul Şiirler. YKY Kasım 2006.

Şiir Şiirler (1974) Kırık Saz (1975 T. Fikret’ten) Yağma Fahriye Abla Rüzgar Kar Olvido Elif Oyun Gölgeler (1947) O Böyle İstemezdi (1948) Bitmez Tükenmez Can Sıkıntısı Büyük Olsun Atlıkarınca

Çeviri Oyun Aptal (1940 – Dostoyevski’den uyarlayanlar F. Neziere / S.W. Bienstock)

İnceleme Fransa’da Müstakil Resim (1937 – İki Cilt C. Sıtkı ile birlikte)

Münci Kapani kimdir?



(1921, İzmir - 21 Haziran 1993), Türk akademisyen, öğretim görevlisi ve yazar.

Galatasaray Lisesi'ni ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. 1948'de Cenevre Üniversitesi'nde doktorasını tamamladı.


1949'da Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde asistan olarak akademik kariyerine başladı. Doçent olduktan sonra New York ve Londra üniversitelerinde çalışmalarda bulundu. Kurucu Meclis Milli Birlik Komitesi Temsilciliği (6 Ocak 1961 - 15 Ekim 1961) ile aynı mecliste 1961 Anayasası'nı hazırlayan komisyonun üyeliği yaptı.[1] 1964 yılında kamu hukuku profesörü oldu. Yirmi yıldan fazla sürede Ankara Üniversitesi kamu hukuku kürsü başkanlığı yaptı. Fakat 1983 yılında kişisel sebeplerden (YÖK düzenine ve öğretim üyesi kıyımına tepki olması amacıyla) dolayı görevinden ayrıldı.

Eserleri
  • Politika Bilimine Giriş

  • İnsan Haklarının Uluslararası Boyutları

  • Kamu Hürriyetleri

Feridun Cemal Erkin kimdir?



Feridun Cemal Erkin, 1900 yılında doğmuş, Galatasaray Lisesi ve Paris Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olmuştur. 1916-1918 tarihlerinde askerlik hizmetini tamamlamış, 1920 yılında İstanbul Düyunu Umumiye İdaresi’ne Muhasebeci yardımcısı olarak atanmıştır. Feridun Cemal Erkin’in babası Cemal bey, oğulları Feridun, Adnan ve Ulvi Cemal Erkin ile – 1910 1926 yılında Muhtelif Mübadele Komisyonu Türk Delegasyonu Başkatibi olarak görev yapmış, 1928 yılında Londra Büyükelçiliğinde Başkatip, 1929 yılında Siyasi Müşavirlik Mümeyyizi, 1932 yılında I. Daire 3. Şubede görev yapmış, 1934 yılında Berlin Büyükelçiliğinde Orta Elçi ve Büyükelçilik Müsteşarı, 1937’de İktisat ve Ticaret Dairesi Şefi, 1938’de Berlin Başkonsolosu olmuştur. Dışişleri Bakanlığı Ticaret, İktisat ve Siyasi Daireler Umum Müdürlüğü, Umumi Katip Siyasi Müşavirliği ve Umumi Katipliği görevlerini yerine getirmiştir. Dışişleri Bakanı Feridun Cemal ERKİN Paris Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunudur. Erkin, sırasıyla 1947-1948 yıllarında Roma Büyükelçiliği, 1948-1955 yıllarında Washington Büyükelçiliği, 1955-1957 yıllarında Madrid Büyükelçiliği, 1957-1960 yıllarında yıllarında Paris Büyükelçiliği ve 1960-1962 yıllarında ise Londra Büyükelçiliği yapmıştır. Erkin, Birleşmiş Milletler San Francisco Konferansı Başdelegeliği ve Ereğli Demir Çelik Fabrikaları İdare Kurulu Üyeliğini de yürütmüştür. İngilizce ve Fransızca bilen Erkin, 01.04.1962 den 20.02.1965 tarihine kadar Dışişleri Bakanlığı görevinde bulunmuştur. Türkiye ile Avrupa Ekonomik Topluluğu Arasında Ortaklığa İlişkin Ankara Antlaşmasını, 12 Eylül 1963 tarihinde Türkiye adına Dışişleri Bakanı Feridun Cemal Erkin imzalamıştır. Filipin Cumhuriyeti ile ilk diplomatik temas olan Türkiye- Filipin Cumhuriyeti Dostluk Antlaşması, Erkin’in Washington Büyükelçiliği döneminde imzalanmış, Türkiye Cumhuriyeti adına sözleşmeyi imzalamıştır. Ordu Milletvekilliği ve Cumhuriyet Senatosu Üyeliği görevini yürütmüştür. 21 Haziran 1980 tarihinde vefat etmiştir. Çağdaş Türk Müziğine yön veren en önemli bestecilerden biri olan Ulvi Cemal Erkin’in kardeşidir. 1959 yılında büyükelçi olarak Paris’te bulunmakta iken Feridun Cemal Erkin, bir Türk olarak ilk defa Fransız Enstitüsüne kabul edilmiş, yapılan bir törenle kendisine kabzasında ay yıldız işlenmiş bir kılıç armağan edilmiştir. Erkin’in Türk-Sovyet İlişkileri ve Boğazlar Meselesi isimli eseri bulunmaktadır. Türk-Sovyet ilişkileri ve boğazlar meselesi – Feridun Cemal Erkin Ayrıca, Dışişlerinde 34 Yıl ismi ile yayınladığı 3. ciltlik anılarından oluşan kitabı bulunmaktadır.



Hasan Vecih Bereketoğlu kimdir?



Türk Empresyonist Ressam Hasan Vecih Bereketoğlu 1895’te Rodos’ta doğdu.

Kazasker Bereketzade Cemil Bey’in oğludur. Babasının memuriyeti nedeniyle ilk ve ortaöğrenimini Mısır’da yaptı.

Liseyi Rodos’ta tamamladıktan sonra İstanbul Hukuk Fakültesine girdi. Ancak, resme olan ilgisi nedeniyle hukuk kariyerini sürdürmedi. İlk derslerini Halil Paşa‘dan alan sanatçı daha sonra Paris’teki Julian Akademisine devam etti. Empresyonizmi benimseyen sanatçı, bu özelliğini realizm ile birleştirdi ve birbirinden güçlü eserler verdi.

Bir açık hava ressamı olan Bereketoğlu özellikle Kadıköy ve çevresinin güzelliklerine eserlerinde çokça yer verdi. Bir ara Cumhurbaşkanlığı Daire Müdürlüğü görevinde bulundu. Bu dönemde figür ve natürmort çalışmalarına eğildi.

İstanbul Güzel Sanatlar Birliği üyesi olan sanatçı, birliğin sergilerine, Devlet Resim ve Heykel Sergilerine ve karma sergilere katıldı. Resim ve Heykel müzesinde, Milli Kütüphane koleksiyonunda ve pek çok resmi ve özel koleksiyonlarda eserleri bulunmaktadır. 21 Haziran 1971'de aramızdan ayrıldı.


Hamdi Gezmiş kimdir?


Deniz Gezmiş Vakfı Genel Başkan yardımcılığı görevini yürüten Hamdi Gezmiş, 1952 yılında Erzurum’da doğdu.1973 yılında İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi - İTİA iktisat maliye bölümünü bitirdi. 1974-1977 yılları arasında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde doktora programına devam ettiği yıllarda İlerici Gençlik, İlerici Yurtsever Gençlik çevresinde ve daha sonra İGD üyesi olarak gençlik mücadelesinde yer aldı.

Deniz Gezmiş, idamından önce babasına yazdığı son mektubunda kardeşi Hamdi Gezmiş’in bilim adamı olmasını istediğini belirterek, “Baba, ... Kitaplarımı kardeşime bırakıyorum. Kendisine özellikle tembih et. Onun bilim adamı olmasını istiyorum. Bilimle uğraşsın ve unutmasın ki bilimle uğraşmak da bir yerde insanlığa hizmettir” satırlarını yazmıştı. Hamdi Gezmiş emekli olduktan sonra abisi Deniz Gezmiş'in vasiyeti uyarınca Deniz Gezmiş Vakfı bünyesinde bilimsel çalışmalar yürütmeye yönelmişti. 21 Haziran 2022'de vefat etti.


201 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comentarios


bottom of page