Merhaba!
Hoş geldiniz!
Gazetecilik öğrenimi gördüğüm 1960’lı yıllardan usumda kalan bir örnek var; “kendini dünyanın merkezi sananlar, vazgeçilmez olduğunu düşünenlerin ruh halini” vurgulayan… Galiba rahmetli Abdi İpekçi öğretmenimiz anlatmıştı: Gazetedeki köşesinde eski deyimle “âleme nizam veren, vatanı kurtaran” yazara, gazetenin patronu “mirim, hiç izin kullanmadan yıllardır yazıyorsun, biraz dinlensen diyorum, izne çık” der. Yazar “gazeteyi düşünüyorum, benim yokluğumda…” Patron sözünü keser: “Korkma trajımız azalmaz.” Yazar, gözlüklerinin üstünden korkulu gözlerle bakar patrona: “Ben de ondan korkuyorum, ya azalmazsa!”
Sürekli konuşan, her söylediğiyle gündemde olanların da bu duygu içinde bulunduğunu, susarlarsa, baskın seslerinin bıraktığı boşlukta cılız da olsa başka seslerin duyulacağından, o seslerin belki başka renkler getireceğinden, başka yollar göstereceğinden, kabul göreceğinden korktuklarını sanıyorum.
Tam da burada, kısa süre önce ardında onlarca –hem ulusal, hem uluslararası sahnelerde sergilenen- oyun bıraktıktan sonra aramızdan ayrılan Refik Erduran’ın yarattığı -galiba?- başyazar karakteri geliyor usuma: Her gün en yakıcı, gerçekçi, vurucu sözcüklerle bezenmiş, “gerçeği, yalnızca gerçeği” dile getiren başyazılar yazan oyun kahramanı, sokaktan duyduğu en küçük bir seste, pencereye fırlarmış, “yazım etkisini gösterdi, toplum harekete geçti” sanarak…
Bu karışık duygu-düşünceler içindeyken, atalarımız yetişiyor imdadıma: “Su akar, yolunu bulur.” “Her şey olacağına varır.”
Bir de vecize: “İnsan kendini bilmek gibi irfan olamaz.”
Ama elimizdeki tek olanak bıkmadan, usanmadan -olmayacak hayallere de kapılmadan- yazmak, Melih Cevdet Anday’ın dizelerindeki gibi:
“Uyuyamıyacaksın / Memleketinin hali / Seni seslerle uyandıracak / Oturup yazacaksın / Çünkü sen artık o eski sen değilsin / Sen şimdi ıssız bir telgrafhane gibisin, Durmadan sesler alacak / Sesler vereceksin. Uyuyamıyacaksın / Düzelmeden memleketinin hali Düzelmeden dünyanın hali / Gözüne uyku giremez ki Uyumayacaksın / Bir sis çanı gibi gecenin içinde Ta gün ışıyıncaya kadar / Vakur metin sade / Çalacaksın.”
Hoş bulduk!
Kaynak: Ataşehir Ev Kültür dergisi, Şubat 2017,
Komentáře