top of page
  • Yazarın fotoğrafıHaberciGazete

2. Aydınlar Dilekçesi geliyor!



Toplumsal tarihimizde 'Aydınlar Dilekçesi' olarak adlandırılan, aralarında Aziz Nesin, Uğur Mumcu, Yalçın Küçük, Mahmut Tali Öngören, Prof. Dr. Şerafettin Turan, Prof. Dr. Bahri Savcı, Prof. Dr. Fehmi Yavuz, Prof. Dr. Hüsnü Göksel, Vedat Türkali, İlhan Selçuk, Korkut Boratav, Gencay Gürsoy, Bilgesu Erenus, Esin Afşar gibi adların yer aldığı 1300 aydının imzaladığı belgeye benzer bir bildiri hazırlanıyor.



12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından yaşanan anti-demokratik süreçte yazarların, akademisyenlerin, meslek önderlerinin imzaladığı 15 Mayıs 1984 tarihli kısaca Aydınlar Dilekçesi olarak adlandırılan “Türkiye’de Demokratik Düzene İlişkin Gözlem ve İstekler” başlıklı dilekçe Cumhurbaşkanlığı ve TBMM Başkanlığı'na verilmiş ve dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in sert tepkisinin ardından yargılama konusu olmuştu.



12 Eylül 1980 askeri darbesinin yurt çapında uyguladığı şiddet ve insan hakları ihlallerine rağmen aydınların o koşullar altında sergiledikleri bu kararlı tutum, Türkiye demokrasi tarihinin köşe taşlarından biri oldu. Askeri mahkemelerde başlayan yargılama süreci "beraatle" sonuçlandı, ancak aradan kırk yıla yakın bir zaman geçmesine karşın, Aydınlar Bildirisi'nde belirtilen temel hak ve özgürlük taleplerinde olumlu bir gelişme yaşanmadı. Bu olgudan hareket eden bir grup aydın, sanatçılara/yazarlara/bilim insanlarına bir çağrı yayımlayarak yeni bir girişim başlattı.

Özgür Sanat Meclisi adıyla bir araya gelmeye çalışan "1984'te yayımlanan

Aydınlar bildirisinde belirtilen temel hak ve özgürlük talepleri giderek daha büyük bir ihtiyaç olarak ve katlanarak yaşantımızı işgal ediyor." düşüncesiyle hareket eden grup, Özgür Sanat Meclisi adı altında hazırladıkları bildiriyi imzaya açtılar.

Şimdiye değin, bini aşkın kişinin imzaladığı bildiri 17 Nisan'da Kadıköy Gazhane Kültür Merkezi'nde toplanılarak tartışılacak ve yol haritası belirlenecek. İmzacıları arasında Adnan Gerger, Adnan Özyalçıner, Ahmet Nesin, Ahmet Ümit, Ahmet Telli, Ataol Behramoğlu, Alâettin Bahçekapılı, Barış Pirhasan, Cahit Berkay, Cezmi Ersöz, Emin İgus, Eşber Yağmurdereli, Faruk Eren, Gülsüm Cengiz, Haydar Ergülen, Ilgın Su, İlkay Akkaya, Korkut Akın, Nalan Barbarosoğlu, Nevzat Çelik, Nur Sürer, Onur Akın, Orhan Alkaya, Orhan Taylan, Osman Bozkurt, Pelin Batu, Sezai Sarıoğlu, Suavi, Şükrü Erbaş, Taner Güven, Vecdi Sayar, Vedat Sakman, Zahit Büyükişleyen, Zeynep Altıok gibi kişilerin yayımladığı çağrıda şöyle denildi:


"Aşağıda Aydınlar Dilekçesi metninden yaptığımız alıntıdaki istemlere bakarak, aradan geçen bunca zaman içinde bir adım bile ileri gidilemediği, tam tersi bazı kazanımların dahi kaybedildiği dolayısıyla içinde bulunduğumuz durumun vahameti daha iyi anlaşılabilir:

• İşkencenin büsbütün ortadan kaldırılması için gerekli önlemler alınmalıdır.

• Savunma, soruşturma ve suçlama ile birlikte başlamalıdır.

• Gecikmiş adaletin adaletsizlik olduğu evrensel gerçeğine dayanarak, görülmekte olan davaların bir an önce sonuçlandırılması gerektiği görüşündeyiz.

• Her türlü düşünce üretimi korunmalı, yeni öneriler kamuya özgürce sunulabilmelidir.

• Özgür basın, demokratik düzeni bütünleyen temel öğelerden biridir. Bunun sağlanması için, bağımsız, denetimsiz ve çok yanlı olarak toplumun kendinden haberli olması, değişik düşüncelerin özgürce yansıtılması ve her türlü eleştirinin basında yer bulması zorunludur.

• Yine bu nedenlerle ve yansızlığın ön koşulu olarak TRT'nin de özerkliğinin sağlanması gerektiğine inanıyoruz.

• Bütün yüksek öğretim kurumlarının, atamalarla oluşturulan aşırı yetkili bir kurulun buyruğuna verilmesi hem gençlerin iyi yetiştirilmesini hem de bilim yapılmasını şimdiden engellediği gibi ülkenin geleceği için büyük kaygılar da doğurmaktadır. Bu nedenle, YÖK düzeninin bir an önce seçim ilkesine dayalı özerklik yönünde değiştirilmesini gerekli görüyoruz.

• Sağlıklı bir toplumsal gelişme, her türlü sanat yapıtlarının üretiminde ve yayımında özgürlüğü, kültürel yaratıyı son derece sınırlayan sansürün toptan kaldırılmasını, hiçbir konunun tabu haline getirilmemesini, ceza sorumluluğunun yalnız olağan yargı mercilerince saptanmasını gerektirir.


Bugün, demokrasinin, insan hak ve hürriyetlerinin nerdeyse tamamen ortadan kaldırıldığı bir noktada durumun 12 Eylül dikta rejiminden pek de farklı olmadığını sadece sanat ve kültür üzerinden baksak bile açıklıkla görebiliriz:

• Sanatçılar hakkında yapılan soruşturmalar, haksız gözaltılar ve tutuklamalar

• Yasaklanan oyunlar ve konserler

• Toplatılan, yasaklanan, poşete sokulan kitaplar

• İmha edilen sanat eserleri

• Kesilen, yasaklanan, sansürlenen filmler

• Haklarında açılan soruşturmalar nedeniyle ya da güvenli bir üretim ortamına ihtiyaç duydukları için mülteci durumuna düşürülen sanatçılar

• Sanatçıların ücret, emek değer, kültürel katma değer olarak yaşadığı reel kayıplar

• Yıllardır sürdürülen ayrıştırıcı, ötekileştirici kimlik politikaları üzerinden, susturulan diller ve tüketilmeye çalışılan barış kültürü

Ve daha sıralamakla bitmeyecek onlarca mağduriyetten bahsedebiliriz. Bütün bunlar kırk yıl önce düştüğümüz durum kadar vahimdir. Zayıf olansa örgütlülüğümüzdür. O dönem direnme ve eleştirme hakkını kullanan aydınların, dağınıklığını ve çaresizliğini düşünürsek içerisinde bulunduğumuz durumu daha iyi anlayabiliriz.


Gelinen bu tarihsel siyasal süreçte, bizden öncekilerin izlerini sürerek yeni izler bırakmak için elimizi tarih ve siyaset taşının altına koyma zorunluluğu her birimize tek tek ve birlikte olmazsa olmaz sorumluluklar yüklüyor.

Hayatı ve memleketi yorumlama ve değiştirmenin öznesi sanatçılar olarak, yıllardır özlemini çektiğimiz hasrete ulaşmak için bu geçiş aşamasında ve hayatın yeniden şekilleneceği bir sürecin arifesinde tek tek ve bir bütün olarak var olma çabasında olmalıyız.

Bunun için sizleri, şimdi ve yeniden eşitlikçi ve çoğulcu yurttaşlık hakkı ve özgür bir sanat ortamı için zamanın sahibi olmaya ve Özgür Sanat Meclisi altında örgütlü bir adım atmaya çağırıyoruz."



Öğrenebildiğimiz kadarıyla Sezai Sarıoğlu ve Taner Güven'ın kolaylaştırıcılığında oluşturulmaya çalışılan Özgür Sanat Meclisi, yayımladığı çağrı metnini 17 Nisan Pazartesi günü geniş bir katılımla, bu süreçte sanatçılar olarak neleri yapabileceğinin tartışılacağı bir forum hedeflenmektedir.

Ayrıca grup, bu akşam Komün TV Karşı youtube kanalında saat 21.00'de canlı yayın konuğu olacak. İzlenceye Sezai Sarıoğlu, Yalçın Karayağız, Emre Zeytinoğlu, Feyyaz Yaman ve Taner Güven katılacak.


Forum

Yer: Kadıköy Gazhane

Tarih: 17 Nisan 2023 Pazartesi

Saat : 19.00




409 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

留言


bottom of page